Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani
Cuma, Temmuz 2, 2010 Lefke, Kıbrıs
Destur Ya Seyyidi, Meded Ya Ricalallah Allahu Ekber Allahu Ekber La İlahe İllallahu Allahu Ekber Allahu Ekber Velillahil Hamd. Elfu Salât Elfu Selâm Aleyke Ve Âlâ Alike Ve Sahabetike Ve Tabiyin… Ya Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn…Ya Habiballah. Meded Meded Meded Meded Meded Meded Ya Sahibel İmdat. O bu gezegendeki insan tabiatından sorumlu olandır. Ona ve onun kanatları altında olan dostlarına selâmımızı veriyoruz. O Mü’min ve inananlara hiçbir kötülük veya eza dokunmasın diye gözetler. Evet, onların tam korunmasına ulaşabilirsek hayatımız Hayatun Tayyibe, en iyi hayat şekli olur. Huuuu!
Esselamun aleyküm. Ey insanlar, burada o kadar çok gafil insanlar toplanmış. Sarhoş insanlar! Hepsi toplanmış tilki gibi bakıyorlar. Bu söylediğimizi anlayan Türkler için bir övgüdür. Onlar benim ilkönce onlara sövmemden çok mutlu olurlar. Evet, hepiniz mutlu musunuz? Mutsuz olanlar cehenneme gitsinler! Eşek olarak yaratılmadınız diye mutlu olmalısınız. Eşek şikâyet ediyor mu? Hayır, anırdığı zaman çok mutlu oluyor. Nasıl anırır be eşek? Çok mutludur. Tövbe Estağfurullah. Cenâb-ı Allah Subhanehu ve Teâlâ buyurur, kullarını güldüren, mutlu eden ve mutsuz edip ağlatan ancak O’dur. Gülmek ve ağlamak Cenâb-ı Allah’dan kullarına gelir.
Ve Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym diyoruz. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin. En şerefli varlık olan insanoğlu olarak yaratıldık diye mutlu olun. İnsan tabiatının dışında daha şerefli bir varlık yaratılmadı. İnsan tabiatı zirve seviyededir. Bütün varlıklar yaratıldı. Cenâb-ı Allah herşeye vâr olan herkesi birşey için yarattı ve herkes mutludur. Cenâb-ı Allah’a şükür edip tesbih ederler. Atomlar tesbih etmezlerse vâr olamazlar. Ve her atomun özel bir şahsiyeti vardır. Birisi ikincisi gibi aynı olamaz. Ve aynı olsaydı bütün atomlar tek bir atom olurdu. Neden milyonlarca, trilyonlarca, katrilyonlarca yaratıldı? Ve hepsi onları kimin yarattığını bilirler. Ve hepsi tesbihlerini bilirler.
(Nûr:41) قَدۡ عَلِمَ صَلَاتَهُ ۥ وَتَسۡبِيحَهُ
<< Her biri kendi duasını ve tesbihini (öğrenmiş) bilmiştir>>
Herşey Yaratan için kendine özel tesbihini bilir. Allahu Ekber Allahu Ekber. Ve saltanat tâcı insanoğluna ikram edilmiştir. İnsanoğlunun hepsinin gizli tazimi ve gizli sırrı vardır. Sana ikram edilen ona veya herkese ilahi hazinelerden veya ilahi hazine okyanuslarından ikram edilmemiştir. Cenâb-ı Allah’ın sonsuz vardır. Ve insanoğluna öyle hazineler ve şerefler ikram edilmiştir ki bu tek birisine aittir. Aynısı ikinci bir kimseye ikram edilmemiştir, hayır. Ve onun yaradılışı ezelden ebededir. Yarattı ve hazineler ikram etti çünkü O birşey yapmak veya vermek isterse, Cenâb-ı Allah,
(Yasin:82) إِنَّمَآ أَمۡرُهُ ۥۤ إِذَآ أَرَادَ شَيۡـًٔا أَن يَقُولَ لَهُ ۥ كُن فَيَكُونُ
<
Bu Cenâb-ı Allah’ın iradesidir, bu ancak Ona aittir. Mutlak irade sıfatıdır. O’nun ilahi sıfatı iradedir, ortağı yoktur, ortağı yoktur. O ikram eder ve kimse Herşeye Kâdir olan Allah Subhanehu ve Teâlâ ’ya ortak olamaz!! Ey Rabbimiz! Cenâb-ı Allah bizim anlayış bölgemizin dışındadır. Mutlak ulaşılmaz; yani kimse birşeye ulaşamaz demektir. Ve Herşeye Kâdir olan Yaratandır; birşeyin fotokopisini yapmaz. Her atomun bile özel varlığı vardır. Mesela hidrojen atomunun aynı olduğunu söylemeyin, hayır. Her birisinin özel şartları, vâr olmak için özel sahası vardır.
Ve şimdi bilimin zirvesine ulaştık diyen insanlara soruyorum: Vâr olan birşey uzayda ayakta mı duruyor yoksa oturuyor mu, fikriniz nedir? Ayakta mı oturuyor mu diye buna kimse cevap veremez, hayır. Ama her atom için özel bir mıntıka vardır. Ve bu mıntıkadan devam eder. Ve bu atomdan ikinci bir atom olmaz. Onun için bazen bilim adamları, “Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü” derler ve eklerler. Ama her sayı geldiğinde iki bir gibi aynı değildir. Üç ikiyle aynı değildir. Onun için onların her birisi yaradılışta kendi özel halindedir. Onun için,
(Zümer:67) وَمَا قَدَرُواْ ٱللَّهَ حَقَّ قَدۡرِهِۦ
<< Onlar Allah`ı hakkıyla tanıyıp bilemediler >>
Estağfurullah, Estağfurullah. Ve onun için şimdi pekçok defa bazı kulları Cenâb-ı Allah’ın tekliği ve ilahi varlığı hakkında konuşturuyorlar. İlahi varlığı anlamaya nasıl ulaşacaksınız? Bir atom ikinci atomu anlayamaz. O hidrojen atomdur ve bu hidrojen atomudur. Ondan sonra azot gelir. Azot atomları "bu kimdir, biz onu bilmeyiz," oksijen ve hidrojen atomları gelir derler. Oksijen atomları "bu kimdir" der. Bir araya gelin o zaman ne olacağını anlarız derler. Bir araya gelince başka bir varlık gelir ki bunun içinde hayat gücü vardır. H20. Biz nasıl böyle olduk? Bu bizim gibi değildir derler. Biz başkayız ama isteğimizle dileğimizle veya irademizle bir araya gelmedik ama bizi birileri bir araya getirdi ve ne olduğunu anlamadık. Oksijen ve hidrojen kayıp oldu ve bilmediğimiz birşey meydana geldi.
“Bu nedir?”
“Bu sudur”
“Su nedir? Hakiki varlığı nedir?”
“Hakiki varlığı 2 hidrojen 1 oksijendir.”
“Hiç bize benzemez.”
Onun için şimdi insanlar küçücük bilgileri ile çok kibirlenirler. Hakiki durumları asla anlamazlar ve çok kibirlenirler ve hiçbir şey bilmezler. Böyle sorular gelir bana bazen onlara sormak için. Sen Amerikan profesörüsün, sen anlarsın. Senin imkânın veya anlayışın nedir? Hiçbir şey söyleyemezsin. Hayatın sırrı nasıl?
(Enbiya:30) وَجَعَلۡنَا مِنَ ٱلۡمَآءِ كُلَّ شَىۡءٍ حَىٍّۖ
<
Cenâb-ı Allah buyurur, biz hayatın sırrını sudan yarattık. Su olmadan hayat olmaz. Onun için pekçok gezegenlerde canlılar var mı diye bakarlar. Asla bulamazlar. Onlara bir araya gelip su olup ve o gezegende hayat olması için emir yoktur. Yaratanın emri, Yaratanın iradesi olmadan hiçbir şey birşey yapamaz.
Ey insanlar! Şimdi bütün milletler bildikleri ile kibirlenirler. Onlar hiç bir şey bilmiyorlar. Onlar sadece misal olarak konuşurlar ama hakikat içinde hakikattir. Bu hakikat başka bir hakikatin içindedir. Okyanuslar içinde okyanuslar. Onun için Yaratanımıza teslim olup secde etmemiz gerekir. Cenâb-ı Allah’a bize bir anlayış için ikram ettiğine secdeye gidiyoruz. Allahu Ekber. Şimdi insanlar bilim asrında yaşıyoruz derler. Ve onların şimdiki konuştuğumuz bilimlerine bir cevap veya bir anlayış getirip bunu değiştiremezler. Olamaz. Yaratan Benim, kimse Benimle münakaşa edemez buyuruyor, hayır, hayır. Allahu Ekber Allahu Ekber.
Erkek ve kadının iki küçük varlığından mükemmel bir varlık geliyor. Nedir o? Bunu kim yapıyor? Ama şimdi insanlar sarhoşturlar. Şeytan onları sarhoş yaptı. “Böyle şeyler düşünmeyin, neden?” der. Mendeleyev Tabelası var derler. Bu doksan dokuzdur, onun dışında birşey yok mu? Belki doksan dokuz bindir. Belki bin on bindir. Belki on bin milyondur. Milyon olabilir bu tabeladır. Emir sadece “Ol” buyurur ve böyle farklı varlıklar meydana gelir ve tabelaları milyon olur. O Cenâb-ı Allah’tır.
Ey insanlar! Yaratanınıza en fazla saygınızı verin, vermeliyiz. Onun için bütün sorunlar geliyor çünkü insanlar öğrenmiyorlar. Hükümetlerimiz birşeyle anlasınlar diye gençlerin eğitimini hiç dikkate almıyorlar.
Onların hepsi insanlara hiçbir şey öğretmemeye çalışıyorlar çünkü onların başı şeytandır. Ve şeytan onların anlayışlarını meşgul eder ve “Gerek yoktur” der. Ve bu bilinmelidir. Allah Kâdir’dir, O herşeyi yapabilir. Bütün dünyayı bir atoma koyabilir mi? Bir dünyayı değil milyon dünyaları içine koyar ve böyle koşarlar. Kâdir’dir. Onun için İslam ilkönce Yaratanı öğretmek için geldi. Onun için “Amentu billah ve melaiketihu me kütübihi ve resulihi” diyoruz. İnsanoğlu ilkönce Yaratan, Cenâb-ı Allah’a inanmalı. O herşeyi yapabilir. Allahu Ekber velillahil hamd Ya Rabbi.
Ey Allahım, bizden şeytan ve takipçilerini uzaklaştıracak, şeytanin hile ve tuzaklarını yıkacak ve dünyaya ilahi emirlerini getirecek birini gönder ki bunu takip edip Seni kendimizden razı edelim.
Fatiha.
Ya Sultan ul-Evliya!