Pazartesi, Ağustos 10, 2009 Lefke, Kıbrıs
Yalnız Zâtı Eceli Âlâ için, başkaları için değil, kimse için değil, Zâtından başkası yoktur, Herşeye Kâdir olan, yalnız Sen, ebediyet. Senin ilahi sıfatın! Biz o kadar şanslıyız, o kadar mutluyuz. Zâtı Eceli Âlâ’na ezelden ebedi şükür ediyoruz. Bu bize ebediyet hakkında konuşturmak için lütfettiğindir. Ebediyet, Ebediyet! Allah Allah Allah Allah. Zâtın bize ebedi makamları lütfetti. Ebediyetin başı yoktur, ebediyetin sonu yoktur.
Ey Rabbimiz, biz çok mutluyuz, şanslıyız ve de Zâtının ilahi varlığına ait olduğumuz için çok gururluyuz.
Ey Rabbim, bütün varlıklarına Zâtının ebedi varlığın hakkında yazmaları için ilahi veya dünyevi varlıklarına bir fırsat verirsen, okyanusların mürekkep olsa, ağaçlar kalem olsa kimse bir şeye ulaşamaz çünkü Zâtının hakikatı vardır. Sen herşeye Kâdir olan Allahımızsın. Bütün azametler, bütün yücelik, bütün şânlar Senindir ey Rabbim, biz bir şey değiliz. Ama varlığımız Zâtına ait olduğu için mutluyuz, gururluyuz. Varlığımız ilahi Keriminden bir ikramdır. Zâtın o kadar cömerttir, biz Zâtının cömertliği hakkında en küçük tarif bile veremeyiz. Allahu Ekber.
Ey Rabbimiz, Sen en yüce, en saygılı, en azametli, en şânlı, en kudretli olansın! Allahu Ekber, Allahu Ekber! Biz en yüksek saygını, en yüksek tazimimizi, en yüksek kudret ve kuvvetini konuşmaktan çok mutluyuz. Bu bir şey değildir! Bir şey değildir! Bir şey değildir!
Ey Rabbim, bize paklığı ikram eyle. Bize ilahi okyanuslarının paklığını lütfeyle. Sonsuz tazim okyanusları, sonsuz yücelik herşeye Kâdir olanındır. Sonsuz yücelik, yüce olmak Zâtına aittir ve biz bir şey değiliz.
Ama bu Zâtının ezelden ebede ikramındır, sayısız yaratılanların bizi yarattın diye hepsi hoşnut olur, şereflenirler ve gurur duyarlar. En küçük yaratılanlara baktığımız zaman, bu yaratılanın hoşnutluğunu ve iftiharını, mutluluğunu ve onlara ikram edilen kadar büyük göründüğünü bilebilsek. Sıradan bir insan bilse düşüp bayılır. Düşer, nereden? Neyden?
Bazı insanlar bayılırlar ve bütün hislerini kayıp edip biterler. Biz vâr olan en küçük varlığın hoşnutluğunu anlarız. Ona bu vâr olmayı kim verdi? Onlar bilirler ve “Bütün şânlar, bütün yücelikler, bütün azametler Rabbimizindir” derler. Onlar o kadar mutlu ve gururlu ve hoşnutluk içindedirler. İnsanoğlundan birisi en küçük varlığın içindeki en küçük hoşnutluğu anlarsa bütün insanoğlu sonsuz hoşnutluk okyanuslarında düşüp bayılır. Ve söylemeye üzgünüm ki insanlar böyle heybetleri, böyle şerefli zevkleri tatmaktan uzaktır. Bu hoşnutluk heybetlidir. Bu sonsuz hoşnutluk okyanuslarından, sonsuz şân okyanuslarından, sonsuz yücelik okyanuslarından en küçük varlığa ikram edilmiştir. Bu en küçük varlık hisseder ve hoşnut olur, kimse ayağa kalkamaz, düşerler ve o hoşnutluk ve zevk okyanuslarında olmak isterler. Allahu Ekber, Allahu Ekber.
Üzgünüm ki 21.yüzyılın insanları, Yaratan, O herşeye Kâdir olan Allah’a ait olan böyle meselelere ilgi duymazlar. Onlar asla böyle maneviyatı, böyle mübarekliği, böyle zevki, böyle keyfi, böyle ilmi, böyle gururu tatmazlar. Evet beyim gururluyuz. Vâr olan en küçük varlık gururludur. Neden? Çünkü “Biz Rabbimizin yaratılma okyanuslarına aidiz” derler. Allahu Ekber.
Ey insanlar! Ey gafiller! Neyin peşine koşup da bütün hayatınızı ne için heder ediyorsunuz? Hiçbir şey için ve varlığınızın sırlarını anlamaya gelmiyorsunuz. Ve sizi Yaratana ilgi duymuyorsunuz. Bütün insanoğluna yazıklar olsun! Onlar nükleer bombalar peşine koşarlar. Onlar yalnız bu gezegende herşeyi öldürmek için bir şey bulmaya koşarlar. Siz öldürmek için böyle aletler icat etmekten o kadar mutlusunuz. Ve Âlemlerin Rabbi buyurur; “Ey insanlar! Öldürmeyin. Ey insanlar! Zalimler olmayın. Ey insanlar! Herkesin haklarını verin. Ey insanlar! Bütün varlıklara ve yaratılışa saygılı olun.” Âlemlerin Rabbi sizi eğitip size kimsenin ikram edemeyeceği bir şeyi ikram etmek için ilahi huzurundan binlerce sevdiklerinden gönderdi. Siz kendinizi meşgul ediyorsunuz veya iradenizi şeytanın ellerine veriyorsunuz. Şeytan sizi aldatıyor ve sizi birbirinize düşman yapıyor. Ve şeytan size hiçbir şeye karşı saygılı olmamayı öğretiyor. Vâr olan her şey saygı doludur. Atomlardan her şey, her şey saygı doludur. Cenâb-ı Hak “Ben yarattım, ey insan! Siz, ilahi iradeyle Benim halifem olmakla tayin edildiniz” buyurur.
Halife herşeye saygı duyup en küçüğünden en büyük varlıkları gözeten demektir. “Size ilahi huzurda böyle en yüksek saygı ikram edilmiştir ve bunu tepip insanoğlunun en fena düşmanı, şeytanın peşine koşuyorsunuz. Çünkü şeytan, “Öldür ve helak et, hiçbir şeye merhamet etme. Onların hepsini ayağının altına al, hiçbir şeye bir fırsat verme herşeyi öldür” der. Bu şeytanın 21.yüzyıl insanlarına talimidir.
Ey insanoğlu! Gelin dinleyin, bunlar bazı göklerden gelen ilahi kitaplardan ilahi elçilerden gelen ilahi sözlerdir. Bunlar sizi eğitip Yaratan, Âlemlerin Rabbine nasıl hareket edeceğinizi öğretir. İlahi tahtın Rabbi sizden istiyor, “Ey halifelerim, herşeye nazik olmaya çalışın. Benim yarattığım herşeye merhametli olmaya çalışın. Ey halifem, herşeye nazik olmaya çalış çünkü siz Benim halifelerimsiniz. Ben asla zülüm etmem, ben zulme mani olurum. Ben herşeye zulmü yasakladım ve üstünde yürümeniz için yaptığım yoldan gitmeli ve Benim ilahi huzurumda şerefiniz daha yüksek ve yüksek ve en yüksek olmalı.
Ey insanlar! Her şeyin hakkını verin ve her şey size burada ve buradan sonra saygı duyup mutluluk ve hoşnutluk getirir. Ey insanoğlu! Ey insanoğlu! Budur ama insanlar bunu kayıp ettiler. Onlar sadece başkalarına zahmet vermek isterler. Ve 21.yüzyılda yaşayan insanların asıl görüntüsü, “Zahmet verenler” başlığı altında yazılıdır. Herkes “Zahmet veren” diye yazılıdır. Ve ikinci olarak onların isimleri zalimler listesinde yazılıdır. 21.yüzyıl insanları zahmet veren ve zalimlerdir. Kimse hakiki bir makam taşımaz, kimse hakiki vazifesini tutmaz. Kralların hepsi mübarek olmak için yaratılmışlardır ama mübarek olmak yerine isimleri mübarek olmak değil, şeytanın takipçileri, sorunlar yaratanlar ve zalimlerin listesine yazılıyor! Bu 21.yüzyıldaki insanoğlunun utancıdır.
Ben bütün milletlere sadece zayıf bir ikazcıyım. Ben burada yaşlı bir kimseyim, ben size ilahi kaynaklardan tercüme ediyorum. Tevrat, İncil, Mukaddes Kitabe ve Kurân-ı Kerîm’den size bir şey tercüme etmeye çalışıyorum. Kendime ve sizin nefsinize bir şeyler öğretmeye çalışıyorum ki zalim, zahmet veren olmayın diye. Herkes diktatör olmak istiyor, herkes insanların ona taptığı Firavun gibi olmak istiyor. Şimdi aynı çizgideyiz. İnsanoğluna yöneticilik yapmak isteyen liderlerimizin hepsi zalimler ve firavunlar ve nemrutlardır.
Ben onları ikaz ediyorum: Ey merhametsiz insanlar! Ey saygısız insanlar! Ey merhametsiz insanlar! Ey zahmet verenler! Ey şeytanın varisleri! Gelin dinleyin. Yoksa başınıza firavunun ve nemrutun başına gelenler gelir. Bütün firavunlar denizlerde batıp kayıp oldular. Ve Âlemlerin Rabbi onlardan ilahi intikam almak için firavunlara küçük, görünmeyen sinekler gönderdi.
Ey milletler! Dikkat edin. Ey milletlerin liderleri, dikkat edin! Doğru yolda olun, eğer size bir şey gelirse sizi kimse koruyamaz. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin.
Fatiha.
Dum dum dum dum dum dum dum dum
Dum dum dum dum dum dum dum dum
Ey zalimler, ey merhametsiz insanlar, ey Firavun ve Nemrutların takipçileri, dikkat edin. Size göklerden ilahi intikam yaklaşıyor ki bu size ulaşana kadar anlamazsınız.
Huuuu, Huuuu, Huuu! Yalnız Huuu, Huuuu, Huuuu! Yalnız Sen!
Fatiha.
Heyyy, Heyyy, Heyyy, Huuu!
Size gelen ilahi şarkıları dinleyin:
Dum dum dum dum dum dum dum dum
Dum dum dum dum dum dum dum dum
Dum dum dum dum dum dum dum dum
Göklerin yollarını takip edin, Rabbinizin ilahi huzuruna giden yolları takip edin. Ey insanlar, gelin, göklerin yollarını takip ederseniz burada ve kabirlerinizde mutlak mutluluk ve hoşnutluk bulursunuz. Yarın bu toprağın altında kabrinizde olacaksınız. Ey insanlar, iyi ahlaklı olun ve sizi Yaratanın yolunu tutun, Âlemlerin Rabbinin yoluna gelin ve itaat edin.