Çarşamba, Haziran 30, 2010 Lefke, Kıbrıs
Destur Ya Seyyidi Meded. La İlahe İllallah La İlahe İllallah La İlahe İllallah Seyyidina Muhammedin Rasulullah (s.a.v.) Ey Rabbimiz, ilahi huzurda en sevgili olana en yüksek övgünü ve saygını ve şanını en şerefini ver. Onun şerefine bize öyle bir kuvvet ikram et ki Senin ilahi emirlerini zamanında yerine getirmek için ayağa kalkabilelim. Ezelden ebede Sana şükürler olsun ey Rabbimiz. Eyyy, eyyy, eyyy, Heyyy, Heyyy, Heyyy, Heyyyy……
Ey Rabbimiz, bize hoşnutluk ver ki burada ve buradan sonra memnun olalım. Ve selâm bu gezegen hakkında sorumlu olanın üzerine olsun. Anlamak için daha fazla nûr istiyoruz. Ve de insanoğlu arasında olan katılanlarımıza esselâmun aleyküm diyoruz. Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym deyin. Bize daha fazla güç ver ki burada ve buradan sonra mutlu olmalım. Ey Rabbimiz, biz mütevazı kullarız. Biz sadece şeytan ve grubunun üstüne ayağımızı basmak istiyoruz, bunu isteriz. Evet bunu istiyoruz. Bu kâinatın Biri tarafından meydana geldiğini kabul etmemeye ısrar ederler ve bu kendi kendine bulundu derler. Bunu bir eşeğe söyleseniz kabul etmez. Bu insanlar “Biz V.İ.P. yüksek mevki profesörleriz ve dünyadaki en yüksek eğitilmiş insanlarız” diyenler, biz kabul etmeyiz derler. Bir karınca bile onların kendi kendilerine vâr olmadıklarını kabul eder. Bir karınca ki karıncalar altında o kadar sayısız varlıklar var. Hiç birisi ben kendi kendime meydana geldim demez.
Atomlardan ne haber? Bir atom, "Kimse beni meydana getirmedi; ben kendi kendimi meydana getirdim" diye iddia eder mi? Hangi doktor, hangi bilgin insan, hangi yüksek makamlı profesörler bunu kabul eder? Bir atom bile “Ben kendi kendime meydana geldim” diyemez. “Ben bu kocaman kâinatta birşey olmak için kendi kendimi yarattım” demez. Neden gelip “Allah yok ama tabiat var ” diye ısrar edersiniz? Tabiat nedir? Esselâmun aleyküm ey dinleyicilerimiz ve katılanlarımız. Evet. Hakikatlerden, herşeyin hakiki varlıklarında birşeyler tutmaya, almaya çalışın. Evet, Subhanallah. Bütün tazimler Cenâb-ı Hakk'a dır.
Herşeyden önce insanoğluna, “Ben Âlemlerin Rabbinin kuluyum” diye beyan etmesi ikram edildi. Onun için eski zamanda İslami edeplerde, öğrenmek için gelen küçük bir çocuğu eğitirken, hocası, “Ey Abdullah, ey evlat, 'Bismillahirrahmanirrahiym, Bismillahirrahmanirrahiym de'" diye talim verirdi. Ey Rabbimiz, bu eski zamanda çocuklarımıza öğretmemiz gereken ilk şeydi. Onlara Bismillahirrahmanirrahiym dedirtmek. Şimdi insanlar boş kafa insanlardır, asla düşünmezler. Biz sadece insanlara, “Dolar, dolar, dolar, dolar, dolar” demeyi öğretiriz. Ondan sonra “Euro, euro, euro, euro, pound, pound, pound, pound, pound, pound.” Neden sesinizi yükselmezsiniz? "Çünkü pound’un kuvveti düştü, onu niçin söyleyemem, pound, pound, pound." Bu bütün milletlere bir tesbih olarak gelir. Evet ama onlar Rabbini tesbih etmezler ve anlayışlarına göre, dolar'ı, euro’yu ve pound'u tesbih ederler.
İnsanlar maneviyatlarını kayıp ettiler! Bir kimse maneviyatını kayıp ederse bu onun hayvanlar seviyesinin altına girdiği anlamına gelir. Ve Cenâb-ı Hak insanoğluna böyle bir şeref ikram etmiştir. Ve onlar bunu kayıp ederler ve yerine kendileri için bazı taklit şeyler getirirler. Ve bu taklit unvanlarla birşey olduklarını zannederler. Herşeyden önce Rabbimize en yüksek saygımızı veririz. Allah SubhanAllah, SultanAllah. Rabbini, onları yaratanı unuttukları zaman düşerler. Doğudan batıya, kuzeyden güneye bütün milletler sonsuz bir acılarla veya krizlerle boğuşurlar. Onlar krizler peşine koşarlar ama krizlerin peşine koştukları zaman mutlu olmayacaklarını bilmezler veya acıları bitecek zannederler. Ateşe koşunca o ateşten kurtulacağınızı nasıl ümit edersiniz? Şimdi bütün dünya bu şekildedir. Ateşin peşine koşarlar, kaçmazlar, onun peşine koşarlar. Bu olamaz, bu olamaz. Yanlış yoldur.
Bir keresinde çocuklar için bir oyun masası gördüm. Bazı düğmelere basıyorsun ve konuşuyor. Bu çok acayip bir alet çünkü bir çocuk yanlış yaptığı zaman “Yanlış” diyor. İyi yaptığında “Tamam” diyor. Doğru olanı bulmak için tekrarlamalısınız. Ama şimdi insanlar o kadar sorunlarla suçlarlar ama kimse yanlış yoldayız demez. Bu acılar ve çileler ve krizlerde olmamızın asıl sebebidir. Bu bu yanlış yolun altındadır. Yanlış yoları takip ettiğimiz sürece kendimizi kurtaramayız, hedefimize ulaşamayız. İyi bir hayata ulaşamayız. Kendimizi hayatımızın karanlığı ve ağırlığından kurtaramayız. Allah Subhanehu Ve Teâlâ Celle Min Gail buyurur;
(Bakara:185) ۗ يُرِيدُ ٱللَّهُ بِڪُمُ ٱلۡيُسۡرَ وَلَا يُرِيدُ بِڪُمُ ٱلۡعُسۡرَ
<
Ayet-i Kerîme mi? Bugün bizim Selefi ulemalarımız nerede? Onlar nerede? Bunu Kurân-ı Kerîm, Cenâb-ı Hak buyuruyor. Sizin için isteyen kimdir? Sizin için ne istiyor? Sizin için kolaylık ister. Hepinizin zorluğa düşmenizden ne haber? Hepimiz zorlukta ve kötü durumdayız, şimdi bütün dünya. Bu Cenâb-ı Hakk'ın istediği midir? Asla. Âlemlerin Rabbi, "Allah sizin için kolaylık ister" ۗbuyurur. O kulları için kolay bir şekilde ve mutlulukla ve umutla ve onlara hoşnutluk veren herşeyle yaşamalarını ister. O hiçbir zaman kullarının acılar ve çileler içinde olmasını sevmez. Asla sevmez ama sebebi nedir?
Ey Selefi ulemaları, merhaban. Siz pekçok şeyler iddia edersiniz ve pekçok kitaplar yazarsınız. Belki kitaplarınız bir kütüphaneyi doldurur ama bunun faydası nedir? Bu Lafcetul Celal, sadece iki kelimedir ve anlamaya yeter, neden o kadar şeyler yazarsınız? Cenâb-ı Hakk'ın kullarından ne istediğini söyleyin. Evet, neden yazarö bağırır ve şuna buna kızarsınız? Hayır. Açıklayın, bazı şeylere bir tefsir verin. İki söz insanoğlunu zorluklardan, krizlerden alıp hiçbir rahatsızlık olmayan bir seviyeye getirir. Cenâb-ı Hak insanları asla acılar çileler, krizler, zorluklar, lanetler bulamayacağınız bir seviyeye çağırır. Orada o kadar lezzetli, o kadar yumuşak, o kadar zevk verilir. Neden açıklamazsınız? Biz Kurân-ı Kerîm’in Ayet-i Kerîme’nin bir parçasını okuyoruz. Estâuğuzubillah; "Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez."
Allah Allah!
Şeyh Hişam Efendi. Evet? Kurân-ı Kerîm’in Ayet-i Kerîmesindeki her söz insanları ebedi mutlu ve zevkli ve hoşnut olacakları bir seviyeye çağırır. Ve istedikleri herşey, onların istedikleri herşeyi karşılarında hazır bulurlar. Bunu neden söylemezsiniz? "Allah sizin için kolaylık ister." Seyyidina Rasulullah (s.a.v), "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın" buyuruyor. Sadaka Rasulullah, Resulullah doğruyu konuştu. O kadar tatlıdır. İnsanoğlu neden acılara ve çilelere düşüyor? Neden? Ve Rabbimiz, bizi yaratan bizim için hayatun tayyibe, zevkle, hoşnutlukla, mutlulukla dolu bir hayat istiyor. Bu nerede? Neden Selefi ulemalarımız ve başka şeriat doktorları ilkönce Araplara göstermezler? İkinci olarak İranlılar, üçüncü olarak Türklere, dördüncü olarak Pakistanlılara, beşinci olarak Afganlılara. Yedi? Yedinci olarak Filistinlilere. Neden? Mısırlılar, Lübnanlılar. Onlar neden acılara ve sorunlara düşüyorlar? Hayatları ateşte olan bir kimsenin hayatı gibi oluyor. Yanlış yoldur. Selefi ulemaları, siz tasavvuf hakkında, herşey hakkında yazıyorsunuz. Bunları bırakın, bunları bırakın. Cenâb-ı Hak onlara son hükmünü verecek. Siz hâkim değilsiniz, onları bırakın. Ama Cenâb-ı Hakk'ın kötü durumda ve baskı altında olmalarını sevmediğini Müslümanlara netleştirmeniz gerekir. O kullarının bu gezegende mutlu yaşamalarını ister. Krallarınıza, sultanlarınıza veya başbakanlarınıza neden söylemezsiniz? İnsanlar neden sokaklarda koşarlar? Müslümanlar ne için birbirlerini öldürürler? Neden? Bu sizin sorumluluğunuzdur çünkü siz kendinizi malayaniyle meşgul ediyorsunuz. Peygamberler Mührü (s.a.v) buyurdu; min hüsni islami'l mer'i terkühû mâ lâ ya'nîhi, "Doğrudan ya da dolaylı olarak Cenab-ı Hakk'ı hatırlatmayan lüzumsuz bütün duygu, düşünce ve fiilleri terk etmesi, kişinin İslam'ı bilmesinin ve gereklerini yerine getirmesinin mükemmelliğindendir." (Tirmizî, Zühd, 11) Bu Hadis-i Şerif zayıf mı şişman mı, söyleyin.
Aklınızı kullanın ey yanlış yolda giden Müslümanlar! Aklınızı kullanın. Peygamberler Mührünün, min hüsni islami'l mer'i terkühû mâ lâ ya'nîhi buyurduğu yeterlidir. Siz kendinizi size ait olmayan şeylerle meşgul ediyorsunuz. Cenâb-ı Hak kullarına son hükmünü verecek. Siz bu hayatta insanlara hâkim olamazsınız. Hayır, doğru ve yanlış olanı göstermelisiniz. "Allah sizin için kolaylık ister," evet. Herkes bu Ayet-i Kerîme'yi kullanmalı. Cenâb-ı Hakk'ın yüksek emri her zaman kolay, hafif, merhamet dolu yolu kullanmaktır. Neden bu kadar kabasınız, bağırırsınız, yakarsınız, öldürürsünüz, yıkarsınız? Bu Cenâb-ı Hakk'ın ilahi emri mi? Onların ulemaları nerede? Özellikle Selefi Salih ulemaları nerede? Onlar neden göklerin ilahi emirlerini beyan etmezler? Bütün sorumluluk onların üstüne olacak. Hergün gayret ediyoruz. Böyle basit kulu doğudan batıya insanlara konuşturuyorlar. “Ey insanoğlu, nazik olun, merhametli olun, cömert olun, insanlara şeref verin. Ey insanlar, bütün insanlara iyilik verin. Bu ilahi emirdir.” Ama bu ilahi emirler yerine öldürüyor, yakıyor, yıkıyor ve en fenasını yapıyoruz ve “Biz Müslümanlarız” diyoruz. Ve selefi ulemaları “Biz selefi ulemalarız” derler. Yayın yapmak için pekçok merkezleriniz var. Neden bütün Müslüman dünyasına bu yayını yapmazsınız? Siz sadece “Biz Selefiyiz” demesini biliyorsunuz. Selefiyiz veya değiliz demeniz veya iddia etmeniz yeterli değildir. Doğruları konuşmalısınız ve insanları doğrulara, doğru yola çağırmalısınız. İnsanlar için burada ve buradan sonra hangi yolun doğru olduğunu ve Cenâb-ı Hak bizim hangi amelimizden razı olduğunu netleştirmelisiniz. Cenâb-ı Hak bizden razı olmazsa bizden kim razı olur? Kimse.
Ey insanlar, dinleyin ve itaat edin ve yolunuzu yanlış yoldan doğru yola değiştirin. Yalanı ve yalancıları bırakın ve doğruları ve doğru kimseleri takip edin ki Cenâb-ı Hak bize sonsuz rahmetinden göndersin. Tövbe Ya Rabbi Estağfurullah.
Fatiha.
Ey ya Rabbi!
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum dum”
“Dum dum dum dum dum dum dum duuum”
Ey Rabbimiz, bizi affeyle. İlahi huzurunda en şerefli olan Seyyidina Muhammed (s.a.v.) hürmetine bize kullarını doğru yola yönlendirecek birini gönder. Fatiha. Evet beyim, evet beyim. Güzel ama mühim olan nefislerimiz kontrol etmektir. İnsanlar nefislerine yenilirler. Şeytan herkese biner. Onun için çok zordur ve Peygamberler Mührü (s.a.v.) müjde verdiği Seyyidina Mehdi (a.s.)’dan ilahi destek istiyorum. O gelmezse kimse burada birşeyi düzeltemez.
Fatiha.