Go to media page Available in: English   Turkish  

Onu İnsan Yüklendi

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Çarşamba, Eylül 15, 2010 Lefke, Kıbrıs

Ya Kerimu Ya Allah!

Ya Alimu Ya Allah!

Ya Aziyzu Ya Allah!

Ya Subhanu Ya Allah!

Ya Sultanu Ya Allah!

Zid Habibeke İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana Nahnu Abiduk… Ya Rabbena Ya Rabbena Nahnu Abiduk …Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym

Elhamdülillah Rabbil Alemiyn Ezelen Ve Ebeden Vesselatu Vesselam Âlâ Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn Minel Ezeli Minel Ebed Ve Âlâ Sairi Enbiya Murseliyin Ve Mentebiahum Bi İhsani İla Yevmiddin. Rağmen Âlâ Şeyatin…Sümme Selamu Âlâ Sahibil Zaman Ve Âlâ Kutbul Zaman El Mutesarrifu Fiddünya Fil Beynel İbad Beyne Sairi Mahlukat.

Allah Allah AziymAllah AziymAllah

KerimAllah SubhanAllah SultanAllah

Eğer kalemler, bize ikram edilen şerefi, insanların yaratıldığı zamandan sona kadar yazsalar, bu yazıyı tamamlayamazlar, çünkü bize çok yüksek şeref ikram edilmiştir. Ey insanoğlu! Siz kimsiniz ki bunu düşünmüyorsunuz? Siz maddi varlığınızla o kadar küçüksünüz. Ama size bütün dünyanın taşıyamayacağı bir şeref ikram edilmiştir. Esselamun Aleyküm,

Ey Selefi ulemaları! Şimdi söylediklerimizi düşünmelisiniz. وَحَمَلَهَا ٱلۡإِنسَـٰنُۖ Ve hameleha el-insanu, "Onu insan yüklendi" (Ahzab: 72) Bu anlamı anlıyor musunuz? Estâuğuzubillah;

إِنَّا عَرَضۡنَا ٱلۡأَمَانَةَ عَلَى ٱلسَّمَـٰوَٲتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَٱلۡجِبَالِ فَأَبَيۡنَ أَن يَحۡمِلۡنَہَا وَأَشۡفَقۡنَ مِنۡہَا وَحَمَلَهَا ٱلۡإِنسَـٰنُۖ إِنَّهُ

(Ahzab:72) <>

Eh insan! Ey Selefi ulemaları! İnsanların kendi kendilerine mi bu şerefi taşıdıklarını zannediyorsunuz? Bu asla başka bir varlığa ikram edilmemiş şereftir. Ve hameleha el-insanu, "Onu insan yüklendi." Bu sırlı şeref neydi? Cenâb-ı Hakkın ikram ettiği. Hayır, O, yaratılan herkese bu şerefi kim taşır diye teklif etti. Hepsi “Biz yapamayız, Ey Rabbimiz! Bizi affeyle. Biz taşıyamayız” dediler. Ama, "Onu insan yüklendi."

Onlar kendi kendilerine, “Biz taşırız” diye teklif ettiklerini mi zannediyorsunuz? İnsanlar kendilerinde bu ilahi kuvveti görmeselerdi asla “Ben taşırım” demezdi. O neydi? O şeref neydi?

Ey katılanlarımız! Gelin ve dinleyin, kaçmayın! Dinlemek için zaman verin. Bu benim gibi en zayıf kula sundukları sadece çok kısa bir zamandır. “Otur ve insanlara konuş” derler. Ben birşey bilmem ve birşey biliyorum diye iddia etmem, hayır. Bu göklerde ve herşeye ve insanoğluna teklif edilen birşeydir.

Ey Selefi ulemaları! (Ayet-i Kerime de geçen "insan" kelimesini başındaki) Elif Lam ne demektir? Cins ahil istikrak, (İlahi Hakikatlerde boğulma kapasitesi). Ve hameleha el-insanu, "Onu insan yüklendi." Peki el-İnsan kimdir? Onun kimliği nedir? Başka kimseye giydirilmemiş olan ilahi şereftir. Âlemlerin Rabbi onlara, “Bu benim size giydirmek istediğim ilahi elbisedir” diye gösterir. Bu yaratılan herşey içindir. Onlar bakarlar ve şaşırırlar. "Çok güzeldir ama bizim onu giymemizin imkânsız olduğunu biliyoruz. Acayip şan şeref elbisesi." Allahu Ekber. “Ey Rabbimiz! Biz bunu giyemeyiz ve tutamayız” Ama el-İnsan, cinsul insan, insanoğlu türü, insanoğlunun hepsi “Biz taşırız” dediler. Tek veya toptan, bütün insanoğlu “Biz giymek istiyoruz” dediler ve giyindiler.

Ey Selefi ulemaları! O nedir? İnsanlara söyleyin. Bunu daha fazla netleştirmelisiniz. Herşeyden önce insanlara hitap ederken, “Ey insanlar! Size çok büyük şeref ikram edildi. Ve bu şerefi giydiğiniz zaman size emredildi veya size bu şerefi âlemlerin Rabbi için tutmanız teklif edildi. Bu şeref size verildi, bunu tutun” deyin. Bu neydi? Bunu açıklayın, bunu daha netleştirin.

Ey katılanlar! Katılanlar sadece dinliyorlar ama birşey söyleyemiyorlar. Onun için “Biz Selefi ulemalarız” diyen insanlara hitap ediyoruz. Selef varsa halef de olmalı. Her Selefi bir halef olmalı. Âlemlerin Rabbine halife olma (şerefi) tayin edilip ikram edilmiş ve onlara geçmiş zamanda giydirilmiştir. Ve bu şeref bütün insanoğluna dağılır. Bu bir şereftir ki kimse onun hakiki değerini ve şanını bilemez derler. Âlemlerin Rabbi tarafından insanoğluna ikram edilen en yüksek şereftir. Bunu insanların arasındaki hiçbir şeref veremez. İnsanların arasında olan birşey değildir. Ama âlemlerin Rabbinin insanoğluna giydirdiği şerefi kimse bilmez. Kimse ne zaman başlayıp ne zaman biteceğini bilmez. Ve âlemlerin Rabbi ikram ettiği birşeyi alsa geri almaz. Bu şerefi insanoğluna ezelden ebede ikram eyledi ve bu şerefi tutmamız emredildi.

Selefi ulemaları! Selefi ulemalardan ne öğrendiniz? Söyleyin! Söyleyin! Bunu netleştirin. O neydi? Evet, bu bildiğiniz ilahi huzurda insanoğluna giydirilip ikram edilmiştir. Ama bir soru sorabiliriz. Cenâb-ı Hakkın

İlahi Huzurunda bu ilahi varlığın tecellisini kimse giyemez. Âlemlerin Rabbinin adına insanoğluna bu şeref elbisesini kim giydirdi? Söyleyin! Vesile kimdi?

(Maide:35) وَٱبۡتَغُوٓاْ إِلَيۡهِ ٱلۡوَسِيلَةَ

vebtegû ileyhi el-vesîle,

<>

Bu hangi noktaya işaret eder? Neden vebtegû, "arayın" buyurur? Bu hitap bütün insanoğlunadır. Ey insanlar! Size bir ikram, göklerden İlahi bir elbise ikram edilmiştir. Cenâb-ı Hak size bu şerefi giydirmek istiyor. Dağlar, yerler ve gökler korktular ve taşıyamayız dediler ama insanoğlu “Biz taşırız “dedi. Onlara kim giydirdi? Vebtegû, isteyin, ileyhi. Bu vesilesiz ulaşamazsınız demektir. Bu emirdir. Vebtegû (arayın) Ey İnsanoğlu! O ezelden ebede olan şerefli elbiseye ulaşmanın yolunu sorun.

SubhanAllah. Bir elbise yapmak isterseniz, kumaş alıp size uygun bir takım yapsın diye terziye gidersiniz. Cenâb-ı Hak, “Biz bu ilahi şerefli elbiseyi taşırız” diyen insanlara ezelden ilahi ikram hazırladı. Bunun ne

olduğunu söyleyin? Bu neydi söyleyin? Ve onlara bunu kim giydirdi? Cenâb-ı Hak mı size giydirdi? Bu neydi? Âlemlerin Rabbi ezelden insanoğluna bu şerefli elbiseyi giydirmek için birisini tayın etti. O kimdi söyleyin? Siz o kimseye biraz bile övgü vermek isteyen insanlarla savaşırsınız ve buna “Şirk” dersiniz. Siz asla şirkin ne olduğunu ve Peygamberler Mührü (s.a.v)’ın hakiki makamını anlamazsınız.

Söyleyin!!! Vebtegû ileyhi Ey İnsanlar! İleyhi içinde olan hedefi sormalısınız. Mesela gökteki ay. Âlemlerin Rabbi senin ilahi elbiseni oraya koysa ve “Senin ilahi elbisen o aydadır” der. Ve "Ona (yaklaşmaya) vesileler arayın" diye emreder. Şerefli elbisemi almaya nasıl ulaşacağım diye sorun. İnsanları şeref elbisesine götürecek olan kimdir söyleyin!! "Şeyh asla duyup anlamadığımız birşey söylüyor" deyin. Hayır, anlıyorsunuz. Beni size hergün hitap ettirdiklerini anlıyorsunuz. Çünkü siz ulemalar olduğunuzu iddia ediyorsunuz. Onun için hedefimiz nefsinizi vurmak için sizin üstünüze bazı hakikatleri atmaktır. Çünkü nefsiniz “Biz kendimiz ve ilahi elbisemiz arasında bir vesile kullanmayız” der. Hayır, bu yanlıştır, istemelisiniz. Bir kimsenin roket istediği gibi istemelisiniz. İnsanlar roket isterler. Sizde giymek için bizi ilahi elbisemize götürecek bu roket kimdir diye sormalısınız. Giyerseniz geri gelmezsiniz, yükselir, yükselir, yükselirsiniz. Sonsuz şeref okyanuslarına, sonsuz şan okyanuslarına, sonsuz övgü okyanuslarına, Âlemlerin Rabbinin sonsuz azamet mülklerine.

Ey insanlar! Ey insanlar! İşitin ve dinleyin ve birşey anlamaya çalışın. Beni benim gibi ilk seviyedeki insanlara konuşturup hitap ettiriyorlar. Ama sevfetera, sevfetera, bundan sonra göreceksiniz. Gelip bu şeref elbiseyi alıp giyerseniz burada olmazsınız. Hemen meydana gelen sonsuz mülk okyanuslarına davet edilirsiniz. Ooooo! Oooo! Ne düşünüyorsunuz?

(Zümer:67) وَمَا قَدَرُواْ ٱللَّهَ حَقَّ قَدۡرِهِۦ

<< Onlar Allah`ı hakkıyla tanıyıp bilemediler >>

Ayet-i Kerîme mi? Subhansın ya Rabbi. Subhanek! Subhanek! Sultanek! Cenâb-ı Hak bizi affeylesin. Allah, Maşallah La Kuvvete İlla Billah. Ey İnsanlar! Gelin dinleyin çünkü şerefli elbiselerinize ulaşmayı seversiniz. Gelin dinleyin, gelin roketlerinizi alın. Veya gelin sizi âlemlerin Rabbinin bilinmeyen mülk okyanuslarına götürecek olan bütün kâinatı taşıyacak en büyük rokette yerinizi alın. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin. Âmin Ya Rabbi ya Allah. Tövbe Ya Rabbi Tövbe Ya Rabbi Tövbe Estağfurullah… Ya Allah Ya Allah Ya Allah Ya Mugisu Ya Allah Ya Mugisu Ya Allah Ya Mugisu Ya Allah… Ya Rasulullah.

Neden Ya Rasulullah diyorsun derler. Akılsız insanlar, burada konuşulanı asla anlamazlar, hemen inkâr ederler. Akılsız insanlar asla anlamazlar. “Bize yardım et, bizi yıka ya Rasulullah!” deyin.

Çünkü O ezelden ebede kâinatın halifesidir. Ona yüksek saygınızı verin, Seyyidina Muhammed (s.a.v.). Ya Rabbi Salli Vessellim Aleyh… Ya Allahu Ya Allahu Ya Allahu. Bizi affeyle ve bize anlamayı zayıf kullar olmayı ve ikram eyle.

Fatiha.

(35 dakika)

(997 000 kişi)

UA-984942-2