Go to media page Available in: English   Turkish  

O insanlara Şeref Yoktur!

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Cuma, Temmuz 22, 2011 Lefke, Kıbrıs

Esselâmun Aleyküm! Destur Ya Ricalallah Meded. Allahu Ekber Allahu Ekber La İlahe İllallahu Allahu Ekber Allahu Ekber velillahil Hamd. Bu tâzimdir; bu Cenâb-ı Hak içindir. Cenâb-ı Hakka en yüksek saygımızı ve tâzimimizi vermeye çalışıyoruz. Ondan sonra “Elfu Salât Elfu Selâm Seyyidel Evveliyn vel Âhiriyn Habibi Rabbil Alemiyn Seyyidina Muhammed (sav) ve Alihi ve Sahbihi Ecmayin” diyoruz. Destur Ya Ricalallah Meded!

Ey insanlar! Ilahi huzurda olan o insanlara selâmımızı ve yüksek saygımızı gönderiyoruz. Onların ilahi şerefleri vardır; onlar dünyevi şereflere ulaşmaya koşmazlar. Onlar, insanların ilgi duyduklarına asla ilgi duymazlar. Lâkin, insanlar abdesthanedeki insanlara benzerler. Şimdi, insanların yüzde doksan dokuzu abdesthane ürününe ilgi duyup onun peşine koşarlar. Herkes, “Ben bundan daha fazlasına nasıl ulaşırım?” der. Hangisine? Abdesthane ürününe. Ehh, alın alın! O insanlar abdesthane ürününde gömülecekler. Neuzubillah. Böyle saçma fikirlerden kaçıyor ve himaye istiyorum. Âlemlerin Rabbine hitap edip, “Ey Rabbim, beni abdesthane ürününden koru!” demeye utanıyorum. Bu iyi edep değildir, en fena edeptir; kötü değil, insanların en kötü halidir. Herkes gelip der: “Ey Şeyh, bizim için iste; çünkü bizim şirketimiz iflas etti.” Siz de iflas ediyorsunuz. İnsanlar da kaçarlar ve abdesthane ürününden başka bir şey düşünmezler.

“Euzubillahi-mineşşeytanir-raciym” diyorum. Ey Yaratanımız! Sana koşuyoruz; biz yalnız Seni ve mukaddes Peygamberini istiyoruz ve iyilerin, iyi kullarının peşine koşuyoruz. İnsanlar iyi kimselerden iyi ahlak almaya koşmazlar; hepsi abdesthane insanlarından kötü ahlaklar almaya koşarlar. İnsanlar birbirleriyle kavga eder. Ne için? Abdesthane ürünü için. Libya kavga eder. Ne için? Abdesthane ürünü için. Tunus ne için? Abdesthane ürünü için. Mısır ne için savaşıyor? Daha fazla abdesthane ürününe ulaşmak için ve Suriye aynı noktada, Türkler aynı ahlakta ve Arap ülkelerin hepsi daha fazla abdesthaneden ulaşmaya koşuyor.

Peygamberler Mührü, Seyyidel Evveliyn vel Âhiriyn Seyyidina Muhammed (s.a.v) buyurur: “Eddünya Cifetun…”’ Onlara şeref yoktur. “Tuuuh” onlara! Melekler onlara tükürür; sizler daha fazla abdesthane ürününe ulaşmak için mi koştunuz? “Tuuh” size! Size burada ve buradan sonra şeref yoktur. Anlamalısınız. Ve insanların arasındaki kavgalar devam eder. Bir grup insan münakaşa eder ve “Ben zirvede olacağım ve bu bölgede olan her şeyi idare etmeliyim” der. Nedir o durum? Daha fazla abdesthane ürününe ulaşmaktır.

O insanlara şeref yoktur. Şeref olmazsa, burada ve buradan sonra onların kıymeti yoktur. Şimdi doğudan batıya, kuzeyden güneye insanoğluna şeref yoktur. Onun için onlar, abdesthane temizlikçileri olarak tarif edilirler. Yukarıdan melekler bakarlar; o insanlar abdesthane temizlikçileridir, onlar daha fazla abdesthane ürünü toplamakla nasıl daha mutlu olurlar? Bu, sadece insanların abdesthane ürünü değil; lâkin şeytan da büyük abdestini yapar ve “Gelin gelin, bu benim ürünümdür. Bu sizinkinden daha iyidir, onu bırakın ve beni takip edin. Benim abdesthane ürünümü alın ve bu beleştir. Hayır para istemiyorum. Kim isterse beleşten alıp gitsin.” der.

Şimdi bütün milletler şeytanın abdesthane ürünü, şeytanın pisliğinin peşine koşarlar. Onlara yazıklar olsun! İnsanların abdesthane ürünü, şeytanın abdesthane ürününü topladıkları çok kötü bir haberdir. Onların yaptıkları budur. Ondan sonra, insanlar savaşırlar; şimdi savaşlar Mısır’da, Libya’da, Yemen’de, Şam’da, İran’da, Türkiye’de, Bağdat ‘da, Lübnan’da, Afrika’da, Sudan’da, Mısır’da devam ediyor. Onlar, bunu sadece o pisliğin büyük koleksiyonu toplamak için yapıyorlar. Bu, insanoğlunun en büyük utancıdır ki onlar, Âlemlerin Rabbine halife olmakla şereflendirildiler. Âlemlerin Rabbi, “Ben sizi şeytanın tuvalet ürününü toplamak için yaratmadım.” buyurur. Bu sizin için en büyük utançtır! Dinlemezseniz, birbirinizi yiyin. O zaman farklı gruplardan olursunuz ve birbirinizle kavga edip abdesthane ürünü için birbirinizi öldürürsünüz.

Ben zayıf bir kulum; ben Peygamberlerin reddettikleri veya Peygamberler Mührünün (s.a.v.) reddettiği bir şey söylemiyorum. Göklerdeki melekler, söylediklerimi hiç reddetmezler. Kimse, “Bu zayıf kul yanlış şeyler söylüyor” diyemez. Hepsi, “Bu zayıf kul yüzde yüz doğruları söylüyor.” der. Mısır’dan, Şam’dan, Türkiye’den, Lübnan’dan, Hicaz’dan insanlar kıyamet gününe gelecekler ve onlara çok acayip bir libas giydirilecek. Ben görüp söylüyorum. Âlemlerin Rabbinin hükmü için, kıyamet gününde göklerden meleklere emir gelecek ve buyuracak: “O hükümleri için gelmiş olan insanlardan elbiselerini alın.”

Onlardan elbiselerini alacaklar ve onlar manken gibi kalacak. Meleklere, “Onların elbiselerini alın!” diye emredilecek ve bir şekil gözükür ki onların şekilleri dünyadan değildir; lâkin şeytanın ürünündendir. Sıkıştırılmış böyle, ve de bu erkekler içindir. Ondan sonra, bir grup hanım gelir. Onlar kimlerdir? Onlar o kadar süslü ve elbiseleri çok güzel olanlardır. Onlardan binlercesi gelir! Onlar her gece insanlara süslerini gösterip defile yaparlar. Böyle şöyle yaparlar. Onların pis kokusuna insanlar, “Keşke yok olsaydık da böyle pis kokuyu almasaydık.” derler. O, şeytanın parfümüdür.

Ey hanımlar! Her gece defile için giyinmeye koşmayın! “Ey sevgilim, onun kıyafetinden ne haber? Benim de öyle güzel kıyafetim olsun” der. Eşi, “Hangisini istiyorsun?” der ve on kere gelip geçerler, hangisi olduğunu kayıp eder. “Bunu, bunu!” Onlar, şeytan gibi koşturup gelirler.

Ey insanlar! Ey hanımlar! Yeni modanın peşine koşmayın! “Yaz geldi, yeni modayı takip etmeliyiz. Son bahar geldiği zaman başka bir modaya uymalıyız.” İçeride lağım, onun peşine koşarsınız. Çok fazla bakmayın, açılırsa insanlar kaçarlar; o kadar pis koku gelir ve onlar mahşer yerinden hemen götürülürler. İnsanlar, “Şeyh bir şey söylüyor” der. Şeyh ne diyor? Şeyh, bizim yeni modaya göre giyinmemize engel oluyor. Her zaman, “Yeni moda olsun.” derler. Bu yeni modayı, ilahi huzurda en pis şekilde bulacaklar ve insanlar onlardan kaçacak. Ey insanlar! Cenâb-ı Hak mizah yapmıyor, şaka yapmıyor. O, sizi ilahi kulluğu için yarattı ve siz bunu bırakıp pisliğin peşine koşuyorsunuz. “Tuuuh” hepinize! “Ey melekler! Onları temizlenmeleri için ateşe atın!”

Doğudan batıya kuzeyden güneye, erkek ve kadın, bunların onlar için olduğunu bilmeliler; onun için modayı bırakın! Meleklerin kıyafetinizden memnun olacakları tek moda kullanın ki bu da kulluk elbisesidir. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin.

Şimdi Şam’dan kardeşlerimizden birisi geldi ve Suriye’de olan olaylara sövüp lanet ediyor. Hayır, hayır! Ülkelerin liderlerine lanet etmeyin, çünkü eğer onlar gibi olursanız, onların yaptığını yaparsınız. Şimdi yolunuzu doğru yol yapmalısınız. Dinleyin ve itaat edin! Şimdi insanlar evlerinden kaçıp sokaklara koşarlar ve bağırırlar. Bu İslami yol değildir. Doğru kimseler olmaya çalışın; o zaman her şey size doğru olur. Yanlış yolda giderseniz hiçbir şeyden mutlu olmazsınız.

(Bakara:285) وَقَالُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ

<<"Biz duyduk ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, bağışlamanı dileriz, dönüş ancak Sanadır" dediler. >>

Onun için insanlar gelip bazı ilahi kimselerden isterler: “O insanların zulmünden kurtulmak için bizim için dua et.” derler. Şam’dan bir alim bana dua etmemi söyler. Eğer onlar yanlış yolda giderse Cenâb-ı Hak onların üzerlerine gönderir, Kurân-ı Kerîm’de buyrulduğu gibi. İsrailoğulları, “Bizler ilahi huzurda seçilmiş kimseleriz ve bir değerimiz var” diye çok mutlu oldular. Onlar doğru yolu bırakıp yanlış yola gittiler ve “Ooo bize ne oldu? Ey Rabbim bizi kurtar.” dediler. Onlar ilahi kurallara karşı geldikleri zaman Cenâb-ı Hak onlara terbiye için gönderdi:

(Rad:11) إِنَّ اللَّـهَ لَا يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتَّىٰ يُغَيِّرُوا مَا بِأَنفُسِهِمْ

<>

Onlar evlerinden veya köylerinden, şehirlerinden kaçtılar ve o insanlardan birisi kaldığı zaman, onu öldürdüler. Bizim sadece tövbe etmeye ihtiyacımız var; lâkin kimse pişman olmayı düşünmez. Kadınlar, erkekler, çocuklar sokaklara koşuyor. Her şeyden önce, kadınlara sokağa çıkmak yasaktır!

Cenâb-ı Hak buyurur:

(İsra:5) فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ أُولَاهُمَا بَعَثْنَا عَلَيْكُمْ عِبَادًا لَنَا أُولِي بَأْسٍ شَدِيدٍ فَجَاسُوا خِلَالَ الدِّيَارِ وَكَانَ وَعْدًا مَفْعُولًا

<< Birincisinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Onlar, evlerin aralarına girip araştırdılar. Bu, yerine getirilmesi gereken bir vaad idi. >>

Neden sokaklara çıkarsınız? Hangi ayet-i kerime veya Hadis-i Şerif, size sokağa çıkıp gençlerle bağırmanıza izin veriyor? Bu kalabalık insanların arasında şeytan olmadığını mı zannediyorsunuz? Herkese 1,2,3; kadınlar için 5 tane var.

Ey insanlar! Gelin düşünün. Düşünmeyenleri, Cenâb-ı Hak terbiye edecek. Cenâb-ı Hak, size nasıl kul olunacağını bildirip öğretecek. Kullar, Rabbinin emirlerini dinlemeli. Onlardan birisi ilahi emre karşı gelirse, melekler gelmez. Hayır hayır. Kadınlar sokaklara çıkıp bağıramazlar!

(Ahzab:33) وَقَرْنَ فِي بُيُوتِكُنَّ وَلَا تَبَرَّجْنَ تَبَرُّجَ الْجَاهِلِيَّةِ الْأُولَى

Ben yetmiş sene oradaydım ve ehl-i Şam’ın hanımlarını ve nasıl giyindiklerini bilirim. Onların seslerini duyamazsınız. Onlar yalnız çıkamazlardı ama şimdi oooo!

O, uyumuyor. İbadallah uyumuyor. Bizim itaatkar kullar olmaya ihtiyacımız vardır. Cenâb-ı Hak buyurur:

(İsra:8) وَإِنْ عُدْتُمْ عُدْنَا

<>

Onlar, benim emirlerime geri gelirse size ulaşırız. Lâkin bu ilahi kırbaçtır; sizi doğru yola getirmek için. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin.

Fatiha.

UA-984942-2