Go to media page Available in: English   Turkish  

"Adem'in Soyundan Geldik" Demek İnsanoğlu İçin Bir Şereftir

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Pazar, Ağustos 29, 2010 Lefke, Kıbrıs

Destur Ya Seyyidi Meded

Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah KerimAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah

Zid Habibeke Ya Rab İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana. Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym. Vesselatu Vesselam Âlâ Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn Ve Alihi Ve Sahbihi Ve Âlâ Sairi Enbiya Vel Murseliyn Ve Mentebiahum Bi İhsani İla Yevmiddin. Ya Allah Ente Allah, Ya Allah Ente Allah, Ya Allah Ente Allah,Ya Allah Ente Allah, Ya Allah Ente Allah, Ya Allah Ente Allahul Aziyzul Aliym. Esselamun Aleyküm Ya Sahibel Zaman. Esselamun Aleyküm Ya İbadallahi Salihin.

Ey Mübarek kimseler! Göklerden selam size ve sizden zayıf kulların üzerlerine olsun. Meded Ya Seyyidi Ya Sultanul Evliya. Senin göklere ait desteğini istiyoruz. Sen bizi maddi şahsiyetimize bırakırsan, kirli nefsimizin zevkleri peşinde koşmaktan başka birşey yapamayız.

Ey insanlar! Biz nefislerimizi zevklendirmeye ve hoşnut etmeye gelmedik. Şimdiki insanoğlunun zihniyeti tamamen değişmiştir; şeytanı ve takipçilerini takip etmek istiyorlar. Ve bizim gafil Müslüman bölgelerimiz, Müslüman ülkeler, Müslüman adı altındaki insanlar, batılaşma peşine koşarlar. Müslüman dünyasının asıl hedefleri batılaşmış Müslümanlar olmaktır.

Ehlen ve Sehlen Selefi ulemalarımız! Fikriniz nedir? Yanlış mı konuşuyoruz yoksa doğru mu? Bu söylediğimiz doğru değil derseniz başınızdan cehenneme atılırsınız. Müslüman dünyasının şahsiyetlerini netleştirmek için bu yüzde yüz doğrudur. Bütün Müslüman dünyası, şahsiyetlerinin batılaşmış olmasını isterler. Tüüüüh onlara! Kirli kimseler! Kirli kimseler! Batılaşmış insanlar gibi olmak isteyenler kirlenirler. Bütün dinlere göre batılaşmış hayat şekli kirliliktir; insanlara hiçbir şeye inandırmaz ve onları bu dünyada maddi bir varlık gibi yapmak isterler. Bu böyledir; o yüzden bunu bırakın.

Esselamun aleyküm, ey katılanlarımız! Anladığınızı zannediyorum. Eğer yüzde birini bile anlayıp “Bu doğrudur” deseniz, burada ve buradan sonra kurtulursunuz. Ama, “Şimdi işittiklerimize dikkat vermeyiz; bu bizim hakiki hayat şeklimizdir,” dersiniz. Şimdi daha fazla anlamaya çalışıyoruz. Onun için, sizi uyandırmak için hergün farklı şekillerde ilahi açıklamalar geliyor.

Ey Müslüman dünyası, uyanın! İkinci olaraktan; ey Hıristiyan kardeşler, uyanın! Ve üçüncü olaraktan; ey Yahudi kardeşler, uyanın! Uyanın ve hangi yolda koştuğunuza veya adım attığınıza bakın. Söyleyin! Âdem (a.s.) aracılığıyla ilk gelen ilahi mesaj neydi? “Ey Şeyh! Şimdi kim Âdem’e inanır?” dersiniz. Kimse Âdem (a.s)’a inanmaz. Bütün milletler, bütün terbiye sistemi, Darwin’in yanlış, saçma ve kirli teoriler üstüne kurulmuştur. “Biz Âdem’e inanmayız; biz Darvin’in vahşi orman insanlarına getirdiği yeni teorilere inanıyoruz, çünkü o atalarımızın goril olduğunu söylüyor. Darvin gorilin neslinden olmaktan çok mutluydu,” derler. Şimdi Arabistan, Mısır, Türkiye, Şam, Sudan, Libya, Arap ülkeleri, Hıristiyan ülkeleri ve Yahudiler, “Darvin’in teorisi çok meşhurdur; onu takip etmeliyiz,” derler. Kitaplarınızda ne der? Bu insanoğlunun saçmalığı nedir? Tüüüh o peygamberlerini bırakıp goril neslinden gelen Darvin’i takip edenlere! Tüm okullarda insanların maymundan geldiğini söylemek sizin için bir şeref midir? Bu ayıp değil mi?

Ey Müslüman ülkeleri, şeyhler ve melikler! Neden okullarda nelerin öğretildiğine bakmazsınız? Size burada ve buradan sonra şeref yoktur! Âdem (a.s.) ilk insandı, ilk hoca, ilk peygamber, ilk göklerden gelen elçiydi. Ondan sonra yüzlerce ve binlerce kutsal kimseler, mübarekler geldi. İnsanoğluna göklerden elçiler geldi ve “İlk insan cennette yaratıldı; âlemlerin Rabbinin halifesi olmakla taçlandırıldı,” dediler.

Onlar bunu söylemezler; eğer söylerlerse, “Şunu bunu bırakın; biz batılaşmış insanlarız,” derler. Batılaşmış insanlar maymun, şebek oldular. Bu mu sizin şerefiniz? Bu mu Müslümanların şerefi? Bu Müslüman ülkeler için büyük bir ayıptır. Hıristiyan veya başkalarını bırakın! Onlar da aynen “Darvin’in teorisi tamamdır” derler; onların hepsi yanlış yoldalar. Papalar nerede? Piskoposlar nerede? Krallar, kraliçeler, imparatorlar nerede? Onlar maymunların soyundan olduklarını kabul ediyorlar mı? Belki onlar bunu ehemmiyete almazlar ama bu ilahi levhalarda yazılıdır. Ve hükümetler gençlere ne öğrettiklerine bakmazlar.

Onlar, “Biz Âdem’in soyundanız” demeye utanıyorlar. Bu onlar için utançtır ama “Atamız gorildir” demekle gurur duyarlar. Bu batılaşmak demektir.

Kurân-ı Kerîm’den bir nokta dair bile inkâr ederseniz, İslam’dan, imandan, İslam’ın halkasından atılıp kovulursunuz. Bu sebepten dolayıdır ki bütün milletlere lanet iniyor. Sadece Filistin’de, Suriye’de veya Irak’ta sorunlar var zannetmeyin. Arap ülkelerin hepsinde basit olmayan sorunlar var; Mısır'da, Sudan'da ve daha daha başka yerlerde. Bu onlar için büyük sorundur çünkü onlar, “Biz goril soyundan geliyoruz” diyorlar. Belki 40 tür maymun vardır. Onlar neden birbirleriyle kavga ederler?

Bir Mısırlı Bağdatlı birisine sorar;

“Neden kavga ediyorsunuz?”

“Kavga ediyoruz çünkü dedelerimiz goril olduğu için biz daha şerefliyiz. Ama sizin dedeniz şempanzedir. Ve maymunların kralı gorildir; onun için kavga ediyoruz. Bu sebepten dolayı başınızı kesmek istiyoruz.”

“Avrupalılar?”

"Avrupalıları sormayın. Onlar, 'Biz dünyadan değil, gökten geliriz' derler," ve bitirirler.

Hıristiyanların bilgin insanlarına soruyorum: sizin göklerden dünyaya geldiğinize dair İncil’de yazar mı? Asansörle mi geldiniz?

“Eh, yav Şeyh, gece vakti göklerden bizi asansör getirdi çünkü biz ilahi kimseleriz.”

İlahi kimselerseniz neden kavga edip savaşıyorsunuz? Siz yalancısınız. Yahudilere durumlarınız nedir diye soruyoruz:

Haham, “Biz İbrahim (a.s)’ın soyundan geliyoruz,” der.

"İbrahim (a.s)’ın çocukları hakkında ne düşünüyorsunuz?" Onlar İsrail’e çok yakın bir yerde savaşıyorlar. Siz Araplarla kuzensiniz; İshak (a.s.)’ın soyundansınız ve Araplar İsmail (a.s)’ın soyundandır. Peki ne için savaşıyorsunuz? “Biz kuzeniz” diyorsunuz ama kuzenler kuzenleri öldürür mü?

“Belki,” diyorlar

“Hmmm, belki? Birbirinizi öldürmeyi size kim öğretiyor?”

“Kabil’e Habil’i öldürmeyi öğreten şimdi bizim hocamızdır. Onun için İsrail Kabil’in soyunu temsil ediyor ve Araplar Habil’in soyunu temsil ediyor. Onun için her zaman savaşırız ve aramızda barış olmaz.”

“Kabil'in Habil’e yaptığının doğru olduğunu mu zannediyorsunuz?”

“Hayır.”

"O zaman neden doğru yolu takip etmezsiniz? Neden insanları hoşnut etmezsiniz?"

Âlemlerin Rabbi, en sevgili kulu, Seyyidina Rasulullah, Seyyidina Muhammed (sav), Seyyidul Evvelin vel Ahirin aracılığıyla ne buyurdu?

افضل الاعمال ادخال السرور على المؤمن

Efdal ul-`amâl idhâl es-suroor ilâ galb ul-mumin min el-iman.

Bir kimseyi mutlu edip ona tebessim etmen, kalbindeki imandandır. (ibn Hibban)

Bu doğru mu? Ey Selefi ulemaları neredesiniz? Siz hergün kaç kişiyi mutlu ediyorsunuz? Krallarınıza, ümeralara ve şeyhlere, günlük kaç kişiyi mutlu ediyorlar diye sorun? Söyleyin. Söyleyemezsiniz çünkü bunu yapmıyorlar. Bu Hadis-i Şerif insanoğluna en yüksek insanlığı veriyor. Sizlerin en iyisi insanoğluna hoşnutluk verendir. Bu haktır. Batılaşmaya ne için ihtiyacınız var? Batılaşmış insanların hiçbirinin ilahi yollara veya maneviyata ilgileri yoktur çünkü onların çoğu materyalist teoriler peşinde koşarlar. Bu yüzden insanları mutlu etmezler; bunu yapamazlar çünkü onların yolları şeytanın yoludur. Şeytan asla bir kimsenin bir başkasını hoşnut etmesinden memnun kalmaz. Nedir bu? Neden söylemezsiniz, ey Selefi ulemaları? Cenâb-ı Allah, “İnsanlara nasihat edin,” buyuruyor.

Ey ulemalar! Cenâb-ı Allah, “Güçlü kimselerinizi eğitin ki mümkün olduğu kadar hayır işi yapsınlar” buyuruyor. Bunu çoğaltın ki ihtiyacı olan zayıf insanlara daha fazla hoşnutluk verin. Allah! Ya Rabbi, bizi affeyle. İyi kimselerden bize gönder; adımlarımızı düzeltsin ve şeytani yoldan peygamberler ve Peygamberler Mührünün (sav) yoluna gitmemiz için yönümüzü değiştirsin. Sen Kâdir-u Mutlak’sın. Sen, ey Rabbimiz, herşeyi yaparsın; biz bekliyoruz. Buyurduğun gibi kendimizi tam anlamıyla dinlemek için hazırlıyoruz; insanlar arasında akan ilahi emirleri dinliyoruz. Bir gün belki bu dünya batılaşmış insanlardan temizlenecek ve aydınlık bir Müslüman ülkesi olacak. Cenâb-ı Allah bizi bu mübarek ayda en şerefli olan Seyyidina Muhammed (s.a.v.) hürmetini affeylesin.

Fatiha.

Elhamdülillah.

(33 dakika) (883 000) Bugün izin günüdür; insanlar şeytanın peşine koşarlar. Cenâb-ı Allah’a şükürler olsun, yavaş yavaş kalplerimizi topluyor ve herkes doğru olanları kabul edecek. Dinleyicilere teşekkür ederiz; onlara bu mübarek ayda rahmet insin. Biz dua ve evliyalar onlara dua ediyor. Burada ve buradan sonra ilahi hoşnutluğa ulaşmak için devam etsinler.

Fatiha.

(Mevlana Şeyh Nazım Efendi telefonda Şeyh Hişam Efendi ve Hacı Nezihe ile konuşur. Şeyh Hişam der ki, Cezayir'de çok büyük bir alim Sufilive.com'u devamlı izliyormuş; bundan dolayı Nakşibendi tarikatına girmiş ve çok mutluymuş. Meğer uzun zamandır Mevlana Şeyh Nazım Efendiye ulaşmaya çalışıyormuş. Sonunda Şeyh Hişam Efendiyle irtibata geçemiş ve Cezayir'de tarikatı yerleştirmek istediğini belirtmiş. Şimdi oranın hükümeti tarikatı destekliyor. Maşallah.)

UA-984942-2