Salı, Mart 16, 2010 Lefke, Kıbrıs
Destur Ya Seyyidi Ya Sultanul Evliya. La İlahe İllallah La İlahe İllallah La İlahe İllallah Seyyidina Muhammedun Rasulullah Aleyhi Salâtullah Vesselamu.
Esselamun Aleyküm bu mütevazı sohbete katılanlar, dinleyenler. Cenâb-ı Allah size de bana da iyi bir anlayış ikram eylesin. Anlayalım ve insanların anlamasını sağlayalım. Vallahu Kâdirun, Vallahu Âziyzun, Vallahu Kerîmun, Allahu Latiyfun Zul Arşi Vel Kerem Rabbuna Ve Rabbul Âlemiyn. O bu dünya ve üstündeki herşeyi Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’in hürmetine yaratandır. Ey Habiballah, ben zayıf bir kulum ve destek istiyorum. Sen, ey ilahi huzurda sonsuza kadar en sevgili olan. Senden istemeye utanıyorum ama en azından en zayıf varlık beni desteklesin.
(İbrahim:20) وَمَا ذَٲلِكَ عَلَى ٱللَّهِ بِعَزِيزٍ۬
<
Ey selefi ulemaları, ne düşünürsünüz? Cenâb-ı Allah bana küçük bir karıncadan destek vermek isterse kabul eder misiniz etmez misiniz? Evet, neden olmasın? Cenâb-ı Allah buyurur;
(İbrahim:20) وَمَا ذَٲلِكَ عَلَى ٱللَّهِ بِعَزِيز <
Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym deyin. Cenâb-ı Allah’ın mukaddes isimleri Bismillahirrahmanirrahiym’e inanıyorsunuz. Bununla mesafelere ve bölgelere ve okyanuslara ulaşırsınız. İnanç seni götürür ama maddi varlığın seni o mesafeye taşıyamaz. Onun için anlayış sınırlıdır ama inancın sınırı yoktur, inanabilirsiniz. Ne kadar inanırsanız, inancınızın dışında sınırsız inanç sahaları, okyanusları vardır. Onun yarattığı varlıkların okyanusları vardır.
Ve Bismillahirrahmanirrahiym Bismillahirrahmanirrahiym diyoruz. Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’in şerefine Bismillahirrahmanirrahiym diyoruz. Bizi destekle, bizi destekle ey Peygamberler Mührü. Bu da çok zayıf bir istemedir. Âlemlerin Rabbi seni bir karıncayla destekleyebilir, neden Peygamberler Mühründen istersin? O bütün Âlemlerin Rabbinin ilahi huzurunda en ulvi temsilcisidir. O Peygamberler Mührüdür, o üstünlükte tektir. Evvelden ahire Rabbinin rahmetini temsil eder. Bu çok dipsiz okyanustur. Allahu Ekber, Allahu Ekber. Ve destek istiyoruz. Üstünde bulunduğumuz dünyayı destekleyen bu tek bir kimsedir. Bir kimse bu gezegende, dünyada herşeyi destekler. Kaç tane dünya biliyorsunuz ey selefi ulemaları? Kaç tane dünya biliyorsunuz? Siz sadece bir tane mi biliyorsunuz? Bilebilirsiniz ama sizin kuvvetiniz…Eğer bütün insanların kuvveti bir kimseye girse bu dünyayı kuşatmaya yetmez ve herkesin yaradılış amacını bilemez. Ne için yaratıldı ve hangi mukaddes isimle meydana geldiler diye kimse bilmez, kimse bilmez.
Kutup, o bu gezegende en mübarek olandır. Onun ilahi kuvveti bile bu gezegendeki herşeyi anlayamaz. Ama genelde bilir ama şahsi olarak özel bir yetenek ikram edilmediyse o varlığı anlayamaz. Ona bakıp anlamak için İlahi icazet, izin gerekir. Bir karınca koşar. Baktığında bir karıncanın koştuğunu görürsün. Sen bir insan olarak, ilahi varlığın temsilcisi olarak iradenle bir karınca böyle mi şöyle mi koştuğunu, onun maksadını, nereye gider, hangi yolda koştuğunu anlamazsın. Bilemezsin. Milyonlarca, trilyonlarca, katrilyonlarca, pentilyonlarca karıncalar koşarlar. Eğer sana o nereye koştuğunun, amacı veya son gittiği noktayı bilme yetkisi ikram edilmediyse kimse anlamaz ama Yaratan bilir. Bu zihniyetlerimize bir ışık gibi aydınlatmadır. Anlamalısınız ki isteyince o kimseye göklerden nûr iner ve o kimseyi anlayabilirsin. Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber Velillahil Hamd.
Sen bilirsin ey Rabbimiz, Sen Yaratanımızsın. Biz zayıf kullarız, en sevgilinin isteğine göre bu mütevazı sohbet burada devam ediyor. Ve insanlar bu ilim bir gün bitecek zannedebilirler. Bir gün değil, bir sene, yüz sene, binlerce senede asla bitmez, asla bitmez. İlmin sadece öğrendiğinizin ve onun dışında birşeyin olmadığını zannetmeyin, hayır. Ama selefi ulemaları ilimlerinin sadece kendi bildikleri olduğunu zannederler. Onun dışındakinin ilim ve hakikat olmadığını derler. Hayır, siz yanlış yolda ve yanlış anlayıştasınız. Allahu Ekber Velillahil Hamd. Onun için anlamak için misal olarak bir karıncayla başlıyoruz. Çünkü pekçok insanlar “Allah kimdir?” diye sorarlar. Bende derim, “Allah kimdir?” diye sormadan önce karıncaya sorun; “Sen kimsin? Nerden geldin, nereye gidersin? Ne yaparsın? Ne için yaratıldın?” Ona buna sorun ve karıncaya konuşun. Onun sağır olduğunu zannetmeyin, hayır işitir ve dinler. Konuşamaz zannetmeyin, dilsiz zannetmeyin, hayır. Konuşur ve anlar ve size cevap verebilir. Belki karıncanın kendi hakkında bildiğini siz kendiniz hakkında bilmezsiniz. Onun için bilmeye, öğrenmeye ve inanmaya çalışın. Onun için ilim arkada ve inanç öndedir. Onun için Cenâb-ı Allah emreder; يَـٰٓأَيُّہَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ "Ey inananlar, inanın!" Bu ne demektir ey selefi ulemaları? Cenâb-ı Allah ne demek ister? Buyurur; Estâuğuzubillah
(Nisa:136) يَـٰٓأَيُّہَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ ءَامِنُواْ بِٱللَّهِ
<
Hangi iman? Hangi iman? Biz inananlarız dersiniz ama Cenâb-ı Allah insanları çağırır ve buyurur; “Ey inananlar, Cenâb-ı Allah’a inanın.” يَـٰٓأَيُّہَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ ءَامِنُواْ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ Bu sizin Cenâb-ı Allah’a inancınızın çok zayıf olduğu anlamına gelir. Çünkü onun dışında öğrenmek için sonsuz ilimler, ilim okyanusları, hikmet okyanusları vardır. Siz nasıl “Biz inananlarız” dersiniz? Siz nereye kadar inanırsınız? İnancınız bir sınırdadır ve ondan sonra o sınırın sınırsız okyanusları vardır. Onun için Cenâb-ı Allah buyurur; يَـٰٓأَيُّہَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ ءَامِنُواْ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ <
Bu demektir ey selefi ulemaları, ey insanlar? Sizin için “Âmentü billahi ve melâiketihi ve kütübihî ve rusülihî ve'l yevmi'l-âhıri ve bi'l-kaderi hayrihî ve şerrihi mine'llâhi teâlâ” demek yeterli değildir. Bunu söylemek âlemlerin görünmeyen bölgelerine girmek için en basit yoldur. Biz şimdi perdeliyiz. O perdenin arkasında ne olduğunu görmek için bize daha bir açılış gelmedi. İlk perdeyi geçtikten sonra bunun ilk ve son olduğunu zannetmeyin, hayır. Sayısız ilkler ve sayısız sonlar bulursunuz, devamlıdır.
Ey insanlar, onun için sıfır veya sıfırın daha azını anlamaya çalışın. Çünkü inanç sizi ileriye götürür ve sağa ve sola baktırır anlayabildiğinizi gösterir. O zaman Rabbin için sonsuz kuvvet, sonsuz büyüklük ve sonsuz kemal, sayısız kemaller olur. Hareket edin, durmayın. Bunun anlamı nedir يَـٰٓأَيُّہَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ ءَامِنُواْ بِٱللَّهِ <
Ey insanoğlu, siz onun için yaratıldınız. Bu kirli hayat için yaratılmadınız. “Kendinizi temizleyin ve Bana gelin. Kimse göklerin huzuruna ulaşmadan Benim ilahi huzuruma ulaşamaz." Hareket etmezsen ilahi makamlara ulaşmadan ilahi huzura ulaşmak imkânsızdır. Sırtında eşeğini taşırsan… Eşeğimiz nedir? Nefsimizdir. Üstüne bineceğin yerine sırtında eşeğinle gelirsen o sana biner ve asla kabul edilmez atılırsın. “Buraya eşeğinle mi geldi? Omuzlarına koyup mu geldin? Git! ” denir ve melekler o kimseyi aşağı atarlar. Onun için temiz olun, temiz olun. Temizlik ilahi elçilerden insanları temizlemek için gelen haberlerin en mühim hedefidir. Neyden temizleyecek? Bu hayatın kirliliğinden. Bu hayatın kirliliği maddi varlığımızın kirliliğidir.
Ey insanlar, Elhamdülillah inanmaya çalışıyoruz. Ne kadar inanırsanız okadar yakınlaşırsınız. سَنَسْتَدْرِجُهُمْ مِنْ حَيْثُ لاَ يَعْلَمُونَ <
Ey Rabbimiz, biz birşey bilmeyiz. Bu gezegendeki hayatın son günlerinde yaşıyoruz. Özel insanlara özel ilim ikram edilmiştir. Öyle insanlardan istersen onlar sana durumlarınızı bırakmak ve yükselmenin yollarını gösterirler. İnsanoğlunun ilk seviyesi hayvanlar seviyesidir. Bu gezegendeki ilk seviye hayvanların seviyesidir. Kendiniz ve hayvanlar arasında bir ayırım yapmaya çalışın. Hayvanlar her zaman aşağı bakarlar, asla yukarıya değil. İlk seviyedeki insanlar kendilerini her zaman bu kirli hayatla meşgul ederler. Başlarının üstünde ne var diye asla yukarıya bakmazlar. Bu çilelerin, acıların, savaşların, kavgaların kaynağıdır. Bunların sebebi yukarıya bakmayıp aşağı bakmamızdır. Aşağı hayvanların seviyesidir. Bir kimse hayvanlar gibi olursa birbirlerine daha fazla kavga ederler. Meleklerin birbirlerinle kavga ettiğini hiç duydunuz mu?Peygamberler insanların melek gibi olmaları için gönderildi. Onları hayvanlar seviyesinden kurtarmak için. İnsanları kötü hayvanlar seviyesinden yükseltmek, temizlemek ve yükseltmek için.
Ama şimdi… La Hâvle Vela Kuvvete İlla Billâhil Aliyil Aziym… insanlar için çok zor oldu çünkü insanlar dünyanın, nefislerinin köleleri ve nefislerinin ve şeytanın kulları olmaya koşarlar. Ve bu dünyada kalırlar ve bu dünya ve sonrasından iyi bir lezzet almazlar. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin ve bize anlayış için birşey versin. Ey insanlar, Estağfurullah, Estağfurullah, Estağfurullah deyin. Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v.) hürmetine zidhu yaa Rabbi `izzen ve şerefen, nûran ve surûran, rıdvânan ve sultâna. Fatiha.
42? (41 dakika)
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
İnsanlar orada ne zevk var diye sorabilirler. Meleklerin ilahi şarkılarınla, ilahi müzikle arka arkaya daha fazla zevk gelir, hayal edemezsiniz.
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Pâdişâh konmaz saraya, hâne ma'mur olmadan”
“Kenz açılmaz şol gönülde tâ ki pür-nûr olmadan”
“tâ ki pür-nûr olmadan , tâ ki pür-nûr olmadan”
“Kenz açılmaz şol gönülde tâ ki pür-nûr olmadan”
“Kenz açılmaz şol gönülde tâ ki pür-nûr olmadan”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
Ey dindar olanlar, dinlerin başları, gelin Peygamberin ilahi vahiden söyleyenleri düşünün. O zaman burada ve buradan sonra sonsuz hoşnutluğa ulaşırsınız. En şereflinin hürmetine, Seyyidina Muhammed (s.a.v.).
Fatiha. 45? Yeterlidir.
(Mevlana Şeyh Nazım telefonda Şeyh Hişam efendi ve Hacı Neziha ile konuşuyor)