Go to media page Available in: English   Turkish  

Cenab-ı Allah Sizi Dârus Selâm'a Davet Ediyor

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Pazartesi, Temmuz 26, 2010 Lefke, Kıbrıs

Allahu Ekber. Destur ya Seyyidi

Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah

Ente Sultan Zid Habibeke İzzen Ve Şerefen Ve Nûren Ve Surura Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn Seyyidina Muhammed (s.a.v.).

Zidhu Ya Rabbi İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana. … Enbiyayi Vel Murseliyn Ve Hudemayi…. Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym.

Sümme Selamu Aleyh Ya Kutbu Mutesarrif. Esselamun Aleyküm Ya …Meded Meded Meded.

Biz birşey bilmeyiz. Rabbimizin kulluğu için ayağa kalmak için daha fazla ve fazla ilim istiyoruz. Esselamun aleyküm ey hakiki ilimleri takip etmeyi daha fazla dikkate alan katılanlarımız. Bu ilimler insanları İlahi Makamlara daha fazla yaklaştırır. Ve bu Peygamberlerin ve elçilerin ve haberlerinin hakiki amacıdır. Ne için ey Selefi ulemalar? Cenâb-ı Allah ne için İlahi Kitaplar gönderdi? İnsanlara ne için İlahi Elçiler gönderdi? Ne için İlahi Haberler gönderdi? Söyleyin. Bunun faydasını, bunun amacını söyleyin. Bilmelisiniz, bilmiyorsanız öğrenmeye çalışmalısınız çünkü öğrenmenin hiç bir sınırı yoktur. Ve bu İlahi İlim size öyle bir şeref verir ki bu kullardan asla geri alınmaz. Ataullah, âlemlerin Rabbinin ikramlarıdır. O herşeye Kâdir olan, ikram eder. Ve kullarından İlahi Hazinelerinden daha fazla ve fazla ikram istemelerini ister.

Söyleyin. Kullarına binlerce İlahi Mübarekleri göndermesinin maksadı nedir? Hakiki amaç veya İlahi Maksat nedir? Nedir söyleyin. İnsanlara açıklamalısınız. “Biz Selefileriz” demek yeterli değildir. Sizin alemetil farika nedir? Sizin alame, işareti, farika, ayırt etmektir.

Arapça anlamaz mısınız? Selefi olduğunuza dair hakiki işaretiniz nedir? Bu demektir ki “Biz Selefileriz” diye iddia ettiğiniz için ben sizden bir delil istiyorum. Onun hakiki durumu nedir? Veya Selefiyiz diye iddia etmekle sizin başka insanlardan farkınız nedir? Alameti farika nedir? Size Selefi olarak bilinmeniz için yeni bir kimlik veren nedir? Nasıl Selefileriz diye iddia edersiniz? Siz ve başkalarının arasındaki ayırım nedir? Ne öğretirsiniz? Veya insanları nereye çağırısınız? Veya ne için Selefi ulemalarız diye iddia edersiniz? Delillerinizi getirin

(Bakara:111) قُلۡ هَاتُواْ بُرۡهَـٰنَڪُم

<>

Delillerinizi getirin, bunu işitelim ve öğretelim ve sizin yollarınızı takip edelim. Evet, bizim talimi ilmi olarak, biz talebeler olarak âlimlerden istiyoruz. Ve “Biz İslam ilimlerinde âlimleriz” dersiniz. Evet, siz ve benim aramdaki farkı söyleyin. Benim konuşmalarımda, talimlerimde neyi kabul etmezsiniz? Ben zayıf bir kulum ve onlar beni bir kul olarak elçilerin esas maksadını açıklamak için tayin ettiler. Bu ulemaların hakiki maksadı nedir? Onlar sıradan insanlardan ne isterler? Ve sıradan insanlar karanlıktadırlar. Ve âlimler, ulemalar hakiki ulemalarsa ışıkları olur. Onların ışıkları vardır; dünya ışığı değil ama yüzlerinde gözüken İlahi Işıkları olur. Karanlıkta onlara ulaşan insanları kurtaracak yolları gösterirler ve onları İlahi Nur bölgelerine çıkarırlar. Evet, bunu açıklayın. “Biz Selefileriz” demeyin. Bu ne demektir? Nasıl oluruz? Nasıl olmalıyız? Söyleyin! Doğudan batıya söyleyin. Pekçok yayın merkezleriniz var. Neden insanlara, “Ey insanlar, biz Selefiler olarak esas maksadımız sizden bunu şunu istiyoruz” deyin. Söyleyin. Hergün söyleyemezseniz haftalık söyleyin. İnsanlara haftalık birşeyler söyleyemezseniz bunu aylık veya senelik söyleyin. Ne için “Biz Selefileriz” dersiniz? Selefiyiz diye iddia etmenin ayırım noktası nedir? Selefilerin özel bir grup insan olduğunu ve başka Selefi olmayanlar kovulmuş insanlar olduğunu mu zannediyorsunuz? Ve iki milyar Müslüman var. Sizin fikriniz nedir? İnsanlara hangi ilim şekliyle ulaşmak istiyorsunuz veya hangi İlahi İlimle insanlara ulaşıp istediğinizi yapmak istiyorsunuz?

Ve âlemlerin Rabbi Kurân-ı Kerîmi ebedi olarak gönderdi. Bu dünya ebediyete kadar devam etse Kurân-ı Kerîm ebediyette bütün milletlere yeterlidir. Başka bir kitaba ihtiyaç yoktur. Kurân-ı Kerîm asırlarca ve ebediyet için yeterde artar bile. Bu hayat sınırsız bölgelere devam etse daha fazla uygun kurallar hayal edemezsiniz. Evet, söyleyin. Selefileriz demekle ne demek istiyorsunuz? Biz ne yapmalıyız bunu açıklayın. Yeni helal mi yoksa yeni haramlar mı getiriyorsunuz? Maksadınız nedir söyleyin. Kitaplara yazmayın ama bütün dünyaya, Peygamberler Mührünün (s) bütün ümmetine hitap edin. Bunu yapın ve insanları doğru yollara çağırın. Birşey söylemek istiyorsanız söyleyin, ağzınızda tutmayın, hayır bunu açıklayın. Âlemlerin Rabbi neden sıradan insanlara özel kullarını gönderdi? Rabbimizin Peygamberler, seçilmiş kimseleri göndermekle maksadı nedir? Evet söyleyin. Onlar insanları dünyaya mı çağırmaya geldiler? Yoksa Cenâb-ı Allah’ın buyurduğuna mı çağırdılar? Estâuğuzubillah;

(Yunus:25) وَٱللَّهُ يَدۡعُوٓاْ إِلَىٰ دَارِ ٱلسَّلَـٰمِ

<< Allah kullarını esenlik yurduna çağırıyor >>

Evet bu Kurân-ı Kerîm’den mi yoksa başka birşey mi? Rabbimizin çağırmasını takip etmelisiniz. Âlemlerin Rabbi insanları nereye çağırıyor diyorsunuz? Söyleyin, telaş etmeyin, dürüst kimseler olun.

Bize doğru kimseleri takip etmemiz emredildi. Âlemlerin Rabbinin kullarını nereye çağırdığını bilmeyenler doğru kimseler olamaz. Cenâb-ı Allah Subhanehu ve Teâlâ insanları çağırır. Davet eder, “Gelin” buyurur. Nereye? Dârus Selâm’a. Bu daveti insanlara söylüyor musunuz? Bununla insanlara ulaşıyor musunuz ulaşmıyor musunuz? Siz sadece “Bu bi’dattır, şu haramdır, bu küfürdür, bu şirktir” demesini bilirsiniz. Bunları bırakın ve inananların kalplerine hoşnutluk verecek kadar yeterince ilim verin.

Âlemlerin Rabbi sizi Dârus Selâm’a çağırıp davet ediyor. Dârus Selâm nerede? Söyleyin burada mı değil mi? Neden insanlara Dârus Selâm’ın nerede olduğunu açıklamazsınız? İnsanlar neden “Ey insanlar, Rabbiniz sizi Dârus Selâma çağırıyor” demezsiniz? Ve bu Ayet-i Kerîmeyi tefsir yaparak netleştirin. Bu çok mühimdir, çok mühim. Cenâb-ı Allah kullarını kimsenin bilmediği bir yere davet ediyor. Kimse bilmez, birileri basit şeyler bilir. Neden hergün söylemezsiniz: “Ey insanlar, biz size Rabbinizin sizi Dârus Selâma çağırdığını hatırlatıyoruz” diye? Dârus Selâm İlahi Huzurda öyle bir yaratılıştır ki, öyle bölgelerdir, öyle azametli varlıktır. Bunu neden söylemezsiniz? Ve her zaman bu gezegende değeri olmayan şeylere bakarsınız. Hayır, bu doktorların ve Selefilerin en büyük cahilliğidir. Onlar insanlara açıklamazlar. Konuşun, insanlara hitap edin ve öyle bir açılış yapın ki insanlar merak edip ona koşsunlar. Herşeyi bırakıp o hedefe ulaşmaya koşsunlar. Kimse. Dârus Selâm’ın hakiki makamını bilmez.

Neden söylemezsiniz? Bunu açıklayın ondan sonra Selefiyiz deyin. Selefilerin hepsi Dârus Selâm için bir açılış yapmıştır. Âlemlerin Rabbi insanları davet ediyor.

Ey insanlar! Çok gafilsiniz. Ama sıradan insanlar âlemlerin Rabbinin onları Dârus Selâma davet ettiğini bilmiyorlar. Dârus Selâm’da Dârul Celal, Dârul Cemal, Dârul Kemal vardır. Dâr, Dâr’ın arkası daha geniş, daha güzel, daha çekicidir. Oooo! Ve insanların bu hayatın pisliği peşinde koştuğunu görürsünüz. Ama “Ey insanlar, bu hayattaki kirli hayat için yaratılmadınız” demezsiniz. Ama siz bu gezegene Yaratandan hakiki maksadı öğrenmeye geldiniz. Âlemlerin Rabbi sizi yarattı ve sizi Dârus Selâma ulaşmaya çağırır. Biz sadece ismini biliriz. Ama kimse Dârus Selâm’ın hakiki makamını bilmez. Kimse sınırlarını bilmez. Kimse Dârus Selâm’ın güzelliğinin sınırlarını bilmez. Kimse Dârus Selâm’ın mükemmelliği üzerine mükemmelliği hakkında bilmez. Kimse onun nûrunu bilmez. Kimse Dârus Selâm’da olmanın hakiki maksadını bilmez. Dârus Selâm İlahi Huzurda hakiki maksat değildir. Hayır, Dârus Selâma çağırır ve insanları içinde ne olduğunu görmeye çağırmaz. Hayır, hakiki maksat olarak Cenâb-ı Allah kullarına ikram etmek ister. Çağırır. Dârus Selâma gelince Dârus Selâma bakmazsınız ama bizim kapasitemize göre yetmişe kadar başka bir sırlar vardır. Sır arkasında sır. İnsanoğlundan birilerine göre, onların makamları yetmişten yukarıya ulaşır ve kimse Peygamberler Mührünün (s) olacağı makama ulaşamaz. Orası da Makamı Mahmud’dur. Onlar ulaşırlar ve Makamı Mahmud’a bakarlar. Orada Dârus Selâm vardır!

Ey insanlar biz birşey bilmeyiz. Biz çok gafiliz. Biz çok değerli varlığımızı faydasız gayretlerle heder ediyoruz ve bu bizim için acınacak birşeydir. Özellikle bu gezegenin son günlerine ulaştığımız bu günlerde.

Ve beni bunun üstüne konuşturuyorlar ki bunların hepsi okyanuslar, okyanuslar, okyanuslar, okyanuslardır. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin ve bize bazı anlayışla ikram etsin ki Peygamberler Mührü (s) ve vazifesini araştıralım. Ve herkes Peygamberler Mührünün (s) vazifesini kendi seviyesine göre anlar. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.

Ey insanlar, gelin herşeye hakkını verin. Ruhlarınızın hakkını verin, heder etmeyin. O insanlara âlemlerin Rabbi tarafından başkalarına ikram edilmeyen öyle hisler ikram edilmiştir. Onlardan birisine ulaşmaya çalışın ki İlahi Huzurda bakıp zevklendikleri şeylerden bir lezzet alın. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin. Allah Allah Allah Tövbe Ya Rabbi Estağfurullah.

Fatiha.

(33 dakika) (756 000) Elhamdülillah. Sarmalı, insanlar koşmalı. Bu yeni İlahi Takvimin ilk günüdür. Şaban-u Muazzam. Yükselmeye başlar. Yükselir ve bütün dünyayı sarar ve şeytan ve takipçilerini dışarıya atar. Elhamdülillah ve Şükrülillah. Allahu Ekber Allahu Ekber-ul Ekber.

UA-984942-2