Available in: English   Turkish   Arabic   Go to media page

Allah'la Beraber Olun ve Tövbe Edin

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Çarşamba, Eylül 29, 2010 Lefke, Kıbrıs

La İlahe İllallah La İlahe İllallah La İlahe İllallah Muhammed Rasulullah Aleyhi Salâtullah Vesselamu. Vesselamu Âlâ Cemiyil Enbiya Vel Murseliyn Ve Mentebiahum Bi İhsani İla Yevmiddin.

Sümme Selâmu Aleyk Ya Sahibel Zaman. Sümme Selâmu Aleyküm.....

Rabbani! O Rabbani, Rabbanidir, SubhanAllah. Öğretmen olmazsa kimse birşey öğrenemez. Ve bu gezegendeki bütün insanoğlunun hocası Cenâb-ı Hakkın, “Ey sevgilim, ey en şerefli olanım, ey en şanlı olanım, ey en heybetli olanım! Ben kâinatın mülklerini senin ayaklarının altına serdim” buyurduğu o kimsedir. Allahu Ekber velillahil Hamd.

Euzubillahimineşşeytanirraciym deyin, şeytandan kaçın. İnananlar için ilahi bir ikram olan ilahi kılıcı çekin, Bismillahirrahmanirrahiym. Ey katılanlarımız, hoşgeldiniz. Gelmeyenlere burada ve buradan sonra karşılanma yoktur. Karşılanan kimseler olmaya çalışmalısınız; şeytan ve takipçileri gibi kovulanlardan olmayın, hayır. Karşılanan kimselerden birisi olmaya çalışın. Bu bizim saadetimizdir. Evet, katılıp ilahi ikramları kabul edenlerin hepsi burada son nefeste karşılanacaklar. Onlar ölüp hakikatlere ulaştıktan sonra karşılanacaklar. Bir kimse karşılanmak isterse böyle sohbetlere koşmaya çalışmalı. Böyle sohbetlerde melekler insanları karşılarlar. Onlar kayıp ederlerse melekler “Size karşılama yoktur” derler.

Neden, ey katılanlarımız! Neden çağırılma ve âlemlerin Rabbinin ilahi ziyafete davet edilme şansınızı kayıp ediyorsunuz? Ey insanlar! Gelin doğru kimseler olmaya çalışın; bu bizim vazifemizdir. Peygamberlerin insanları doğru kimselerden olun diye çağırmalarının asıl vazifeleri olduğu gibi. Doğru kimseler olmaya çağırılmak insanoğlunun şerefidir. Bu seviyeye, bu şerefe ulaşamazsanız kayıp edersiniz ve bütün hayatınız boşa gider. Bu bir fırsattır, bir kere ikram edilir. Bu fırsatı tutmaya çalışın.

Bu fırsat nedir? Bu doğru bir kimse olmaktır. Doğru olun ki burada ve buradan sonra mutlu olursunuz. Doğru kimselerden olmaya çalışın; o zaman burada ve buradan sonra mutlu olursunuz. Cenâb-ı Hakkın (cc) dostlarını takip edin. Cenâb-ı Hakkın dostları mı? Bu kullara ikram edilen sonsuz bir şereftir. Cenâb-ı Hak buyurur, “Ey insanlar, Benimle olmaya çalışın.” Arapça dilinden bütün insanoğluna ilahi beyanat: Kun me`Allah, Rabbinizle beraber olun! Onu bırakmayın, O sizi asla bırakmaz. Nasıl Cenabı Hak ile beraber oluruz dersiniz? Selefi ulemaları ne diyor? Nasıl Cenâb-ı Hak ile beraber oluruz, onlara sorun. Onlara sorun ve söylediklerini kabul edin. Kun me`Allah; bu anlamak için Arapça kelimedir. Cenâb-ı Hak ile beraber olursanız burada ve buradan sonra için telaş etmeyin. Size ezadan hiçbir şey dokunamaz. Size kimse zarar veremez. Cenâb-ı Hakkı unuttukları zaman insanoğluna herşey zarar verir. Onun için kun me`Allah.

Selefilere soruyoruz: siz kiminle berabersiniz? Cenâb-ı Hak ile beraber olmak kolay değildir. Evet, bu en yüksek makamdır ama insanları Cenâb-ı Hak ile beraber olma yoluna götürür. Kun me`Allah.

Biz çok zayıf kimseleriz; asla anlamayız. Bizim anlayışımız çok basittir. Kun me`Allah dersek bu ne demektir? Allah nerede? Cenâb-ı Hakkın zaman ve mekanı yoktur; Onun varlığı tektir. Bütün azametler Onundur, sonsuz şanlar ve şerefler ve tazimler Onundur. Yalnız O, yalnız O! İllAllah, İllAllah, İllAllah, İllAllah! Ama kun me`Allah, Rabbimizle beraber olmamız bir emirdir. Bu nasıl olur? Herşeyden önce Rabbiyle beraber olan o kimse kimdir? Onun Mukaddes İsmi, âlemlerin Rabbinin şanlı isminin önünde yazar, Muhammedun Rasulullah (s.a.v)!

Cenâb-ı Hakk'ı kim temsil eder? Sen mi ben mi? Hayır. Mutlak temsil etmek ebediyette ikram edildi. Ezelden ebediyete kadar. Kim kendi kendine bu mesafede olur? Ve orada mesafe yoktur. Bu Cenâb-ı Hakk'ın yalnız bir tek kimsenin makamına göre ikramıdır. Çünkü kimse Seyyidina Muhammed (s.a.v.) gibi olamaz. O tektir, ikincisi yoktur. Başka bir Muhammed (s.a.v) yoktur, o tektir. Ondan sadece tek bir tane var. Yaratan, sonsuz Muhammed (s.a.v) getirir.

Onun için, ey insanlar! Kun me`Allah, Allah ile beraber olmaya çalışın ve bu bizim için zordur. Ama Seyyidina Rasulullah (s.a.v) için bu ilahi bir ikramdır ki temsil eden odur. Cenâb-ı Hak tektir. Ve Onun bütün kâinatta temsilcileri vardır ama o temsilciler gelirler ve tek bir tane olurlar. Hepsi, Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v.)'in içinde tek bir tane mutlak varlık olurlar.

Ey insanlar! Merhaban, Merhaban. Bu kısa hayatı bırakıp hakiki kaynağına geri dönen o kimselerden olmaya çalışın. Bu onlar için ilahi bir ikramdır ki onlar, “Ey temsilcilerimiz! Biz sizden herşeyi alıyoruz ve sizin temsilciniz olacağız” derler. Ve Cenâb-ı Hakkın temsilcisi olmasına hiç bir rakam ulaşamaz. Ve yaradılış ezelden beri akar ve bu yaradılış sonsuzdur. Kimse onlardan kaç tane olduğunu bilemez.

Ey insanlar! Biz yarısı aydınlık ve ikinci parçası aydınlık olmayan bir hayattayız. Karanlıkta olan insanlar hakiki aydınlık nûrlarına ulaşmak isterler. Ve kendini nefislerinin ve şeytanın bölgelerinin karanlığından koruyanlar ilahi nûrlara ulaşırlar ve bakışları değişir, görüşleri değişir ve maddi varlıkları değişir. Bu değişiklikle ne olacak? Cenâb-ı Hak onlara bazı ilahi elbiseler giydirir ki bu nûrların kendinizden gözüktüğünü görürsünüz. Ve güneşin ışık verdiği gibi gözükürsünüz. Ama bu ışığın kimden geldiği bilinmez. Ta ki Rabbi, “Burada dur ve bu dünyada kullarıma ışık ver” diye buyurana kadar. Neden ışık veren kimseler olmaya çalışmazsınız?

Bütün Peygamberler insanlara ışık getirdiler ve onlardan karanlığı almak istediler; insanların karanlığını alıp onların bütün varlığını aydınlığa çevirmek için. Şimdi maddi varlığımızın karanlığındayız. Bu ilahi ışık size ulaşırsa, varlığınızdan bütün karanlığı alır ve sizi özel bir varlığa değiştirir. Orada sadece sonsuz okyanuslar bulursunuz ve kâinata bakarsınız, Cenâb-ı Hakk'ın yarattığı kâinata. Sonsuz zevk, sonsuz şan, sonsuz mutluluk, sonsuz hoşnutluk sonsuz, sonsuz, sonsuz! Aynanızda âlemlerin Rabbinin sayısız ikramları gözükür. Kalbinizde olan hakiki ayna. Onun için Cenâb-ı Hak, “Ben kulumun kalbindeyim” buyurur. Kalbil Mü’min Arşullah! Yanlış birşey mi var, Selefi ulemalarımız? Olamaz, yanlış olamaz. Cenâb-ı Hak bizimledir. Kimse hayır diyemez, evet O bizimle olmalı. O bizimle olmasa kimse vâr olamaz. Ve O insanı yarattı ve onlara aydınlık bir nokta yaptı ki bunun içine bütün kâinat girer. Allahu Ekber.

Ey insanlar! Öğrenmeye çalışın. Rabbimiz ve en sevgili kulu, Seyyidina Muhammed (s.a.v.) hakkında birşey öğrenmeye çalışmalıyız. Ey insanlar! Dünyadaki insanlar gökteki yıldızlar gibidir. Her yeni doğan bebeğin yıldızı göklerde gözükür. O yıldızı kimse bilmez. Bunun hakkında bizde gözüken çok basit işaretler biliyoruz. Ama hakikatimiz o yıldızdadır. Buna tasdiken Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v)’in doğum gecesinde, bu Rasul (s.a.v)’in hayatında yazılıdır, Kutub-ul Siyaar. O gece Medine-i Münevvere’de Yahudi bir kimse Medine sokaklarında koşup, “Ey insanlar! Ahmed’in yıldızı gözüktü” diye bağırıyordu. Ahmed (s.a.v.)'in yıldızını gördü; bu Seyyidina Rasulullah (s.a.v.) doğdu demekdi.

Bu hayata gelen herkesin bir yıldızı gözüküyor ve bu gezegende maddi varlığı gözükür demektir. O (yıldız) kayıp olduğu zaman o kimse düşüp ölür. Herkesin bir yıldızı vardır. Böyle sır ilimler ikram edilenler bunu bilirler, herkes bunu bilmez. Peygamberler Mührünün (s.a.v) yıldızı ilahi kitaplarda bahsedilir. O kimse baktı ve “Bu Peygamberler Mührünün yıldızı bu gece gözüktü” dedi, bitti. “Ey insanlar! Beklediğimiz şimdi bizimle beraberdir: ona bakın” dedi. Evet, herkesin bir yıldızı vardır. O yıldız size ait olan herşeyi içerir. Siz kimsiniz? Hakiki kimliğiniz oradadır. Baştan sona kadar hayat hikayeniz orada. Cennet ehli mi yoksa başkası mı olduğunuz orada yazar. Ve ehlül fen, bilim adamları böyle sır ilimler ikram edilmiş insanlardır, bakıp görürler. (Onlardan biri olan) o (Yahudi) kimse, kitap verilmiş kimselerdendi. Her zaman Peygamberler Mührünün yıldızı nerede doğacak diye bakıyordu. “Ey insanlar! Peygamberler Mührünün yıldızı doğdu, şeytana dikkat edin. Onu (Seyyidina Muhammad [s.a.v]'i) takip edin. O, kendisini takip edenleri cennete götürür ve onu reddedenleri şeytan cehenneme götürür” diye bağırıyordu. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin!

Ey insanlar! Böyle ilimlere biraz zaman verin. Bu tamamdır deyin, nerden geldi, nereye gider demeyim, hayır. Bu Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’in ümmetinden birilerine ikram edilen birşeydir. Bu bizim şerefimizdir, şükür etmeliyiz. Ona saygı duymak için vakit verin. Ey insanlar! Her gün ona daha fazla salâvat getirin. Cenâb-ı Hak size emrediyor; estâuğuzubillah;

(Ahzab:56) إِنَّ ٱللَّهَ وَمَلَـٰٓٮِٕڪَتَهُ ۥ يُصَلُّونَ عَلَى ٱلنَّبِىِّۚ يَـٰٓأَيُّہَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ صَلُّواْ عَلَيۡهِ وَسَلِّمُواْ تَسۡلِيمًا

<>

Bu ilahi emirdir. İnsanlar müezzin, “Essalatu vesselamu aleyke ya Rasulullah” dediği zaman (Vehhabiler) tartışırlar. Akılsız ve de cahil insanlar! Bu emir Peygamberler Mührüne (s.a.v) her zaman tâzim etmeniz gerektiğini işaret eder. Ve “Allâhümme Salli Vessellim Ve Barik Aleyh” deyin. Zidhu Ya Rabbi İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana…

Fatiha.

35?

*38 dakika. 1098 000*

(Mevlana Şeyh Nazım telefonda Şeyh Hişam Efendi ve Hacı Neziha ile konuşur)

***

UA-984942-2