Pazartesi, Mayıs 31, 2010 Lefke, Kıbrıs
Meded Meded Meded Meded Meded Meded Ya Rabben İzzeti Şerefen Vel Ceberut Ente Allah Subhanek Sultanek Ya Rabbena İğfir… Ente Gayrul Rahimiz. Zid Habibeke İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana Âmin. Sümme Selatu Vesselamu Aleyk Ya Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v.)
Cenâb-ı Allah Sana daha fazla şan, daha fazla azamet, daha fazla şeref, daha fazla heybet ikram eylesin. Bütün selâmlar ilahi kimselere ait olan mübarek kimseleredir. Size de selamlar. Allah size daha fazla şeref versin ve sizin bereketiniz doğru yolda olalım ve insanoğlunun hakiki seviyesine kayıp etmeyelim.
Destur Ya Seyyidi Meded. Esselamun Aleyküm, bütün milletlere. Ve Esselamun Aleyküm kıymet verip ve ilahi ilimleri dinlemek için az bir zaman verip katılan kimselere. Ve Euzubillahimineşşeytanirraciym diyoruz. Şeytan ve hileleri ve tuzaklarına karşı korunma istiyoruz. Biz zayıf kullarız, istemeliyiz. Şeytan en zayıf olandır. Yaratılanların arasından Şeytandan daha zayıf olan kimse yoktur. Biz zayıfız ama Şeytanın zayıflığının ölçüsü yoktur. Ama “Ben dünyada en güçlü kimseyim” diye iddia eder. Ve pekçok ahmak kimselerde Şeytanın hakiki halleri söylediğini zannederler ve korkarlar. Ama
(Nisa:76) إِنَّ كَيۡدَ ٱلشَّيۡطَـٰنِ كَانَ ضَعِيفًا
<< şüphe yok ki şeytanın kurduğu düzen zayıftır>>
Ey katılanlarımız, işitin ve dinleyin ve birşey anlamaya çalışın. Şeytan kendini yaratılanların arasında en güçlü kimse olduğunu iddia eder. Ve insanlara “Benim emirlerim devam etmeli çünkü ben size bazı yollar öğretiyorum. Buna dikkat etmezsiniz ama size benim gibi meşhur olmayı öğretiyorum. Ben sizin aranızda en meşhur olan kimseyim,” der.
“Sen neredesin?”
“Ben her yerdeyim”
“Heryerde mi?”
“Evet, ben heryerdeyim”
Ey katılanlarımız, Şeytanın olmadığı bir yer bulabildiğinizi mi zannedersiniz? Selefi ulemalara soruyorum: Şeytanın Haram-i Şerif'de, Mekke-i Mukerreme’de olmasının engellendiğini mi zannedersiniz? Ve aynı zamanda Medine-i Münevvere’de olamaz mı? Ve aynı zamanda Mescidi 'l-Aksa, Kudüs’te? “Evet” derler. Ve Şeytan bir tanedir. O nasıl aynı zamanda Mekke-i Mukerreme ve Medine-i Münevvere ve Mescid'l-Aksa’da olur? Bir tanesi bu kutsal yerlerde olur. Başka yerlerden ne haber? En kutsal yerlerde bulunması yasak değilse başka yerlerden ne haber? Şeytan her yere ulaşır. Onun için Huuuuu!
Şeytan insanlara ve doğudan batıya kuzeyden güneye herşeye zarar verir. İnsanoğluna en çok zarar veren Şeytandır. Ve Şeytan bir yerde karşılandığı zaman bu zarar o kimseye iner. Şeytan zarar verir. Evet, Şeytan dehşetlidir ve emniyette olacağınız bir yere bakmalısınız. Bu ilahi korunma istemelisiniz demektir. Eğer ilahi korunma almazsanız kendinizi Şeytan ve zehirli oklarından kurtarmanız imkânsız olur. Ama şimdi insanlar iki ellerini açarlar ve Şeytana, “Ey sevgilim,” derler.
Şimdi (Şeytan) insanların, 21. yüzyıl insanların sevgilisidir. Onlar Şeytanı karşılarlar ve mübarek kimseleri gönderirler. Ve en mübarek olan kimseleri gönderirler. En mübarek kimse olan Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’i gönderirler. İnsanlar ilahi rahmetle gelen ilahi kimseleri gönderirlerse Şeytan cehennem malzemesiyle gelip insanları yakar. Uyuyor musun? 21. yüzyıl insanları böyle aletlerle çok mutlular. Çok hevesle bu teknolojiye koşarlar ama onların teknolojileri sadece bu dünyanın yüzeyinde birşeydir. Şeytan ve kullarına yükselmek yasaktır. Onlara göklerden ilahi mermiler atılır ve aşağı inerler. Onlar göklerden veya ilahi makamlarda olan daha fazla şeyler bilmek isterler. Ama onlara yasaktır ve insanlar böyle aletler peşinde koşarlar. Ama onlar sadece doğudan batıya, kuzeyden güneye ulaşırlar ama yükselemezler. Onun için Şeytan, “Ey takipçilerim, ben yukarıya bakıyorum ve benim görüşümün dışında birşey olmadığını görüyorum. Bu benim görüşümün dışında birşey yoktur demektir. Bakabildiğiniz veya duyabildiğiniz veya dokunabildiğiniz birşeye inanmalısınız,” der.
Onun için maddiyatçılık doğudan batıya, kuzeyden güneye dünyaya yayılmıştır. Onun için bilim adamları ve eğitilmiş insanlar maddi bölgelerin dışında hiçbir şey olmadığını iddia ederler. Çünkü onlar maddi dünyaya aitler ve “Bunun dışında birşey yoktur, birşeye ulaşamayız. Milyon, milyar yıl uzaktadır,” derler. Bizim eğitilmiş insanlar, “O kadar uzak mesafelere ulaşamayız ve ulaşamadığımız birşey olursa buna hiçbir şey deriz,” derler. Ki Şeytan insanların çoğunu bu gezegene geri getirir ve onları kendilerini sadece maddi şeylerle meşgul eder. Bunun dışında birşey yoktur derler. Bunun dışında birşey yok diye nasıl dersiniz? Bir deliliniz var mı? “Üç boyutun dışındakini kabul etmeyiz,” dersiniz. Size dört boyutun yasak olduğunu kim söyledi? Belki dört, belki 40, belki 400, belki 1000 tanedir. Size uzayın bu şekil yaratıldığını kim söyledi? Bu dünyayı üç boyutlu yaratan, dört boyutlu olan başka bir dünya yaratabilir. Bu ulaştığımız son ufuk diyemezsiniz çünkü bir ufka ulaştığınız zaman başka bir ufuk gözükür. Ama akılsız insanların kafalarına atılan şeytani teoriler onları üç boyut içine hapseder. Onlar bu kâinattaki herşeyi idare edebildiklerini zannederler.
Bu nasılı olur? Siz ne biliyorsunuz? Siz anneniniz rahminden dışarıya çıktınız ve birşey bilmiyordunuz. Oradan birşey aldınız ve buradan birşey aldınız ve bir koleksiyon yaptınız; bu üretime hakiki bir delil getiremezsiniz. Çünkü insanoğlu bütün üretimi Şeytana ait olan nefsanî ölçülerindendir. Onun için bütün lanet insanlara Şeytandan dolayı iner. Şeytan bir sınır yapar çünkü maddi varlığımız bundan daha fazlasını taşıyamaz. Onun için onlara bir sınır yapar ve “Bunun dışında birşey yok” der. Nasıl? Nasıl birşey yoktur? Bu Şeytanın aldatma noktasıdır. Yüksek okullardan mezun olmuş insanları aldatır. Onun için onlar maddi şeylere secde ederler. Onlar mütevazı bir kimse olmazlar ve “Maddi şeyleri meydana getirene eğiliriz,” derler. Bütün insanlar maddi şeylere secde ederler ama Şeytan onları o maddi şeylerin dışında düşünmeye bırakmaz: “Bu maddi şeyler vardır ve bunları var eden kimdir?” dedirtemez.
Bu hassas noktadır. Onun için “Hayır” derler. "Hayır" diyemezsiniz. Bu vâr ise bunu birileri hazırlamıştır. Bu kocaman maddi dünyayı, bütün evrenle, bunu kim yaptı? Pekçok evrenler vardır. Bu varlığımız yalnız bir Samanyoludur. Sayısız samanyolları vardır. Neden “Nerden gelir, nereye gider?” diye sormazlar? Kuvvet olmadan hiçbir şey gözükmez derler. Kuvvet pekçok şeyleri meydana getirir ama sonsuz kuvvet okyanuslarını kim idare eder? Kimin emri gelir ve “Gel” veya “Git” der. “Kara delikler,” derler. Onları kim yerleştirir? Kara delikler kendi kendime mi meydana gelirler? Kara delikler hareket eder mi yoksa sabitler mi? Hayır, hepsi uzayda yüzerler. Uzay nedir? Birşey mi yoksa hiçbir şey mi? Birşey ise birileri tarafından yerleştirilmeli. Varlığı yoksa birisinin emri olmadan meydana gelemezler. Ve samanyollarını yutmak için oraya o kara delikleri kocaman kim yerleştirir? Ama Şeytan insanoğlunun anlayışını sadece dünyada bırakır. Onlar gece vakti yukarıya bakmaktan korkarlar. Hergün güneş doğuşuna bakarım. Ve günün sonunda güneş batışını görmeyi severim. Ve “Bu güneş kaç kere doğup battı,” derim. Ne zaman başladı?
Siz ve teknolojiniz nedir? Ahmaklıktır. İnanca gelmelisiniz! Ey doktorlar! Bilim adamları, eğitilmiş insanlar gelip, “Bu yaradılış bu gezegende yaşayan insanlar için bir gösteridir ve bu göremediğimiz, dokunamadığımız, hissedemediğimiz birileri tarafından yerleştirilmiştir. Ve onun varlığı hayalimizin dışındadır ” demelisiniz. Allahu Ekber. Ve insanlar hurafeyi bırakmadıkça…. Şimdi 21. yüzyıl insanları birşeye ulaşmak istedikleri zaman çok güçlü mikroskoplar kullanırlar. Herşeyi ve bu dünyayı yaratan âlemlerin Rabbi onlara virüs gönderir. Ve en güçlü mikroskop bile onu göremez. Bir de göklerde son noktaya ulaşmak isterler ve kocaman teleskoplar kullanırlar. Ama önemsiz bir mesafeye ulaşırlar. Ve ilmimiz bu varlığın en küçük parçası için sınırlanır. Ve uzayların ve samanyollarının kocaman varlığına neden inanmazlar? Bize inanmaya kim engel olur? Bu en dehşetli olan Şeytandır.
Onun için ey bilim adamları! Siz söylediğimizi anlıyorsunuz. Ve şimdi beni dini fırkalarda eğitilmiş kimselere hitap ettiriyorlar. Müslümanlara, Hıristiyanlara ve Yahudilere. İnsanlara neden bir inancı netleştirmezsiniz ki buna “Bu doğrudur” desinler? Kutsal kitaplar insanlara hakiki doğrularla ulaştı. Neden netleştirmezsiniz Hıristiyanlığın en kutsalı olan Kutsal Papa? Neden bütün eğitim merkezlerine saçma inançların saçma teorilerini değiştirmelerini emretmez? Neden “Bunları bırakın ve hakikatlere gelin” diye onları ikaz etmezler? Ve de hahamlar insanlara nerede oturduğumuzu, nasıl meydana geldiğimizi ve nasıl yok olacağımızı neden açıklamazlar? İnsanoğlunu bu gezegene kim yerleştirdi? Bunun başlangıcı nedir? Bunun bir başı vardır, bunu neden netleştirmezsiniz? Ve Müslüman ulemalar Cenâb-ı Allah’ın hal min khaaliqin ghayrAllah, "Allah'tan başka yaratıcı var mı?" (35:3) buyurduğunu neden söylemezler? Evet. Cenâb-ı Allah, “Başka bir yaratan olduğunu mu zannediyorsunuz?” buyuruyor. Ancak tektir, bunu neden netleştirmezsiniz? Ve meyvesi olmayan pekçok tartışmalar yaparsınız. Neden? Bu sebepten dolayı 21.yüzyıl insanoğluna lanet iniyor.
Ey insanlar! Gelin, dinleyin ve aklınızı ve zihniyetinizi kullanın. Bu gezegene nasıl geldik diye düşünmek için 24 saat içinde bir dakika bile olsa verin. Gezegenimizin bir küre olduğunu söylerler. Bu nasıl olur? Bu gezegene ilk gelen kimdi? Pekçok sorular var. İnsanlara neden öğretmezsiniz? Sadece, “Biz Selefi ulemaları, biz Şeriat doktorlarıyız,” dersiniz. Şeriatin ilk emri inanmanızdır. İnanç ilk ve en mühim olandır. İnanmazsanız Şeriat nedir? Şeriatla ne yapacaksınız? Şeriat ilahi emirlerdir. İlahi emirleri gönderene inanmazsanız Şeriatın emirlerinin anlamı nedir? Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.
Bir anlayış bekliyoruz. İnsanoğlu için yeni bir anlayış. Bizim delilimiz nedir? Çünkü biz ilahi kitaplara inanıyoruz. Ve ilahi kitaplar, “Başlangıcı olan herşeyin bir sonu olması gerekir,” buyurur. Onun için başlangıca ulaşmadık ama sona koşuyoruz. Ve hergün bu gezegendeki yaratılanlar için bir sona ulaştığımız hakkında pekçok işaretler alıyoruz. Ve bakıyoruz ki bir gün, onların dedikleri gibi, dünya kendi yörüngesinde döner ve dışına çıkar. Dışına çıkarsa onu kimse durduramaz, biter. Düşünün ve uyumayın. Belki bu gece olur, belki yarın yörüngesinden çıkar ve biter. Teknolojiniz durdurabilir mi? Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber Velillahil Hamd SubhanAllah SultanAllah.
Ey Rabbimiz bizi affeyle. Bize gerekeni öğretmek için kullarından birisini gönder. Şimdi bakıyoruz heryerde üniversiteler, yüksek okullar, akademiler var ama onlara birşey öğretmiyorlar ve talebeler birşey öğrenmiyorlar.
Cenâb-ı Allah bizi affeylesin. Estağfurullah Estağfurullah. Esselamun Aleyküm ey İbadallah, Allah Allah Allah. Ey Rabbimiz, Peygamberler Mührü (s.a.v) hürmetine bizi affeyle.
Fatiha.