Go to media page Available in: English   Bahasa   Turkish   French  

BİZ GÜLERSEK O RAZI OLUR

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Cumartesi, Şubat 6, 2010 Lefke, Kıbrıs

Meded Ya Sultanul Evliya. Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber La İlahe İllallahu Allahu Ekber Allahu Ekber Velillahil Hamd.

Bütün şanlar ve şerefler bütün azametler ancak Sanadır ey Yaratanımız. Evvelden ahire sana şükürler olsun. Ey Rabbimiz, biz affeyle. Sen affetmeyi seversin, biz zayıf kullarız bizi affeyle. Ey Rabbimiz, ilahi huzurda en şerefli kulun Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’in hürmetine bizi affeyle. Bizi affeyle ve rahmetinden ver. Ey Rabbimiz, Şükür ya Rabbi, Şükür ya Rabbi, Şükür Elhamdülillah. Tövbe ya Rabbi, tövbe ya Rabbi, tövbe Estağfurullah. Biz zayıfız bize ilahi desteğini ver.

Esselamun Aleyküm, ey dinleyiciler. Bir el dolusu insanlar dinlerse göklerden ikram bir el dolusu insanlara iner. Ey Rabbimiz, biz çok zayıfız. İlahi huzurunda en şerefli olan Seyyidina Muhammed (s.a.v) hürmetine bize daha fazla imkân, yetenek, kuvvet ver ki Senin emirlerini tutalım, Sana en yüksek saygımızı ve verelim. İlahi huzurda en saygılı ve şerefli olanın hürmetine ey Rabbimiz Senin sonsuz rahmet okyanuslarını dileriz. Bir damla bile, bir saniyede veya daha az bir zamanda bizi temizler. Sen herşeyi yapabilirsin Sen Rabsın, Sen Yaratansın, Sen bizi yaratansın. Senden gelen herşey bizim için bir zevktir. Mukaddes kitabın, Kurân-ı Kerîm’den gelen her hitap sonsuz saygıdır, sonsuz zevktir, sonsuz azamet damlalarıdır. Üstümüze yağmur gibi yağar ey Rabbimiz.

Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah KerimAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah, Sultansın.

Her hitap kullarına sonsuz şeref verir, Allah Allah. Tutsalar da tutmasalar da bu hitap kimsenin hayal edemeyeceği büyük bir hitaptır. Zayıf kullarını ilahi huzuruna getirir ve konuşur. Onlara hitap eder, bu sonsuz şereftir. Bir zamanlar… selefi ulemalarımız siz çok çok ciddisiniz, hiç gülmezsiniz. Her zaman insanlara kızarsınız. Özellikle kendilerine “Bi’dat” dediğiniz insanlara. Veya onlara bazen “Müşrik” dersiniz, bazen “Kâfir” dersiniz. Euzubillah. Bir kimse size bakarsa sizin kötü ahlakınızdan korkar.

“Bir soru.”

“Evet sorabilirsiniz.”

La Hâvle Vela Kuvvete İlla Billâhil Aliyil Aziym.

Mühim bir soru. Kendilerini en önemli zannedenlere soruyorum. Hangi ulemalar? Selefi ulemalara. Onlar asla gülmezler, hatta gülümsemezler bile. Her zaman insanlara öfkeyle bakarlar. Neden insanlara o kadar öfkeli bakarsınız? Sizi yaratan bizi de yarattı. Neden Onun varlıklarına kızıyorsunuz? Biz gülersek O razı olur. Evet, O bizi Yaratandır ve Rabbimizdir. Ama bize her zaman öfkeyle bakarsınız. Hergün ilkönce Esselamun Aleyküm deriz ey dinleyicilerimiz. Biliyorsunuz ki kimse ben güçlü kimseyim diye iddia edemez. Veya bir kimse ben çok mühim bir kimseyim derse her zaman önemli olmak ister.

Ey insanlar, bizi yaratan bizi bazen ağlatır bazen gülümsetir bazen güldürür. Evet? Abdurrauf gibi, bazen çok öfkeli olur. Bazen gülümser mutlu olur. Bir zamanlar bir arabası vardı ve başka bir araba ona vurdu. O zaman gülümsemeyi veya gülmeyi unuttu ve öfkelenip insanlara sövdü. Evet. Söylediğimiz şudur ki Âlemlerin Rabbi, Allah Subhanehu Ve Teâlâ… Ey Rabbimiz, meleklerin Senin ilahi huzurda ayağa kalkıp asla yorulup şikâyet etmediği gibi ayağa kalkabilsek. Onlar Rabbinin karşısında olmakla mutlular. …Destur Ya Seyyidi Ya Sultanul Evliya Huu…

Kutbumuzdan destek istiyoruz. O her an okyanuslarda, kıtalarda herşeyi gözetler. Allahu Ekber. Kullarından bazılarına böyle bir kuvvet ikram edilmiştir. Bu kuvvet bizim gözümüzde o kadar büyüktür ama Âlemlerin Rabbinin yanında asla anılmaz. Ve Euzubillahimineşşeytanirraciym diyoruz çünkü pekçok insanlar şeytâni talimleri takip ediyor.

Selefi ulemalara bir soru soruyorum: şeytan her zaman gülümseyip gülüyor mu? Cevap? Cevap yok. Ben söyleyim: o her zaman öfkelidir. Ve öfke ateşe aittir. O ateş için yaratıldığı için asla insanların mutlu olmasını istemez. Âdem a.s’a secde et denildiği zamandan beri öfkesi zuhur edip onu kuşatmıştır. O günden bu güne kadar şeytan asla gülümseyip gülmemiştir ve mutluyum dememiştir. Her zaman öfkeli oldu ve öfke ateştir. Ama öfke onun yaratıldığı ateşe ait değildir. Onun için yaratılmadan dolayı öfkelidir.

Cenâb-ı Allah’ın ilahi emri, “Âdem’e secde et” dedikten sonra onun küllenmiş olan ateşi meydana çıktı ve alev aldı. Küllenmişti ve “Âdem’e secde et” emri gelince küllenmiş olan ateş aniden açılıp alevleri doğudan batıya, kuzeyden güneye saçıldı. Bu kâinatı sardı. Onun için şimdi o zamandan kıyamet gününe kadar iblis, şeytanın alevleri hiç azalmadı. Fazlalaşıyor ve fazlalaşıp fazlalanıyor. Bütün insanlar onun alevlerine düşüp yanınca mutlu oldu. Evet. O zaman içinde değil ama şeytan mutlu olacak ve gülümsemek değil gülecek. Bütün insanları alevlerde yanarken görünce tam mutlu olacak ve bu dünyadaki insanoğluna gülecek. Bu onun vazifesidir.

“Bu dünyadaki insanoğlunu yakacağım. Onları asla mutlu bırakmayacağım ve insanoğlunu yakmak için bütün imkânlarımı ve çabalarımı kullanacağım” diye yemin etti. Onun için o zamandan beri insanları güldürmeyip ağlatmaya başlattı. İnsanoğlunu her zaman ıstırap ve keder okyanuslarına atmak için sayısız hastalıklar, sayısız hile ve tuzaklar yaptı.

“Şimdi hedefimin zirvesine ulaştım. Ey Âlemlerin Rabbi, kıyamet gününe kadar özgürlük verdiğini görüyorsun. Kullarını mutsuz, kederli ve hoşnutsuz yapıyorum. Rabbim beni görüyor” der. Bir melek “Hssrtt” der. Bir melek şeytana söver. “Hssrtt” Türkçe söyleyim, "bilmem nesi bilmem neyi" diyerekten. “Kapat çeneni pislik!” diye ona bir melekten ilahi bir kırbaç ulaşır.

“Ben kullarını bu dünyadaki bütün hayatlarında mutsuz edeceğim bakın” dediği zaman o bir melek “Kapat çeneni pislik!!” der. O meleğin bağırmasının heybetinden düşer ve 40 sene yerinden kalkamaz.

Allah Allah aman ya Rabbi, ey Rabbim bizi affeyle. Bizi affeyle ki şeytanın tuzaklarına düşmeyelim. Ondan sonra şeytan asla gülüp birşey konuşmadı. Sultanlardan, krallardan, imparatorlardan sonra bütün dünya ıstırap, keder okyanusuna düştü. Şimdi bu dünyada mutlu bir kimse bulamazsın. Hepsi ıstırapların karanlığına düştürler. İnsanoğlunun sıkıntılarına kimsenin bir çözüm getiremeyeceği ıstıraplara, bitti.

Şimdi insanlar yalnız gülmeyi değil gülümsemeyi unuttular. Gülümsemeyi unuttukları zaman şeytan başını kaldırıp doğuya, batıya bakar ve “Ey sevgililerim, ey takipçilerim, ben sizi mutlu, mutlu, mutlu olacağınız bir yere götürüyorum ”der.

Şeytanın takipçileri "biz ne yapabiliriz?”der şeytanın hakiki takipçilerine. Stalin gibi, Lenin gibi, Hitler gibi, Musolin gibi, Franco gibi, Castro gibi, Mao gibi. Onlara “Ayağa kalkın, uyanın bu zaman sizindir, herşeyi yapın. Ben size bende olanı veririm. Ben ellerimle yapamadığımı size veririm. Ben size ellerimi veririm. Düşünemediğim kötülükleri ve zulümleri veririm. Düşündüğüm kötülükleri size ikram ediyorum siz yapın ” der. Onlardan her biri yüz milyonlarca insanları kurban edip öldürdüler. Fransız devriminden başlayarak bu güne kadar sonsuz insanlar öldürdüler. Yalnız iyileri öldürdüler, kötüleri değil. Bütün dünya emirleri altında olsun diye iyileri öldürdüler.

Şimdi Peygamberler Mührü buyurduğu gibi, bizim zamanımız … "Krallar, Sultanlar, padişahlardan, imparatorlardan sonra benim askerlerim gelecek" diyor şeytan. Diplomalı doktorlardan, akademimden birilerini insanoğluna her pisliği, zulmümü yapsınlar gönderiyorum diye. Fransız devriminden bu güne kadar 200 seneden fazla geçti. Şüphe yoktur ki belki beş yüz milyon insanlar öldürüldü. Şimdi insanlar kendilerine bakıyor ve ne yapabiliriz, kendimizi nasıl kurtarabiliriz, bize ne geliyor, ne yaptık ve bize üstümüze neler geliyor diyorlar.

İlahi hitap gelir; Ey insanlar Rabbinizin emri şuydu; Ey kullarım iyi kullarım, sadıklarla beraber olun. Doğru kimseleri takip edin. Bunu size söylüyorum kötü kimselerle beraber olmayın. İyilerden olun. Ama siz iyilerden olmayı bıraktınız ve kötüleri takip ettiniz. Onun için bu lanet size indi. Sayısız sıkıntılar, sayısız krizler, sayısız ölümler ve fitneler geldi. Sayısız kirli insanlar milletlere en fenasını yapıyorlar, öldürüp her kötülüğü yapıyorlar çünkü insanlar onları takip ediyorlar ve Cenâb-ı Allah’ın seçilmiş kullarını takip etmiyorlar. Buyurmuştur; Ey insanlar doğru kimseleri takip edin. Siz bunu bıraktınız ve şeytanı ve takipçilerini takip ettiniz. Onlar her yerdeler dir, burada bile.

Bu milletlere büyük bir derstir. Ama onlar onları takip etmeye ısrar ediyorlar. Sultanlarla savaşırlar, krallarla savaşırlar ve onlar kötüleri alırlar ve kötü şeyleri yaparlar, zulüm ederler, yıkarlar, yakarlar, öldürürler ve her kötülüğü yaparlar. Ve televizyonlarda ve radyolarda ve bilgisayarlarda biz doğudan batıya en iyileriz derler. Onlar en fena kimselerdir ve insanlara beyanatlarda bulunurlar;

“Ey insanlar bizim sizin için en iyisi olduğumuza inanın. Geçmişleri sormayın, hayır biz en iyileriz.”

Krallar ellerinden gelenin en iyisini yaptılar. Sultanlar Allah’ın kulları için ellerinden gelenin en iyisini yaptılar. Siz ne yaptınız? Onlar her kötülüğü şeytan için yaptılar. Şimdi hangi ülke mutlu ve rahat ve zevki sefada? Hayır, herkes böyledir, bu şekildedir. Gelir düşerler ve ezilip biterler. “Gel, gel, gel. Onlar gitti çok mutlular, sende gel” derler. Her yerde sıkıntılar, krizler sonsuzdur. Sultanlar ve imparatorlar iktidara gelene kadar bunun sonu gelmez. Şeytâni insanlarda kuvvet olduğu sürece bu dünya en fena durumda olur. Büyük taşlara gömülürler, biterler. Ve kimliklerini kayıp ederler. İki büyük taşlar arasına girince kimliklerini kayıp ederler, biterler ve çıkarlar.

Ey insanlar bu sözler Âlemlerin Rabbinin dostlarından gelir. Onlar Cenâb-ı Allah için iyi kullardır. Ama dinleyenler için. Onlar dinlemezler deccal ve takipçilerinin peşine koşarlar. Gün be gün sıkıntıları çoğalır, çoğalır, çoğalır ve azalmaz.

Ey insanlar, eski usullere geri dönmelisiniz. Cenâb-ı Allah bütün enbiyaları ve bütün Peygamberleri ümmetlerine krallar yaptı. Şimdi kötü insanlar, insanların şeytâni grupları, zalimler en fenalarıdır - biz sizin için en iyileriz derler. Bakın onlar ne yaptı. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.

Allah Allah Allah Allah Allah

Allah Allah Allah AziyzAllah AziyzAllah AziyzAllah

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

Ey insanlar, dinleyin ve itaat edin. Ancak Rabbinizi ve temsilcilerini dinleyin ve itaat edin. Yoksa o şeytâni grupları ve temsilcileri sizi bitirir ve iyilikten olan herşeyi yıkarlar. Kötülük ve zalimlere ait olan herşeyi getirirler ve insanoğluna verirler. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin ve desteklesin.

Fatihah.

45? (45 dakika)

Allah Allah SubhanAllah SultanAllah. Sen bizi affeyle ya Rabbi. Ya Rabbi sen bilirsin, sen bilirsin. Allah Allah.

(547 000)

Maşallah çıkıyor. Ne yapacağın? Ne yapacağın. Tövbe ya Rabbi. Tövbe ya Rabbi.

UA-984942-2