Sultanul Evliya
Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani
Çarşamba, Mart 10, 2010 Lefke, Kıbrıs
Fatihah.
Destur Ya Sultanul Evliya Meded.
Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah
Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah
Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah
Ya Rabbi Salli Vesselim Ve Barik Âlâ Habibike Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn Seyyidina Muhammed (s.a.v.) ve sahbihi ecma'een. Meded Ya Ricalallah
Esselamun Aleyküm dinleyiciler, katılanlar; öyle mütevazı bir sohbet. Allah Allah SubhanAllah SultanAllah. Ey katılanlar, dinlemeye hazır olun. İlahi emirleri yerine getirmek için Alemlerin Rabbinden bize kuvvet ikram etmesini isteyin. Destur ey bu gezegendeki koruyucumuz. Ve Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym diyoruz. İlahı kılıcınızı elinize alın ve hakikatleri savunun. Çünkü şeytan baştan sona kadar her zaman esas amacı doğruları uzaklaştırmak ve batılı getirmektir. Doğruyu doğru kimselerle söylersin ve yanlışı doğru olmayan. Tamam? Söyle!! Evet beyim. Doğruluk. Şeytanın asıl hedefi, yanlış yol ile ilgili, insanların akıllarını ve anlayışlarını değiştirmek, hakkı reddetip batılın peşinde koşturmak. Doğru olmayan yollar. Cenâb-ı Allah bizi korusun.
Rabbimizden istemek edeptendir. Ama O herşeye Kâdir olan ilahi seviyeler adına bu gezegendeki olan herşeyi gözetmesi için birini tayın eder. Ve istemeliyiz; “Ey Rabbimiz, bize ilahi himayenden ver” Evet, bu başlıktır ama en yüksek protokol olarak Âlemlerin Rabbini unutamazsınız. Ona hitap etmelisiniz. Eski zamanda Kıbrıs kolonisinin pasaportları vardı. O pasaportun ilk sayfasında birşey yazardı ve derdi; “Haşmetli kralın adına. Ben İngiliz imparatorluğunun adına ikram ediyorum. İngiliz imparatorunun imparatorluğunun adına” diye. Haşmetli kral İngiliz kraliyetin imparatoru adına tayını o kimseye verir.
Onun için kimse onun varlığında birşey yapamaz. Kendi adına, kendi içinde, kendinden birşey yapamaz, hayır.
Bismillahirrahmanirrahiym demelisin, bu herkesin uyması gereken ilahi protokoldür. Ne yapacaksa onu Rabbimin izni ile bu kendi adıma bunu şunu yaparım. Şeytan ne yapar? Şeytan bu protokolü yok etmeye, bilinmeyen etmeye çalışır. Şeytan bunu yapınca insanların anlayışı bilinmeyen olur, yok olur, bilinmez. Bilinmeyen birşeye nasıl vâr oldu dersiniz? Bütün şeytani hastalıklar insanlara Yaratanı, hakiki Sahibi reddettirir. Bu vâr olmak şeytanın…. Ne derler? Kapan. Bu şeytanın hilelerinin kapanıdır. Pekçok kitaplar okudum. Bakarım her zaman ilahi olaylar, Peygamberlerin ilahi sözleri ve takipçileri ve temsilcileri hakkında konuşurlar. Asla bir inanç olacak birşey konuşmazlar.
Onlar bütün Peygamberlerin peygamberliği ve haberleri onların pozitif ilimleri dışında olduğunu zannederler. Şeytan insanları eğitmeye çalışır ki eğer birşeyi ispat edemezseniz kabul etmeyin der. Pozitif ilim de birşeye bir ispat getiremezseniz onu bırakın der. Bu şeytanî yolun başlangıcıdır. Bunu şeytan İsrailoğullarının soyuna denedi. Musa a.s. Peygamberler halkasında en büyük peygamberlerdendir. En büyüklerden biri. Tur-i Sina dağına gidip getirirdi.Ve İsrail oğulları “Sen bunu getiriyorsun ama bizim hoşnut olmamız için Âlemlerin Rabbinden getirdiğine dair bir delil isteriz yoksa Âlemlerin Rabbinden getirdiğine dair her zaman şüphede kalacağız” dediler.
Musa a.s. Tur-i Sina’da Rabbi, O herşeye Kâdir olanla konuşuyordu ve dedi; “Ey Rabbim, İsrailoğulları onlara getirdiklerime her zaman itiraz ediyorlar. Belki Zâtının haberleri ve ilahi kitapların değildir diye şüphe ediyorlar.” Cenâb-ı Allah Musa a.s’a emretti ve buyurdu; “Ey Musa, git ve aralarında daha fazla itiraz eden ve herşeyi anladıklarını zanneden , 'Musa’nın getirdiklerinden bizim ilmimiz senin ilimden üstündür' diyen ve itiraz eden insanları getir.”
Musa a.s. şikâyet edince Cenâb-ı Allah buyurdu; “Ey Musa, git onlardan 70 tanesini buraya getir Benim sana olan ilahi açıklamamı, sana ilahi sözlerimi dinlesinler. Ne olacağını bilirim ama onların anlayış seviyesinde konuşurum. Onlar 'Evet, böyle gök gürlemesi gibi sesler, böyle açıklamalar duyduk ve şimdi hoşnut olduk' diyecekler. Onlardan 70 tanesini buraya getir.”
Musa a.s. gitti ve o gelsin, bu gelsin, şu gelsin, 70 kişi Tur-i Sina’ya gittiler. Cenâb-ı Allah Musa a.s'a hitap etti. “Nasılsın ey takipçilerim, inananlarım şimdi nasılsınız? Şimdi Âlemlerin Rabbinden getirdiğime dair bir kesinliğe ulaştınız mı? Şimdi tamam mı?” Tövbe Estağfurullah. 70 tanesi ne dedi? “Ey Musa, evet bu açıklamayı, konuşmayı işittik ama bu sözlerin Rabbine ait olduğuna dair kalplerimizin mutmain olmasını istiyoruz ama onu görmeliyiz.” Tövbe Estağfurullah.
Musa a.s. çok öfkelendi, bir volkan gibi doldu ve dedi; “Bu benimle sizin aranızda anlaştığımız değildi. Siz sadece işitmeyi istediniz. Ben Rabbimden sizin onu görebilmenizi isteyemem. Bunu yapamam.”
Cenâb-ı Allah buyurdu; “Telaş etme Musa Peygamberim. Öfkelenme şimdi onların istediklerini veririm.” Bu pozitif ilmin başlangıcıdır. Bakıp görmezlerse kabul etmezler. Bu güne kadar üniversitelerde ilahi sözleri kabul etmezler. 'Bunlar pozitif ilim değil - reddederiz' derler. Nedir bu saçmalık? Kitaplarında ısrar ederler, İlahi kitaplara göre Davut a.s. Zebur’un ilahi sözlerini Tur-i Sina’dan getirdiğini bir hikâye olarak anlatırlar.
Bu güne kadar bir kesinliğe ulaşamadılar. Bir kimse bu şekilde söyledi diye yazarlar. “Musa böyle iddia etti, biz kabul etmeyiz” derler. Kabul etseler üniversitelere ilahi kitaplar koyarlar ama “Hayır ilahi kitaplar nedir? Mübarek olmanın anlamı nedir? O bize yalan söyler, nedir bu mübareklik? Vahiy nedir?” derler ve kabul etmezler. O gün başladı. “Konuşanı bize gösterin. Rabbinin bize konuştuğunu söylüyorsun, bırak da sana hitap ederken onu görelim” dediler. Eğer bir görüntü gelseydi ona da “Belki sen bir sihir yapıyorsun. Biz o konuşandan emin değiliz, bir kesinliğimiz yoktur” derlerdi.
Şimdi aynı şekilde bütün üniversitelerde ve profesörler ve eğitilmiş insanlar “Tevrat’ın, İncil’in, Kurân-ı Kerîm’in vahiyleri göklerden geldiğine emin olmalıyız. Şimdi, 2 artı 2, 4 eder. 2 çarpı 2 de 4 ettiğini öğrendiğimiz gibi istiyoruz” derler. Bende derim bunu nasıl söylersiniz? Bu hakiki kuralsa neden dikkat etmezsiniz? 3 artı 3, 6 olur. 3 çarpı 3, 9 olur. 2 artı 2, 4 olur. 2 çarpı 2, 4 olur bu tamam. Ama neden 3 artı 3, 6 olur da 3 çarpı 3, 9 olur? Nedir bu?
Onlar anlayışlarının dışında olan böyle şeyler bilmek istiyorlar. Onların akılları ve akıl ürünleri onlara bir anlayış vermeleri için yeterli değildir çünkü onların anlayışları çok küçüktür. Musa a.s. ile gittiler, işittiler ve Cenâb-ı Allah’ı görmek istediler. “Cenâb-ı Allah’ı göremezsen ondan getirdiğine inanmayız” dediler. O itirazı bitene kadar hepsinin üstlerine bir nûr indi. Ta ki 70 kişi ölene kadar. Nûr onları kömür gibi yaktı. 70 kişi beyaz bile olsalar o 70 tanesine ilahi nûr inince kömür gibi kararıp yandılar. Musa a.s. secde etti ve “Ey Rabbim, Sen İsrailoğullarının ahlaklarını bilirsin. Şimdi ben gidersem, 70 kişi öldüğü için 70 tane insanlarımız nerde diye bana soracaklar. Onları sen öldürdün diye bana saldırırlar. Ey Rabbim, en sevgilinin büyüklüğünün hürmetine onlara can ver.”
Musa a.s Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v)’ın hürmetine istedi. Ve Âlemlerin Rabbi “Nasıl istersen. En sevgilim, en şanlım, en sevgilimin hürmetine onların hayatlarını geri veriyorum. Onları al götür. Onlara bir daha inanma ve onları bana bir daha getirme yoksa onları soylarınla yok ederim ” buyurdu. İlahi öfkeyi hayal edemezsiniz. Biraz daha fazla olsa bu dünya kayıp olur biter, yok olur. Ama Onun hürmetine Cenâb-ı Allah onlara can verdi ve geldiler. (Titriyorlar) 70 gün sonra onlardan kimse yaşamadı ve o şekil öldüler.
Yanlış birşey söylüyor muyum selefi ulemaları? Hmmm…. He…? Üniversitelerinizde birşey söylemezsiniz. Üniversiteler pozitif ilim içindir dersiniz. İlahi ilimden ne haber bunu üniversitelerinizde öğretir misiniz? Hayır, birşey söylemezsiniz. “Ey Kral, üniversitelerine bak onlar üniversitelerde ilahi kitapları ve anlamlarını ve insanlara getirdikleri ilahi ilim ve anlayışı öğretmiyorlar” söylemeye cesaretiniz yoktur. Siz onlara atom fiziği öğretirsiniz. He…? Atom fiziği, ondan sonra mekanik, ondan sonra elektronik aletler. Ondan sonra atomların kuvvet merkezini. Ondan sonra ne öğretirsiniz? “Biz pekçok şeyler öğretiriz. Biz teknoloji zamanında yaşıyoruz ve teknoloji insanoğlunun anlayışının en yüksek seviyesidir.” Bunu yazıp öğretirler. Neden haşmetli krala itiraz etmezsiniz? Neden orada öğretmezsiniz ve dışarıya çıkıp bu yanlış, bu bi’dat, bu küfür dersiniz? Neden? Bütün küfür üniversitelerinizdedir. Baştan sona kadar her yerde sadece küfür öğretirler ilahi ilim öğretmez.
Ey insanlar, doğudan batıya şeytan size Âlemlerin Rabbini inkâr etmenizi öğretiyor. Bu şeytanın talimi ve anlayışıdır. Ey insanlar, gelip dinlemelisiniz ve kabul etmelisiniz yoksa
(Burûc:12) إِنَّ بَطۡشَ رَبِّكَ لَشَدِيد
<
Bunun ne demek olduğunu bilirsiniz selefi ulemaları.
(Zuhruf:55) فَلَمَّآ ءَاسَفُونَا ٱنتَقَمۡنَا
<< Böylece bizi öfkelendirince onlardan intikam aldık >>
Ayet-i Kerîme, Âlemlerin Rabbi buyurur; “Beni öfkelendirirlerse ilahi öfkem onları saniyeden daha az bir zamanda yok eder”. (Zuhruf:55) فَلَمَّآ ءَاسَفُونَا ٱنتَقَمۡنَا O Onlar Âlemlerin Rabbini öfkelendirirse ilahi öfke gelir ve insanlardan intikamını alır. Ey insanlar, şimdi çok tehlikeli olaylar geliyor, geliyor. Eğer burada ve buradan sonra emniyette olmak isterseniz gelin ilahi emirlerin ne olduğuna bakın. Ey siz insanoğlu, yaratan Âlemlerin Rabbi, sizden ne istediğini bilmeye çalışın ve Rabbiniz, herşeye Kâdir olan Allah’ a en yüksek saygınızı ve taziminiz verin.
Allah Allah Allah Allah Allah Allah
Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah
Allah Allah SubhanAllah
Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah
Doğudan batıya, kuzeyden güneye bütün milletler, Âlemlerin Rabbi Sultan, Kralların Kralı olduğuna inanıyor musunuz? O Yaratandır ve O herşeye Kâdir olandan başka kimse yoktur. Gelin inanın, sadece inanmak sizi kurtarır başka birşey değil. Sorunlar, ıstıraplar ve insanlar birbirine zarar verir, çilelerin hepsi insanoğlunun böyle yanlış anlayışlardan sonra gelir. Gün be gün, gün be gün bu gezegene üstündeki herşeyi yok etmek için ilahi öfke yaklaşıyor. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.Fatiha.
Sadece bu hitap değildir. Beni sadece Müslümanlara konuşturmuyorlar ama bütün milletler böyle ilahi ilimden paylarını almalılar yoksa hepsi götürüleceklerdir. Hıristiyanlar ve yahudiler ve inanmayanların hepsi sorumludur. Öğrenmeliler, öğrenmeyip göklere hakkını vermezlerse hepsi alıp götürülecekler ve bir daha geri gelmeyecekler ve ikinci defa meydana gelmeleri için fırsat olmayacak. Ey Rabbim bizi affeyle.
Fatiha.
Onun için kutsal papaya, kutsal patriklere, kutsal papazlara, kutsal hahamlara, doğudan batıya kutsal insanlara sesleniyorum bu gezegene ilahi öfke ulaşmasın diye bir daha baksınlar yoksa herşeyi bitirecekler. Bakın ve insanlar için elinizden geleni yapın. Ve Âlemlerin Rabbi sizden razı olursa sizi en şerefli ve en sevgilinin hürmetine burada ve buradan sonra kurtarır.
Fatihah.
45? (45 dakika)
Allah Allah AziyzAllah
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Pâdişâh konmaz saraya, tâ ki pür-nûr olmadan””
“Kenz açılmaz şol gönülde tâ ki pür-nûr olmadan”
“Ya Muhammed Canım Arzular Seni”
“Dost Muhammed Canım Pek Sever Seni”
(592 000) 600 olacak mı? O bilir, O bilir