Cuma, Mart 26, 2010 Lefke, Kıbrıs
Meded Ya Ricalallah. Meded Ya Sahibel Eman. Meded Ya Sultanul Evliya.
Esselamun Aleyküm. Nasılsınız? Hoşgeldiniz. Tok musunuz aç mı? Aç mısınız? Öfkeli mi? Merhaban, Esselamun Aleyküm. Bugün Esselamun Aleyküm. Merhaban demeliyiz. Merhaban, Esselamun Aleyküm daha iyi. Kafalarınız nasıl? Almanlar çok kızarlar çünkü onlar anlamazlar ve sen sadece wie geht es anlarsın. Onlar sadece “Hoşgeldiniz ve uyumak” anlarlar. Pakistanlılar teslim olurlar, onların akıllarını bilmem. Onlar akıllarını hanımlarına kiraya verdiler. Evet, tamam mı? Türkleri sormayın. Onlar sattılar. Araplar birbirlerinle savaşırlar. Peygamberimiz (s.a.v) buyurdu; Mehdi a.s. gelmeden önce … olacak. Arap soyları arasında ihtilaf olacak. Bu "beyaz" derse bu "hayır siyahtır" der. Bu "kırmızı" derse o "hayır bu beyaz" der. Bu kardeşimiz Lübnan’da profesördür ve Arapça ve İngilizce konuşurlar, doktorlardır. Destur Ya Ricalallah Meded Ya Sultanul Evliya diyoruz. Eğer ilahi destek olmazsa biz birşey değiliz, birşey değiliz. İstiyoruz, birşey bilmediğimizi söylüyoruz. O kadar ilimler var ama hangisinin insanlara faydalı olduğunu anlamazlar. Her birisinin farklı anlayışı vardır.
Bir zamanlar Hindistan soyunun bir prensi bir fil getirdi. Ve pekçok kör kimseler getirdi. Ve onlara, "karşınızda ne var" diye sordu.
Birisi borusuna ulaştı ve, "bu büyük bir borudu.” dedi.
Başkası filin kulağını yakaladı ve, “bu karşımda olan bir serinletici.” dedi.
Birisi kuyruğunu yakaladı ve, “bu bir fırça.” dedi.
Başkası ayağını yakaladı, “bu bir binanın sütunu.” dedi.
Başkası böyle dokundu, “bu bir kalenin duvarına benziyor.” dedi. Herkesin anlayışı farklıdır.
Hepsi hisleri ve anlayışlarına göre konuşuyor çünkü onlar kör insanlardır. Şimdi Euzubillahimineşşeytanirraciym diyoruz ki Şeytan buraya gelip insanlarımızı birbirlerine veya bana öfkelendirmesin. Eğer gelirse zahmet vermeye gelir. Çünkü en büyük fıtneci Şeytandır ve bir kimseye nasıl fıtne çıkartıcı biri olmasını öğretir. Onlara “Başkalarına zahmet ver ki kimse sana zahmet veremesin” der. Onun için şimdi herkes sorun yaratandır çünkü ben ona sorun yaratırsam bana kimse birşey yapamaz, bana zahmet veremez zannederler. Onun için bütün milletler baştan ayağa kadar hepsi sorun yaratanlardır. Ve herkes korkar çünkü belki o kimse bana sorun yapar diye. Yaratır demek doğru değil ama insanlar kullanır, bana bir sorun yaratır derler. Her birisi başkasına kötü bir fikirle bakar. Herkes “Bu bana karşıdır, bana şimdi veya ileride bir sorun verebilir” zanneder.
Ve Subhanallahu Aliyil Aziym Mevlel Kerim. O ikaz eder, ey insanlar, ey insanlar, insanların çoğu sorun yaratanlardır. Yalnız bazı insanlar bulursunuz ki onlar sorun yaratanlar değildir. Kimdir onlar? Ey Selefi ulemaları, bir daha. Ey Selefi ulemaları, Cenâb-ı Allah’ın kullarına sorun yaratmayanlar kimlerdir? Bismillahirrahmanirrahiym diyoruz. Bana geleni konuşurum. Ama Selefi ulemalara soruyorum, o sorun yaratanlardan emniyette olanlar kimdir? Olamaz, insanlara sorun yaratmayan birileri olmalı. Herşeyden önce Bismillahirrahmanirrahiym. Onun için Selefi ulemalara soruyorum, başkalarına, Cenâb-ı Allah’ın kullarına sorun yaratmayanlar kimlerdir? Ve kovulmuş olanlar? Onları bilmek mühimdir. Bilmezsen onlar seni de kovarlar çünkü onlar Şeytanın temsilcileridir ve de Şeytan tarafından mezun olmuşlardır.
O sorun yaratmayan insanlar kimdir diye şimdi soruyorum, Memlekette, kraliyette. Memlekette bilirler ki İslam dünyasında daha kuvvetli büyüklük giyerler. Bir ülke vardır, Suudi kraliyet ülkesidir. Çünkü onlar Müslüman ülkelerin kalbinde oturuyorlar. Ve o kraliyette olan ulemalar da kralların ve bütün dünyanın ulemaları olduklarını ve herkes onlardan öğrenmeli ve onları dinlemeli ve onları takip etmeleri gerektiğini zannediyorlar. Ama soruyorum, bana söyleyin, günlük sorun yaratanları ikaz ediyor musunuz etmiyor musunuz? Sorun yaratanlar olarak pekçok insanlar var.
Merhaban Selefi 's-Salihin ulemaları. Siz Kurân-ı Kerîm okuyor musunuz? Evet. Bu Kurân-ı Kerîm’i gece ve gündüz okursunuz. Sadece Kurân-ı Kerîm okumazlar, çok iyi bunu severim. Size bir soru sormalıyım çünkü siz kendinizi Eyfel kulesinde oturur görürsünüz ve insanları aşağıda ayağınızın altında görürsünüz. Bana söyleyin, bana söyleyin sorun yaratanlar kimlerdir? Ve bana söyleyin, o sorun vermeyenler kimdir? Bu acayip bir soru zannederim ama mühimdir. Söyleyin, bir cevap bekliyorum. Bunu yayınlarınızda veya yazılarınızda söyleyin. Bana sorun yaratanlar hakkında bir şekil bana bir cevap verin. Siz, sorun yaratanların kim olduğunu biliyorsunuz. Kendimizi onlardan nasıl kurtarırız? Cenâb-ı Allah kendimizi sorun yaratanlardan nasıl kurtaracağımızı buyuruyor. Ayet-i Kerîme’yi hatırlıyor musunuz?
Hatırlarsanız söyleyin, şimdi size hatırlatacağımız asla aklınıza gelmez. Eğer Kurân-ı Kerîm’in Ayet-i Kerîmeleri hakkında bazı sır ilminiz olsaydı anlardınız. Bana burada sorduklarına da cevap olarak işaret ediyorlar. Çünkü ben bildiğimi söylemem ama onlar söylerse bilirim.
Söyleyin, siz söyleyin hakiki âlimler, Pakistan’dan, Türkistan’dan, Arabistan’dan. Bana cevap verebilecek kimdir? Sorun yaratanlardan selamette olmak isterseniz ne yapmalısınız? Evet, eski zamanda ordular arasında savaşlar olurdu. İki orduların bir tarafı karşılarında daha kuvvetli ordu olduğunu görürlerse kaçarlardı. Nereye kaçarlardı? Söylüyorum. Memlekette, kraliyette, Medine-i Münevverede (Mevlana Şeyh ayağa kalkar) `ala saakinete efdal es-salaatu ve 's-selaam, (oturur) bir tane kale vardı. Ve bu sorun yaratanlara karşıydı. Onlar Medine- i Münevvere’ye girmek isteyenlere karşı savunmak içindi. İnsanlar o sorun yaratanlardan kalelere kaçarlardı. Şimdi bana söyletiyorlar ki, Allahu Ekber Allahu Ekber, şimdi bir kaleye ihtiyacımız vardır. İçine kaçalım ki sorun yaratanlardan emniyette olalım. Evet? Bilaadikum mevcuud, heryerde çok kaleler var.
Bu insanları uyandırmak için bir misaldir. Onlar beni kitap okur gibi de konuştururlar ama insanları uyandırıp düşündürmek için böyle haller yapıyorlar. Çünkü onlar düşünmezlerse, düşünmeyenler hayvandır. Şimdi insanlar düşünmeyi bıraktılar.
“Ey Şeyh, neden düşünelim? Şimdi yeni teknolojimiz var, onun ismi de internet. Bizim düşünmeye ihtiyacımız yok, biz…” Ellerinle mi ayaklarınla mı yaparlar? Büyük olursa ayaklarınla çalışırlar. Küçük olursa parmaklarını böyle böyle yaparlar.
“Ve düşünmeye ihtiyacımız yoktur, bir düğmeye basarız ve...”
İçinde Şeytan mı var? Pekçok şeytan olmalı. Evet beyim, şimdi insanlar düşünmüyorlar, hayır. Herşeyi makinelere veriyorlar ve Şeytana teslim oluyorlar. Biz senin emrindeyiz diyorlar. Şimdi konuşalım, bana açıklatıyorlar. Evet? Bu mühim bir sorudur, bunu sadece Selefi ulemalara değil gayri Müslüman dünyasının başlarına ve de kutsal Papaya soruyorum. O dolaşır ama bu mevzuları konuşmaz. Evet, Bakar böyle böyle yapar (sağa sola bakar), bu yeterli değildir. Bir milyon papa bile Hıristiyan dünyasına birşey yapamaz. Hahamlar da aynı. Milyon hahamlar milletlerine veya başka milletlere birşey yapamazlar. Pakistan’daki ulemaları veya Hindistan ulemaları veya Buhara Semerkant’daki ulemaları veya Şam ulemaları…Mısırdaki ulemalar da Ezher eş-Şerif başı olmakla çok kibirli olur, Şeyhul Ezher hazretleri sana soruyorum. Şeytan ve sorunlarından kendimizi nasıl kurtarırız? Bu bütün dünya için mühimdir. Bu güne kadar kimse sormadı.
Kendimizi Şeytanın sorunlarından nasıl kurtarırız? Şeytandan ve takipçilerinden, cehennemliklerden kendini kurtarmak için Müslüman kaleleri nedir, cehannemiyyuun? Ve Hıristiyan dünyasının başı da insanları Şeytan ve hile ve tuzaklarından kurtarmanın yolunu bilmezlerse bütün milletler Şeytandan dolayı sorunlar içindedir. Bu mühim konuşmadır, dinlemelisiniz yanlış olduğumuzu söylemelisiniz. Ve kendimizi Şeytanın sorunlarından doğru yolda kurtarmalıyız. Estâuğuzubillah,
(Tövbe; 119) يَـٰٓأَيُّہَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَكُونُواْ مَعَ ٱلصَّـٰدِقِينَ
<< Ey iman edenler! Allah`tan korkun ve doğrularla beraber olun >>
Bu cevaptır. Selefi ulemaları, ben yanlış mıyım yoksa sahi mi söyleyin? Söyleyin! Izaa fii kalemii eyyi kataa fe 'l-yezebu ila cehennem. "Şeyh yanlış konuşuyor," deyin. Ben yanlış konuşuyorsam cehenneme gidin. Bir Ayet-i Kerîmeyle biter. Ezher şeyhine soruyoruz. Benim anladığımı, ben anlamam ama ben ilahi kimse tarafından destekleniyorum. Ben en aşağı seviyede yetkili olanım. Süpürgeci gibi. Sokakları kim temizler? Çöpçü zibilci, evet. Ben bilmem. Doğru mu yanlış mı? Ve kuunu me` as-saadigiin. Cenâb-ı Allah buyurur; ilahi kalede olmak istersen, ilahi kalenin kapılarını sâdıklardan bulursun. Bana söyleyin Selefi 's-Salihler, Selefi ulemaları, şimdi kimlerlesiniz? Bana geçmiş kimseleri söylemeyin, hayır. Şimdi sâdıklar var. Pekçok sâdıklar var, bir el dolusu bile olsa varlar. Bana kimi takip ettiğinizi söyleyin, bizde onları takip edelim. Ama biz sizi takip etmeyiz. Siz sâdıklardan olduğunu iddia ediyorsunuz bunlar sadece üç kişi mi? Siz yanlış yoldasınız. Milletler için burada ve buradan sonra kurtarılma yolu yoktur eğer sâdıklar ancak üç kişi ise. Evet?
Ne diyorsun? Tamam mı? Tamam mı? Buraya biri gelip söylesin. Sopamı alayım. Ayet-i Kerîmeye karşı gelirlerse başlarına vurursam böyle ayrılırlar. Bu bazen bir kılıç olur yukarıdan aşağı bunları ayırır. Maneviyata inanın. Peygamberlerin göklerden getirdiği hakikatlere inanın. Ve MinAllahi Tevfik. Fatiha. Onlar aşağı düşerlerse ben onlara yetişemem. Doğru mu yanlış mı? Hak. Nasıl? Varsa başka yol söylesin pezevenkler! İlla sövdürecekler. Şeytan pezevenktir, Şeytana uyanda pezevenktir. Allaha yolunu tutan şereflidir, Şeytan yolunu tutan Şeytandır.
Fatiha.
Talimat bu. Nasıl? Söyleyim kendilerine kime pezevenklik yapıyor. Şeytana , bunlar adam toplarlar şeytanın adına. Bunun manası adam toplarlar harama. Şimdi bende onun pezevenkliğini batıraceğim. Ona tâbi olanları da öbür tarafa. Bana aylık vermeyor ya su veriyor. Beklemedik, bunu konuşmayı düşünmedim ama bu bütün dünya için mühimdir.
Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah
Allah Allah Allah Allah Allah Allah KerimAllah
Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah
Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah
Fatiha.