Çarşamba, Şubat 3, 2010 Lefke, Kıbrıs
Destur Ya Seyyidi Meded Destur. La İlahe İllallah La İlahe İllallah La İlahe İllallah Seyyidina Nebiyyuna Muhammeden Rasulullah (s.a.v.) …
Esselamun Aleyküm ya İbadallah. Esselamun Aleyküm ey insanlar, birşeyler bilmek isteyenler, bu gezegendeki hayattan sonraki hakiki hayata inananlar.
Esselamun Aleyküm, Sümme Selamu Aleyke Ya Sultanul Evliya. Herşeyin bir yöneticisi olmalı. Yönetici kimdir? Yönetici Sultandır.
Sultanımıza en yüksek saygımızı veriyoruz. Bu dünyanın Sultanı. Şimdi herşey onun emri altında idare oluyor. O bu gezegendeki hayatın herşeyini hazırlıyor, o sorumludur. Birşey kendi kendine olamaz, hayır. Herşey bu gezegenin Sultanı tarafından idare edilmeli. Onun idaresi devam eder ve bu gezegende olan herşey onun ilahi emrini takip eder. Kim ilahi emirleri tutarsa mübareklerden olur. İlahi kimselerin emirlerini tutmayan ve saygı duymayanın kıymeti yoktur, zibildir. Aman ya Rabbi…
Ey Rabbimiz, sen bize sayısız zevkler ikram eyledin. Neden zevkler derler? Evet, çünkü insanlar her zaman zevk ister. İnsanlar asla mutsuz veya hoşnutsuzluk olmasını istemezler. Her zaman burada ve buradan sonra hoşnut olmak, zevklenmek ve de mutlu olmak ister. Bunu herkes ister. Ama bazı insanlar ağacını ekmeden meyve istediklerini söylerler. “Ben elma istiyorum” “Ben kayısı istiyorum” “Ben ayva istiyorum” derler. İsteyebilirsin ama ona ulaşıp mutlu olmak için ağacını ekmedin. Sadece dilden bunu severim, şunu severim dersin. Kendini hazırladın mı?
Euzubillahimineşşeytanirraciym, şeytan ve şeytâni hile ve tuzaklarından kaçıyoruz. Şeytanın hile ve tuzaklarından kaçmak istiyoruz. Birşey istiyoruz ama şeytâni talimleri dinliyoruz. Şeytâni talimler onları mutlu edip arzularına ulaştıracağını zanneder. Şeytan ona birşeylerin konuştuğunu ve ona tavsiyelerde bulunduğunu zanneder. İnsanların çoğunluğu şeytanın liderliğini en iyi liderlik zannederler. Bu nasıl olur? Ama şeytâni talimlerin onları bu karanlık hayattan aydınlık hayata götürecek en iyi talimler olduğunu zannederler. Ama onların düşündükleri doğru değildir, yanlıştır.
Onların nefisleri onlara yardım ediyor ve “Bunu takip etmeliyiz çünkü o bizim için en iyisini yapıyor” derler. Şeytandan insanlara nasıl bir saygı gelebilir? İnsanlar şeytanı takip etmekle hangi saygıya ulaşmışlar? Kimse, ne burada ne de bu hayattan sonra. Herşeyden önce şeytan için tek bir hayat var, ikinci bir hayat yoktur, yalnız bu hayat vardır. “Onun için ey insanlar beni takip edin. Ben sizi hayal edemeyeceğiniz sonsuz mutluluğa, sonsuz zevklere ve sonsuz memnuniyetlere götürürüm. Sizi hayalinizin bile ulaşamadığı cennetime götürürüm. Ben neredeysem sizi oraya götürürüm, ben çok özgürüm” der.
Şeytan özgür olduğunu söyler ve insanlara tavsiye eder, “Beni takip edin ve özgür olun” der. “Ben istediğim herşeyi yapıyorum. Ben kendi üstümde hiçbir idareci kabul etmiyorum, özgürüm. Herşeyi istediğim gibi yapıyorum. Sizin buradaki hoşnutluğunuzda istediğiniz herşeyi yapmaktır. Bu size mutluluk ve hoşnutluk verir. Bakın ben özgürüm. ”
“Özgürlük, özgürlük, özgürlük, özgürlük, özgürlük, özgürlük, özgürlük, özgürlük, özgürlük.”
Bu şeytanın saltanatının hoşnutluğudur ve içine müzik koyar;
“Bana gelin ve beni takip edin, özgür, özgür, özgür olursunuz. Başkasını dinlemeyin, ben sizin en değerli tavsiyecinizim.
Ey insanoğlu size özgür olmayı tavsiye ediyorum. Özgürlük, özgürlük…” Pezevenkin başında patlasın!
Şimdi 21. yüzyılda yaşayan insanların hepsinin marşları… Marşı mı derler? Her millet için bir şarkı vardır. Nedir o? Bu şeytanın dilinden mi? Her ülkenin bir marşı vardır, Istiklal Marşı.
Bakınca bütün milletler “Biz özgürüz. Özgürlük, özgürlük, özgürlük, özgürlük, …ük, …ük, … ük. Özgürlük, özgürlük, özgürlük, … ük, …ük, … ük” diye çağırırlar.
Bir kimse gelir; “Özgürlük mü istiyorsun? Bunu dışarıda bir yerlerde bulamazsın. Ben sana özgürlüğünü nerede bulabileceğini göstereyim” der.
“Sen kimsin?”
“Ben bütün milletler tarafından takip edilen kimseyim. Ben onları her zaman özgür yapıyorum. Özgürlük, özgürlük, özgürlük.”
O gafil sorar; “Bu özgürlüğü nerde bulurum? Ben ondan çok hoşlanırım. Hanımımdan özgür olmak isterim. Kocamdan özgür olmak isterim. Askerlikten özgür olmak isterim. Hükümete birşey ödemekten özgür olmak isterim. Özgürlük isterim, özgür olmak için kimsenin bana ulaşamayacağı bir yer olsun isterim.”
Şeytan o kimseye; “Eğer ebedi özgür olmak için bir yer arıyorsan sana özgürlüğünü bulabileceğin bir yere rehberlik yaparım. Kimse oraya gelip senin özgürlüğünü elinden alamaz ” der.
“Lütfen kim olduğunu hemen söyle. Sen böyle şeyler biliyor musun?”
“Evet, çünkü ben özgürüm. Bütün insanoğlu arasında tek özgür olan benim. Hepiniz ilahi emir altındasınız, siz özgür olamazsınız ve özgürlüğü bulamazsınız. İnsanların amaçları özgürlük peşinde koşmaktır.”
“Nerede bulabilirim?”
“Ben sana anlatayım, benimle gel.”
Şeytan o kimsenin elinden tutar ve götürür. Nereye götürür? Onu abdesthaneye götürür. Kapıyı açar ve “İçeriye gir ve özgürlüğünü al” der. "Gir abdesthaneye, orda bulasın şeyi… Başka yerde özgürlüğünü bulamazsın. İçeride olunca kimse gelip sana zarar veremez, hayır." 'Uhhh …uhhh… uhhh…uhhh' dersin. 'Bu kimse özgürlüğünle meşguldür. O özgürlüğüne ulaştı onu bırakalım' derler."
Bunu şeytan takipçilerine söyler. “Tam bir özgürlük istersen bunu abdesthanede bulursun. Onun dışında kimse sana özgürlük vermez, hayır olamaz.” İnsanlar özgürlük bulmak için savaşırlar ama ulaşamazlar.
Heryerde insanlar, milletler köledir, onların özgürlükleri yoktur. Onlar ancak köledir. Kölenin özgürlüğü olmaz. Bakın her ülkenin pekçok hükümetleri vardır. Bir devlete özgürlüğünü bulmak için gidersin. Özgür bir ülkeye adım atmak istersin, orada herkesi özgür zannedersin.
İçeride bir sınır vardır ve bir kimse böyle bakar ve “Sen kimsin?”
“Ben insan tabiatından bir kimseyim”
“Hayır, hayır biliyoruz ama kimliğin kime aittir?”
“Ben Kıbrıs’tan geliyorum.”
“Burada Kıbrıs ismini bulamadım, git buradan.”
“Ben doğudan batıya gitmek için özgür değilim, hayır, hayır.”
Sizin özgürlük hakkında düşündüğünüz benim ayaklarımın altındadır. Ben buradayım, ben insanları idare ederim, onlara özgürlük veririm ve gönderirim. Heryerde insanlar özgürlük ister. Bu şeytanın talimidir ve onlara söz verir; “Beni takip edin, size kimsenin elinizden alamayacağı bir özgürlük veririm.”
“Sizin ülkenizde benim özgürlüğüm nasıl olur?” Evet, gümrük polisine konuşur.
“Sen tam bir özgürlük istiyorsan, bir at arabasının önündeki bir at gibi olmalısın. Senin her tarafını bağlarız, sen önde olursun ve arkanda bir araba olur. Sen orada özgür olursun.”
“Benim özgülüğüm nasıldır?”
“Senin özgürlüğün o atların özgürlüğü gibi olur. Onların tuvalete gitmeye ihtiyaçları yoktur. Hayvanlar her yerde özgürdür.”
Tam bir özgürlük istiyorsan dört ayaklı eşekler veya atlar veya öküzler gibi olursun. Bu tamamdır. O zaman ağzına yular takarlar ve ellerine kırbaç alırlar. “Şimdi özgürsün istediğini yap, yapmazsan kırbaçlarız” derler. Bu 21. Yüzyıl insanların özgürlüğüdür. Onlar her yerdedir. Onlara şeytan talim eder. Bir adım atmak istersen “Dur” derler, bu adımı durma noktasına gelmeden atamazsın, bakmalıyız derler.
Ey insanlar, bu bütün dünyayı bir Yaratan bizim için yarattı. Ve doğudan batıya, kuzeyden güneye hareket edebileceğini buyurdu. Âlemlerin Rabbi insanoğlunu bu dünyada dolaşsın diye yarattı. Siz nasıl “Hayır” dersiniz? “Biz ona inanmayız, biz bu dünyadaki sahibimize inanırız” derler. Kaç tane sahibeler var? Sayısız, sayısız sahipler. Onlar sana özgürlük verirse bir adım atabilirsiniz vermezlerse seni atarlar.
Ey kutsal papa, söylediğim doğru mu yalan mı? Bu dünyayı parçalara bölüp “Giremezsiniz, burada olamazsınız, bunu yapamazsınız, şunu yapmazsınız” deme yetkisini insanlara kim verdi? Hangi ülke? Ben sizin katedralinize gelsem pek çok insanlar “Sen kimsin? der.
Bende; “Ben Rabbimin bir kuluyum, içeriye gireceğim” derim.
“Hayır, dur. Bu makinenin altından gir. Bu senin kim olduğunu gösterir. Bu yoldan geçmek için bu makinenin altından geçmelisin” derler.
Bu mu özgürlük? Bu mu 21. yüzyılın medeniyeti? He…? Cenâb-ı Allah insanları özgür yarattı. Onların özgürlüğünü kimse alamaz ancak Cenâb-ı Allah emrederse. Ve hangi şartlarda özgürlüğünü kayıp edebileceğini bahsetmiştir. O birşey yapmadan kimseye dokunamazsın. Bu göklerin ilahi emridir. Ama insanlar şeytanı takip ederler. “Pasaportun nerede? Vizen nerede? Paran nerede? Kıyafetlerin nerede?” Nerede senin… Neyse alet malet söyleyecektim.
Evet, ey papa, insanlara göklerden gelen ilahi talimleri yapmalarını neden söylemezsin? Bu dünya Allah’a aittir ve O kullarına doğudan batıya, kuzeyden güneye gitme özgürlüğü vermiştir. Kimseye sebepsiz geçemezsin diyemez, hayır ama bu şeytâni talimdir. Onun için bir taraftan şeytan der; “Ey 21. yüzyıl insanları beni takip edin. Beni tam takip edin ve ben sizi bu dünyanın en mutlu kimsesi yaparım. Doğudan batıya, kuzeyden güneye gidersin kimse sana dokunamaz.”
Bu şeytanın insanlara tavsiyeleridir. İdarecilere “Bu kuralı yap, şu kuralı yap. Bu kuralı yap, şu kuralı yap. Herkesin özgürlüğünü al, yalnız senin istediklerine özgürlük ver, istemediğine verme ” der. Bu özgürlük, özgürlük, özgürlük, özgürlük diye çağırır. Heryerde özgürlük, özgürlük, özgürlük, özgürlük diye çağırırlar. Bu dünyada özgürlük nerdedir? Buradan Türkiye’ye veya Şam’a veya Lübnan’a uçakla bir koyun götürmek istesem “Bu nedir?” diye kırk tane soru sorurlar. Size insanları doğudan batıya hareket etmelerini engellettiren kimdir?
(Mülk:15) فَٱمۡشُواْ فِى مَنَاكِبِہَا
<<Şu halde onun (yeryüzünün) omuzlarında yürüyün>>
Ey selefi ulemaları, siz Kurân-ı Kerîm’den anlarsınız. Siz en kutsal topraklardasınız, Mekke-i Mukerreme ve Medine-i Münevvere’de. Nasıl gelmek isteyenlere o kadar polisler koyup vizeniz nerede diye sorarsınız? "Size özgürlük vermeyiz…" Ülkeleri bırakın ama o kutsal yerlerde insanlara ziyaret etmeye ve ibadet etmeye nasıl engel olup pasaportunuz nerede dersiniz? Sizin buna yetkiniz yoktur. Selefi ulemalara söylüyorum, insanlara kutsal topraklara girmeyi kim engel olabilir? Ve biz Cenâb-ı Allah’ın şeriatına uyuyoruz dersiniz. Cenâb-ı Allah’ın kullarına Allah’ın evini ziyaret etmeye engel olamazsınız.
Nerede sizin ilminiz? Nerde sizin yetkiniz? Hepiniz ilahi huzurda mesul olacaksınız.
(Mülk:2) لِيَبۡلُوَكُمۡ أَيُّكُمۡ أَحۡسَنُ عَمَلاً۬ۚ
"O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için.."
Cenâb-ı Allah’ın kullarına mükemmel davranışlarınız nerede? Tapu. Arapça da ne derler? Benim adıma olan birşey. Mekke-i Mukerreme ve Medine-i Münevvere’deki kralların ismi üstüne mi yazılı - Kâbe ve Mekke-i Mukerreme ve Medine-i Münevvere? Bunu nasıl anlarlar?
Ben ilahi huzura çıktığım zaman ilkönce onları şikâyet edeceğim. Onlar kimseyi bırakmıyorlar, herkesten pasaport, vize, para istiyorlar diye. Onlara sorun akılları var mı yok mu diye.
21. yüzyılda yaşayan insanlar, herşeyi göklerin ilahi emirlerine karşı yapıyorsunuz onun için cezalanacaksınız. Mehdi a.s. gelmeli ve cezalayacak. İsa a.s gelecek ve cezalayacak. Musa a.s. gelecek ve cezalayacak.
Şeytanı takip etmeyin. Şeytan özgürlük der. Özgürlük nedir? Siz bize nasıl özgürlük verirsiniz? Cenâb-ı Allah özgürlüğü zaten ikram etti. Siz onu, bunu, şunu yapıyorsunuz. Hayır, bunu yapamazsınız. İlahi emirlere göre yanlış insanlara ilahi ceza verebilirsiniz. Yanlış olanlardan ilki de şeytandır onu cezalandırın. Onu nasıl cezalandırırız? Şeytanın temsilcilerini bulup onları cezalandırırsınız. O insanlara doğru yolu takip ettirmez ve yanlış yola götürür. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin. Ey ya Rabbi…
Ey Rabbi, bu hayatta insanların herşeyi düzeltecek birini gönder ki Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’ın takipçileri olsunlar.
Fatihah. Tövbe Ya Rabbi. Ya Rabbi, ya Rabbi, ya Kerîm.
45? (45 dakika)
Onlar bilirler. Beni ne konuşturacaklarını bilirler ama ben bilmem o bilir. Allah.
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
İnsanları mutlu edenlere bakıyorlar. Onun için bana söyletiyorlar:
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
Esselamun Aleyküm özgür kimseler. Ne özgürü? O ya Rabbi sen bilin.