Go to media page Available in: English   Turkish   Arabic  

İLAHİ PASAPORT

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Pazar, Ocak 17, 2010 Lefke, Kıbrıs

Destur Ya Seyyidi. Meded Ya Ricalallah. La İlahe İllallah La İlahe İllallah La İlahe İllallah Muhammedun Rasulullah Aleyhi Salâtullah Esselâmu.

Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym. Bu söylememiz gereken ilk sözlerimizdir, Euzubillahimineşşeytanirraciym. Rabbimizden himaye ve göklerin ikramlarından bir ikram istiyoruz ki kötüye ve şeytanlara karşı savaşabilelim. Esselamun Aleyküm, ey sahibimiz, sen bu dünyayı gözetirsin ve üzerinde olan herşey senin idaren altındadır. Sana المتصرّف قطب ikram edildi. Bu gezegendeki herşeyi idare eden kutup. SubhanAllah, bütün övgüler ve bütün tazimler Rabbimizedir, herşeye Kâdir olanadır.

Ey Rabbimiz bizi affeyle. Bizi affeyle, biz cahiliz hem de düşüncesiz kimseleriz. Burada ve buradan sonra bizim için olanı ve bize karşı olanı öğrenmeye dikkat etmeyiz.

Esselamun Aleyküm ey Âlemlerin Rabbinin kulları. Sana burada ve buradan sonra zarar verebilecek şeylere dikkat edin. Düşüncesiz olan kimdir? Düşüncesiz kimse kimdir? Düşüncesiz kimse ondan yana olanı ve ona karşı olanı asla bilmez. Düşüncesiz kimse bu zehir mi yoksa zehre karşı olduğunun asla farkını bilmez. O düşüncesiz kimsedir. Onun için olanı ve ona karşı olanı bilmez.

Ey insanlar Esselamun Aleyküm. Sizin için olanı ve size karşı olanı öğrenmeye çalışmalısınız. Sadece burada değil. Burası bu gezegende çok kısa bir görünüştür. Sizin için olan ve size karşı olan size zarar veren sadece buradaki insanlar için olursa önemli değildir. Ama ebedi için olursa bu dehşetlidir, korkunçtur. Onun için senin için ebedi olanı öğrenmeye çalışmalısın. Sana ebedi olarak karşı olan nedir diye. Çünkü bu hayat ölümle sona erecek ve buradan yedi göklere başka bir vâr olma seviyesine gideceksin. Göklerin beyazlığını ve enini boyunu hayal edemezsin. Herkes her an bu seviyeden ölmekle başka bir seviyeye götürülebilir.

Bu seviye daha yüksek veya daha aşağı olabilir. Buradayız ve baktığımızda bütün insanların aynı seviyede olduğunu görüyoruz. Ama insanlar ilahi haberlerle hitap edilip söylenilenleri anlamazlar. Burada bütün insanların aynı seviyede olduklarını zannederler. Belki çıplak gözle bakarsan öyledir. Bütün insanlar anlayabilir. Ama her an bu seviyeden başka bir seviyeye götürülebilirsin. Ama hangi seviyeye gidiyorsun?

Aydınlık seviyeler sayısızdır ve karanlık seviyelerde sayısızdır. Düşünmelisiniz bu gezegendeki seviyelerde herkesi aynı seviyede görürüz. Önemli olmadığını düşünebilirsiniz ama önemli olan sonuçta hangi istikamete götürülecek olmanızdır. Sağa tarafa mı yoksa sol tarafa mı? Çünkü bu dünyayı terk edip dışarıya çıkınca böyle böyle bakarsın. İki giriş vardır. Biri aydınlık ve başkası daha var… Öbürü karanlıktır. Şüphe yoktur ki insanlar aydınlık tarafa koşarlar. Ama melekler onları durdurur. “Durun bakalım” Sizin pasaportunuz bu tarafa mı öbür tarafa mı?

Ey dinleyicilerimiz, düşünün. Hangi pasaportla bu hayattan, bu bulunduğun seviyeden, hangi pasaportla çıkacaksın? Belki dış görüntüsü aynıdır ama melekler alıp bakacaklar. “Senin yolun bu taraftan, sağ taraf, aydınlık değildir, hayır.” Pasaportunda bu tarafa gitmen ikram edilmedi diye yazar. Pasaportun senin yolun bu tarafta olduğunu gösterir. “Çabuk oraya git.” Ve melekler oraya götürür.

Ey selefi ulemaları Merhaban. Siz böyle şeyleri insanlara söyler misiniz söylemez misiniz? Kitaplarımızda böyle tefsirleri görmedik diyebilirsiniz. Göremiyorsanız (büyüteç) kullanın ve dikkatli bakın. Belki bu… Ben bu anlamı babamın dükkânından getirmedim, hayır. Bu Kurân-ı Kerim’de yazar. Biz senden fazla arapça biliriz dersiniz. Eehhh… biliyorum ama bilirsiniz ama anlamazsınız. Kurân-ı Kerim ne buyurur?

(Sâffât:24) وَقِفُوهُمۡ‌ۖ إِنَّہُم مَّسۡـُٔولُونَ

<>

Bu hitap nereden gelir biliyor musunuz? Onlar nerede olacak? Onlar nerede durdurulacak? Onlar nereye gidiyor ve ilahi emir gelip ve onlara وَقِفُوهُمۡ‌ۖ durdurun diyecek. إِنَّہُم مَّسۡـُٔولُونَ . Onların pasaportlarına bakın onlar için hangi taraf yazıyor. Ve onların pasaportunda sana emredilene bak. Çünkü bu seviyeden başka bir seviyeye geçerken şimdi hangi yöne gideceğine bakmalısın. Evet, bu yazılı mıdır? Senide durduracaklar.

Ey selefi ulemaları, melekler sizi tutacak. Melekler الرحمن الملائكة… (arapça) yazılıdır. Çünkü pasaportta bu pasaport bu ülke şu ülke, bu kıta şu kıta için geçerlidir diye yazar. Melekler bakar ve görürler ki “Evet, senin için bu yoldan gitmen yazılmamıştır, bu yoldan gitmelisin” diye yazar. Dinleyicilere söylemelisiniz, pekçok şeyler sizi sarmasın. Sarar sarar sizi biraz daha fazla gözetler. Sen sağ seviyeden gideceksin diye bir emniyete ulaştın mı yoksa soldan mı gidiyorsun? Kibirli olmayın.

Bize inananlara yolunu göstermek ve inanmayanlara hitap etmek emredildi. Onlar bakarlar bir süre sonra bu hayatı terk edecekler ve kayıp olacaklar. Onlar nereye giderler? Onlar nereye giderler?

Müslümanlar veya gayri Müslümanlar bir pasaport getirmeliler. Pasaportun ilk sayfasında “Bu kimseye heryere seyahat etmek ikram edildi” diye yazar, sağ taraflar için. Sol tarafta “Bu kimseye sağ tarafın seviyesi ikram edilmedi” diye yazar, hayır.

Biliyor musunuz? Bilmiyorsanız bazen ağlayıp bazen “Ey Rabbimiz bizi koru, bizi emniyette tut ki sağ tarafta gidelim. Bu hayattan gidince göklerin sağ tarafından girelim” demelisiniz. Bu mühimdir.

Ama şimdi insanlar unuttular çünkü şeytâni talimler insanları hiçbir şeye inandırmamaya çalışıyor. Ey selefi ulemaları, neden şeytana ve şeytanı takip edenlere karşı savaş ilan etmezsiniz? Ey insanlar, gelin ve kendinize ne istediğinizi söyleyin.

Siz selefi ulemaları “Biz şeytan ve şeytâni insanlara karşı savaş ilan ediyoruz” demelisiniz. Neden söylemezsiniz? Okullarda ne öğretiyorsunuz? Siz kimya, fizik, coğrafya ve aritmetik ve matematik ve kimya öğretiyorsunuz. Bunları bilsen de bilmesen de size faydası nedir? Fakat siz kendinizi son günde hangi yöne götürüleceksiniz diye hazırlamalısınız. Sağ tarafa mı yoksa sol tarafa mı? Eğer pasaportunuzda “Bu kimseye göklerin sağ taraftaki seviyelerine girişi açıktır” diye yazdığını gösterebilirseniz. Gösteremezseniz ilahi bir hitap gelir, gelir: “Bu kul hakiki bir kul değildi, her zaman Âlemlerin Rabbinin ilahi emirlerine karşıydı ve her zaman Yaratanın emirlerine karşı savaşırdı” derse. “Onu götürün.”

Bu sağ taraf rahmet okyanusudur. Sol taraf, sol taraf inanmayanlar içindir. Onların kitaplarında yazar “Bu kimseler asla ölümden sonra nereye gönderilecekleri yolları öğrenmek istemediler. Onları sol tarafa götürün ve kayıp edin.” “Ben benim Rab olmamı inkâr eden kimseyi ve onların en fena düşmanı şeytanı takip edeni sevmem. Onları görmek istemiyorum. Onları götürün ve onları karanlık dünyalara koyun ki ebedi olarak görünmesinler.”

Oo… Aman Ya Rabbi. Ey Rabbimiz, ey Rabbimiz. Ey Rabbimiz kullarına ne olacak? Ve Onun hükmü yüzde yüz tamamdır. Ey insanlar, Rabbinize, Yaratanınıza bakın. Bu dünyayı terk ederken ve öldükten sonra hayatınızın ikinci seviyesine geçerken size ne diyecek buna dikkat edin. Bu çok mühim meseledir. Neden söylemezsiniz? Ey selefi ulemaları ne konuşursunuz? Siz insanlara ne konuşursunuz? Siz bunu ve şunu söyler misiniz? Hayır. Mühim tavsiye insanlara “Ey insanlar, şeytana dikkat edin. Karanlık hayat seviyelerine düşmemeye dikkat edin” diye söylemektir. Neden söylemezsiniz? Onlara petrol asla sizi kurtarmaz diye söyleyin. Veya altın sizi asla kurtarmaz. Veya cevherler sizi asla seviyelerin en fenasına düşmekten kurtarmaz. Bu geliyor. Sabah erken mi gelir gece vakti mi bilmiyoruz. Uyurken mi, uyanıkken mi gelir yoksa uyurken kalkacak mıyız bilmiyoruz.

Biz şüphe duymuyoruz ama bundan dolayı korku içindeyiz ama bakmayız. Ve Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’in ilahi sözlerini tutmalıyız. O نصيحة الدين “Din nasihattir” buyurmuştur. Siz ümmete doğru yolu göstermelisiniz. Ve düşüncesiz insanları nereye gittikleri hakkında uyandırmaya çalışmalısınız. Şeytanın hile ve tuzaklarına aldanmasınlar.

Ey selefi ulemaları, siz doğudan batıya, kuzeyden güneye şeytâni eğitimler insanları yanlış istikamete hareket ettirdiğini biliyorsunuz. Vatandaşlarınızı eğitmek için herşeyi batılı ülkelerden getirdiğinizi neden söylemezsiniz? “Şimdi biz eskisi gibi fakir değiliz. Şimdi zenginiz. Biz milyonerler, milyarderler veya trilyoneriz ki atalarımızın yaptıkları eğitimleri çocuklarımıza yapmayız. Biz onu bırakıp yeni moda yapmalıyız” dersiniz.

Nedir bu yeni moda? Neden hükümetlerinizi, sultanlarınızı, başbakanlarınızı uyandırmazsınız? O insanları neden uyandırmazsınız? Çünkü onlar yeni moda peşine koşarlar. Yeni moda küfürdür, neden söylemezsiniz? Sizin bildiğiniz sadece “Bi’dat, Peygambere salât bi’dattır” demektir. Nedir bu? Siz nasıl ulemalarsınız?

Bütün İslam dünyası yeni moda okullarla, kolejlerle, müesseselerle, üniversitelerle doludur. Reddediyorum, onların hepsini inkâr ediyorum. Bütün yeni moda ayaklarımın altındadır!! Kabul etmiyorum!!

Biz Müslüman’ız ve bizim modamız her zaman yenidir. Çünkü Cenâb-ı Allah yaşamanın en iyi yollarını ve eğitimini gönderdi. Neden başbakanlarınıza, krallarınıza, sultanlarınıza söylemezsiniz?!! Hepiniz yeni moda insan olmaya çalışıyorsunuz. Yeni moda insanları evliyaların ayakları altındadır!!! Yollarınızı değiştirmelisiniz yoksa bu yolda bütün dünya yanar ve cehenneme gider. İslam’da yeni moda yoktur. İslam hakikattir. Hakikat için yeni moda veya eski moda diyemezsiniz. Hayır, İslam hakikattir. İslam’ın hakikatlerini öğrenmelisiniz. Ve çocuklarınıza İslami hakikatleri, İslam’ın azametini ve büyüklüğünü öğretmeye çalışmalısınız. Bunu yapmalısınız. Yapmazsanız bu hayatta size ceza olarak yaklaşan birşeylere bakın.

Ben sadece bir ikazcıyım. Bütün Müslüman ülkeleri ikaz ediyorum. Yeni modaları yok edin. Kim yeni moda hayatı takip etmek istiyorsa onları gönderin, Avrupa'ya, batılı ülkelere gönderin. Onlar helal ve haramı, yasakları ve müsaade edilenleri bilmezler. Siz ne yapıyorsunuz? Biz selefi ulemalarıyız diye iddia edersiniz. Eğer selefi ulemaları gelip bu manzarayı görseler sizin gibi mi yaparlar? Ne konuşurlar? …(arapça) Bu Peygamber (s.a.v)’in ağır ikazı kimedir? Doğruları konuşmalısınız ki emniyette olursunuz yoksa burada ve kıyamet gününde ondan sonra son gün kıyamet gününde başlarınızı takip edecek ceza hazırdır.

Ey insanlar, size İslam’ın hakikatlerini hatırlatan birini arayın. İslam’da yeni moda bulamazsınız. İslam bir moda değildir, İslam bir hakikattir ve sen hakikati takip etmelisin. Yeni moda okullar, yeni moda kıyafetler, yeni moda anlayışlar diye reklam yaparlarsa buna ilgi duymayız. Hayır, bundan hoşlanmayız. İnsanlara Rablerinin modasını, Âlemlerin Rabbi kullarına ne emrettiğini söyleyin, anlatın, öğretin!!! Âlemlerin Rabbi asla insanlara yeni modayı takip edin demiyor.

“Ey sevgilim, ey sevgilim, bu kıyafet 2010’a ait olan yeni modadır. Kıyafetlerimi değiştirmem gerekir çünkü şimdi eski moda oldu. Biz 2010’da yeni modaya geldik. Ne dersin ey sevgilim?” Bu onların önemidir, bu onların önemidir. Her sene yeni moda yeni moda. Yeni moda nedir? Biz iskelet gibi olacağız. Düşünmezler ki kısa veya biraz zaman sonra iskelet gibi olacaklar. Onlara bakamazsın. Onu örterler ve görünmesin diye mezarlarına koyarlar.

“Ey sevgilim, kabrin nasıl? Biri sana yeni moda kıyafetlerini soruyor mu? Neden bir dileğimi yerine getirmelisin. Ben çok yeni modaydım. Benim ölü bedenime her hafta veya her mevsim yeni kıyafetler giydirmelisin. Bu beni çok mutlu eder. Neden bu dileğimi yazmazsın?”

“Ey sevgilim, beni üzecek şeyler konuşuyorsun çünkü bana yeni kıyafetlerle bakıyorsun. O kadar gencim.”

“Hakikatten gençsin sevgilim, sana bakıyorum dedem gibi görünüyorsun.”

“He…? Dede mi? Ne oldu?”

“Çünkü biz bayanlar her zaman yeniyiz ama siz eskiyorsunuz. Onun için diyorum ki ey sevgilim, biz yeniler her zaman yeni moda insanız ve siz eski moda insanlarsınız. Siz Davut a.s. zamanındaki eski moda kıyafetleri giyebilirsiniz.”

“Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah”

“Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah”

“Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah”

“Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah”

Oooo....her zaman bedenlerimize tazelik istiyoruz ve iskeletlerimize yeni moda istiyoruz. İskelet, iskelet. Ey insanlar, düşünün. Bu üzerinde düşünülecek mühim şeylerdir. Ben nefsime hitap ediyorum ama herkes bedenlerine, varlıklarına hitap edebilir. Nereye gideceğinize bakın ve üzerinde düşünün. Bir yol ayırımı olacak. Cennet yolunu ve cehennem yolunu gösterecek. Hepimiz yol ayırımındayız, lütfen sağ tarafı seçmeye çalışın. Bu ebedi olarak sizindir ve mutlu olursunuz. Asla başka bir yol seçmeyin. Cennetin yoluna karşı cehennemin yoludur. Herşeye Kâdir olan Allah’tan af diliyorum. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.

Fatiha.

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum duuuum”

(47 dakika) Maşallah, Elhamdülillah, Elhamdülillah. Bize herkesin bildiği ama hatırlamadığı şeyleri konuşmayı ikram ediyor. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.

Kaç kişi olmuş? (555 000 kişi.)

UA-984942-2