Cuma, Şubat 11, 2011 Lefke, Kıbrıs
Destur Ya Ricalallah Meded. Esselâmun Aleyküm Ya Mu’minin Ya Mu’mininYa Muslimin… Aldanmış insanlar ilahi huzurda kabul edilmezler. Meded Ya Ricalallah. Allahu Ekber Allahu Ekber La İlahe İllallahu Allahu Ekber Allahu Ekber Velillahil Hamd Vesselatu Vesselam Âlâ Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn Habibi Rabbil Alemiyn Nurul Arşillah Seyyidina Muhammed (s.a.v) Nebiyyuna Ve Habibuna Ya Seyyidi Ya Rasulallah İşfalena....
Bize şefaat eyle. Biz zayıf ümmetiz, çok zayıfiz, bizim zayıflığımızı gözet. Bizim senin şefaatine ihtiyacımız var, Şefaat ya Rasulallah. Bu mübarek aydır, Mevlidi Nebi ayı (s.a.v.) … Sümme Vesselatu Vesselam Âlâ Sairi Vel Enbiya Vel Murseliyn Ve Âlâ İbadallahi Salihin…Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn Meded Ya Sahibel Zaman, Meded Ya Sultanul Evliya Ya Seyyidena Fatiha.
Estağfurullah.
Konuşmama Arapça hitap ederek başladım. Ve Arapçam azdır[1] ve İngilizcemi de unutuyorum! Ama bir şeyler anlamaya çalışmalısınız ki; bunlar (bu sizlere söylediklerim) bütün milletlere, doğudan batıya kuzeyden güneye insanoğluna konuşmak için mübarek kimseler tarafından kalbime gönderiliyor. Onun için her şeyden önce Bismillahirrahmanirrahiym Bismillahirrahmanirrahiym Euzubillahimineşşeytanirraciym demeliyiz.
Ey insanlar, Şeytan’dan kaçın! Şeytandan kaçmazsanız sizi kimse kurtaramaz, çünkü Şeytan şeytan olmakta ısrar eder. Kıyamet günü olacak ve Cenâb-ı Hak kıyamet gününde mutlak hâkimdir. O’nun hükmü herkesin hükmünün üstündedir. O’nun adaleti her yeri kuşatır. Ondan sonra insanlar cennete cehenneme gidecekler.
SubhanAllah Celle ve Âlâ, meleklere şeytanı cennetin girişine getirin diye emredecek. Melekler şeytanı hemen cennetin girişine getirirler ve Seyyidina Âdem’e “ Gel ey Âdem, girişte dur” diye emreder, o da gelir.Ondan sonra Allah Subhanehu Ve Teâlâ… Subhansın ya Allah!! Subhansın!!! Allahu Ekber Velillahil Hamd. Bir meleğe şeytana hitap etmesini emreder. “Ona söyle ki onun Rabbi ona sonsuz adalet ve rahmetinden verdi ve senin de cennete girmeni istiyor ama yalnız bir şartı vardır.”
“Ben secde etmem” deyip Âdem’e secde etmek için benim ilahi emrimi kabul etmeyene söyle ; “şimdi ona emrediyorum, eğer cennete girmek istiyorsa orada Âdem’e secde et ve içeriye girsin. Bu Benim ona ilahi emrimdir, secde yapsın ve içeriye girsin onu affediyorum”
Ve şeytan o kadar inatçıdır ve “İlkönce secde yapmadım şimdi de secde yapmam” der. “Bu edepsiz şeytanı götürüp ateşe atın”. Değişti mi diye zaman zaman çağırılır ama asla değişmez! Bu şeytanın özelliğidir. Cenâb-ı Hak ona rahmetini ve affını vermeye hazır, herkese, “Senin en sevgilinin hürmetine beni affeyle” diyene derhal merhametini ve affını verir.
Ey insanoğlu, sahibinizin kim olduğunu anlamalısınız. Şimdi baştan, Âdem’in zamanından bu dünyanın sonuna kadar sizin sahibiniz Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn, Seyyidina Muhammed (s.a.v)’dir.
“Muhammedun Rasulullah” deyin!....Bu yeterlidir....Ama şeytan bütün insanoğluna şimdi kendini takip ettirir ve “La İlahe İllallah Seyyidina Muhammedun Rasurullah” dedirtmez (s.a.v). Şeytan asla bunu söylemeyi kabul etmez ve bir daha cehenneme atılır. La Hâvle Vela Kuvvete İlla Billâhil Aliyil Aziym. Şimdi dünyada yaşayan insanlar, bütün insanlar istemezler, Müslümanlar bile “O en şerefli olanın hürmetine bizi affeyle” diye istemezler, Müslümanlar bile söylemezler!....
O şeytan Vehhabiler ; “Ey Rabbim, en şereflinin hürmetine beni affeyle” demeyi kabul etmezler ve bunu Cenâb-ı Hak asla kabul etmez. “Eğer siz Onunla gelmezseniz hiç birinizi kabul etmem, hepinizi ateşe atarım! Ta ki “Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v) hürmetine bizi affeyle” diyene kadar ve Âlemlerin Rabbi “Evet affediyorum ve cennete girin artık yargılama yoktur. (Yüce Allah) “Hâkim olan Benim ve kabul edip O’nun hürmetine af isteyenleri affediyorum ve meleklere girmeleri için rahmetimin sekiz kapılarını açmalarını emrediyorum!!” buyurur.
Ey ulemalar, Allah Subhanehu Ve Teâlâ Celle min Gail buyurur ki:
(Kevser:1) Bismillahirrahmanirrahiym إِنَّآ أَعۡطَيۡنَـٰكَ ٱلۡكَوۡثَرَ
<<(Resûlüm!) Kuşkusuz biz sana Kevser`i verdik>>
Ne için ey ulemalar? Ne için ey ulemalar? Cenâb-ı Hak bu Kevser havuzunu kime verdi? Bu sizin havuzlarınız gibi küçük değildir. Nebi a.s.’ın haberini göre, ben bunu onun genişliğinin anlaşılması için söylüyorum. Bütün milletlere Kevser havuzunun etrafının ne kadar geniş olduğunu anlatmaya çalışıyorum.
Onun içine görünmeyen gökler girer, Kevser içine akan nehir gibidir. Peygamberler Mührü “Bu benim içindir” buyurdu. (Kevser:1) إِنَّآ أَعۡطَيۡنَـٰكَ ٱلۡكَوۡثَرَ <<(Resûlüm!) Kuşkusuz biz sana Kevser`i verdik>> Cenâb-ı Hak insanların susadıkları gün için onlara ikram eyledi. İnsanlar bütün dünyadaki suları içseler bile susamaları asla bitmez ta ki Kevser havuzundan içene kadar.
Ey Şam ulemaları, Mısır ulemaları neden insanlarınıza bu mührü vuranın Peygamberler Mührü olduğunu söylemiyorsunuz? Bu Ona ikram edildi. Huu…
Ey Allah Subhanek, Peygamberler Mührüne ikram edilen o havuzdan bize içmek için bir fırsat ver. O Kevser havuzun büyüklüğünü hayal etmek… Kevser havuzun etrafında kâseler vardır. Kâseleri bilir misiniz? Dünyanın bütün hazinelerini getirsen bir kâsenin değerinde olamaz. Anladınız mı?
Bu ilahi emirle hazırlanmıştır ki onların sayıları Peygamberler Mührünün ümmetinin sayısındandır. Herkes yazılmış olan ismini görecek ve içecek. Milyarlarca insanlar, SubhanAllah, koşacaklar ve kâselerine ulaşıp içecekler. Hayal edemeyeceğiniz kadar büyük yazılıdır.
Milyarlarca insanlar gelip içecekler.Ey Rabbimiz, bize o mukaddes havuzdan, Kevser havuzundan içmeyi ikram eyle. O havuzdan içenler asla bir daha susamayacaklar. Bu bitti mi ey ulemalar? Ey bütün ulemalar, bilginler, ilim ehilleri, siz âlimler olduğunuzu iddia edersiniz. Bu kıyamet gününde olacaktır ama burada da görmek veya tatmak için bazıları buna ulaşabilirler.
“Ey sevgilim, ben sana ümmetin için ikram eyledim” Melekler bir damla getirirlerse bu bütün ümmete yeterlidir ama onlar anlamazlar. Cenâb-ı Hak Subhanehu Ve Teâlâ, Celle ve Âlâ’nın sonsuz lütufları vardır. Eğer içmeye mutlu olurlarsa kendilerini içmeye hazırlarlar. Şimdi dünyada bir damla bile içemeyen insanlar var. Cenâb-ı Hak o mukaddes Kevser havuzundan bir damla gönderip bunu sulara koysa okyanusların suları bal gibi olur.
Bütün Pasifik okyanusu, Atlantis okyanusu, Hint okyanusu o kadar tatlanır ki kimse küçük bir kaşıktan fazlasını alamaz, biter. Ey insanlar, sizi Yaratan Âlemlerin Rabbinin herşeyi yapabileceğine inanmalısınız.
Ben zayıf bir kulum ve bana size hitap etmem için söyledikleri şimdi Kevser hakkında söylediklerimi yeterli zannetmeyin. Eğer bunu baştan bu dünya hayatının sonuna kadar konuşsam bitmez.
İnanmalısınız ey insanoğlu. Eğer gayıba inanırsanız burada ve buradan sonra mutlu olursunuz. Burada tatlı hayatınız ve orada cenneti Naim olur. Biraz daha açarlarsa aklınız karışır.
Ey insanlar, o mukaddes Kevser havuzundan için. İman tadını almak için burada da içmeye çalışın. Yoksa kuru ağaçlar olursunuz. O ağaçlara yağmur yağmazsa canlı ağaç olamaz, yapraklar veremez, onlarda çiçekler açamaz, çiçeklerden meyve olamaz.
Ey insanlar, hakiki insanoğlundan olmanın anlamını isteyenlere ne için binlerce Peygamberler geldi? Burada ve buradan sonra mutlu olmalısınız. Ağaçlardan tatlı su içenlerin meyveleri o kadar tatlı olur. Onlardan bazıları hiç tatlı değildir. Manevi varlığınıza o Kevser havuzundan içirmeye çalışın ki ebedi olarak tatlı, güzel, sağlıklı ve varlıklı olun. O zaman ilahi huzura davet edilirsiniz.
(Yunus:25) وَٱللَّهُ يَدۡعُوٓاْ إِلَىٰ دَارِ ٱلسَّلَـٰمِ
<< Allah kullarını esenlik yurduna çağırıyor >>
Cenâb-ı Hak sizi ismi “Darusselam” olan cennetine davet ediyor. Darusselam’dan onları Darul Celal’e götürür. Onun dışında farklı isimlerle, farklı görüntülerle, farklı süslerle sayısız cennetler vardır... acayip… acayip… acayip… Ama insanlar burada birbirlerinle kavga ederler ve asla maneviyatlarına ilgi duymazlar, onlar tahta gibi olmaya çalışıyorlar. Ve tahtadan sonra kömür olurlar, kıymeti yoktur. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin.
Ey insanlar, buradan son güne kadar zayıf bir kulu konuştursalar bu haktır asla bitmez. Af istiyoruz ve Cenâb-ı Haktan Peygamberler Mührünün hürmetine merhamet diliyoruz.
Fatiha.
________________
[1] Şeyh Nazım Hazretleri, mütevazi bir şekilde konuşuyor.