Pazar, Ocak 10, 2010 Lefke, Kıbrıs
Destur Ya Seyyidi. Destur Ya Ricalallah Meded. La Havle Ve La Kuvvete İlla Billahil Aliyil Aziym. La İlahe İllallah La İlahe İllallah La İlahe İllallah Muhammedun Rasulullah (s.a.v). Minel Ezeli Minel Ebed.
Cenâb-ı Allah’ın Arş’ında en azametli ve en şerefli tahtta La İlahe İllallah Muhammedun Rasulullah (s.a.v) yazar. Rabbimizin halifesine en yüksek saygınızı verin, o tektir. Allah Allah.
Esselamun Aleyküm bakan ve dinleyen ve hevesle birşeyler öğrenmek isteyen dinleyicilerimiz. Öğrenme okyanusları sonsuzdur. Sadece bize ikram edilmiştir. Eğer daha fazla istersek Âlemlerin Rabbi ikram eder, istemezsek vermez.
طالبا كن Bu Peygamberler Mührü, Seyyidi... Kiram’ın ilahi emridir. Ümmetine bilmeyi istemeyi emretmiştir. Ümmetini ve bütün insanoğluna bir şeyleri istemelerini ısrar etti. Çünkü insanoğlu için mümkün olduğu kadar daha fazla ve fazla bilmek en mühim meseledir. Peygamberler Mührü’nün tavsiyelerini takip etmeye çalışıyoruz. “Din Nasihattir.” Ümmetinden işitmelerini ve dinlemelerini istiyor. Ve şimdi ilahi sahibimiz, üzerinde bulunduğumuz bu gezegeni idare edenden buradaki mütevazı sohbetimize bize yardım etmesini ve bize manevi desteğini göndermesini istiyoruz.
Belki burada 10 veya 20 kişi var ama belki ilahi işaretle gönderildi. İnsanlara ulaşan ilahi emri kabul edip birşeyler öğrenmek için buraya gelirler veya ülkelerinden bakarlar. Ve Euzubillahimineşşeytanirraciym diyoruz. En tehlikeli varlık şeytandır. O asla kendisinden başka bilenlere bir unvan veya mükemmeliyet seviyesi ikram edilmesini kabul etmez. Her zaman bir numara olmak ve en yüksek makamların onun olmasını ister.
SubhanAllah, SultanAllah. Allah Allah Allahu Ekber Ve Ecel Ve Âzam. Şeytandan ve onun hile ve tuzaklarından kaçın. İnsanlara her zaman şeytanı takip etmenin tehlikelerini hatırlatın. Şimdi bu dünyada doğudan batıya, kuzeyden güneye, beş kıtalarda, her yerde olan insanoğlu selamette değillerdir. Rabbimiz hiç kullarını zor bir durumda olmalarını istemez, asla. Kullarının selamet bir hayatta olmalarını ister.
Bu nokta insanlık için çok önemlidir. Ve Bismillahirrahmanirrahiym diyoruz. Bu bize bilmediğimiz birşeyi açar. Düşünmekle bazı ilimlere ulaşamazsınız çünkü ilahi hoşnutluk sadece göklerden gelir. Onu bu gezegende bulamazsınız, bu gezegen çöl gibidir. Ne istersiniz? Herkese sorabilirsiniz; “Ey dostum, bu hayatta ne istersin?” Eğer o kişide göklerin nurlarından birşeyleri varsa “Sadece selametli bir hayat isterim” der.
Evet selefi ulemalardan ne haber? Neden şimdi bu gezegendeki herkesin ne istediklerini insanlara söylemezsiniz? Onların bu hayattaki istekleri veya amaçları nedir? Evet, onlara sorun ve siz de bunları bilmelisiniz. Biz yalan söylemiyoruz. Hatta anlayışıma göre böyle zayıf bir kul bunları söylüyor. Ve siz anlayışınızın çok büyük olduğunu ve herşeyi anladığınızı ve bildiğinizi iddia edersiniz. Herşeyi anlayıp biliyorsanız siz ve Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v.) arasında ne fark olur? Meded Ya Seyyidi. Ne kalıyor?
Eğer senin seviyen Peygamberler Mührü ile aynı seviyedeyse neden insanlara Âlemlerin Rabbinin bu gezegende yaşayan kulları için istediğini vermez veya takdim etmezsiniz? Neden onlara “Ne istiyorsunuz?” “Amacınız nedir?” veya “Görüşünüz nedir?” veya “Son hedefiniz veya ulaşmak istediğiniz son nokta nedir?” diye sormazsınız?
Evet biz varlıklarız, biz Yaratan değiliz, biz sadece yaratılanlarız. Bu yaratılanlar için bir Yaratan olması gerektiği anlamına gelir. Bu alet kendi kendine vâr oldu desem, “O kimse deli oldu, onu tımarhaneye götürün” derler. Böyle bir aletin kendi kendine vâr olduğunu kabul etmiyorsanız, insanların kendi kendine vâr olduğunu nasıl söylersiniz? Olabilir mi? Olamaz. Ama şeytâni fikirler ve şeytâni talimler insanlara herşeyi kayıp ettiriyor ve cahilliğin karanlığına düşürüyor.
Peygamberler göklerden insanlara geldi ve onlara nur, ışıklar getirdi. Işık olmasaydı onlar kör varlıklar olurdu. Evet. Âlemlerin Rabbi neden Peygamberler gönderdi? Çünkü onların özel ışıkları vardır ve aydınlatırlar. Gittikleri her yerde onların özel ışıkları etraflarını aydınlatır. Onun için genelde Peygamberler birileri tarafından kuşatılmışlardır. Belki bir el dolusu insandır ama her zaman bir Peygamber oturup konuşurken bazı insanlar tarafından kuşatmıştır. Bu insanların onda ışık gördükleri demektir. Ama ışık asla bu dünyanın ışığı gibi değildir. Onlar o kimseden bir işaret hissederler ve ona koşuyorlar. Ve oturup dinlerler ve ondan ışık alırlar. Güneşin ışığı gibi değil ama ilahi ışıklar. Onun için onlar gelirler, gelirler ve otururlar. Onun için beni bu önemli mesele hakkında konuşturuyorlar.
İnsanlar kördür ve onların bazı ışıklara ihtiyacı vardır ki kendi varlıkların dışında ne olacağını ve uzaktaki ışıklar nasıl olur bilsinler diye. Ve kalplerine veya akıllarına o ışıkları ne şekil kuvvet getirir diye. Ve kalpleri ve gözleri açılır ve “Ooo... bu gezegen, bu dünya baktığımız gibi değil. İçeride birşeyler vardır” derler.
SubhanAllah SultanAllah. O insanı yarattı ve ilk insana bir nur ikram etti. Ve o nur onlardan nesillerine geçti. Ama onlardan bazıları ışığı kabul etti, bazıları da asla kabul etmeyip kaçtılar. Onlar kör ve karanlıkta ve gece vakti şekilleri olmaktan mutlular. Ama onlar neler olduğunu görmek için ışık istemezler. Onun için Âlemlerin Rabbi göklerden bazı özel varlıklar, özel kişiler gönderdi. Onlar dünyadalar ama onların hakiki kimlikleri veya hakiki şahsiyetleri göklerdedir. Âlemlerin Rabbi insanların bazı şeyleri anlamasını istiyor. Bazı insanlar vardır onlar düğmeyi çevirebilirler. Başkaları çeviremez. Bu sadece özel kimseler içindir.
Onun için Âlemlerin Rabbi buyurdu; “Ey Âdem ve eşi, dünyaya inin ve oraya bakın. Size nurlar ve nurlu kimseler gönderiyorum. Bu dünyayı karanlıkta bulursunuz ama ben size bazı kimseleri size rehber olarak gönderiyorum. O kimseler sizi karanlıktan çıkartırlar. Onlar kalplerinizi açarlar ki ışığın, nurlu kimselerin, ve nûrun ne olduğunu anlarsın.”
Onun için mühimdir ey selefi ulemalarımız, Cenâb-ı Allah Âdem ve Havva ve nesilleri hakkında buyuruyor; “Ey Âdem, senin neslinden bazı nurlu kimseler gönderiyorum, onları takip et.” Nurlar? Evet.
Şimdi nurlu kimselerin olması gereken bir zamandayız. Bir rehber bulamadığınız bir devir olamaz. Hayır, her zaman bir rehber bulursunuz. Şimdi bu günlerden ne haber? İnsanoğluna rehber olmak için bu zamanda da aynı nurlu kimseler vardır. Ama insanlar onları istemezler. Selefi ulemaları “Bize sorun ve biz size cevap veririz” derler. Cevap verebilirsiniz ama nur veremezsiniz. Çünkü insanoğlu hakkında bazı insanların yaradılışı nur için uygun olduğu bilinir. Başkaları uygun değildir.
Onun için birisinde bir nur bulabilirsen onu takip et. O sana yolunu gösterir veya nurlu kimselere götürür. Nurlu kimseler yok olamazlar, daima mevcut olmalılar. Ama sen isteyene kadar onlar perdelidir. Onlar senin hakiki istediğini, insanoğlunun hakiki varlığının hakkında ve onların işlerinin hakiki varlığının nurlara ulaşması için onların isteklerini bilirlerse sana ulaşırlar. Ama istemezsen “ Onu bırakın” derler.
Bir kimse pazara gidince orada insanlar “Patates... Domates...” diye bağırırlar. Lahanaya ne derler? Senin gibi lahana... Evet “Lahana” ama onlar yakut satıcıları, inci satıcıları, altın satıcıları, mücevher satıcıları nerede diye kimse sormaz, oraya kimse gelmez ve onlar kapılarını kapatırlar ve kaçarlar.
Bu dünya hiçbir zaman böyle nurlu kimselerden boş kalmaz. Onlar insanlara göklere ve cennete rehberlik yaparlar. Ama insanlar, “Bizi ilgilendirmez”, “Beni ilgilendirmez böyle şeyler" derler. Sizi ne ilgilendirir? WC (tuvalet). Evet? Bir kimse cevherler, inciler, elmaslar, yakutlar, safirler, zümrütlere “Beni ilgilendirmez” derse o zaman seni ne ilgilendiriyor? Bunun cevabını bilmezler ve WC’nin içindekini isterler. جيفة الدنيا Peygamberimiz ; “Bu dünya WC’de bulduğun maddeler gibidir” buyurmuştur ve şimdi insanlar kıymetli mücevherleri istemezler. Onlar sadece bu hayatın pisliğini isterler ve nur istemezler. Eğer nur isteseler nurlu kimseleri bulurlar. Bize nurlu kimseleri takip etmemiz emredildi. Evet beyim.
Selefi ulemalardan ne haber? Doğru mu değil mi? Siz Cenâb-ı Allah’ın
(Tövbe;119) وَكُونُواْ مَعَ ٱلصَّـٰدِقِينَ
<
buyurduğunu biliyorsunuz. ٱلصَّـٰدِقِي Rablerinle ve en nurlu kimse olan Peygamberler Mührü ile beraber olan doğru kimseler demektir. O gelen emir böyle nurlu kimselerden gelmeli.
Siz istiyorsunuz ve ne buldunuz? Siz sadece Muhammed Bin Abdul Vehhab’ı mı buldunuz? He...? Sadece o mu var? Onun getirdiğini mi satıyorsunuz? Hayır. Bu bütün insanlar için mühim bir tedbirdir.
Ey insanlar, ilahi hazineler ulaşmanın fırsatını kayıp etmeyin. Siz bu hayat için bazı parçalar veya bir el dolusu mücevher peşinde koşuyorsunuz. Ama ilahi huzurdaki sonsuz hazinelere ilgi duymuyorsunuz.
Onun için ey insanlar Euzubillahimineşşeytanirraciym diyoruz. Şeytanın sizi bu dünyanın zevklerine çağırdığına inanmayın. Bu hayatın zevkleri WC’deki şeylere benzer, başka birşey değil, değeri yoktur. Onun için bütün gayretinizi göklerdeki hazineye ulaşmak için verin. Bu kimseler şanslıdır. Kim ebedi hazineleri isterse şanslıdır. Bunu istemezsen ne olur? WC’de yaşayan böcekler gibi olur.
Ey insanoğlu, Cenâb-ı Allah size ona ulaşmak için bir şeref ikram eyledi. Ve O herşeye Kâdir olanın ilahi huzuruna ulaşmak için ve sonsuz hazineler sonsuz çoğalır, çoğalır ve çoğalır. Değerli hayatınızı pislik için heder etmeyin. Pekçok milyarlarca, milyarlarca insanlar onun peşine koşarlar ve birşey taşıyamazlar. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.
“Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah”
“Allah Allah Allah Allah Allah Allah KerimAllah”
“Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum duuuum”
Cenâb-ı Allah bizi affeylesin ve bizi doğru yola getirsin. Doğru yollar sadece doğru kimseleri ister. Doğru yollar asla yanlış kimseleri kabul etmez. Şimdi insanlar sorunlar içindeler. Dipsiz sorunlar ve dipsiz, sonsuz ıstırap içindeler. Cenâb-ı Allah kullarının ıstırap, çileler ve acılar içinde olmalarını ister mi zannediyorsunuz? Asla.
Bir insan bile çocuklarının dilenci olmasını istemez. Cenâb-ı Allah insanların dilenci veya sorun yaratanlar olmasını nasıl ister? Neden sorun yaratanlar oluyorsunuz? Size sunulanı yapın. Herkes ona sunulanı yapsa bu dünya cennet gibi olur. Ama insanlar dikkat etmezler. “Bizi ilgilendirmez” derler. Sizi ilgilendirmezse ateşe düşersiniz ve ateşte rahat bulamazsınız.
Şimdi gelin ve “Bismillahirrahmanirrahiym, ey Rabbim senin emrini kabul ediyoruz. Lütfen zayıf kullarını kabul eyle ve zayıf kullarına desteğini ver” deyin. Cenâb-ı Allah bizi ilahi huzurda en şerefli olan Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’in hürmetine affeylesin. Fatiha. 40? (45)
Onlar biliyorlar ve kapatıyorlar. SubhanAllah, Cenâb-ı Allah’a ve Peygamberine şükürler olsun. Cenâb-ı Allah Peygamberler Mührü’nü ebedi rahmetinle sarsın ve bizi affeylesin ve size rahmetinden versin. Fatihah.
(515 bin kişi izledi.)