Go to media page Available in: English   Turkish  

Kıyamet Gününde İki Grup İnsan Vardır

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Cumartesi, Temmuz 3, 2010 Lefke, Kıbrıs

Destur Ya Ricalallah. Estağfurullah. La İlahe İllallah La İlahe İllallah La İlahe İllallah Muhammedun Rasulullah (s.a.v). İlahi Zidhum İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana Vesselatu Vesselam Aleyke Ve Âlâ Alike Ve Sahabetike Ya Gayrul Galgillahi Ecmayin. Âmin. Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym. İsmi Şerefi Ya Tâzimen, İsmullah Celle Ve Âlâ için ayağa kalkıyoruz.

Ey katılanlarımız! Ey insanoğlu ve cinlerden katılanlarımız! Bütün varlıklar da kendilerine söylenecekler için dinlemek ve işitmek için hazırlarlar. Evet, bu mühimdir, bu mühimdir. Ey katılanlarımız! Bu dünyayı gözetene de selâmınızı verin. Ona selâm verin ki o âlemlerin Rabbi tarafından şereflendirilmiştir. Çünkü o öyle bir kimsedir ki onun manevi varlığı ilahi bir şerefe ulaşmak için hazırlandı. İlahi şeref'e ulaşan kimselere şerefimizi vermeye çalışmalıyız. Bu mühimdir Hişam Efendi. Kim ilahi olarak şereflendiyse âlemlerin Rabbi herşeyin ona şeref vermesini ister, atomlardan bile. Âlemlerin Rabbi tarafından şereflendirilenler Azimu Emir, Azimu Şan’dır. Bu böyle büyük bir rahmettir. Eğer Cenâb-ı Allah bir kulunu ilahi şereften şereflendirirse o herşey tarafından şereflendirilmelidir. Ve bu şereflendirmek o kimseyi şereflendirenden gelir. Biz gafiliz, gafiliz, gafiliz. İlahi şereflerle şereflendirilenler şereflendirilmelidir. Bu yüksek seviyede edeptir Hişam Efendi. Subhanallahu Aliyil Aziym. Mutlak şeref âlemlerin Rabbinedir. Allahu Ekber Velillahil Hamd.

Ey katılanlarımız! Özellikle Selef us-Salihlerden katılanlar. Biz kopya kullanmıyoruz. Zayıf bir kulu konuştururken âlemlerin Rabbi o zayıf olanı dünkü söyledikleri ile aynı bırakmaz; fotokopi değildir. Bu mühimdir. Onun için Subhanallahu Aliyil Aziym, gün be gün, daha fazla ve fazla sonsuz rahmetlerden bir anlayışa ulaşmaya çalışmalıyız ki bize ilahi rahmetler insin. Bu zayıf kulu insanlara hitap ettiriyorlar. Bir el dolusu insan değil, doğudan batıya kuzeyden güneye dinleyip işitirler ve itaat ederler. Selef us-Salihlere isimlerini ve iddialarını değiştirene kadar konuşuruz. Onlar “Biz âlemlerin Rabbinin kullarıyız ve bizi yaratan âlemlerin Rabbi, Yaratanımız hakkında birşeyler bilmek isteyen zayıf kullarız” diyene kadar. Bu unvanı değiştirin ki bu taklit bir unvandır. Bu unvanı siz getirdiniz, değeri yoktur. Size kim “Selef us-Salih” demeyi ikram etti? Bu unvanı size kim verdi? Siz Ehlu l-Furs gibi olursunuz. Ehlu l-Furs, bilgin adamlara derler, onlardan bazılarına Ayetullah, bazılarına Hüccetullah derler. Soruyorum size böyle ağır şerefli unvanı kim ikram etti? Bu göklerden mi geldi yoksa insanlar mı verdi? Evet.

Aynı şeyi Selefilere soruyorum: “Biz Selefileriz” unvanını size kim verdi? Hangi yetkiyle kendinize “Biz Selefileriz” dersiniz? Veya akılsız Vehhabilere “Biz Vehhabiyiz” demeyi kim verdi? Bunu size kim verdi? Bu unvan size göklerden mi, insanlardan mı, nefsinizden mi geldi söyleyin. Göklerden gelmeyen herşey sahtedir, bu hakiki birşey değildir. Bazen kuyumcu tenekeye sarı renk verip buna, “Bakın bu altın yüzük” der ve bu altın değildir. Ama bunu boyarlar ve insanlar bunu hakikatte altın yüzük zannederler. Bir süre sonra çıkar ve teneke olduğu anlaşılır. Evet. Selefi olduğunuza dair,

(Bakara:111) قُلۡ هَاتُواْ بُرۡهَـٰنَڪُمۡ

<>

Siz kendi seviyenizin en üstün seviyede olduğunu görüyorsunuz. Ve size göre herşey taklit ve hakiki olan sizin mi? Delilinizi getirin yoksa değiştirin. Eğer bu delili getiremezseniz isminizi değiştirin. Neden kendinizi taklit bir grup yapıp biz inanan bir grubuz ve Selef us-Salihleri takip edenleriz dersiniz? فمن شذّ شذّ في النار femen şezza şuzza fin-nâr, "Yolundan çıkmış olanlar ateşi tadacaklardır." Kendinizi neden taklit bir grup yapıyor ve “Biz inanan bir grubuz ve Selef us-Salihleri takip edenleriz” diyorsunuz? Bu şerefi size kim ikram etti söyleyin. Rasulullah (s) buyuruyor; men gaşana fe leyse minna, "Bizi aldatan bizden değildir." Bu çok mühim Hadis-i Şeriftir ve de İslamın çoğunluğunu bırakıp "bütün insanlar ahmaktır, doğru olan biziz" demeyin diye bu insanları tehdit eder. Vehhabiler! Bu ismi kendinize nasıl verirsiniz? Müslümanların arasında bir ayırım yapma yetkisini size kim verdi? Büyük çoğunluk yanlış yolda ve siz bir el dolusu insanlar doğru yolda mısınız? Bunu neden iddia edersiniz? Bu Peygamberler Mühründen bu güne kadar gelen Hadis-i Şerif çok mühimdir ve tehdit eden bir Hadis-i Şeriftir: men gaşana fe leyse minna, "Bizi aldatan bizden değildir."

Kendinizi aldatıyor veya başkalarını aldatmayı niyet ediyorsunuz. Onların yanlış yolda olduğuna dair pekçok deliller vardır. Ve onlar burada veya kabirlerinde veya kıyamet gününde cezalanacaklar. Cenâb-ı Allah onlara soracak ama Allah Azze ve Celle asla sormak için onları ilahi huzuruna almayacak. Cenâb-ı Allah meleklere buyuracak;

(Sâffât:24) وَقِفُوهُمۡ‌ۖ إِنَّہُم مَّسۡـُٔولُونَ

<>

Bu Ayet-i Kerîme mi? Onlar kimdir? Onlar o insanları aldatıp, İslamın çoğunluğunu bırakanlardır. Vegifûhum! Onları durdurun! Ve onlara sorun, innehum mes'ûlûn. Ben soracağım buyurmaz, hayır. Ben onlara soruyorum. Hayır, onlara sormak ve hükümlerini vermek için o insanlara kendi adıma melekleri gönderiyorum. Ve onları nefsanî hallerine uygun olan o seviyeye gönderiyorum.

Ey Selef us-Salihler! Bağımsız olmaya çalışın. Nefsinizi takip etmeyin ama nefislerinize kendinizi takip ettirin. Onun için bütün Peygamberlerin göklerden gönderilmelerinin asıl amacı neydi? Asıl amacı insanların nefislerinin ilahi kimseleri, Peygamberleri ve yollarını takip etmesi içindi. Bu asıl maksattır. Evet, Peygamberler ne için gönderildi? İnsanların nefislerini ve nefsanî isteklerini bıraktırmak ve onları âlemlerin Rabbinin onlardan olmalarını ve takip etmelerini istediğini sağlamaktır. Innehum mes'ûlûn, onlara sorulacak. Herkese sorulacak, özellikle Müslüman Araplara. Ne anladınız, anlayışınız neydi diye sorulacak. Ama neyden sorulacaklar? Onlar ilahi kimseleri mi yoksa nefsanî bineklerinin yollarını mı takip ettiler diye melekler soracak.

İnsanlar bu Ayet-i Kerîmeyi ayırt etmiyorlar.Vegifûhum ne demektir? Onlar ne demektir onlara sorun. “Biz anlarız ve bizi eğitecek veya yeni bir anlayış verecek kimseye ihtiyacımız yoktur. Biz herşeyi anlarız, böyle insanız” diye iddia edenler. "Eeeeh, gelin buraya! Onlara sorun! 'Hayatınız boyunca bu dünyada kimi takip ettiniz? Söyleyin, kimi? Siz kimi dinleyip itaat edip takip ettiniz' diye onlara sorun. Onlar Peygamberlerini takip ettiklerine dair delil verirlerse onların yanından alınırlar. Vermezlerse yallah! Onları Benim ilahi huzuruma getirmeyin." Cenâb-ı Allah ilahi huzurda kulları sorgulamak için meşgul olmayacak, hayır, hayır, hayır, hayır. Bir melek bir anda herşeyi sormaya yeterli olacak. Cenâb-ı Allah, Celle Celaluhu, Allahu Ekber-ul Ekber Aziymu Şan, Allah sorsunlar diye melekleri tayın eder. "Onları durdurun ve onlara sorun ey melekler!" Sorarlar ve rapor kime gider? Bütün ümmetin raporu Peygamberler Mührüne (s) gider. Cenâb-ı Allah’ın onların söylediklerine bakmaya ihtiyacı yoktur. Estağfurullah, Estağfurullah, Estağfurullah.

Melekler sorarlar ve baksın diye Peygamberler Mührüne (s) getirirler. Ve o da ümmeti hakkında herşeyi bilir. Onların yaptıklarını bilir. Ve ilahi huzurda durur ve “Ey Rabbim, bunlar zayıf ümmetimdir. Onlar için af istiyorum” buyurur. Bu Şefaatul Uzma, en büyük şefaattir. Rabbine secde edip ister, “Ey Rabbim, onları affeyle. Onları bana ver.” Onun için ey bütün milletler! Cenâb-ı Allah’ın en sevgili ve en şanlı olana karşı saygının son noktasında olmalısınız. Ona “Sen onlara bak” buyurur. “Onlardan hangilerini cennete götürmek istersen götür. Onlardan hangilerini ateşe göndermek istersen gönder. Ve ateş hikmetsiz değildir, onları temizlenmek için oraya gönder, ondan sonra başka bir yere gönder.”

Onun için kıyamet gününde iki grup insanlar vardır: Onlardan bazıları 8 cennetlere gönderilir. Ve sorgulanıp iyi cevap vermeyenler, iyilik yerine en fenasını yapanlar ateşe gönderilecekler. Temizlenince onlara ait olan başka bir cennete gönderilirler. Temizler için olan cennete girmezler; orası hakiki varlıklarını temizleyenlere özeldir. Ve ateşten temizlenen kimseler başka bir cennete gönderilecekler. Orada Cenâb-ı Allah’ın ilahi emri kun feyekûn, "Ol!" ile meydana gelecekler ve oraya gönderilecekler. Allah Allah. Herşeyi Cenâb-ı Allah biliyor. Biz kul olmaya çalışmalıyız. Nefsanî düşüncelerimizden veya nefsanî fikirlerimizden temizlenmeyi öğrenmeye çalışmalıyız. Hayır, bunlar alınmalı. Sorgusuz olmaz, sorgulanır, temizlenir ve hazırlanan cennete giderler.

İkinci gruptan olan, burada (dünyada) temizlenmeyenler, öyle temizlenme metotlarla temizlenirler ve nefisleri ve şeytan onları hiç etkilemeyecek bir hale gelirler. Temizlenirler ve genel af gelir. “Sizi en sevgili olanın hürmetine affediyorum” Onlar Atikul Rahman unvanına girerler. Ama bu ilkönce ikram edilen şeref onlar için olmaz. Bu Cenâb-ı Allah’ın sonsuz affındandır. Bu Cenâb-ı Allah’ın sonsuz kereminden ve sonsuz hoşnutluğundandır. Cenâb-ı Allah onları sever ve onlara ikram eder. İkinci gruptan olanlar, hayatları boyunca bu gezegende, bu aşka ulaşamayanlar cezalanırlar. Ve ceza onlar için bir temizlenmedir. Ondan sonra onlara Cenâb-ı Allah’ın ilahi emri ile sonsuz rahmet okyanuslarından sadece bir damla ikram edilir ki bunun üstünde okyanuslar ve kâinatlar vardır. Onlar orada olacaklar.

İlk gruba sorulacak. Onlar cennete girerler ve onlara Cenâb-ı Allah’ın sonsuz Kereminden ikram edilir ve orada olurlar. Ve ikincilere Cenâb-ı Allah’ın sonsuz hükmü ikram edilir. Onlar “Bize verin” derler ve onlara “Bu size göre değildir” derler. Melekler, “Onların ulaştığına ulaşamazsınız. Onlar (ilk grup) bunlara dünyevi hayatlarında ulaştılar ama siz başka bir şekilde ulaştınız. Bu ebedi sizindir. Siz onların tattıklarını tadamazsınız, bu yeterlidir size” derler. Allahu Ekber velillahil Hamd.

Ey Selef us-Salihler ve başkaları! Kurân-ı Kerîme bakarsanız sonsuz ilim ve istekler okyanuslarını ve âlemlerin Rabbi, Yaratana sonsuz saygıyı anlarsınız. Bu insanlardan olmaya çalışın ve kıyamet gününde ilahi huzura ulaşana kadar kendinizi burada temiz tutun. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin. Âmin.

Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum dum”

“Dum dum dum dum dum dum dum duuumm”

İlahi müzik dünyevi müzikten farklıdır. Cenâb-ı Allah bize mutlu olmak için ilahi müzik dinlemeyi ikram etsin. İnsanların kalplerindeki bütün karanlığı acıları ve kederleri alır ve onlara sonsuz hoşnutluk, zevki sefa verir. Allah!

Fatiha.

(44 dakika)

UA-984942-2