Available in: English   Turkish   Spanish   Go to media page

Mütevazı Olun, Kibirli Değil

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Cumartesi, Haziran 12, 2010 Lefke, Kıbrıs

Destur Ya Seyyidi. La İlahe İllallah La İlahe İllallah La İlahe İllallah Seyyidina Nebiyyina Muhammeden Habibullah Ve Resulullah. Zidhu Ya Rabbi İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana.

Bize Rahmetini ver ey Rabbimiz, onun ümmetine. Sümme Selâmu Aleyküm mübarek kimseler. Siz mükemmel bir şekilde Rabbinizin kulluğunu yaparsınız. Size müjdeler olsun! Ve özellikle Seyyidina Muhammed (s.a.v)’in ümmeti için sorumlu olan, Kutbu 'z-Zaman. Ve ilahi huzurda son ve en şerefli ve şanlı ve heybetli olan temsilcisi Seyyidina Muhammed (s.a.v)’dir.

Ey insanlar! Esselamun Aleyküm! “Ve Aleyküm Selâm” deyin ki âlemlerin Rabbi tarafından ikram edilen şeref ve rahmetler üzerinize gelsin, sizi sarsın ve size yeni hayat versin. “Ve Aleyküm Selâm ve Rahmetullahi ve Berekatuhu,” deyin. Bütün insanoğlu! Euzubillahimineşşeytanirraciym deyin. Ey Rabbimiz! Zayıf kullarını Şeytanın hile ve tuzaklarına düşmekten koru. Bir kimse içine düşerse kendini kurtarması çok zor olur.Bismillahirrahmanirrahiym deyin, Onun, herşeye Kâdir olan Cenâb-ı Allah’ın mukaddes ismini söylemek size şeref verir. Bismillahirrahmanirrahiym. Sana kulluk için ne gerekiyorsa onu bize ikram eyle ey Rabbimiz.

Ey insanlar! Mütevazı olmaya çalışın, kibirli olmayın. Şeytan insanları kibirli yapar. Hayır, kullar mütevazı olmalılar. Dünyada ne kadar mütevazı olursanız seviyemiz göklere çıkar. Ama insanlar burada kibirli olmayı tercih ediyorlar. Ve burada mütevazı olmanın onlara ilahi huzurda bir şeref ve şan verdiğini unutuyorlar. Mütevazilik size şerefli bir elbise giydirir. Bu hayatta kibirli olmakla neye ulaşacaksınız? Evet, hiçbir şey.

Esselamun Aleyküm ey insanlar, ey kullar! Rabbiniz sizi insan tabiatından yarattığı için mutlu olun. Sizi hayvan tabiatından yaratmadı, hayır. Rabbinize mütevazı kul olarak hakkını vermeye çalışın. Mütevazılık insanoğlundan Yaratanına bir ikramdır. Biz ne ikram edebiliriz? Herşey O herşeye Kâdir olanındır, biz Rabbimize ne ikram edebiliriz? Evet, edebiliriz. Bu mütevazılıktır. “Ben buradayım” demeyin ve sizi bilinmeyen dünyalardan meydana getireni unutmayın. “Ben birşey değilim ve ancak Sen varsın ey Rabbimiz. Sana bir ikram yapmayı severim ey Rabbim. Ey Âlemlerin Rabbi, Sana ben ne verebilirim? ” deyin.

İnsanlara ilahi beyanat geldi. “Ey Rabbinizin kulları! Siz Ona mütevaziliğinizi verebilirsiniz.” Ve mütevazılık insanlara kendi kendilerine vâr olduklarını göstermez. Olamaz. Onun için, mütevazılık bir kulun hiçbir şey olduğunu kabul ettiğini işaret eder. Hiçbir şeyden Yaratana mütevazılığını verebilirsin. Her varlık Yaratanın karşısında secde yapar. “Ey Rabbimiz! Ey Rabbimiz! Ey Rabbimiz! Sen bizi yarattın. Biz birşey değiliz. Bütün büyüklükler, bütün şânlar, bütün tâzimler, bütün azametler, bütün heybetler ancak Sanadır, biz birşey değiliz.” Ve âlemlerin Rabbi buyurur; “Sen doğruları beyan ediyorsun ey kulum. Gururlanmak için tam hakkı olan ancak Benim. Sen karşıma çıkıp başını yere koyup bana secde edip, 'Biz birşey değiliz, ancak Sen varsın ey Rabbimiz' dersiniz." Yaratılanlara ikram ettiğin şereften bize daha fazla şeref ver. Vâr olan herşeyin Rabblerinden, onları Yaratandan bir ikramı vardır. Âlemlerin Rabbi, Yaratan yarattığı hiç birşeyi ikramsız bırakmaz. Olamaz. Onun için ey Selefi ulemalar! Cenâb-ı Allahın yusebbihu bi hamdihi buyurduğu hakkında sizin fikriniz nedir? Bu Ayet-i Kerîmedir.

(İsra:44) وَإِن مِّن شَىۡءٍ إِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمۡدِهِۦ

<>

SubhanAllah. Çünkü ilahi ikram herşeye ulaşır. Yaradılışın her küçük parçasına. Ve immin şeyyin illâ yusebihu bi hamdihi. Âlemlerin Rabbi onlara vâr olmayı verir. Ve onlar “SubhanAllah, SubhanAllah, SubhanAllah, SultanAllah” derler. Cenâb-ı Allah vâr olan hiçbir şeyi onların varlıklarına göre ikram etmeden bırakmaz. Asla hiçbir şeyi ikramsız bırakmaz. Ve immin şeyyin, hiçbir şey olamaz ki meydana gelip de “SubhanAllah, SubhanAllah, SubhanAllah,” demesin. Ama siz anlamazsınız çünkü kulaklarınız kapalıdır ve kalpleriniz kapalıdır ve anlayışınız kapalıdır ve zihniyetiniz kapalıdır. Onun için nefislerinizin bölgesinde sadece “Ben varım” diye iddia edersiniz. Sadece nefsiniz “SubhanAllah” demez. Ve evet, Cenâb-ı Allah Subhanehu ve Teâlâ, yarattı ve yarattığına bazı ilahi lütuflar ikram etti.

Bu doğru değil mi ey Selefi ulemaları? Bu Ayet-i Kerîme hakkında ne düşünüyorsunuz? Ve immin şeyyin illâ yusebihu bi hamdihi.

Neden? Onlar neden Rabberine tâzim yaparlar? Bu küçük birisi demeyin. Bütün kâinat bilinmeyen bir küçüklük bölgesidir. Onların hepsi. Büyük küçük dediğiniz herşeyi toplayıp Rabbinin, Yaratanın ilahi huzuruna getirsen ne olabilirler? Kimse “Ben buradayım” diyemez. Ancak Yaratan, Herşeye Kâdir olan Allah “Ben buradayım, başka birşey yoktur,” diyebilir.

Ey insanlar! Gelin dinleyin, gelin anlayın. Bugün buradasınız, yarın Onun Ilahi Huzurunda. Ilahi Huzur! Ne verebilirler ey Selefi ulemaları? Siz Yaratana ne veriyorsunuz söyleyin. Ulemalar, Şeriat doktorları, Ezher ulemaları, Hıristiyanlık ve Yahudilikte, başka ulemalar ne veriyorsunuz? Söyleyin. Hazineler mi veriyorsunuz? Altın mı veriyorsunuz? Söyleyin krallar ve sultanlar, Rabbinize, Yaratanınıza ne veriyorsunuz? Söyleyin. Ve çok kibirlisiniz. Ne verdiğinizi söyleyin. Onun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, O Âlemlerin Rabbi, Yaratan, Allahu Ekber-ul Ekber’dir. Üzerinde düşünmediğiniz birşeyler öğrenmelisiniz. Evet. O sizden ne istiyor ey insanlar? Sizi yaratan Cenâb-ı Allah sizden ne istediğini söyleyin. Rabbinize altın veya pırlantalar veya cevherler veya hazineler mi vereceksiniz? Ne vereceksiniz?

Söyleyin. Siz ulemalarsınız. Siz Hıristiyanlık veya Yahudilikte bilgin kimselersiniz. Rabbinize ne verebilirsiniz? Maddi şeyler mi ister, ne düşünüyorsunuz? Hiçbir şey, hiçbir şey. Ama o Herşeye Kâdir olan “Benim için verin ama Bana değil" buyurur. “Benim için o ihtiyacı olanlara verin. Hazineler yapmayın.” Size hazineler yapın ve onları doldurun buyurmaz. Hayır, o insanlara verin buyurur. "Verin, Ben size Bana vermenizi istemiyorum, hayır." Estağfurullah. "Ama Bana değil, Benim için verin!"

Ey Arap kralları! Ey şeyhler! Ey sultanlar! Işitin ve itaat edin. Rabbiniz, “Benim için verin” buyurur “Bana verin buyurmuyor, hayır. Evet, evet. Kendisi için istemez ama kullarına vermesini emreder. Verin. Rabbiniz ne buyurur ey Selefi ulemalar?

(Tevbe,103) خُذْ مِنْ أَمْوَالِهِمْ صَدَقَةً تُطَهِّرُهُمْ وَتُزَكِّيهِم بِهَا وَصَلِّ عَلَيْهِمْ إِنَّ صَلاَتَكَ سَكَنٌ لَّهُمْ وَاللّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

Onların mallarından sadaka al, bununla onları temizlemiş, arındırmış olursun. Onlara dua et. Doğrusu, senin duan, onlar için 'bir sükûnet ve huzurdur.' Allah işitendir, bilendir.

Evet. “Ey en sevgilim, onlardan o ihtiyacı olan kullara vermesini iste. Bana değil ama onlara versinler.” Hazinelerinizi saklamayın. Hazineler biriktirmeyin, hayır. “Ben size vermenizi emrediyorum, saklamanızı değil, hayır, Ben veriyorum size ve sizin Benim için vermenizi istiyorum, Bana değil, Benim için.”

Bu İslamdır, ey insanlar! İslam hakkında soruyorsunuz. İslam budur. Sadece bir Allah ve sadece Onun emirleri ve kuralları vardır. “Ey kullarım, hazineler yapmayın. Zenginliğinizi kasalarda saklamayın ama Benim için verin, Bana değil. Ben Rabbinizim, Benim ihtiyacım yoktur. Ben size ne için veriyorum? Benim için vermeniz için. Vermezseniz son günleriniz Karun’un son anı gibi olur” Cenâb-ı Allah kullarının Karun gibi olmasını asla istemez. O ve onun hazineleri alçaldı, alçaldı, alçaldı ve Karun ve etrafına asla bir fayda sağlamadı. Evet, anlamalısınız. Ve vermeyenler bu hayattan hakiki hayata geçerken pişman olacaklar.

Onun için Rabbinizin ilahi emri: “Benim için vermektir, Bana değil” ve “Ey kullarım, çünkü siz hazinelerinize bakıp kibirleniyorsunuz, bundan hoşlanmam. Benim karşımda mütevazı bir kimse olun. Bana sadece mütevazılığınızı verebilirsiniz, başka birşey değil. Ben sizin mütevazılığınızı kabul ederim, sizden başka birşey istemiyorum,” buyurur. Mütevazılık. Bu Peygamberler Mührünün eğitimidir bunu buyurur:

اجلس كما يجلس العبد وآكل كما ياكل العبيد

Eclisu kemâ yeclisu'l-`abd ve âkul kemâ yâkul el-`abd.

"Kul gibi yer, kul gibi içerim."

Bu kimsenin ulaşamadığı Peygamberler Mührü, kendi ümmetini ve bütün milletleri eğittiği mütevazılığın seviyesidir. Anlayışımız nerede? Şeriat doktorları nerede? Selefi ulemalar nerede? Krallarımız nerede? Onlar anlamazlar mı? Bir gün anlayacaksınız ama çok geç olacak.

Ey insanlar! Şimdi insanların en çok ihtiyacı olana verin ve ebediyete kadar Rabbinizin sonsuz hazinelerinden alın. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin, bazı anlayışlar ikram eylesin. Bizim buna ihtiyacımız var, ne yapabiliriz? Evet, bir atom bile bütün saygısını Yaratanına verir ve “SubhanAllah, beni Yaratana tâzim ederim. Tâzimler Ona olsun, SubhanAllah, SubhanAllah, SubhanAllah ” der. Siz günde kaç defa söylüyorsunuz? Pekçok akılsızlar bu tesbihe "bu sünnettir, önemli değildir," derler. Onlar 33 SubhanAllah, 33 Elhamdülillah, 33 Allahu Ekber demek için çok tembel olurlar.

Ey Rabbimiz! Sen bizim halimizi biliyorsun. Bize Ilahi Huzurundan ikram eyle. İlahi Huzurda en şerefli olan Peygamberler Mührü hürmetine bize kulluk etmesini ve kulluğun ne olduğunu öğretecek birini gönder. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin. Ey insanlar! Esselamun Aleyküm.

Fatiha.

Bana öfkelenmeyin. Öfke imanınızı yakar. Bu öfke nefsinizden gelirse imanınızı yakar. Cenâb-ı Allah adına öfke size şeref verir ama nefsiniz için öfkelenirseniz bu alçaltır, alçaltır, alçaltır ve karanlık dünyalara indirir. Estağfurullah.

Fatiha.

UA-984942-2