Go to media page Available in: English   Turkish  

Saygın Kimselere Saygılı Olun

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Perşembe, Ağustos 5, 2010 Lefke, Kıbrıs

Destur Ya Seyyidi. Allah Allah Allah Allah Allah Allah La İlahe İllallah La İlahe İllallah La İlahe İllallah Seyyidina Ve Nebiyyina Ve Mevlana Muhammeden Rasulullah… Ya Rabbi İzzeti Vel Azameti Vel Ceberut. Ya Rab…Allâhümme Salli Vessellim Ve Barik Âlâ Habibike Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn Seyyidina Muhammedin Mustafa Ve Ali Alihi Ve Sahbihi Ve Mentebiahum Bi İhsani İlah Yevmiddin. Ya Rab… Ya Rabbel Alemiyn. Sümme Selâmu Aleyh Ya Sairi Enbiya Vel Murseliyn Ve Ashabi Nevbeti Fi Hazihi Dünya. Ya Rab…Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym. Esselâmun Aleyküm Ya Kutbul Mutesarrif. Esselâmun Aleyküm Ya İbadallahi Salihin Ve Rahmetullahi Ve Berekatuhu…

Esselâmun aleyküm ey bu mütevazı toplantıya katılanlar! Birşey bilmek, öğrenmek ve icra etmek isteyenlere esselâmun aleyküm. Ey Rabbimiz, onlara öyle bir kuvvet ver ki bu kuvveti ilahi hayra, ilahi rızalığa kullanmaktan mutlu olsunlar. Bu ilahi rızalık Cenâb-ı Hakkın razılığına götürür, ulaştırır. Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym dedik. Rabbimizin emirlerine çok küçük selâm veya saygıdır. En küçük kurala ve emre, en aşağı seviyede tâzim vermeye çalışıyoruz.

Ey Selefi ulemalarımız, “Biz ulemalarsınız” diye iddia edersiniz. İnsanlara ne öğrettiğinizi söyleyin.Vehhabiler akılsızlardır; onları bırakın ve bana gelin. Ben birşey değilim ama Vehhabiler kendilerinin çok mühim kimseler olduklarını iddia ederler. Çünkü onların acayip sakal şekilleri vardır ve başlarına birşey takmazlar. Onlar asla birşey takmazlar çünkü başlarının içinde de birşey yoktur, boş! Onun için “Neden başımıza takalım? Başımızı boş bırakırız” derler. Bende çünkü içinde de birşey yok derim, boş boş. Ve yeni moda kıyafetler de kullanırlar ve bazıları da kravat kullanırlar ve ellerine altın yüzükler takarlar. Ve de şekillerinin batılı insanlar tarafından batı modayı takip ediyorlar diye gözükmesini isterler. “Bize gelin çünkü biz aşırı değiliz. Aşırı kimseler Şeyh Nazım ve takipçileridir. Biz modern insanlarız. Biz Amerika’ya, Avrupa’ya, batılı ülkelere gideriz. Biz medeniyetin zirvesine ulaştığımıza inanan kimseleriz” derler. “Biz Şeyh Nazım gibi aşırı bir insan değiliz. O zikir yapıp 'Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah' der. Biz çok modern ve nazik insanlarız. Şeyh Nazım ve takipçileri eski İslâmi moda getirmeye ve İslamı yenilemeye çalışıyorlar. Dünyanın orta çağındaki insanların ayaklandığı gibi.”

Rönesans’ı yapanlar kimdi? Şeytan ve takipçilerine ağır bombalama! Avrupalı insanlar mütevazı bir hayatla dinlerinin eski modasını takip ediyorlardı. Ama şeytan milletler arasında ajanlarını gönderdi ve “Bu papa ve kiliseler sizi yine eskisi gibi tutar. Hayır, bir makamdan bir makama yükselmelisiniz. Kiliseler, papalar, piskoposlar size engel oluyorlar ve sizden hayat şeklinizi yeni bir hayat şekline değiştirmenizi istiyor” dedi. Ve insanlara “Siz uyuyan insanlarsınız, geri kalmış insanlarsınız! Uyuyan adam be uyuyan. Sizin insanlarınız uyuyor, asla uyanıp dünyanın etrafında ne olduğunu görmek istemezler. Ve bu dünya âlemlerin Rabbinin bir ikramıdır. Onun için mümkün olduğu kadar bu dünyanın zevklerinden almaya çalışmalısınız. Kiliseler size her zaman eski modayı takip ettirir ve sizi uyutur. Bu dünyanın zevklerine bakmazsınız, her zaman cennet var cehennem var dersiniz ve kendinizi çok dar bir seviyede hapsedersiniz. Hakikatte âlemlerin Rabbi hayatınızda sonsuz mesafeler açmıştır. İçeriye girin ve zevklenin. Kiliseleri, papaları veya piskoposları veya hahamları takip etmeyin, hayır. Açmaya çalışmalısınız” der. “Uyanın ey insanlar! Rönesans’ın anlamı, orta çağı insanları her zaman uyuyan insanlardır. Bu hayatın zevkine bakmazlar onun için uyanmalıyız. Onları uyandırmalıyız! Rönesans göklerin saltanatına çağıran mübarek kimselerin yetkilerini alırlar. Bu göklerin saltanatını bırakıp gelin. Bu gezegende göklerin saltanatını kuralım. Rönesans’dır bu!” der. Onların hocası kimdi? Şeytan. Şeytani talimler: İsa’nın eğitimlerini bırakın, Musa’nın eğitimlerini bırakın, Peygamberler Mührünün (s.a.v) eğitimlerini bırakın gelin ve uyanın, uyanın. Bu hayatın zevklerine bakın ve kilise ve mübareklerden olan sahte çağırıları takip etmeyin, uyanın. Bu Rönesans’ın anlamıdır.

Şimdi bu bitti, bütün Avrupa’daki Hıristiyan dünyası ayağa kalkıp kiliselere saldırırlar ve kutsal kimselerden yetkileri alıp şeytanın temsilcisine verirler. Bu Rönesans’ın anlamıdır, bu sözler hiçbir kitapta yazmaz. Bu zaman bütün milletlere Rönesans’ın anlamını netleştirme zamanıdır. Rönesans’ta milyarlarca insanlar öldüler. Ve ölmekle herşey bitse önemli değil ama öldükten sonra genelde bütün ilahi emirleri inkâr ettiler ve cehenneme atıldılar. Ve aynı şekilde şimdi İslam'da fitne vardır. Fitne iyiliği kötülükle değiştirmek demektir. Fitne sorundur, insanların akıllarına şüphe düşürür. Bu Rönesans’da yapıldı ki o şeytanların günleriydi. Şeytanlar iktidara geçmek istediler; en fenasını yaptılar, asla en iyisini yapmadılar. Şimdi Vehhabiler aynı adımlardan koşarlar. “Eski moda insanlarını kabul etmeyiz çünkü onlar kendilerine 'Sofiler' derler. Sofizm sizi ilerlemeye ve hayatınızdan daha fazla zevk almanızı engeller” derler. Bu fitne Muhammed Abdulvehhab ve Nejdi’yle başladı. Onlar Müslüman dünyasına bu fitneyi açtılar ve “Siz yanlış yoldasınız çünkü sofileri takip ediyorsunuz. Ve sofilerin en mühim hedefleri ilahi makamlara ulaşmaktır. Onlar asla dünyayı istemezler. 'Dünya hayatın en alçak seviyesidir' derler." O kimse “Hayır ben size yeni eğitimler vereyim. Eski insanların yollarını bırakın. Onlar bazı kimselere en yüksek saygılarını verirler ve onları saygılı yaparlar” der. Evet, saygı olmazsa İslam olmaz!

من لم يوقر كبيرنا و لا يرحم صغيرنا فليس منا

Men lem yuvveggir kebîrinâ ve lâ yerham sagêrenâ fe leyse minnâ.

Büyüklerimize saygı göstermeyen ve küçüklerimize merhamet etmeyen bizden değildir. (Müslim)

Bu ne demektir, söyleyin, Vehhabi ulemaları. Vehhabi ulemaların akılları yoktur ama Selefi ulemaları, bu hadis mi yoksa ben kendi ilmimden mi getiriyorum? Ne söylüyorsunuz? Hadis mi değil mi? İslamda herşeyi değiştirmeye çalışıyorsunuz. Peygamberler Mührü (s.a.v.) saygın kimselere saygılı olun buyuruyor. İslam'da en saygın kişi kimdir? Söyleyin! İslam'da en saygın kişi kimdir? (Mevlana Şeyh Nazım Efendi ayağa kalkar) Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn, Seyyidina Muhammed (s.a.v.) deyin. İlahi huzurda Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’den daha saygın, muhterem birisi var mı? Melikleriniz mi yoksa imamlarınız mı? (Mevlana Şeyh Nazım Efendi oturur) La Hâvle Vela Kuvvete İlla Billâhil Aliyil Aziym. Nasıl Hadis-i Şerif ve Kurân-ı Kerîm bildiğinizi iddia edersiniz? Nasıl Müslüman olduğunuzu iddia edersiniz? Bu Hadis-i Şerif’tir. "Kebbir, kubbir" "(Saygın kimselere) en yüksek saygınızı verin." Men lem yuvveggir kebîrinâ. Tevgîr ne demek? Anlamıyor musunuz? En yüksek saygınızı verin demek. Kime? İslam’da saygı duyulanlara çünkü onlar Peygamberler Mührünün (s.a.v.) yolundalar. Nasıl?

Bu nedenle Muhammed Abdulvehhab, Peygamberler Mührünün "tevgîr" buyurduğu Hadis-i Şerifi ile kavga etti. “O ilahi kimseler tarafından saygı duyulanlara saygınızı verin!” Ama Muhammed Abdulvehhab, “Hayır, biz saygı duymak için kimseyi kabul etmiyoruz. Biz yalnız Cenâb-ı Hakka saygı veririz” dedi. Cenâb-ı Hakkın azametinin, şânının ve heybetinin sınırı yoktur. Biz söylesek de söylemesek de O herşeye Kâdir’dir. Tekbir onun içindir: (Mevlana Şeyh Nazım Efendi ayağa kalkar) Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber La İlahe İllallahu Allahu Ekber Allahu Ekber Velillahil Hamd! Tekbir Allah içindir, Tevkir Peygamberler Mührünün (s.a.v.) yolunu tutan kullar içindir. (Mevlana Şeyh Nazım Efendi oturur) Subhanallahu Aliyil Aziym, Subhanallahu Aliyil Aziym.

Onun için Muhammed Abdulvehhab ümmet arasında muvvaggar olanları, saygın kimseleri öldürmeye başladı. Onları öldürdü ve “Kabirlerde saygı duyulanların kabirlerini alıp götürün, onlara saygı yoktur” dedi. Peygamberimiz men lem yuvveggir kebîrinâ buyurdu! Siz bunu nasıl yaparsınız? Bu münkerse neden Peygamberler Mührünün (s.a.v.) kabrini Medine-i Münevvere’de bıraktınız? Onu neden yıkmazsınız? Gelin yıkın!!! Sizin mezhebiniz yanlış mezheptir, sadece yanlış değil, şeytani mezheptir! Cenâb-ı Hak bizi affeylesin.

Bu ümmet için en büyük lanettir. O akılsız Vehhabiler onları takip ederler. "Allahtan başka kimseye saygı yoktur" derler. Allah Allahu Ekber-ul Ekber’dir. Biz insanoğlu seviyesinde konuşuyoruz. "Hepimiz aynı seviyedeyiz" derseniz, ozaman bu demektir?

(Ahkaf:19) وَلِڪُلٍّ۬ دَرَجَـٰتٌ۬>>

ve kullin deracât

<>

Bizler aynı seviyede değiliz. Bütün insanoğlu, mü’minler aynı seviyede olmalı diye bunu nasıl söylersiniz? Hayır, bu yanlıştır. Cenâb-ı Hak ve kullin deracât buyuruyor. Nasıl derece yoktur dersiniz? Rasul (s.a.v) buyuruyor:

انَزِّلَ النَّاسَ مَنَازِلَهُمْ

enzile 'n-nâse menâzilehum.

Insanlara bulundukları derecelere göre saygınızı verin.

Siz Hadis-i Nebevi bilmiyorsunuz? Allahu Ekber `alâ men tekebbera ve tecebbar, "Allah kibirli ve zâlim kimselerden münezzehtir." Ve efsâden nefs, efselû nefs! Ve İslam'da da Abdulvehhab ve Nejdi ile Rönesans yapıyorlar ama bitti. Bitti herşey. Şimdi boğuşuyorlar, yanlış inançlarını getirmeye çalışıyorlar ama kimse kabul etmiyor, bitti, bitti. Bir tarla büyürken yeşil olur ama bir süre sonra sarı gözükür. Sarı olur, ne kadar su veya gübre versen asla yeşil olmaz. Onun için şimdi eskide yaptıklarını getirmeye çalışıyorlar ama bu imkânsızdır. Onlar milyonlar ve milyarları harcıyorlar ama birşey yapamazlar; rengini değiştiremezler, bitti. Ey Selefiler, Allahın batşından (şiddetli intikamından) sakının!

(Buruc: 12) إِنَّ بَطْشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ

inne batşa rabbike le-şedîd

<>

Âtâkum fursa (size bir şans verildi) ama bunu yanlış yolda kullanıyorsunuz ve inne batşa rabbike le-şedîdden korkun! Cenâb-ı Hak bizi affeylesin. Aman ya Rabbi bizi affeyle. Ümmetin üzerine sultan olacak birisini gönder.

Fatiha.

(35 dakika)

(806 000 kişi izlemiş)

Allah bilir. İnsanlar doğruları ve yanlışları kabul etmeliler, bilmeliler. Onlar herşeyi yaparlar. Ben burada zayıf bir kulum; birşey yapamam. Ama onların kuvvetleri, orduları, hava kuvvetleri olduğunu iddia ederler ama birşey yapamazlar. Hak yüksektir batıl alçaktır.

Fatiha.

UA-984942-2