Available in: English   Turkish   Go to media page

Taklit Rütbelerinize Güvenmeyin!

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Pazar, Temmuz 18, 2010 Lefke, Kıbrıs

Allah Allah Allah Allah Allah Allah HasbunAllah. HasbunAllah ve Niğmel Vekil Niğmel Mevla Ve Niğmel Nasiyr Gufraneke Rabbena Ve İleykel Masiyr İla Zid Habibeke İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana Ve Mentebiahu Minel Enbiya Vel Evliya Ve Salihin Ya Rabbel Alemiyn.

Ey Rabbimiz! Biz zayıf kullarız. Ey Rabbimiz! Bizi Yaratan, bize İlahi Farzlar için ayağa kalkmak için daha fazla kuvvet ver. Biz zayıf olduğumuzu biliyoruz. Zâtın, herşeye Kâdir olan buyurur; ve huligal insânu da`îfâ, "çünkü insan zayıf yaratılmıştır" (4:28). Sen, ey Rabbimiz, insan zayıf yaratılmıştır buyurursun. Sen bize İlahi Destekten ikram eyle ki Senin İlahi Emirlerin için ayağa kalkalım. Onları tutalım ve İlahi Emirlerine uyalım. Ey Rabbimiz! Lütfen isimlerimizi iyilerin, iyi kulların listesine yaz. İsimlerimiz kötü kulların listesine yazılırsa Senin affını ve rahmetini isteriz. Dünyamızın yöneticisi olup Rabbimizin emri adına herşeyi gözeten Kutba, Kutbul Mutesarrif'e Selât ve Selamımızı veriyoruz. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.

Af isteyin ve Rabbimizin affını bulursunuz; Onun sonsuz rahmet okyanuslarından merhamet ikram eder size. Kendinize bakın ey insanoğlu! Ve faydasız işlerle güçlü kimseler veya zafer sahibi olduğunuzu veya kuvvetli kimseler olduğunuzu iddia etmeyin. Çünkü sizin bu hayatta pekçok halleriniz vardır. Maddi durumlar size kuvvet verir zannetmeyin, hayır. İnanmayın, insanlara güvenmeyin. Maddi durumların sizi destekleyeceğine inanmayın; cahil olan veya gafil olan veya inkârcı olan insanlara güvenmeyin. İnsanoğluna güvenenler cahildir. Ve de o akılsız insanlar o maddi hallere güvenenlerdir. Onlar büyük hazineler meblağlarınla kibirlenirler. O insanlarda şansız, akılsız insanlardır ve İlahi Huzurda fırsatlarını kaçırırlar.

Ey insanlar, ey katılanlarımız! Taklit rütbelerinize güvenmeyin. Bırakın bunları, maddi hallerinize güvenmeyin. Maddi durumlara güvenenler aşırı ahmak ve akılsızlardır; onların seviyeleri hayvanların seviyesinin altındadır. O insanlar kıyafetleri ve saçma rütbeleri ile aldatılmışlardır. Evet, şimdi hükümet ofisine gitseniz bile konuşmak için içeriye girdiğiniz zaman o masanın arkasında bir kimsenin oturduğunu görürsünüz. Ve onun karşısında, yazı amiri, Ahmak bey oturur. Veya orada, “Bu kocaman binanın yöneticisi, Maymun bey” diye yazar. Hmmm. Veya girersin ve çok süslenmiş bir masanın arkasında oturan çok şişman bir kimse oturduğunu görürsün. Sandalyesi belki oturmak için 3 kişiye yeter ama ancak ona aittir. Ve onun karşısında, içeriye girenler için, “Limited şirket başkanı, Fil bey” diye yazar. Veya içeriye girersin ve hiç gülmeyen, çok, çok kibirli bir kimse görürsün. Bir kimse içeriye girerse ona çok kibirli olduğunu gösterir. Ve asla oturun demez ama “Sen burada kimin karşısındasın” der. Orada, “Maymunlar bölgesinde Birinci Şempanze bey” diye yazar. Veya başka birisi onun arkasında veya sağ tarafında oturur ve onun masasında da “Maymunlar bölgesinin ikinci başkanı, Orangutan bey” diye yazar. Veya birşey sormak için başka bir ofise girersin ve girince çok öfkeli bir kimsenin oturduğunu görürsün. Ve sandalyesi belki 3 kişiliktir. Onun üstüne oturur ve gözlüğünü böyle takar ve bakar.

“Sen kimsin?”

“Ooo, sayın ekselanslar, ben sizin hizmetçinizim.”

“Ne istersin?”

“Ben Güney Afrika’da maymunlar bölgesinde şempanzeler hükümetinde başkan olmak isterim.”

“Evet beyim. Sen benim hizmetçimsin, lütfen bu kimse Hindistan’ın ormanlarında bir halife olmak istiyor diye yazınız. Orada emri devam etsin ve benim mührümü bas ve onu gönder.”

Söylediğimi anlıyor musun? Evet, bu bir hakikattir. Ellerinde biraz kuvvetleri olanlar insanları aşağıda kendilerini yukarıda görürler. Onun için “Bu kimdir” diye bakarlar.

“Ben Bay Kuck’um.”

“Kuck? Ne istiyorsun? “

“Ben bir şikâyet için geldim.”

“Kim hakkında?”

“Tilkiler hakkında”

“Tilkiler mi? Onlar ne yapar?”

"Onlar her zaman tavukların peşinde koşup, onları avlayıp yerler. Ve bunun için bir adalet istiyoruz.”

“Lütfen bu kimse için emrimizi yazın. Ben ormanın kralı olarak ormanın asayişine nazik olsunlar diye tilkilere emrediyorum. Herkes seviyesini korusun. Bu benim kurtlara emrimdir. Onlar tavuk peşinde koşan bir tilki görürlerse o tilkiyi yakalayıp atsınlar. Ölürlerse ölürler, ölmezlerse bir daha tavuk ve horozlara sorun yaratmaya geri gelemezler.”

Tamam mı? Anladınız mı? Şimdi bütün ülkelerde böyle insanlar bulursunuz. Onlar kendilerini bu dünyanın ormanında özel zannedeler. Ve onlar herşeyi yapabilirler ve herkese zahmet verirler ama kimse tarafından zahmet görmek istemezler karıncalardan bile. Evet? Bunları neden söylüyoruz ey katılanlarımız? Çünkü siz İlahi İlimden anlamıyorsunuz ve beni sizin seviyenizde konuşturuyorlar. Hayvanlar seviyesi, orman hayvanları seviyelerinden. Yüksek konuşamıyorum çünkü katılanlarımız hiç dikkate almıyorlar. Onun için onların hakiki kimliklerini konuşuyorum. Onların kimlikleri de hayvanlar seviyesinin altındadır. Bazılarının kimlikleri Avustralya çöllerine, bazıları Hindistan’ın ormanlarına ait, bazıları çöl insanların seviyesinde. Ben size konuşuyorum çünkü siz İlahi Beyanatları anlamıyorsunuz. Siz asla bir değer vermiyorsunuz, bende size bugün tiyatro yapıyorum.

Evet, siz, insanoğlu çok kibirlisiniz. Şeytan ınsanlardan cahil olan herkese, “Siz V.İ.P. kimselersiniz, siz sıradan insan olmakla mutlu olmayın. Siz her zaman V.İ.P seviyesinde olmalısınız” diye üfler. V.İ.P makamında olursanız aşağı inip bu gezegendeki yaşayanlara bencil seviyenizi gösterirsiniz. Âlemlerin Rabbi sizi İlahi Huzura çağırıyor ama siz bu gezegende V.İ.P. kimseler olmayı ısrar ediyorsunuz. Alın bu V.İ.P makamınızı alın ve bu gezegende V.İ.P seviyesinde olmak isterse onların isimleri göklerde bir kurt, bir tilki, bir yılan, bir ayı, bir kaplan, vahşi bir hayvan olarak tayın edilir. Şimdi insanlar hayvanlar seviyesinde olmak için ısrar ederler. Çok az insanlar göklerdeki V.İ.P insanlarına ulaşmak isterler. Onların ilgisi sadece bu dünya içindir, alın. Ama “Bu kurtların temsilcisiydi” “Bu bütün tilkilerin temsilcisiydi” “Bu eşeklerin temsilcisiydi” veya “Bunlar bunun şunun temsilcisiydi” diye üstünüze yazılacak.

Neden dünyada İlahi Temsilci olmaya çalışmıyorsunuz? Ve ben size yukarıya bakın, İlahi Rütbeler, İlahi Şeref isteyin dediğim için her zaman bana öfkelenirsiniz. Hepiniz taklit şereflere, taklit rütbelere koşarsınız. Hayır, onun için bunu bugün söylüyoruz, beni size bu şekilde konuşturuyorlar. Nefsanî isteklerini takip edenler hayvanlar seviyesinde, ormanda hayvanlar seviyesindedir. Şeref istiyorsanız, bu şeref size ezelden ebede olur. İlahi şerefler isteyin ve İlahi bir kimlik, varlık takip edene kadar İlahi Şerefler siz asla ulaşmaz. Ve onlar âlemlerin Rabbinin elçileridir ve onlar İlahi Kimselerin hakiki takipçileridir. Hakiki şeref istiyorsanız onları takip edin. Dünyada şeref istiyorsanız makamınız orman insanların makamı ve seviyesindedir.

Öfkelenmeyin ey Selefi ulemaları! Merhaban, bugün nasılsınız? Şimdi söylediğimiz hakkında mutlu musunuz? Yanlış mı konuştuğumuzu düşünüyorsunuz? Bunu söyleyemezsiniz. Bunu söyleyemezsiniz.

Bütün Peygamberler ne için geldiler? Ulemayız dersiniz. Âlemlerin Rabbi insanoğlunu ne için yarattı? Söyleyin, bilip öğrensinler diye insanlara söyleyin. Sultanlardan veya reislerden veya başbakanlardan veya şundan bundan başlayın. Bu taklit rütbeler taşıyanlar ancak kabre kadardır. Bu kabrin ilerisi yoktur. Neden insanlara, “Ey insanlar, siz taklit rütbeler peşinde koşmak veya saçma hazineler için yaratılmadınız ” diye hatırlatmazsınız? Neden saçma hazineler? Çünkü onları bırakacaksınız. Bu hayatı bırakırken kocaman hazinelerinizi bırakıp sadece beyaz kefeninizle gideceksiniz. Bu meseleyi neden her Cuma söylemezsiniz? Bu Kurân-ı Kerîm’de yazmaz mı? Siz nasıl Kurân-ı Kerîm okuyorsunuz? Siz nasıl Karun’un hikâyesini okuyorsunuz? Neden krallara, başbakanlara Karun’un hazineleri ve kendisi hakkında konuşmazsınız ki onun ismi Kurân-ı Kerîm’de bahsedilir. Neden insanlara hatırlatmazsınız? Neden?

Her Cuma söylemelisiniz. Hatta hergün insanlara söylemelisiniz. Âlemlerin Rabbinin İlahi Emri, insanlara onlar için en iyi olanı ve onları aldatan ve en fena olanı hatırlatmalısınız. Bu başka bir gol daha. Ve size hergün bazı mermiler atarlar. Büyük olanlardan, toplar. Hergün size gelir. Neden insanlara günlük açıklama yapmazsınız? Söyleyin! Söylemezseniz âlemlerin Rabbinden korkun ki O size neden kullarıma hakikatleri ve Rableri onlardan ne istedi diye söylemediniz diye soracak.

Ey ulemalar, Şeriat doktorları, Ezher-i Şerif ulemaları ve Selefi 's-Salihler! Siz dünyayı başınıza koyuyorsunuz ama gerçek Selefi 's-Salihler dünyayı ayaklarının altına almışlardı. Siz nasıl Selefi ulemalarıyız diye iddia edersiniz? Cenâb-ı Allah bizi affeylesin. Böyle şeyleri söylemeye üzgünüm ama bu İlahi Emirleri söylemeliyim. Ve ilkönce kendi nefsime hitap ediyorum. İlgi duyanlar kabul edip takip ederlerse burada ve buradan sonra faydalanırlar. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin. Âmin.

Fatiha.

(34 dakika) Tamamdır. Kaç kişi?

(666 000) Katılanlar ve katılmayanlar isimleri göklerde yazılıdır. Katılanların makamları V.İ.P. makamıdır, başkalarının makamı hayvanlar makamıdır. Onlar seçsinler fark etmez.

Fatiha.

UA-984942-2