Cuma, 2 Eylül, 2011 Lefke, Kıbrıs
Oruç tutunca daha kuvvetlendik, elhamdülillah. Şimdi hepinize maşallah. Bu ilahi kuvvettir; yemekten gelmez. Oruç tutmayan başka insanların kuvvetleri hayvanların kuvvetidir. Elhamdülillah, Âlemlerin Rabbine şükürler olsun. Sultansın! O Sultandır, Sultanlar Sultanıdır.
Allahu Ekber Allahu Ekber La İlahe İllallahu Allahu Ekber Allahu Ekber Velillahil Hamd. Allahu Ekber Allahu Ekber La İlahe İllallahu Allahu Ekber Allahu Ekber Velillahil Hamd. Peygamberler Mührüne Elfu Salât Elfu Selâm. Peygamberler Mührüne salâtu selâm olsun. Âlemlerin Rabbi yerde ve gökte olan her şeyi Onun şerefine yarattı.
Rabbiniz, Cenâb-ı Hakkın yüceliğine en yüksek tâzimi verin ve ikinci olarak en yüksek saygınızı O’nun en sevgili kuluna, Âlemlerin Rabbinin hakiki halifesine verin ki bu mübarek ayda daha fazla ve fazla şeref ve şânlar ikram edilsin. Âlemlerin Rabbi en sevgili veliahdının adımlarından giden ümmetine ikram eylemiştir. Bu insanoğluna şeref verir.
Ey insanlar, esselâmun aleyküm. Cenâb-ı Hak, Subhanehu ve Teâlâ’nın ezelden ebediyete kadar tek bir dünyası olduğunu zannetmeyin. Cenâb-ı Hak yaratıyor; O Yaratandır ve bu yaradılış bilinmeyenden bilinmeyene devam ediyor. Sadece bu dünya var zannetmeyin. Sizin anlayışınızın dışında ezelden ebede kadar yaradılış gelir; kimse onların hakkında bilmez, hiç bir şey söyleyemeyiz.
İnsanlar Cenâb-ı Hakkın üzerinde kullar olan tek bir dünyası olduğunu zannediyorlar. Allahu Ekber Allahu Ekber-ul Ekber! O Yaratandır ve yaratmak O’nun yüce şahsiyetidir. Kimse ne zaman olduğunu bilemez. Biz bu gezegende sadece küçük bir nokta gibiyiz. Astronotlar bile bakarlar ve en büyük teleskoplarla görüntülerler. Bir mesafeye ulaşırlar ve ondan sonra dururlar çünkü daha fazlasına ulaşamazlar; bu imkansızdır.
Subhanallah, Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym. Bizler ilahi kuvvetler ve ilahi anlayış istiyoruz lâkin bu çok zordur. İnsanlar teleskoplar peşine koşarlar ve buna dev gibi derler. Nedir o? O bir kibrit çöpü gibidir veya daha azı. Lâkin onlar nereye ulaştıklarını bilmek isterler. Bakıyoruz lâkin onlar nerede duruyorlar? Onların kuvvetleri nereden gelir? Onlar nasıl farklı yönlerden gelirler? Herkesin böyle acayip durumları vardır. Onlar nerededir? Hangi astronom profesör onlar hakkında bir şey söyleyebilir? Onlar nerede dururlar? Onları kim yerleştirir? Birisi burada, birisi orada, birisi orada, birisi orada. Milyonlarca, milyarlarca, trilyonlarca, katrilyonlarca, pentilyonlarca galaksiler var. Sadece bizim görüşümüzün ulaştığı kadar, onun dışına ulaşamaz. Allahu Ekber, Allahu Ekber Allahu Ekber, La İlahe İllallahu Allahu Ekber, Allahu Ekber velillahil Hamd!
Ey insanlar, euzubillahimineşşeytanirraciym deyin. Şeytan her zaman insanları yanlış yönlere ve yanlış anlayışlara götürür. Dilerim ki bir gün kara bir delik o şeytanı yutar. Bunların üstüne düşünmeye çalışmalıyız. Ey insanlar, bizler hakiki durumlarımızı ve bizi var eden hakiki kuvvetlerimizi heder ediyoruz. Bunun üzerine düşünmemiz gerekir. Her şeyden önce bunları bırakın ve kendinize bakın, kendinize bakın.
İnsanlar bakmazlar; onlar şimdi sarhoşlar çünkü onlar şeytanın takipçileridir. O bütün insanoğlunu kendi peşine bilinmeyen kara bir deliğe götürmek ister. Lâkin bize öyle bir şeref ikram edilmiştir ki bizler görebiliriz. Bizler görürüz lâkin bizlere bir anlayış ikram edilmiştir. Eğer gözlerimiz ulaşmazsa anlayışımız hayal edemeyeceğiniz öyle mesafelere ulaşır. Anlayışımız yaratanımız olan Cenâb-ı Hakkın bir ikramıdır; O bize ikram ederse bizler anlarız. Lâkin şeytan her zaman insanları yanlış kimseler yapmaya çalışıyor. Hiç bir şeyi hakiki doğru yoluna getirmez. Onun için insanoğlu asla hakiki bir anlayışa ulaşmaz. Bütün milletler, bütün insanlar akılsız ve sarhoşlardır.
Ey insanlar! Şeytanla savaşın; şerre karşı savaşın! Şer kuvvetine karşı savaşmaya çalışın. Şeytani fikirlere karşı kendimizi savunmaya çalışmalıyız. Şeytana karşı savaşmalıyız. Eğer savaşmazsak her zaman dehşetli bir sonumuz ve halimiz olur ve başka hiç bir fırsatımız olmaz. Bir anlayış için fırsatını kaçıranlara bir daha yaratılıp düşünmeye fırsatları olmayacaktır. Zibil olup atılırlar, biter. Hiç bir teknoloji olmamasını diliyorum çünkü teknoloji insan ve o yaradılışlar arasında büyük ve kalın bir perde yapıyor. Bu çok ağır bir perde yapıyor ve geçmesi imkansızdır.
Onun için zaman zaman kalbime geliyor: Ey Rabbim! O teknoloji ortadan kalksın. Bu bizim ve hakiki varlığımız arasında en büyük perdedir. İnsanlar böyle şeylere koşarlar, teknolojilere. Onlar uçmak isterler. Ne için uçacaklar? Onlar trenler yaparlar. Ne için? Onlar arabalar yaparlar. Ne için? Onlar sayısız aletler yaparlar. Ne için? Onların hepsi insanoğluna büyük baş ağrısı yaparlar; insanları bu noktadan sorunlara düşürür çünkü teknoloji insanı hakiki tabiatından uzaklaştırır. Bizler topraktan yaratıldık, teknik aletlerden değil. Cenâb-ı Hak isteseydi yaratılmak için bizi böyle aletlere getirirdi. Hayır, gözlerimiz bundan daha fazladır. Kulaklarımız bundan daha fazladır. Bilgimiz bundan daha fazladır. Konuşmamız, tabiattan aldığımız bedensel kuvvetimiz çok büyüktür, lâkin bunları bırakıp oyuncak gibi böyle aletleri getirirdiler ve büyük bir hendek yaptılar, onlar ve bizim aramızda büyük bir kanal açtılar. Tabiatımızı orada bırakıyor ve icatlarla dolu böyle bir alanlara koşuyoruz. Her şeyi tabiatta bulursunuz ama biz bunu bırakıp teknoloji alanına koşuyoruz ve teknolojinin daha güçlü olduğunu zannediyoruz. Hayır, o bir şey değildir. Teknolojiyi insan getirdi ve yaptı, lâkin siz Âlemlerin Rabbi tarafından yaratıldınız ve sizin kuvvetiniz teknolojiden çok daha fazla olmalı. Yanlış yoldasınız! 21.yüzyıldaki insanoğlu yanlış yoldalar, yanlış anlayıştalar, yanlış işler yapıyorlar! Cenâb-ı Hak bizi affeylesin. Bu bir okyanustur.
Onun için Mehdi (a.s.) gelince, “Allahu Ekber, Allahu Ekber, La İlahe İllallahu Allahu Ekber, Allahu Ekber velillahil Hamd. Allahu Ekber, Allahu Ekber, La İlahe İllallahu Allahu Ekber, Allahu Ekber velillahil Hamd,” diye tekbir alacak ve bütün teknolojinin hepsi yok olacak. Teknolojiye verilen bütün fırsatlar alınacak ve insanlar, “Elhamdülillah, şükrülillah! Bizler teknolojinin köleleri olmaktan kurtulduk” diyecekler ve secdeye koşacaklar.
Ey insanlar! Zaman bitmiştir. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin. Ey insanlar! İmanlarınızı hakiki iman yapmaya çalışın, taklit iman değil. Cenâb-ı Hak o zaman sizden razı olup size hiç bir gözün görmediği veya duymadığı veya anlamadığını ikram eder. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin.
Fatiha.
Bu bir okyanustur. Bunu kimse düşünmezş kimse bu konudan konuşamaz. Bu ilahi alemlerdeki insanlardandır. İlahi kuvvetleri olan insanlar o okyanustan bir damla verirler ki anlayalım. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin ve hepimize iyi bir anlayış ve sağlık ve Rabbimizin temsilcisi olan Seyyidina Muhammed (s.a.v)’e karşı derin bir anlayış versin.
Fatiha.
Ben zayıf bir kulum, sizlerde zayıf kullarsınız. Bundan daha fazlasını ben konuşamam ve bundan daha fazlasını siz de anlayamazsınız.
Fatiha.