Salı, 6 Ekim, 2009 Lefke, Kıbrıs
Âlemlerin Rabbinin şerefine ayağa kalkın. Yaratanımız Rabbul Alemîn. Tek bir Allah vardır ve gerileri kuldur. O tek Sultandır. Âlemler için tek bir Allah vardır. Bütün varlıklar için tek bir Sultan vardır, onun için ayağa kalkın ve en yüksek övgünüzü ve sevginizi vermeye çalışın onun hâkimiyetleri içindir, herşeye kadir olan Allaha. Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber Vellillahil Hamd.
En yüksek saygımızı O’nun en Saygılı ve Sevgilisi Seyyidina Muhammed ’e veriyoruz. Onun şerefine ayağa kalkıyoruz bâtıl insanlara ve anlamayan insanlara ve şeytanın takipçilerine karşı. O Şereflinin hürmetine ayağa kalkıyorum, o Seyyidina Muhammed dir. Sonsuz rahmetler onadır, sonsuz şerefler onadır ve sonsuz şanlar onadır, âlemlerde, evvelden ahire bütün azametler ve övgüler Seyyidina Muhammed ’e dir. Allah O göklerde ve ilahi huzurda olana en yüksek saygımıza karşılık vermeyenleri sevmez.
Ne için dikkat etmezler? Ne için? Biz kime kulluk yaptığımızı biliyoruz. Biz Muhammed 'e kulluk etmiyoruz. Biz onun Rabbine kulluk ediyoruz. Ve O tekdir ki, bütün insanları ve âlemleri çağırır, hatırlatır, bildirir ve öğretir ki Yaratan tek bir Allahtır! Tek bir Allah vardır. Seyyidina Muhammed Allah değildir. Ve insanları kendine kul olmak için çağırmadı. Hayır. Hayır. Ve diyoruz ki; Eşhedu Enla Ilahe İllallah Ve Eşhedu Enne Seyyidina Muhammeden Abduhu Ve Rasuluhu. Biz onun mevkisini biliyoruz, o sadece bir kuldur. Allah için tek bir kul vardır. Başkalarının kulluğu, Peygamber Efendimizin kulluğu yanında birşey değildir.
Elfu Selat Elfu Selam! Sayısız övgüler ve şerefler sanadır ey Seyyidina Muhammed . Ve diyoruz ki, Peygamber Efendimiz'in adımlarını adım adım takip eden büyüklerimiz onun nuruyla giydirilmiştir. Ona bütün idareler ikram edilmiştir. Cenâb-ı Allahın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. (Şeyhimiz oturuyor ve gözlük takıyor)
Bu gözlüğü takmaya çalışıyorum, okumak için değil ama bazı sırları araştırmaya çalışıyorum, onları görebilir miyim göremez miyim diye. Men taşabbah bi gavmin fe huve minhum (kim bir insanı taklit ederse ondan olur) Bu birşeydir ki, bütün büyükler ve mübarekler. Büyüklere Cenâb-ı Allahtan büyüklük ikram edilmiştir. Bakıyorum Doktor Selim de gözlük takıyor. Evet. Çok önemlidir. Takıyor ve bakmak istiyor, hakikat okyanuslarından birşeyleri daha derin görmek istiyor. Okyanuslar, Yaratan Allah içindir. Ey Rabbim, hayatımızın sonuna kadar (ayağa) kalksak birşey değildir. Çünkü Sen o kişiyi şereflendirdin, ona büyüklük ikram ettin. O en şerefli Seyyidina Muhammed ... çünkü Sen onu hakiki şerefle şereflendirdin. Elimizden geldiği kadar ve durumumuza göre, imkânımıza göre vermeye çalışıyoruz. O Vehhabiler, cehennemiyun. Selefiler de ateşe gidecekler çünkü Cenâb-ı Allahın ikram ettiği şerefi vermiyorlar. (oturuyor)
Ey insanlar, gelin dinleyin. Eğer birisi derse ki onun söyledikleri yanlıştır diye, Âlemlerin Rabbinden isterim ki yarına ulaşamasın. Ben zayıf bir kulum ama bu duayı yapıyorum. Rabbimden istiyorum ki; ona ikram ettiğin bütün saygıyı, bütün şanları, bütün idareleri göstermezse, kim kabul etmezse Müslüman dünyasından.... veya başka milletlerin dünyasından, gelecek seneye ulaşmasınlar, götürülsünler. Ama ben onların düştüklerini görmeyi severim. Aşağı, karanlık hâkimiyetlerine inecekler.
Ve diyoruz ki; Euzubillahimineşşeytanirraciym çünkü o kadar Minel cinneti vennas, Allah buyurduğu gibi, sayısız şeytanlar, insanlardan da ve cinlerden de insanoğlunun etrafından koşarlar.
Onlar (insanlar) Cenâb-ı Allahın halifesi olmakla şereflenmişlerdir. Halife ne demek diye soruyorum ey Vehhabiler? Âlemlerin Rabbi önce meleklere buyurdu ki; “Yeni bir varlık yaratacağım, bir zaman onları vâr etmeyeceğim. Onları sakladım, şimdi size söylüyorum, benim ilahi iradem, yeni bir varlık vâr etmek istiyor. Onların ünvanları ve şerefleri benim halifelerim olmalı." Halife, halifeden sonra başka bir varlığa böyle ünvan veya rütbe, şeref verilmemiştir.
Ey Vehhabiler, ne düşünüyorsunuz? Allah halifeyi kendine şerik(ortak) mı yaptı? Halife ne demektir? Halife arapça bir kelimedir. Birisi birisini takip ederse, o kayıp olursa, varlıktan kayıp olursa. Mesela bir kral birisine halifelik verir. Bu demektir ki, "ben ölürsem sen benim tahtıma oturursun, benim gibi olursun." Arapçada vekil halife demektir. Allah bunu ne için söyledi? Vekil ne demek? Halife demektir. ..Ve iz kale rabbüke lil melaiketi inni caılün fil erdı halıfeh (2:30) Bana söyleyin bu ne demektir? Ayeti bana anlatın, siz Arapsınız, herşeyi biliriz dersiniz. Doğru veya yanlış meta ne zaman? Cenâb-ı Allahın varlığı evvelden ahiredir. Onun halife yapmaya ihtiyacı var mıydı? Ama O şerefli ayetlerde okyanuslar gibi bilgiler verir.
Ey Selefiler, Allah neden inni kâlikun demezde inni câilun der? Onlar anlamazlarsa bazı kişiler anlar. Ceale, her zaman vâr olmak demektir. Ve kalk da başka birşeydir. Cail’ in varlığı evveldendi. Ama Cenâb-ı Allah onlara halife olma şerefini giydirmedi. “Şimdi zaman geldi, Benim iradem ister ki o gizlileri Benim sır okyanuslarıma getirip vâr edeceğim. İnsanoğlu benim hâkimiyet okyanuslarımdaydılar. Şimdi o varlıklara Kendimi göstermek istedim. İnsanlar bilsinler ki Âlemlerin Rabbinin bir halifesi var. Halife." Hulefâ demez. [1]
[1]
Ey Arap ulemaları, bundan ne anladınız? Ben acemim, siz Arapsınız. Bir kitap yazın, bir parça yazın, bana gönderin, eğer ben yanlışsam bana söyleyin. Benim doğru olduğumu söylerseniz ilahi ilimleri takip etmelisiniz, göklerin seviyesinde daha yüksek makamlara ulaşmak için. Çünkü Subhanallahi Aliyil Azim, insanların hakiki varlıkları vardır. Bu bu dünyada değildir. Hayır. Eğer bu bizim hakiki varlığımız olsaydı yok olmazdık. Bu sadece bir görüntüdür. Bu gezegende sadece görünüyoruz. Ama bizim hakiki bir varlığımız olmalı. Hiç birşey gaip olmaz. Cenâb-ı Allah vâr olduğunda, Onun ilahi saltanatı en mükemmel durumdaydı. O ne olduğunu bilir, O vâr olacak herşeyi bilir, burada ve buradan sonra, dünyada ve göklerde bilir. İlahi huzurda yeni bir şey olmaz.
Ey insanlar! "Biz PhD, doktoruz, ulemayız" diye iddia edenler! Siz tecavuzul hakk yapıyorsunuz. Anlamadığınız bir bölgeden geçiyorsunuz ve böyle itirazlar yapıyorsunuz. Hakiki bilenlere, hakiki eğitilmişlere, hakiki birşeyler bilenlere her zaman itiraz ediyorsunuz. Bugün bana bir kişi geldi ve dedi ki; “Ey Şeyh, ben Londradaydım ve camiye gittim, orda duruyordum, aşağı inmek istedim.
Bana bir kişi geldi ve sordu ki; “Bu kişi kimdir? “ Oturduğu yerin karşısında bir resim vardı.
Dedi ki; “ Benim Şeyhimdir.”
“Bu Allah mı? Nedir bu şeytan? “ dedi.
Selefi kişilerin gözü yok mu bunu söyleyecek. Bir resime bakıp ta bir insanı suçlayıp, “ Bu senin Allahın mı” dersin? Nedir bu rezalet!. Takipçilerini böyle mi eğitiyorlar. Birisinin evinde veya arabasında bir resim görünce gelip o kişiyi suçlayıp, bu mu Allah dersin? Onlar utanmazlar. Bunların yolu böyledir. Vehhabi kişilere bu yanlış, bâtıl inançlara çağırıyorlar. Evet. Onlardan kim biz yanlış yoldayız da onlar doğru yolda diyorsa, onları çağırıyorum en berata, en yüksek binaya çıkalım ve diyorum ki, ben buradan zıplarım. Eğer ben yanlışsam, öleyim. Siz yanlışsanız, siz ölün.
Bazı insanlar söylüyor ki, Selefli ve Vehhabiler bizim inançlarımıza saldırıyorlar ve onları durduramıyoruz. Ne yapalım derler. Hiçbir şeye cevap vermezler. Ben herşeyin Kur'an-ı Kerimde yazdığını söylerim. Oraya bakın. Kur'an-ı Kerim herşeye daha fazla açıklık verir. Siz biliyorsunuz, ey Vehhabiler, ey Selefiler ve Ehli Sünnet insanları ayıplıyorsunuz. Eğer kendi yolunuzun doğru, bizim ki de yanlış olduğunu zannediyorsanız, Kur'an-ı Kerimde bahsedilir ki, Peygamber Efendimiz zamanında Yemenden bir mübarekler geldi. O ülkenin kralı Seyyidina Muhammed ‘in hakkında duymuşlardı. (Şeyh Nazım Peygamber Efendimizin şerefine ayağa kalkıyor ve oturuyor)
Vehhabiler! Mescidi Nebevi Şerife girmek istediler. Ve Rasurullah sahabelere onların yollarını açmalarını emretti. Ve geldiler. Gelip Rasurullah la polemik yaptılar. Rasurullah ‘ın söylediklerinin bâtıl olduğunu söylediler.Sonunda Rasurullah bildi ki o insanlar hiçbir zaman bâtılı bırakmazlar ve haktan anlamazlar. Sonra Cebrail (a.s.) geldi ve Âli İmran Süresinden bazı ayetler getirdi. O münasebet için Cebrail (a.s.) 80 tane ayet indirdi.
Allah en sevgilisine emretti; “Ey sevgilim, onlar senin söylediklerini kabul etmezler, onlara anlat: 'Ey insanlar, Rabbim bana emretti, yârın bu saatte ulemalarınızla, hanımlarınızla, çocuklarınızlar buraya gelin ve orada durun. Bana da sizin karşınıza gelmem emredildi. Ben, torunlarım ve ehlibeytimden olanlar, mübarek ailem. Rabbim oraya gidip insanların karşısına çıkmamı emretti. İki grup insanların karşısına. Ve ben soracağım; Ey Rabbim, bu iki grup insanlardan hangisinin haklı olduğunu işaret ver. Kim Senin bana gönderdiğin hakikatleri hiçbir zaman kabul etmezse, onlara ilahi gazâbını gönder. Onları lanetle! Onlarda aynısını söylesinler.'“ Onlar gelipte Peygamber Efendimiz in giydiği heybeti, bedeninden çıkan kuvveti görünce, dediler ki: “Ya Rasurullah , Ya Muhammed , bizi bırak, bunu yapamayız. Sana bu dünyaya ait ne istersen ayakların altına serelim. Bırak biz gidelim, bunu yapamayız. “
Şimdi Vehhabilere sesleniyorum, eğer onlar haksa (ve) bende yanlış, gelin benimle Eyfel kulesine çıkalım. Ben yukarı çıkarım. Rabbimden isterim; “Ey Rabbim, eğer ben yanlışsam benim ruhumu al, buradan zıplarım.“ Yapabilirlerse gelsinler. Bu onlara söylediklerim. Eğer birisinin cesareti ve cesurluğu varsa gelsin. Ben en yüksek binaya çıkıp kendimi atarim.“Ey Rabbim eğer yanlışsam ruhumu al,“derim. Sende gel bunu söyle.
Düşünüyordum bu mualene yapmayı. Mualene, bazı insanlara aniden lanet inmesini istemek. Bazen düşünüyorum, o kutsal Papayı, Konstantinopel deki piskoposu çağırayım. Bütün öyle şahane kıyafet giyen kutsalları çağırayım diyorum. Ben basit, derviş bir kıyafetle çıkarım. Geliyorum. Vehhabileri de çağırıyorum. Gelin sizde gelin. Nereye? İtalyanlar burada mı? kimse yok mu? Eğri kule var ya, Pisa kulesi. Onlara derim ki; “ Hanginiz bunu düzeltirse ben onu takip ederim. Gelin buraya. Deneyin kendinizi. Kendinizi deneyin!! Birisinin cesareti varsa, ben hazırım oraya gidip te.... Herşeye kadir olan Allahın adı ile.... AYAĞA KALKIN!!!!
Doğru yola gelmeliler! Gelebilirlerse gelsinler. Her grup insanları çağırıyorum. Biz doğru yoldayız diyenler öbürleri yanlış yolda diyenlere sesleniyorum. Evet, Pisa kulesine gelin. Onu ayağa kaldırın. Ben gelirim derim ki; Ey Pisa kulesi, en Sevgili Seyyidina Muhammed ’in hürmetine ayağa kalk!!! Ayağa kalkmalı! Buna hazır birisi varsa, ben buradayım. Oraya uçarım. Vehhabilere de derim gelin bunu düzeltin. Eğer düzeltemezlerse ilahi öfke onlara dokunur.
" Dum dum dum dum dum dum dum dum "
" Dum dum dum dum dum dum dum dum "
" Dum dum dum dum dum dum dum dum "
" Dum dum dum dum dum dum dum dum "
" Dum dum dum dum dum dum dum dum "
Çok mutluyum. Bütün milletlere, bütün milletlerin liderlerine meydan okuyorum. Kimin cesareti varsa benimle gelsin. Ben yanlışsam bu Pisa kulesi benim başıma düşsün. Eğer siz yanlışsanız Pisa kulesi sizin başınıza düşsün sizi alıp götürsün. Allah Allah Allah Allah. Onun için bunu bütün milletlere, doğudan batıya söylemekle kalbim çok mutlu oluyor. Cesareti olan benimle gelsin! Düzeltin, kendileri düzgünse.
" Dum dum dum dum dum dum dum dum"
" Dum dum dum dum dum dum dum dum"
" Dum dum dum dum dum dum dum dum"
" Dum dum dum dum dum dum dum dum"
" Dum dum dum dum dum dum dum dum"
" Dum dum dum dum dum dum dum dum"
Vehhabilere ve Selefilere Mualene yaparım. Onlar anlar hangi taraf batıl, lanetullahi aleyhim ( lanet onun üzerine insin)! Benim Pisa kulesine gitmeye ihtiyacım yoktur. Gelin buraya ben iki rekât namaz kılarım derim ki; “Ey Rabbim, eğer onlar doğru yoldalarsa kalsınlar. Eğer yanlış yoldalarsa bende doğru yoldaysam onları lanetle! Onlardan birisi bir geri dönemez. Cesur olan var mı? Cesur olan var mı?
Ben en zayıf kişiyim, ben hazırım gelin, gelin. Mübarek şehir Kudusa gelin, en mübarek şehir Mekke-i Mukerreme gelin, Mescidi Nebi’ye gelin, en mübarek cami. Bütün Vehhabileri ve Selefileri çağırıyorum Kabeye. Oraya çağırırım ve orda bağırırım. Ben en zayıfım, ben birşey değilim ama bana bu kuvveti verirlerse, bu dünyayı alt üst ederim.
" Dum dum dum dum dum dum dum dum "
" Dum dum dum dum dum dum dum dum "
" Dum dum dum dum dum dum dum dum "
" Dum dum dum dum dum dum dum duuum "
Fatiha
Vakit tamam mı? Onlar bilir ve dururlar. Bu Rabbimin ikramıdır en sevgilisinin, halifesinin hürmetine Seyyidina Muhammed . Âdem (a.s.) halife değildi. Rasurullah halife.
________________
[1]"Hulefâ" çoğul isimdir. Türkçede "halifeler" anlamına gelir.