Go to media page Available in: English   Bahasa   Turkish   Arabic  

ALTI’DAN BİRİ KURTULACAK

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Cuma, Ocak 8, 2010 Lefke, Kıbrıs

(Cuma namazından sonra.)

Esselamun Aleyküm. Estağfurullah, Estağfurullah, Estağfurullah... (arapça). Esselamun Aleyküm!

Hoşgeldiniz ey Âlemlerin Rabbinin kulları. Ey Rabbimiz bizi affeyle. Burada ve buradan sonra af ve rahmet istiyoruz. Bizler zayıf kullarız. Ellerimizden tutup bizi cennetlerin yoluna rehberlik yapacak birine ihtiyacımız var.Ey Rabbimiz, yollarımızı kayıp ettik. İlahi huzurda en şanlı olan Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’in hürmetine af isteyin. Ey insanlar, af isteyin. Bütün insanlar düştüğü bu dehşetli durumda insanları hiçbir şey kurtaramaz. Burada sıkıntılara düşmek ve bu hayattan sonra cehenneme düşmekten kendilerini kurtarmak için hiçbir şeyin faydası olmaz.

Esselamun Aleyküm. Ve Euzubillahimineşşeytanirraciym diyoruz. Şeytan en büyük zahmet verendir. Hem de en büyük sıkıntı öğretmenidir. Şimdi bütün insanlar kendi aralarında sıkıntı yaratıyorlar. Kendi kendilerine zahmet veriyorlar. Şimdi hareketlerimiz, hayatlarımız öyle bir hale gelmiştir ki mıknatıs gibi olmuş. Bir yere koyunca böyle… bu mıknatıs demir olan herşeyi çeker. Şimdi insanlar her yerde mıknatıs gibi gelip giderler ve bütün zahmetler onların üzerine gelir. Neden? Neden? Çünkü onlar şeytanın idaresini işitip dinliyorlar. İnsanlar şeytâni talimatları takip ediyorlar - başka birşeyi değil. Onlar asla bizi yaratan bir Allah var demiyorlar.

Veya pekçok Peygamberler doğru yolu ve yanlış yolu, cennete giden yolu göstermek için gelmişlerdir. İnsanlara cennete gidecek yolları gösterdiler ve insanları ateşe, cehenneme gidecek yoldan da sakındırdılar.

Şimdi bu gezegendeki, bu dünyadaki hayatın son zamanına geldik. Son zaman veya son devresine tam tamına girdik. Ve gün be gün, her gün insanlara lanet iniyor. İnsanlar birbirlerini yemek istiyorlar. İnsanlar herkesi öldürmek istiyorlar. Nedir bu? Allah Allah, ey Rabbimiz.

Peygamberler Mührü’nün iyi haberler verdiği insanlığı kurtaracak birinin gelmesini, gelip insanları kurtaracak dediği o kimseye ihtiyacımız vardır. Şimdi insanlar birbirlerini yemek istiyorlar. Onlar sadece zahmet vermek istiyorlar, herkes. Kimse insanları doğru yola getirmiyor. Onlar dinlemiyorlar, onlar ilgi duymuyorlar. İnsanların ilgi duyduğu zahmet vermektir. Öldürmek, yıkmak, nedir bu saçmalık? İslam dünyasında Cenâb-ı Allah Subhanehu Ve Teâlâ buyurur; Ey kullarım, size en şerefli olanın aracılıyla son haberlerimi gönderiyorum. Sizi gelecek günler için ikaz etmek için. Kıyamet günü gelecek, mahşer günü gelecek ve içine giriyoruz.

İnsanlara tavsiye etti ama insanlardan kimse durumların ne olduğunu, nereye gittiklerini bilmek istemediler. Bazı aletler yapıyorlar ve dünyamızı bir futbol gibi gösteriyorlar. O uyduya bakıyorlar ve dünyayı futbol gibi gördüklerini söylüyorlar. Ama o gezegen nasıl orada durur demiyorlar. O uyduya gelince bakıyorlar bu bizim üstünde olduğumuz mu? Üzerinde pekçok okyanuslar var. Üzerinde milyarlarca insanlar var. Dev dağlar ve kocaman kıtalar, okyanuslar var. Hepsi bunun üstünde mi diye kimse düşünmez. Onu oraya kim yerleştirdi?

Bütün akılsızlar! Efendim, ne söylemezsiniz be? O gezegeni oraya kim yerleştirdi ve üzerindeki herşeyi düzenledi? Siz yalnızca maddi şeyleri kabul etmeyi öğretiyorsunuz. Maneviyattan veya manevi varlıklardan hiçbir şey kabul etmiyorsunuz. “Hayır” diyorsunuz. O gezegeni oraya kimin yerleştirdiğini neden söylemezsiniz? Neden “Allah” demezsiniz. Celle Celaluhu, Allahu Ekber SubhanAllah Seyyidina Muhammed Rasulullah (s.a.v). Onun için sövüyorum. Ben sadece Türkçe sövmeyi bilirim. Onlar ateistleri takip etmeye çalışıyorlar. Ateistler "Allah yoktur" derler. Allah olmazsa onu oraya kim yerleştirdi? Bunu nasıl söylerler? He…?

Üzgümüm söylemeye ki şimdi Müslüman dünyasında bile ayağı kalkıp heryerdeki Müslüman nüfusuna “Ey insanlar…” söylemiyorlar. İlkönce devletlerin başlarına, Müslüman devletlerin başlarına sövmeleri gerekir. Siz Müslüman devletisiniz ki Kurân-ı Kerim ve onun sonsuz anlamlarını öğretmiyorsunuz? Siz ne öğretiyorsunuz? Sizin öğrettiğiniz insanları hayvanlara çeviriyor. Vahşi hayvanlara. Onlar öğrettiklerinle insanları vahşi hayvanlar olmaya hazırlıyorlar. Nedir bu? Bizim ulemalarımız neredeler? Onlar "biz selefi ulemalarız" derler ve başkalarını kabul etmezler. Siz neredesiniz? Neden başlarına geleceklerini ikaz etmezsiniz? (Arapça) Allah Subhanehu Ve Teâlâ, Cenâb-ı Allah buyurur; Rasulullah (s.a.v) Kurân-ı Kerim’den insanlara buyurmuştur; “Ey insanlar, siz ateş dolu bir vadinin kenarındasınız. Ama Âlemlerin Rabbi sana Peygamberler Mührü’nü size son haberle gönderdi ve sizi kurtardı.”

Araplar nerede? Onlar biz Arap’ız derler. Siz ne anlarsınız? Sizin anlayışınız nedir ey Müslüman ulemaları? Mısır’dan, Şam’dan, Hicaz’dan, Pakistan’dan? Pakistanlılar "kimse bizim gibi Müslüman olamaz" derler. Bu mu sizin İslam’ınız? Bedeninize ateş koyup patlatmak ve insanları öldürmek mi sizin İslam’ınız? Onların ulemaları nerede? Ben sadece hacdaki bir Kurân âlimini tanıyorum. Abdurrahman? Muhammed Abdurrahman? Hac’da, ben sadece onu tanıyorum. Pekçok ulemalar biz ulemalarız, biz eğitilmişiz derler. Ne öğrendiniz? Neden “Ey insanlar, Cenâb-ı Allah buyurur;

(Nisâ:29) وَلَا تَقۡتُلُوٓاْ أَنفُسَكُمۡ‌ۚ

<>

Neden demezsiniz? Bu arapça mı? Araplar nerede? Selefi ulemaları neredeler? Cenâb-ı Allah ne buyurur? İnsanlara anlamını verirsiniz (Nisâ:29) وَلَا تَقۡتُلُوٓاْ أَنفُسَكُمۡ‌ۚ

Bu ne demektir? Bedenlerine bomba bağlayıp önce kendini sonra başka insanları öldürmek mi? Nasıl anlamazsınız? Neden söylemeziniz? Bunun haram olduğunu, bunu yapanlar öldürülmelidir diye neden fetva vermezsiniz?

Masum insanları öldürmek İslam değildir. Nedir bu? Bu onların savaşma biçimi mi? Rasulullah (s.a.v) böyle birşey yaptı mı? Nedir bu? Afganlılar akılsız insanlardır. Acemler onları takip ederler. Pakistan onları takip eder. Türkler onları takip ederler. Irak onları takip eder. Filistin onları takip eder. Nedir bu saçmalık? Onlar nasıl Müslüman? Cenâb-ı Allah’ın (Nisâ:29) وَلَا تَقۡتُلُوٓاْ أَنفُسَكُمۡ‌ۚ

buyurduğunu diyecek ulemaları nerede? Bu ne demektir? Ezher-i Şerifin ilk fetvası “Kim kendini öldürürse ebedi olarak ateşe gidecektir” olmalı. Kurân-ı Kerim’i inkâr eden imanı yoktur. O nasıl Müslüman olabilir? Ne yapıyorlar? Nedir o kendilerini öldürmek?

Her gün insanlar kendilerine birşeyler bağlıyorlar ve bir otele veya bir gazinoya veya uçaklara girip kendilerini patlatıyorlar. Bu İslam mı? Cenâb-ı Allah onlara yardım eder mi? Ben çok zayıf bir kulum. Benim sesim buradan kapıya kadar gider. Ama onlar çok büyük kimselerdir. Onlar ulemalar olduklarını iddia ederler. Ben başka ulemaları kabul etmeyen selefi ulemalara hitap ediyorum. Bu haramdır diye fetva verin. Neden vermezsiniz? Cenâb-ı Allah onlara soracak ve burada ve buradan sonra cezalandıracak.

Biz Resul Salâvatu Vesselamu Aleyh’in yolunu istiyoruz. Şeyh Hişam hutbede:

أَلَآ إِنَّ أَوۡلِيَآءَ ٱللَّهِ لَا خَوۡفٌ عَلَيۡهِمۡ وَلَا هُمۡ يَحۡزَنُونَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَڪَانُواْ يَتَّقُون (Yunus:62, 63)

<<62. Haberiniz olsun; Allah'ın velileri, onlar için korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır. 63.Onlar iman edenler ve (Allah'tan) sakınanlardır.>>

hakkında bahsetti. Bütün ümmetin… sebep olarak vehhabilerin yolundan gittiklerinden dolayı evliyaları inkâr ederler. Nasıl? Cenâb-ı Allah أَلَآ إِنَّ أَوۡلِيَآءَ ٱللَّهِ buyurur ve onlara şeref verir. Bu …mu değil mi? Evliyalar içimizde mi yok mu? O evliya, ilahi kimseler nerede? İlahi kimselerin kalpleri her zaman Âlemlerin Rabbine bakar. Nerde onlar bitti mi? Yaşlandılar mı? Onların makamları bilinmesin diye selefi ulemaları onları yıkmak için fetva veriyorlar. Neden? Neden? Cenâb-ı Allah onları işaret ediyor ve siz onları kimseye bildirmeyecek misiniz?

Sahabeye bile Mekke-i Mukerreme’de, Medine-i Münevvere ve Uhud’da Seyyidina Hamza’nın kabrini bildirmek istemediler. Neden? Bunu kim haram kıldı? Cenâb-ı Allah onları gösteriyor ve Allah’ın evliyaları diyor. Allah’ın evliyaları nerede? Onlar nerede, peygamberimizin zamanında var da ondan sonra yok mu? Peygamberimizin zamanında bile görünmesin ve bilinmesin diye yıktılar. Nedir bu saçmalık? Siz Allah’ın evliyasına karşı nasıl savaşırsınız? Cenâb-ı Allah onların bilinmesini istiyor

(Yunus:62) أَلَآ إِنَّ أَوۡلِيَآءَ ٱللَّهِ لَا خَوۡفٌ عَلَيۡهِمۡ وَلَا هُمۡ يَحۡزَنُونَ

La Hâvle Vela Kuvvete İlla billâh… Onun için Müslüman olmayanlara bir kamçı gelecekse yetmiş kamçı Müslümanlara gelecek. Onlara ceza gelecek. Ceza geliyor. Allah’ın evliyaları hakkında Kurân-ı Kerim bazı ayetlerde anlamlar verir. Estâuğuzubillah,

(Tövbe; 119) يَـٰٓأَيُّہَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَكُونُواْ مَعَ ٱلصَّـٰدِقِينَ

<< Ey iman edenler! Allah`tan korkun ve doğrularla beraber olun >>

Cenâb-ı Allah’ın takip edilmeyecek birşey söylediğini mi zannediyorsunuz? Ey insanlar Cenâb-ı Allah buyurur ve mü’minlere hitap eder. Cenâb-ı Allah’tan ve lanetinden korkmalısınız. Korkarsanız… Nasıl korkarız diye sorarsanız وَكُونُواْ مَعَ ٱلصَّـٰدِقِينَ deriz. Hiçbir şeye zarar verme, karıncaya bile sebepsiz dokunma. Öldürme, öldürme. Cenâb-ı Allah “İnsanları yaşatın. İnsanları öldürmeyin, onları ben yarattım” buyurur. Siz onları nasıl öldürürsünüz? Sizde bir gün öldürüleceğinizi düşünmelisiniz.

Ey insanlar, burada ve kabrinizde ve kıyamet gününde ve cennete selamet, mutlu bir hayat istiyorsanız sevgilinin evliyalarını takip etmelisiniz. Mübarekler ilahi kimseler demektir. Takip etmezseniz hepiniz gidersiniz. Cenâb-ı Allah herşeye onun hakkında bir hakikat verdi. Pekçok hikâyeler vardır. Şeyh Hişam Efendi her zaman akşam namazında bile okur, Bismillahirrahmanirrahiym,

(Yâsin:20) وَجَآءَ مِنۡ أَقۡصَا ٱلۡمَدِينَةِ رَجُلٌ۬ يَسۡعَىٰ

<<Şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi>>

Neydi adı şeyin? Habib-i Neccar. Cenâb-ı Allah üç mübarek kimselere Antakya’nın insanlarını İslam’a gelmelerini ve Rablerine inanmalarını ve ilahi emirlerine çağırmalarını emretti. Onlar Antakya şehrine geldiler ve onlardan biri dinledi ve öbür Antakyalılar “Sana inanmayız” dediler. Onlardan birinin ismi Habib-i Neccar, Allah rahmet eylesin. Ne oluyor diye koşarak geldi.

“Ne oluyor?" dedi.

“Bu üç kimse geldi ve bizi başka bir dine çağırıyorlar. Biz onların haberlerini kabul etmeyiz. Onlar geri dönmezlerse onları öldüreceğiz” dediler.

O da “Ey insanlar, bu insanlar sizi doğru yola gelmenizi istiyorlar ve siz onlara böyle vahşetli davranıyorsunuz” dedi.

Ondan sonra ona saldırdılar ve onu ayaklarının altına alıp öldürdüler. Biri öldürüldü. Habib-i Neccar öldürüldü. Cenâb-ı Allah öfkelendi. İlahi öfke geldi ve meleklere şehrin girişine gelmelerini emretti. Geldiler ve kapıları tuttular. “Ooooooooooo…..” diye bağırdılar. Ve onların hepsi yanmış bedenler gibi karardılar, yere düştüler ve öldüler. Bakın bunun sebebi neydi? Çünkü onlar Habib-i Neccar’ı öldürmek için saldırdılar. Etrafında olan herkes onu öldürdü. Ve gelen başkaları da onun bedenini çiğnediler. Onlara İlahi öfke, ilahi lanet geldi ve “Öldür” dedi ve hepsi öldü. Eğer bir kimse zulüm eden ve böyle şeyler yapan birisini kabul ederse, onların öldürülmesi iyidir derse… Sen mi yarattın ki öldürülmenin iyi olduğunu söylüyorsun? Onun için şimdi bütün dünyayı korku sardı.

Kim onları kabul ederse, Cenâb-ı Allah buyurur:

(Nisâ:29) وَلَا تَقۡتُلُوٓاْ أَنفُسَكُمۡ‌ۚ

<>

Onlar kendilerini öldürüyorlar yüzlerce binlerce, milyonlarca insanlar da öldürülecektir. Onlar vurmasalar bile “Öldürülmesi iyidir. Onlar öldürülsünler” diyorlar. Sorumlu olanı, insanlara zahmet vereni, zulüm edeni bulmalısınız ve onlar öldürülmeli. Masum insanlar, çocuklar, yaşlılar ve aciz insanlar değil. Onlar masumlardır neden onları öldürürsünüz? Şimdi dünyaya ağır bir intikam dalgası geliyor. Evliyalar “Altıdan bir kalacak, beşi gidecek” buyururlar. Bütün dünyada altı milyar ikamet eden kimseler varsa sadece bir milyar kalacak beş milyar götürülecek. Melekler “Onlara ağlamayın çünkü onlar Kurân-ı Kerim’e ve ilahi emirlere karşı geldiler” der.

Ey insanlar, iyilerden olmaya çalışın. Kötülerden olmayın. Cenâb-ı Allah sizin iyi kullar olmanızı istiyor. O iyi kulları sever asla kötü kulları sevmez ve o kullar alıp götürülecekler. Estağfurullah, Estağfurullah.

Onlardan olmayım diye nefsimden korkuyorum. Estağfurullah. Onun için ey insanlar Cenâb-ı Allah’tan af isteyin. Ooooooooo… Eğer beni gelecek Cumaya kadar konuştursalar asla bitmez, asla bitmez, asla bitmez. Ama onların söyledikleri insanları burada ve buradan sonra kurtarmak için çünkü onlar herşeyin burada bittiğini ve bunun arkasında birşey olmadığını zannederler.

Kim kendini kendi iradesiyle öldürürse, bu kimse kendisini başkaları için öldürdü zannederler, bu ceza onlara kıyamet gününe kadar her saniye o kimsenin bedeni bir araya gelecek ve dünyanın sonuna kadar yeniden patlayacak. Kaç bin kere bilmem veya kaç milyon kere olur bilmem ama cezalanacaktır. İnsanlar bitti der, bitmez. Kıyamet gününe kadar cezalanacaklar. Silahla öldürürse öldürülecek. Kılıçla ölürse kılıçla öldürülecek. Allah Allah Allah Allah. Tövbe Ya Rabbi. Tövbe Ya Rabbi.

Ey Allah’ım bizi zalimlerin elinden kurtaracak birini gönder. Cebabire, cebabire, cebabire, lanet üzerlerine olsun. Estağfurullah, Estağfurullah, Estağfurullah.

Fatiha. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.

Ezan okunsun.

UA-984942-2