Go to media page Available in: Turkish   Arabic   Dutch  

Hep Birlikte Allah’ın İpine Sımsıkı Sarılın

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Cuma, Mayıs 20, 2011 Lefke, Kıbrıs

Allahu Ekber Allahu Ekber La İlahe İllallahu Allahu Ekber Allahu Ekber Velillahil Hamd. Allahümme Salli Âlâ Seyyidina Muhammed Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn Habibeke Rasuluke Ya Rabbel Alemiyn. Zidhu İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana… Meded Ya Ricalallah. Meded Ya EvliyaAllah Ya Rabbi…Biz zayıf kullarız. Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym.Esselâmun Aleyküm Eyyuhel hadiruun, iki ayaklılar.

Ey dinleyiciler, dinleyin ve tutun. İlahi kimselerin nasihatlerini tutarsanız ilahi destek bulursunuz. Onlar size bir eşeği de konuştururlar. Onların bize konuşması çok zor değildir. Ben buraya size birşey öğretmeye geldiğimi iddia etmiyorum. Hayır, ben belki en zayıf kulum lakin bana bir atom kadar destek verirlerse dünyayı doğudan batıya batıdan doğuya çeviririm. Bu onlar için çok kolaydır. İlahi güçleri ölçemezsiniz. Bir atom kuvveti bile bu dünyayı doğudan batıya tepebilir çünkü bunu o atomu yaratan yapar. Lakin şimdi insanlar cahil insanlardır; onlar teknolojilerine göre bu gezegende herşeyi istedikleri gibi yapmak isterler, hayır. Bir atom onu yaratanın emriyle bütün dünyayı yörüngesinden uzaya tepebilir.

Ey insanlar, beni bütün insanoğluna böyle şeyleri hitap ettiriyorlar çünkü bu günlerde insanoğlu “kuvvetimiz var” diye çok kibirlenirler. Bir atom bütün dünyayı yörüngesinden uzaya fırlatabilir. Sayısız atomlardan ne haber? Ki onlar gezegenimizin etrafındadır. Biz güneş sistemimize doğru gitmiyoruz. (Âlim) Ne âlimi be? Sistem başka âlimlik bizimkiler içindir. (...) Onlara bir parça sövmek isterim. Hişam Efendi, izin ver biraz. (Gülüşürler) Bir atom yeterlidir. Bir atoma “Dışarıya tep” diye emir verilirse, bu atoma gelen emir bitmeden o atom güneş sistemimizi görünmeyen dünyalara veya kara bir deliğe atar. Allahu Ekber! Allahu Ekber! Allahu Ekber! Lakin insan çok kibirlidir. Kibir, kökünü şeytandan alır. Şeytan insanları kibirlendirir. Lakin şimdi söylediğimiz şeytanı ve onun hile ve tuzaklarını yok eder. Bir atoma emreder. Âlemlerin Rabbi o atoma hitap etmez. Bir mübarek kimse kâinatta en mukaddes olan Seyyidina Muhammed (s.a.v) adına konuşur. Alıp götürür, götürür! Lakin insanlar şimdi sarhoşlardır. Sarhoş oldukları zaman gafil olup asla düşünmezler.

Kurân-ı Kerîm’de göklerin ilahi sözlerini bulabilirsiniz. Yüz defadan daha fazlaö “Ey insanlar, düşünün, düşünün, düşünün” diye buyurur. Lakin şimdi insanlar hiçbir şeyi düşünmezler çünkü sarhoşlardır.

İçmekle sarhoş olmak bir de şeytani fikirlerle sarhoş olmak vardır. İnsanlar iki şekil gafil veya sarhoştur. Birisi, içtikleri içki onları sarhoş yapar. Bir diğeri, sarhoşların yasak içeceklerinden içmeye ihtiyaçları yoktur çünkü şeytan onları tuzaklarıyla sarhoş yapar. Şimdi çoğu insanlar değil, baştan sona kadar yaşayan bütün insanlar şeytani içkiyle sarhoşlar. Ve şeytan size bardaklarla içirmez, hayır.

Bencil varlığından size bir şey verir ki bu sizi sarhoş eder. İnsanlar sarhoş oldukları zaman asla ilahi elçilere ve haberleri dikkate almazlar. “Hayır, hayır, bizim ilahi şeylere inanmaya ihtiyacımız yoktur. Biz herşeyi ayarlarız ki bunları çok iyi biliriz” derler. Bu bütün dünyadaki devletlerin genel bakışıdır.

Hatta Araplar bile, Müslüman dünyası bile Cenâb-ı Hakkın ilahi haberlerini dinlemeye gelmezler ve “Demokrasi” isterler. Âlemlerin Rabbi Peygamberimize mukaddes Kurân-ı Kerîm ve şeriatı gönderdi ki onlar bunu istemezler. Mısır, Şam, Irak, Türk, İran, Yemen ve Sudan, Tunus, Cezayir, Müslüman ülkeleri, Pakistan, Bangladeş, Afganların hepsi Cenâb-ı Hakk’ın şeriatını istemezler. “Biz demokratiğiz” derler. (...) Onlardan birisi bile şeriatı getirelim demez, hepsi demokrasi ister.

Ey şeytanlar! Bu demokrasiyi nereden getirdi şeytanlar? Demokrasi sistemi insanları diktatörlerin köleleri yapar. Cebabire cehennemlikler! Onlar bu aydan sonra asla muvaffak olamayacaklar! 15 gün sonra Receb-u Şehrullah giriyor. Onlar asla muvaffak olamayacaklar, bitmiştir! Cenâb-ı Hakk’ın şeriatını anlamak için onlara verilen bütün fırsatları kapatıp şeytani fikirleri açtılar. Onlar kapanacaktır, bitti. Hayır, hayır, hayır! “Biz İslam'ın müdafaacılarıyız” diyen bir kimse vardı. Onların bile “Biz Allah’ın şeriatını getirmeye koşuyoruz” dediklerini hiç işitmedim. Başka Müslüman ülkelerini bırakın, kendi ülkelerinize bakmalısınız, Müslüman bölgelere. Şimdi hangisi Allah’ın şeriatını getiriyor?

Onlar kıyamet gününde yedi kat ateşe atılacaklardır çünkü onlar şeriatı söylemezler. Mısır, “Biz İslam dininde en yetkiliyiz” diye iddia ederler. Onlar bile “Biz şeriatı getirmeliyiz” demezler. Çünkü bunu söyleyip şeriatı getirirlerse Cenâb-ı Hak bütün İslam dünyasına ilk emir olarak bir Sultanı başlarına imam olarak getirmelerini emrediyor. Ki o doğudan batıya kuzeyden güneye İslam dünyası üzerine Sultan olacaktır. Onlar dünyayı ve sandalyelerini veya tahtlarını çok severler. “Sen başka bir tahta, sen başka bir tahta” Hayır bir taht olmalı!

Bütün milletler Çinlerden korkarlar. Ne için Çinlerden korkarlar? Çünkü onlar 2 milyar insanlardır, bizler de belki 2 milyar Müslüman’ız. İnsanlar neden İslam’dan korkmazlarda Çinlerden korkarlar? Bunu asla düşünmezler. Çünkü bütün Çin bölgesi bir kimsenin emri altındadır. O kimse “Savaş” derse bütün insanlar itaat etmeli. O “Barış” derse herkes onu takip etmelidir. Müslüman dünyasının da 2 milyar Müslüman vardır lakin hiç kimse bunu dikkate almaz. Neden? Çünkü bizler 50 kafalı ejderha gibiyiz, bir kafalı değil. Onun için insanlar asla Müslümanları dikkate almazlar lakin Çinlerden korkarlar çünkü onlar bir kimsenin emri altındalar. Bu bütün İslam dünyasına ilahi bir ikazdır. “Ey Müslüman dünyası! Siz bir araya gelirseniz terbiye edip bütün dünyayı nasıl emriniz altına alabilirsiniz diye size yarattığımı bazı kimselerden gönderirim” Evet. Şimdi Çin “Suriyelilere dokunmayın, biz onlarla beraberiz” der. Amerika bile titrer, Avrupa Birliği titrer, Rusya bile sarı ejderhadan titrer. Sarı ejderhadan korkarlar, bütün dünya korkar. Ve Cenâb-ı Hak Celle min Gail buyurur:

(Al-i İmran; 103) وَٱعۡتَصِمُواْ بِحَبۡلِ ٱللَّهِ جَمِيعً۬ا

<>

Benim size gönderdiğim şeriatımı bir arada tutmalısınız. Tefrikaya düşmeyin, 40 devlete ayrılmamalısınız. Şimdi bizim için kıymeti yoktur, hayır, hayır. Şam Çin’e güveniyor. Başkaları Birleşmiş Milletlere güveniyor, onlardan başkaları “Biz ne bu taraftayız ne de öbür taraftayız” derler. Hayır. Niçin? Niçin?

İslam “Hepiniz bir araya gelin” buyurur. Peygamberler Mührü (s.a.v.) buyurdu; “Ey insanlar hepiniz bir araya gelirseniz Cenâb-ı Hak sizi ilahi kuvvetlerle korur ve destekler.” Korkmayın, bir Çin değil, yedi tane Çin olsa sizi yenemez. Hadis-i Şerif’te Peygamberimiz buyurur: Lani agali ummetî `aşara elf min ummetî min kulleti. Ey Arap ulemaları, bu Hadis-i Şerif değil mi? Bütün dünyadaki insanlar onlara karşı gelse bile 12 bin hakiki Müslüman olanları yenemezler. “Onlar bir el dolusu insanlardır” diyemezsiniz. Onlar mağlup olacaklardır. Ve şimdi 2 milyar Müslüman olarak korkarız. Avrupalılar ne bilirler? Hıristiyan dünyası veya Yahudi dünyası İslam dünyasına karşı ne hazırladılar? Hiçbir şey. Neden gayri Müslüman dünyasından korkarsınız? İlahi kimseler bağırıyorlar veya beyanat gönderiyorlar: “Ey insanlar, ey Müslüman dünyası, neden gayri Müslüman dünyasının silahlarından korkuyorsunuz? Sizden biriniz üflese bütün teknolojiyi yok eder.” Onun için Mehdi (a.s.) gelince ilkönce “Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber, La İlahe İllallahu Allahu Ekber, Allahu Ekber velillahil Hamd” diyecektir.

Şam’da, Mısır’da, Libya’da, Yemen’de, Türkiye’de, İran’da, Irak’ta, Cezayir’deki Müslümanlara karşı savaşanlara ayıptır, yazıktır. Nasıl Müslüman Müslümana karşı savaşır? Onlar Müslümanlarsa Kurân-ı Kerîm okumuyorlar mı? İlahi emir inanmayanlara karşı savaşmaktır. İnanmayanlara karşı savaşabilirsiniz Müslümanları öldürmek değil. Nasıl “La İlahe İllallah” diyeni öldürebilirsiniz? Ayıptır size. Onlar öleceklerdir ve ölümleri çok zor olacaktır. Onların ruhları alındığında acıdan bağırırlar. Kaç Müslüman öldürdülerse onlardan intikam alınacaktır. Bu İslam’dır, bu İslam’dır. Ve üzgünüm ki bazı insanlar kendilerini bomba yapıp intihar ediyorlar. Bu haramdır, bu haramdır. Çünkü o kimse kendini öldürür ve pekçok masum insanları öldürür, bu İslam değildir, hayır! İslam açıktır.

Sancakları yukarıda olanları Cenâb-ı Hak destekler, sancakları aşağıda olanları şeytan destekler. Ey insanlar! Burada gelecek cumaya veya gelecek ay veya seneye kadar otursak asla bitmez. Lakin şimdi insanlar sarhoşlardır, ilahi şeriatın buyurduğuna bakmazlar ve gayri Müslümanlara İslamı suçlamalarını sağlarlar. Onların cezası sıradan cezadan 70 kere daha fazla olacaktır. Allahu Ekber Allahu Ekber!

Ey inananlar! Ey Müslüman! Gelin âlemlerin Rabbinin size emrettiğini dinleyin. Benim size konuşmamda yanlış birşey varsa O bilir, beni alsın. Lakin siz kabul etmezseniz siz götürülürsünüz. Recebun acâyibun. Bir sene içinde bu dünyanın nüfusu 5 milyarsa 1 milyar kalacak. Korkarım. Şeytanı takip etmeyin, Deccal’i takip etmeyin, şeytanın temsilcilerini takip etmeyin. Hürsünüz, bunu yaparsanız ceza gelir. Ve bilmelisiniz ki her gün hayatınızda bir gün bitiyor. Bir gün bitiyor, bir hafta bitiyor, bir ay bitiyor, bir yıl bitiyor, ahirete yaklaşıyoruz, ölmeye.

Ey insanlar! Gelin hakikati kabul edin, ki Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v) bize hakiki İslam'ın ne olduğunu öğretti. Onun yolunu takip edin yoksa ilahi ceza bütün insanları cezalandırmak için götürür. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin.

Ey insanlar! Her gün en az 70 defa, “Estağfurullah, Estağfurullah”deyin. Silahlarınızı masum insanlara, çocuklara, zayıf kimselere, yaşlılara, kadınlara çekmeyin. Hayır onlara dokunmayın; bu şeref değildir. Kendinizi ilahi istikametlerde tutun. İlahi kimseleri isteyin ve onları takip edin. Onlar sizin teknolojinizden korkmazlar, onlar sizin nükleer silahlarınızdan korkmazlar, hiçbir şeyden. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin.

Ey insanlar! Ey insanlar! Bunu düşünün, bunu düşünün. Allah Allah Tövbe Ya Rabbi. Tövbe Ya Rabbi. Tövbe Estağfurullah Tövbe Ya Rabbi. Tövbe Ya Rabbi. Tövbe Estağfurullah. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin. Esselâmun Aleyküm.

Fatiha.

Yanlış var mı, Hişam Efendi? İslam “Cenâb-ı Hakk’ın dünyada yarattığı herkesin hakkı vardır” buyurur. Hayır, başka insanların hakkına girmek haramdır. Bu güç yalnız sizin ve başkaları gübre gibi değildir. Herkesin şerefi ve hakkı vardır. Cenâb-ı Hak insanı yarattı ve herkese bazı haklar verip onları şereflendirdi. Onun için doğudan batıya kuzeyden güneye herşeyi değiştirmek istiyoruz ki herkese saygı ve hakları ve şerefleri verilsin diye. Biz firavunları kabul etmiyoruz, hayır! Nemrutlara hayır! Ebu Cehil’e hayır! Ve cebabireleri kabul etmiyoruz. Biz herkese haklarını vermeliyiz, herkesin şerefini korumalıyız. Esselâmun Aleyküm.

Fatiha.

UA-984942-2