Çarşamba, Nisan 6, 2011 Lefke, Kıbrıs
(Mevlana Şeyh Nazım Efendi, Şeyh Hişam Efendinin derlediği, Mawlid ad-Dayba`i adlı kitabından bir kaside okur:) Gul yâ `Azîm entel `Azîm. Gad hemmenâ hemmun `azîm. Ve kullu hemmin hemmenâ yehûnu bi-smike yâ `Azîm.
(Sajeda Kabbani, kasideyi dedesi, Mevlana Şeyh Nazım Efendi için okur.)
Aferin! Bu lazim. Bu, minarelerde her ezandan sonra ve her mecliste okunmalı. Baska yok mu bunlardan? (Dolu, yuz tane var.)
(Şeyh Hişam Efendi: Seyyidi, isterseniz size bir kutu dolusu gönderelim.)
Turkiye’ye de lazim bu. Bu İngilizce bilenlere yazılmış; bizim için ayrı yazsınlar.Yazdırayım ben onu. Bu mühimdir, lazımdır. Bunu her mecliste okut. Şeyh Mehmet Efendi de okutsun İstanbul’da.
(Sajeda Kabbani, Hacı Neziha ile kasideyi okumaya devam eder.)
Devamı mı bu? (Evet.)
[Nakarat]
Gul yâ `Azîm entel `Azîm.
Gad hemmenâ hemmun `azîm.
Ve kullu hemmin hemmenâ.
Yehûnu bi-smike yâ `Azîm.
De ki: Ey Azîm! Sensin Azîm Olan!
Biz büyük bir tasanın içerisine düştük.
Ve bizi endişe ettiren bütün tasalar
Senin İsmini anmakla azalır, Ey Azîm Olan!
Entel gadîm gadîmun fil ezel.
Entel latîf latîfun lem tezel.
`Annâ ezil mâ gad nezel
min fâdihil khatbiş şedîd.
Sen Kadîmsin, ezelden beri Kadîm.
Sen Latifsin, sonu olmayan latifliğinle.
Üzerimizden alıp götür, başımıza gelen
Bütün ağır ve zor olan musibetleri.
[Nakarat]
Hayyun Qadîm, qadîmun vâcidu
Bâgî Ganî, ganiyyun mâcidu.
‘Adlun İlâhi, İlâhun vâhidu
berrun Raûf, raûfun bil `abîd.
Ezelî Diri, Ezelî ve Cömert!
Varlıklı Bâki, Varlıklı ve Azametli!
Âdil olan İlâh, tek İlâh.
Allah Şefkatlidir, kul’a çok şefkatli.
[Nakarat]
Ve lin-nebiyyi salli yâ selâm
minnâ salâtun mâ selâm.
Yevmel cezâ im-nahnâ selâm
mimmâ nekhâfu yâ mecîd.
Ve Selamet Peygamberinin üzerine
Bizden selam ve bereketler ihsan eyle!
Hesap Gününde bizi emin kıl
Korku duyduğumuz herşeyden, Ey Azametli Olan!
[Nakarat]
Vel âli ves-sahbil usûd
sâdu bihi bîdan ve sûd.
Lâ siyyemâ mâhil haşûd
seyful İlâh, ibnul velîd.
Ve Ailesindeki ve Sahabelerindeki aslanlar,
Onun vasıtasıyla âmir oldular, beyaz veya siyah gözetmeksizin.
Bilhassa o muazzam orduları silip yok eden kimse,
Allah’ın kılıcı, Velid’in oğlu (Hâlit).
[Nakarat]
Aferin, aferin! Gördün mü? Çok iyi. Bunu hergün okut aşağıda. Rukiye, sende. (Okumaya) alışsınlar. Müezzine de söyleyin, bizim ezandan evvel onu okusun, veyâhut ezandan sonra okusun, gece okusun. Bu mühimdir. Şimdi yatacağım. Ne yapalım, uyukladık Hişam Efendi. Sen bak! Bunu o adamlara söyle. (Şeyh Hişam Efendi: Emret Seyyidi.) Mühim meseleler gelecek sonra. Şeyh Hişam Efendi? (Emret Seyyidi.) Endonezya’ya da bildir! Ezanda bunu okusunlar. Her cemaatte bizi dinleyenler bunu okusun. Bu dalga gelir...(bunu okumak seni tsunami’den korur, durdurur.) Endonezya, maşallah 300 milyon; hepsi okusun! İstanbul’da da okutacağım bizi dinleyenlere. Dinleyenler okusun. Burda da söyleyeceğim (İmam Abdur-Rahman geliyor bugün; ona söyleriz, o okur.) Alıştırsın. Çok iyi. Allah’a şükür yaklaşıyor, çünkü bu kuvvet ister!