Go to media page Available in: English   Turkish  

Rabbinizin Sultan Göndermesini İsteyin

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Cuma, Aralık 10, 2010 Lefke, Kıbrıs

Destur Ya Seyyidi, Meded Ya Ricalallah. Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber La İlahe İllallahu Allahu Ekber Allahu Ekber Velillahil Hamd. Allâhümme Salli Ve Sellim Ve Barik Âlâ Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn Habibike Nûrul Arşuke Seyyidina Muhammed Ve Alihi Ve Sahbih Ve Mentebiahum Bi İhsani İla Yevmiddin. Sümme Selatu Vesselamu Aleykum Ya EnbiyaAllah Ya Ricalallah Ya İbadallahi Salihin. Allâhümme İnni Daifun…

Ben zayıf bir kulum, ey Rabbim bana nasıl istersen öyle ver. Ve Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym Ve la Havle ve la Kuvvete İlla Billahi Aliyil Aziym diyoruz. Esselamun Aleyküm Ya İbadallah. Esselâmun Aleyküm katılanlarımız. Bu şeref ulaşsın, bu bir şerefli toplantıdır veya meclistir, şerefli meclistir.

Biz insanlardan şeref istemiyoruz, hayır. Âlemlerin Rabbi Celle ve Âlâ’dan şeref istemeliyiz. Burada âlemlerin Rabbinin kullarından bir grup var. Bugün Cuma olduğuna şüphe yoktur, Cuma günü.

Cuma günü bu hayatta ve cennette de en şerefli ve şanlı gündür, Cuma günü. Ve milyonlarca Müslümanlar Cuma namazı için camilere koşuyorlar. Cuma namazı en şerefli namazdır, Cenâb-ı Hakkın lütfettiği iki günlerden olan Kurban ve Ramazan bayram namazından daha fazla şereflidir. Cuma günü o kadar şereflidir. En şerefli olan Cuma gününü gözetleyip dikkat edenlere ne mutlu. SubhanAllah.

Şimdi bütün milletler, Müslüman ümmetlerin çoğu bu en şerefli gün olan Cumaya fazla dikkat etmezler. Onlar çalışırlar, milyonlarca insanlar Cuma’ya şeref vermeye dikkat etmezler. Ve hakikatte şeref vermiyoruz. Âlemlerin Rabbinden şeref aldığımız zaman bu mübarek güne yüksek saygı veriyoruz.

Şimdi pekçok insanlar dolaşırlar, milyonlarca insanlar çalışırlar. Cuma günleri çalışanların hepsi şeytanın çalışanlarıdır. Cuma namazını kılmaya gelenler Cenâb-ı Hak tarafından şereflenmişlerdir. Dikkat etmeyip şeref vermeyenler şeytanın takipçileridir ve şeytan onların yüzlerini çirkin yapar.

Ey doğudan batıya insanlar, doğru olmayanı, yanlış yolları, yanlış inançları bırakın. Peygamberler Mührünün (s.a.v.) gelip insanlara öğrettiği sadece bir inanç vardır, bunu tutmak sizin için şereftir ve onun dışındakilerde şeref yoktur. Şeytan insanların yüzlerini burada ve buradan sonra çirkin yapmaya çalışır. Cuma namazını kılanların üzerlerine göklerden öyle bir ünsiyet iner. Müslüman toplumlarından gelmeyenlerin yüzleri çirkin olur. Ve daha fazla çirkinlik iç hayatlarının sorunlar içinde olduğunu işaret eder.

Eskiden insanlar, özellikle Ümmetel Habib (s.a.v.) Cuma’ya dikkat ederlerdi. Şimdi bunu bıraktılar ve “Bizim bitirmemiz gereken çok işlerimiz var” derler. Kimse bu dünyanın işlerini bitiremez. Hepsi yarı yolda bırakıp giderler.

Ey insanlar, inanmaya çalışın. Eğer tatlı bir hayata ulaşmak istiyorsanız bu hayatta inanmaya çalışın. İnananlar lezzeti tadarlar. Nedir o adamın söylediği? Bana bak ona değil. Tatlı hayatı isteyenler ilahi şeylere inanmalıdır yoksa hayatları zehirli hayat olur. Onun için heryerde insanların evlerinde pekçok ilaçlar kullandıklarını görüyoruz. Ne için? Rahat etmek için. Çünkü insanlar gelip “Ay başım” derler. İnsanlar gelip “Ay dişim” derler, insanlar gelip “Ay karnım” derler. İnsanlar gelirler ve çalışmazlar. Cenâb-ı Hak için çalışmayanların organları asla çalışmaz. Ama insanlar dikkate almazlar, asla düşünmezler. Ve Kurân-ı Kerîm’de belki yüz defadan daha fazla insanları düşünmeye çağırır. Şeytanın onlara verdiğini düşünmek değil ama ilahi şeyleri düşünmelisiniz. Mutlu olmak için ilahi şeylere ulaşmaya çalışmalısınız.

Mutluluk göklerden gelir. Mutluluğu ve rahatlığı ve hoşnutluğu ve memnuniyeti ve tatlı hayatı dünyevi şeylerden bulamazsınız, hayır, hayır. Bütün peygamberler insanlara tatlı bir hayat yaşatmaya geldiler. Tatlı hayat onlara ilahi hoşnutluk giydirir. Neden almaya koşmazsınız? Ama insanlar o kadar ahmak olmuşlar. Onlar tat ve hoşnutluğun yalnız altın veya gümüş veya milyonlar veya milyar pound, dolar, euro ile olur zannederler. Hayır, bunun üstüne düşünmelisiniz. Düşmezseniz hayatınız o kadar karanlık olur, rahat olmaz, tat olmaz. Yediklerinde veya içtiklerinde veya giydiklerinde veya bindiklerinde, hanımları veya çocuklarıyla tatlı hayat olmaz, hayır, hayır. Asla memnuniyetleri ve tatlı hayatları olmaz. Biz söyleriz ama nefsimiz her zaman reddetmek ister. Ve nefsimiz şeytanın arkadaşıdır, en iyi dostudur. “En iyi dostum şeytandır” der. Başına yıkılsın pezevenkin! Şimdi nasıl söveyim? Şeytan aldatır ve insanlar şeytan tarafından aldanırlar. Bir şeytan vardır, bir şeytan milyonları aldatır. Ve milyonlarca insanlar asla dinlemek ve öğrenmekten hoşlanmazlar.

124 bin peygamber ve Peygamberler Mührü (s.a.v.) insanların mutluluğu için bu dünya ve gelecek hayat cennet için herşeyi getirdiler. Estağfurullah, Estağfurullah. Cenâb-ı Haktan af istemeliyiz. Ve “Ey Rabbimiz, bize Sultan gönder” diye istemeliyiz. Eğer Sultan olmazsa dünyada selamet olmaz. Bütün dünya şimdi sonsuz sorunlar içindedir, rahat yoktur. Heryerde insanların mutsuz olduğunu buluruz ve korku içindeler. Akşama kadar ne olacağını bilmiyorlar. Eğer gece geldiği zaman sabaha ne olacağını bilmiyorlar. İnsanların üzerine öyle karanlık geliyor çünkü insanlar Sultan ve krallarını gönderdiler ve şeytan ve şeytanın takipçilerini veya şeytanın ajanlarını liderleri veya yöneticileri yaptılar. Şeytan insanlara nereye yönlendirecek? Onları cehenneme gönderir.

Şimdi heryerde sorunlar var. Bu televizyonda 24 saat insanların doğudan batıya mutlu olmadıklarını gösteriyor. Savaş ediyorlar, kavga ediyorlar, öldürüyorlar, yakıyorlar, yıkıyorlar. Haber yalnız budur. Neden? Çünkü onlar Sultanları gönderdiler. Sultan toplumların başıdır. Ayaklarınız Sultanınız olmaz, hayır. Başları gönderdiler ve kendilerini kurtarmak için bir yol bulmaya ayakları getirdiler ama hepsi yanlış yoldadır. Eğer yollarını değiştirmezlerse, Sultanlarını geri getirmezlerse dünyada, milletler arasında, kendi aralarında, ailelerde, evlerde selamet olması imkânsızdır. Her gün, 24 saat bu televizyon doğudan batıya, kuzeyden güneye insanların sorunların gösteriyor. Ama bilmiyorlar. “Ey insanlar, parlamentoya ait sistem iflas etmiştir, Sultan getirin herşey tamamdır” deriz. Yoksa birini birisine verin. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin.

Ey insanlar! Ey Müslüman, Müslüman bölgeleri! Âlemlerin Rabbi bütün Müslümanların bir Sultanı olmalarını emrediyor. Onların kaç tane sultanları var? Müslüman toplumların kaç tane başbakanları, kaç tane zalimleri var? Düşünün. Bu konuştuğumuz Allah’ın şeriatıdır, göklerden gelen ilahi şeriattır. Onlar onu getirmeliler, O dünyada Halifetullah olacak. Getirmezlerse birbirlerini öldürürler, şehirleri, herşeyi yıkarlar. Sonuçta onların kabirleri ateş olur. Yılanlarla ve zehirli olan böceklerle ateş olur. Allah Allah. Bugün buradayız, yarın burada olup olmayacağımızı kim bilir? Âlemlerin Rabbi Cenâb-ı Hakka kul olmaya çalışın.

Ey Rabbim, bu mübarek bir ay, Muharrem ayıdır. Muharrem şerefli aydır ve bugün Muharremin ilk Cumasıdır. Cenâb-ı Haktan bize Sultan göndermesini isteyin; şeytanın gruplarını, parlamentoları kaldırsın ve Sultan getirsin.

Fatiha.

UA-984942-2