Available in: English   Bahasa   Turkish   Arabic   Go to media page

ERKEK VE KADINLARIN DÜNYALARI FARKLIDIR

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Cuma, Şubat 5, 2010 Lefke, Kıbrıs

Esselamun Aleyküm. Esselamun Aleyküm. Selamullahu Aleyküm. Allah Allah Allah Allah Hu. Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber La İlahe İllallahu Allahu Ekber Allahu Ekber Velillahil Hamd. Elfu Salât Elfu Selâm Aleyke Ve Âlâ Alike Ve Sahabetike… Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym.

Ey insanlar hoşgeldiniz. Dinleyicilerimiz, hepimiz kullarız. Ve ilkönce şeytanı uzaklaştırmak için Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym demeliyiz çünkü şeytan insanlara zahmete vermek için fırsat arar. Ve mutsuzluk içinde olmalarını ister. Şeytan insanların mutlu olması istemez. Onların her zaman sıkıntı ve ıstırap içinde olmasını ister.

Huu… Destur Ya Sultanul Evliya. Büyük Şeyhimiz, o bu gezegendeki herşeyi gözetlemekle yükümlüdür. O bu dünyada olan herşey için sorumludur.

Ey insanlar, öğrenmeye ve bilmeye ve takip etmeye çalışın. Bize kendimiz hakkında bilmek emredildi. Bize Yaratanımız hakkında bilmek emredildi. Ve de bütün insanoğluna iyilik için, iyilerden olmakla yükümlülük emredildi. Bir bahçe, bir tepe, bir dağ gibi. Belki üstünde farklı yabanı ağaçlar vardır. O dağın veya o yerin sahibi bakınca bu kiraz ağacıdır ama yabanidir der. Oraya iyi bir kiraz ağacı dikmeliyiz ki o yabani dallar iyi dallar olsunlar. Evet.

Eğer bırakırsan bu dağda pekçok yabani ağaçlar olur. Şimdi biz bu dünyada bu yerdeyiz, biz yabani ağaçlar veya vahşi hayvanlar gibiyiz. Âlemlerin Rabbi varlıklar arasında kimseye vermediği şerefi insanlara ikram eyledi. Bu dünyadaki bütün insanoğlunun vahşi insanlar olmasını istemiyor, hayır. Onlar en iyilerden olmalılar. Vahşilikten en iyileri olmasını ister. Âlemlerin Rabbi, bizi Yaratan, insanoğlunun vahşilikten korunması için mükemmel bir halde olmasını istiyor. Onun için insanlar iyilerden olsunlar diye eğitimciler gönderdi, vahşi olmasınlar diye.

Cenâb-ı Allah bizi affeylesin. Cenâb-ı Allah bize ilahi haberleri anlamamız için anlayış ikram eylesin. İnsanoğlu vazifelerini öğrenmeye çalışmalı. Vazifelerinin ne olduğunu, ne için yaratıldıklarını. Dün burada değillerdi ve yarın da burada olmayacaklar. Bu sadece kısa bir zamandır, bu kısa zamanda sadece önemini, vazifeni ve kimliğini ve ne yapman gerektiğini anlarsın. Evet. Eğer bu dünya hakkındaki herşeyi aklımızın meyvesi olan kitaplarımızdan öğrenirsek. Ama biz dört taraftan perdelerle kuşatıldık. O perdelerin arkasında ne olduğunu bilmiyoruz. Evet ve bir karanlıkta oturuyoruz. Ve O insanlar birşeyi anlasınlar diye gündüzü ve geceyi yarattı. Gündüz vakti aydınlıktır. Gece vakti karanlıktır.

Karanlık ve aydınlık bölgeler nedir? Biliyor musun bilmiyor musun? Bunu düşündüğün sürece bunu açamazsın. Ve böyle şeyler hazinelerdir. Onlar kapalıdır ve düşünmekle akıl yeteneğin anlamak için yeterli değildir. Onun için karanlığı ve aydınlığı bilen birilerine ihtiyacın vardır. Aydınlık nedir karanlık nedir diye. Evet. İnsanoğluna karanlık ve aydınlık olduğunu günlük gösterirler. Ama siz aydınlığın hakiki hakikatlerini bilmezsiniz. Göklere bakınca güneşin ışık verdiğini görürüz. Ama aydınlatmanın ne olduğunu bilmiyoruz.

Bu nasıl olur? Bu dünyanın üzerine nasıl ışık geliyor? Dünyanın bir tarafı aydınlık ve aynı zamanda başka tarafı karanlıktadır. Ama aynı zamanda aydınlık ve karanlık olmasını anlamayız. Bu kalpleri bilinmeyen ilimlerle aydınlanmış olan evliyalara aittir. Bu dünyadaki insanlar bu hakikatleri bilemezler. Bazı insanlara anlamak için aydınlık ve karanlık ikram edilmiştir. Şimdi bu bir okyanustur, haftaya kadar konuşsak bitmez.

Şimdi bu dünyadaki insanlara gelelim. Bu dünyada, kıtalarda ve okyanuslarda sayısız varlıklar vardır. Onların farklı görüntüler ve ve farklı yaradılışları vardır. Onların dış görüntüsünü, suretini kim verir? Onların suretlerini kim verir? Herşeyin özel bir tasarımı vardır. Bakın burada pekçok insanlar var. Herkesin özel bir tasarımı vardır. Bak Abdurrauf’a, birşeyler görmek için yukarıya bakıyor. Şimdi o dinsiz imansız pezevenkleri söveceğim. Sövmeden olmaz. Değil mi? Doğru demezsen sana da söveceğim zaten. Acayip.

Herşeyin özel bir tasarımı vardır. Allahu Ekber, Allahu Ekber Allahu Ekber. Bak seslerine, bazılarınki eşek gibi anırıyor, kimisi öküz gibi çağırıyor. Nedir be böyle bağırması? Söylediklerimi anlıyor musunuz?

Bakın onların sesleri de çok farklıdır. İnsanoğlu oldukları halde bazıları eşek gibi bağırır, bazıları tilki gibi, bazıları domuz gibi. Ne iş bu iş be? Hep behlüller geldi karşımda oturur. Tövbe Estağfurullah. Hele bu, şahin gibi. Dede nerede?

Herşeyin bir tasarımı vardır, Allahu Ekber, Allahu Ekber, ya Rabbi. Herkesin düşüncesi de farklıdır. Şimdi senin düşündüğünü o düşünmez. Onun düşündüğünü bu asla düşünmez. Evet. Ama insanlar şimdi çok cahildir. Karanlık nedir? Aydınlık nedir? Oturup düşünmekle buna bir cevap bulamazsınız. Şimdi bu dünyadaki insanların bir tarafı karanlıkta bir tarafı aydınlıktadır. Herşeyin başlangıcı yabanidir. Özellikle de insanoğlu iki kısımdır, aydınlıkta olanlar ve karanlıkta olanlar.

Karanlıkta olduğunuz sürece hiçbir şey anlamazsınız ve göremezsiniz. Gece vakti milyonlarca lambalar koyunca güneşin ışığına ulaşacağınızı zannetmeyin, asla, asla. Yaratan bu gezegende bize ışık veren bize nur veren merkezler gönderdi. Bu bakıp gördüğümüzdür. bizim halimizden ne haber?

Kadın ve erkek. Erkeğin dünyası başka birşeydir kadının dünyası başka birşeydir. Kadınları erkeğin yerine koyarsan birşey yapamazlar kaçarlar. Onlar kendi dünyalarını isterler. Onlar erkeklerin bölgesinde yaşayamazlar. Bu farklıdır. Kadınların bölgesi… bir başka söz var buna ama…. Kimse İngilizce bilmiyor. SubhanAllah. Herkes kendi dünyasında yaşar. Bu bir dünyadır ama bu tek bir dünyanın içerisinde iki dünya bulursun. Biri erkeğe aittir. Erkeğin dünyası kadının dünyasından farklıdır.

Ama şeytan şimdi insanlara erkek ve kadını aynı seviyede yaptırıyor. Onların farkı yoktur diyor. Nedir bu saçmalık? Kadınların yaşadığı dünya erkeklerin dünyasından yüzde yüz farklıdır. Ama fesat yapmak için herşeye kadın ve erkek eşittir diyor. “Tuuuh” bu eşitliğe.......Ağzımızı da bozduk be, tövbe Estağfurullah El-Aziym.

Anlayon benim Türkçeden? (Çok güzel Efendim muhteşem) Laz lügati lazım buna. Çünkü laz bunlar gaza benzer. Erkek ve kadının eşitliği en büyük yalandır ve en büyük cahilliktir. Hayır, kadının dünyası yüzde yüz farklıdır ve erkeğin dünyası yüzde yüz farklıdır. Değil mi nasıl? Evet beyim? Evet, Âlemlerin Rabbi biliyor. O bilir ve erkekleri karanlıklarından ve kadınlara ait olan karanlıktan çıkartmak ister. Erkeğin karanlığı kadınlarınki gibi aynı değildir, olamaz. Ve erkeğin kimliğini ve kadının kimliğini açığa çıkartmak için ilahi nurunu gönderir.

Peygamberlerini neden gönderdi? Sohbetimizin başında beni herkesin yabani ağaçlar gibi olduğu konusunda konuşturdular. Onların aşılanmaya ihtiyaçları vardır. O kimselerin aşılandırmasını kabul ederseniz ilahi huzurda aydınlık içinde hakiki varlığınıza yolunuzu bulursunuz. Kabul etmezseniz burada ve buradan sonra karanlıkta olursunuz ve hiçbir şey anlamazsınız. Yabanilik. Şimdi bütün dünya yabanilik içindedir. Bütün insanlar vahşi olarak geri gelmişlerdir. Ve bu dünya için tayin edilmiş olan ilahi yönetici insanlara nasıl davranıp onları vahşilikten iyi bir varlık şekline getirmesini bilir.

Evet, bırakırsa yabani ağaç gibi olur. Eğer göklerdeki nurları kabul ederlerse iyi halde olurlar ve hakiki varlıkları ortaya çıkar. Ve kendini ve başkasını bilirsin ve tatlı bir kimse olursun. Yoksa kirli ve tatsız biri olursun. Bu sebepten dolayı Cenâb-ı Allah insanlara bu aşılanmayı gönderdi. Şimdi bütün insanlar Peygamberlerden kaçıyorlar. Onun için şimdi bu dünyada yalnız yabani insanlar bulursunuz. Yabani insanlar vahşi hayvanlar gibidir. Biz insanoğlunun hakiki durumlarını ve nasıl iyilerden olabileceklerini anlamalarını istiyoruz. Bu Peygamberlerin önemidir.

Onun için mükemmel kimseler olmak için Peygamberleri takip edin. Etmezseniz sonsuza kadar kendi vahşiliğinizde kalırsınız, evet. Dünyada hep vahşilik vardır çünkü insanlar ilahi talimatlara dikkat etmiyorlar. Onlar reddediyorlar ve insanlar mutsuzlar. Bu gezegende yaşayan erkek ve kadınlara bir tat kalmıyor çünkü tat sadece göklerden ikram edilir. Bunu dünyadan alamazsınız. Onun için insanlar Peygamberleri reddettikleri sürece ve tilkileri takip ettikleri sürece bu gezegende rahat ve tatlı olan bir kimseyi bulamazsınız. Bu ilahi cezanın başlangıcıdır. Peygamberleri takip edene kadar ceza asla gitmez.

Peygamberimiz (s.a.v) buyurmuştur ki; bütün Peygamberlerin ilahi kitaplarını takip etmelerinin yolu yoktur ta ki beni takip edene kadar. Peygamberler Mührü’nü Cenâb-ı Allah rahmetiyle sarsın. Onun yüksek şanı Peygamberler Mührünedir (s.a.v). Bu uzun bir hikayedir ama yeterlidir. Dersinizi alın ve ihtiyacınız olanı alın. Burada ve buradan sonra tatlı kimseler olmaya çalışın - kirli kimseler değil.

Ey Rabbimiz, ilahi huzurda en şerefli olan Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’in hürmetine bizi affeyle.

Allâhümme Salli Vessellim Âlâ

Nebi Ya Muhammed Aleyhisselam

Salâten Tedumu Ve Tudâ İleyh

Memerehleyali Ve Tuledevam

Allâhümme Salli Vessellim Âlâ

Nebi Ya Muhammed Aleyhisselam

Salâten Tedumu Ve Tudâ İleyh

Memerehleyali Ve Tuledevam

Fatihah.

UA-984942-2