Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani
Pazartesi, Temmuz 19, 2010 Lefke, Kıbrıs
Bismillahirrahmanirrahiym Destur Ya Ricalallah.
Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah
Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah
Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah
Ey Ya Rabbena Zid Habibeke İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana. Zidna Ya Rabbena Bi Fadlikel Aziym.
İyi bir anlayış ve iyi bir kul olmak istiyoruz. Ve de bütün Peygamberlere ve halifelerine salâtu selamımızı veriyoruz. Selam üzerlerine olsun. Meded Ya Ricalallah. Destek ey Ilahi kimseler! Şeytanın saltanatına karşı Ilahi Destek istiyoruz. Ve bu gezegenin idarecisi, Kutbul Mutesarrif, Sahibi Zamanı selâmlıyoruz. Huuu! Esselamun `aleyküm katılanlarımız. Rabbiniz ve sizi Yaratanı kendinizden hoşnutsuz yapmayın. Bu Peygamberler Mührü (s) ve saltanatı adına mütevazı bir sohbettir.
Ey insanlar! Euzubillahimineşşeytanirraciym deyin. Bismillahirrahmanirrahiym deyin. Rabbimizi tazim etmek için ayağa kalkın. Evet beyim, göklerden size ceza olarak bir ok ulaşmasın diye dikkat edin. Cenâb-ı Allah Ilahi kimseler aracılıyla insanları cezalar. Göklerin saltanatının emirlerini dikkate almayan insanoğlunu cezalar. Ey insanoğlu, dikkate almalısınız. Siz en çok Ilahi Emirlere dikkat etmelisiniz. Bu ilk olandır, bütün insanoğlu tarafından bilinmeli. En fazla dikkatinizi Ilahi Emirlere vermelisiniz yoksa size Ilahi Kırbaç gelir. Siz asla burada ve buradan sonra hiçbir şeyin tadına varamazsınız.
Ey doğudan batıya, kuzeyden güneye, okyanuslardaki, kıtalardaki insanoğlu, dikkat edin! Göklerin İlahi Emirlerini dikkate alın yoksa İlahi İntikam size geliyor. Doğuya koşarsanız, doğudan gelir. Batıya koşarsanız, batıdan gelir. Kuzeye koşarsanız, kuzeyden gelir. Güneye koşarsanız güneyden gelir İlahi Kırbaçlar. Bu gezegende hayatınızı anlamsız yapmayın, akıllı olun, akıllı kimseler olun. Siz eşek değilsiniz, siz insanoğlusunuz. Ve insanoğlu kendi hakkında gözetme yapmalı. Bu hayatı anlamsız yapmayın. Şeytan size bu hayatın kazayla meydana geldiğini ve bir süre sonra toz olacağınızı öğretmek ister. Toz demek bitmek, varlıktan yok olmak demektir. Bu doğudan batıya bütün insanları saran şeytanın zihniyetidir.
Neden söylemezsiniz Selefi ulemaları? Neden insanoğlunu hatırlatmazsınız? Siz çok kibirlisiniz ama kibirli olmak size asla burada veya buradan sonra şeref vermez. Âlemlerin Rabbi size hakiki ilimden birşeyler ikram etti ve bunları açıklamalısınız. Bütün inanmayanların anlayış sistemleri teoriler altındadır. Yüzde yüz değil, yüzde yüzbin, insanoğlunun şimdi medeniyetleri ile kibirlendiği anlayış sistemi. Bütün medeniyet teoriler üzerine kurulmuştur ve teoriler insanoğlunun üretimidir. Anlamı yoktur, tadı yoktur, hiçbir kanaat ve hoşnutluk vermez, asla vermez. Batılı ülkelerin hayat sistemi farklı teoriler üstüne kurulmuştur ama kanaat yoktur. Ve insanlar yeni bir teori işitirlerse oraya koşup başkalarını bırakırlar çünkü insanlar kanaat isterler. Ve kanaat teorilerle olmaz. İlm-ul Yakin.
Ey Selefi ulemaları, neden insanlarınıza batılı teorileri takip etmesinler diye hatırlatmazsınız? Neden üniversitelerde eğitsinler diye ısrar edersiniz? Onları alın atın! “Biz iyiliği emreden cemaatiz” diyorsunuz. Bende iyiliği emreden cemaatim. Bende de sizin söylediğiniz var ve size sizin bıraktığınız bu iyiliği emrediyorum. Siz en şerefli yerde olan, Harameyni Şerifeyn’deki haşmetli kraldan para, madalyalar alırsınız. Para alırsınız, neden söylemezsiniz? Neden iyiliği emredip doğruları söylemezsiniz? Suudi Arabistan ve başka Arap kraliyetleri ve emirliklerde kaç tane üniversiteler var? Onların insanoğlunun düşüncelerinin en mühim meyveleri olarak hepsi saçma teoriler verirler. Ve sizin karşınızda Kurân-ı Kerîm var. Neden Kurân-ı Kerîm’den gelmeyen herşey şeytanın abdesthanesi üzerine kurulduğunu söylemezsiniz? Onların temeli sadece şeytanın üstüne kurulmuş abdesthanedir. İlahi kitapların hakikatlerine karşı olan bütün teorileri şeytani abdesthane üretimindendir. Biz teorilere inanmayız. Siz İngilizce anlıyor musunuz yoksa ben size Arapça mı yoksa Türkçe mi konuşuyorum?
Şimdi söylediğimize kimse itiraz edemez. Ben şeytanın bâtılını ve adım adım şeytanı takip eden şeytani grupları yıkmak için tayin edildim! İnanmayan batılı ülkeler istediklerini yaparlar. Ama İslam dünyasından ne haber? Onlar neden batılı teorileri takip ederler ve ilimlerini saçma ve şeytani teori üstüne kurarlar? Bunu anlamıyorum ve “Biz Selefi ulemalarıyız” dersiniz. Selefi 's-Salih ulemalarından hangisi batılı ülkelerin teorileri daha iyi olduğunu söylüyor? Kurân-ı Kerîm nerede? Kurân-ı Kerîm ne için indi? Neden ona bakmazsınız? Ve böyle şöyle yaparız dersiniz. Minberi Rasul (s), Seyyidel Evveliyn vel Âhiriyn, Seyyidina Muhammed’in minberine çıkınca Hıristiyanların veya Yahudiliğin veya bütün bâtıl düşünce yollarını konuşmaya utanmıyor musunuz? Cenâb-ı Allah size soracak.
Selefi ulemalarız diye iddia edenlerin hergün hakikatleri söyleyeceğinizi düşünüyordum: “Ey insanlar, batılı teorilere dikkat edin. İslam teorilerle gelmedi. İslam göklerden gelen vahiydir” diye.
Söylemeye üzgünüm ki Arap kralları dikkate almazlar. Onlar eğitim sistemine bakmazlar. Onlar neden eğitimde sorumlu olan kimseye bakmazlar? Bu kitapları getirin. Krallar, “Gençlere ne öğretiyorsunuz, Müslüman gençlere ne öğretiyorsunuz” diye bunları getirmelerini istemeli. Bunu söylemeye üzgünüm ama bu Arap krallarına, İslam krallarına ve İslam başbakanlarına böyle şeyleri söylemezsem bana sorulacaktır. Bu parlamentoları nereden çıkarttılar? Böyle cahil bakanları nereden getirdiler? Onlar o kitaplarda yazılanı bilmezler. Batılı ülkelerin teorilerini öğrenmenin faydası nedir? Batılı ülkelere gençlerine öğrettiler de ne oldu? Gelecek nesil asla birşey anlamaz. Onlar sadece bedensel istekleri peşine koşarlar çünkü onların reisi veya en mühim olanları şeytan onlara emreder; “Bunu yap, bunu yapma. Buna inanmalısın” diye.
Şeytan, “Kurân-ı Kerîm'e inanma, batılı ülkelerin teorilerini takip et” der. Selefi ulemaları Cuma hutbesinde neden eğitim bakanına “Siz hiç gençlere ne öğretildiğine bakıyor musunuz?” diye söylemezsiniz? O kitapları getirin ve onların ilimleri Kurân-ı Kerîm’in Ayet-i Kerîmeleri üstüne mi kuruludur yoksa onların kitaplarındaki ilim ilim değil mi diye bakın. Onlarınki batılı insanların teorileridir. Biz teorilere inanmayız. Biz Kurân-ı Kerîme inanırız.
Ey insanlar!!! İnsanoğlu, dikkat edin! Ben birşey değilim ama İlahi İntikam size gelirse sizi kimse kurtaramaz. Ama siz dünya peşinde koşuyorsunuz, başka birşey değil. Ve o bâtıl teoriler peşinde koşanlara çok kötü haberler vardır. Ve hayatları şeytani teoriler üstüne kurulmuş olan yeni bir nesil kurmak isterler. Siz Arapsınız, siz bilirsiniz ki; Estâuğuzubillah;
(Şura:17) لَعَلَّ ٱلسَّاعَةَ قَرِيبٌ۬
le`alles-saa`ate garîbun
<
Ayet-i Kerîme; le`alles-saa`ate garîbun. Siz bakıp kıyamet vakti hiç gelmeyecek dersiniz veya çok uzak dersiniz ama Cenâb-ı Allah le`alles-saa`ate garîbun
buyurur. Siz Arapça anlar mısınız? Kurân-ı Kerîm de böyle Ayet-i Kerîmelerin anlamı yok mudur? En şanlı olan insanlara İlahi İlim verdiği zaman insanlar şüpheye düştüler: “Bu ne zaman, şu ne zaman olacak?” diye sordular. Ve Cenâb-ı Allah le`alles-saa`ate garîbun, "belki de kıyamet saati yakındır!" ayetini gönderdi. O kadar çabuk olur. O herşeyi istediği gibi yapar. Nerdesiniz? Neden insanları ikaz etmezsiniz? Bir ayırım yapmalısınız. Cenâb-ı Allah buyurur;
(Hadid:13) فَضُرِبَ بَيْنَهُم بِسُورٍ
fe-duribe beynehum bi sûrin
<
Kıyamet gününde bir parçası bir tarafa, bir parçası başka tarafa gider. Neden böyle şeyler söylemezsiniz ve insanlara doğruları bildirmezsinizde bâtıl teoriler üstüne yatarsınız? Onların arabalarını gönderin. Onların uçaklarını gönderin. Onların silahlarını gönderin. Onların nükleer bombalarını gönderin ve İlahi kimseler olmaya çalışın. Bir İlahi kimse o bütün inanmayanların bâtıl ve anlamsız icatlar ile kibirlendikleri kuvvetlerini yok etmeye yeter. Onları, inanmayanları bırakın!
Ey Arap kralları! Ey İslam kralları! Onları bırakın ve Cenâb-ı Allah ve en sevgilisi, Seyyidel Evveliyn vel Âhiriyn ile beraber olmaya gelin. Ey insanlar! Bu insanlara gelen çok tehlikeli bir durumdur çünkü insanlar gaflettedir. Onlar kimin doğru kimin yanlış olduğuna bakmazlar çünkü onlar neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilmezler. Peygamberler Mührünün (s) göklerden getirdiği bütün yollar doğru yoldur. Doğru yolları açıklamaya gelin. Konuşmaya ve açıklamaya gelmezseniz, “La İlahe İllallah Muhammedun Rasulullah (s.a.v)” diyen insanoğlunun çoğunluğuna, “Biz Kurân-ı Kerîm’in İlahi Emirlerini, İlahi Açıklamalarını takip edenleriz. Biz batılı ülkelerin saçma teorilerine inanmayız. Ve biz onların atom veya nükleer bombalarından korkmayız” demelisiniz.
Zaman bitmiştir ey insanoğlu! Ben sizden bir gelir istemiyorum, bana göklerden gelen gelir yeterlidir. Sizde, ey Selefi ulemaları, gelirlerinizi krallardan almayın ama göklerden bir gelir almayı isteyin. İmanımız nerede? Kurân-ı Kerîme inancımız nerede? Seyyidel Evveliyn vel Âhiriyn, Peygamberler Mührüne (s) inancımız nerede? İnsanlar Peygamberler Mührü, Seyyidel Evveliyn vel Âhiriyn, Seyyidina Muhammed (s) sadece Kureyş kabilesi için gönderildiğini zannederler. Ve o kabilenin etrafında ne kadar kabile varsa insanlar Onun Peygamberliği ve elçiliği sadece Arap kabilesi için olduğunu zannederler. Özellikle de Kureyş kabilesi için. Onlar Peygamberle alakalarını kestiler ve teoriler üstüne kurulmuş olan başka bir anlayış sistemi getirdiler. Bu Müslümanız diye iddia eden bütün milletlerdir. Ve onlar ulemalardır veya liderlerdir. Onlar yaşayan Müslümanları Peygamberler Mührünün (s) zamanından kesmek isterler. “Bunlar hikâyelerdir. Ama biz yeni ilim adı altında yeni bir anlayış getirmeliyiz” derler. Bu yeni ilimler nedir? Onların yeni ilimleri şeytani teoriler üstüne kurulmuştur. Pekçok filozoflar sabah birşey derler, akşama inkâr eder. Bu filozofların yoludur.
Ama söylemeye üzgünüm ki bütün İslam dünyası teoriler peşinde koşarlar ve Kurân-ı Kerîmi bırakırlar. Söylemeye üzgünüm ki herkesten önce Türkiye Kurân-ı Kerîm ve Kurân-ı Kerîme ait olan herşeyi bıraktı ve yeni bir anlayış getirmek için yeni bir din yapmaya çalışıyorlar. Onlar İlahi yapılmış şeyleri bırakmak istiyorlar ve insan yapısı getirmek istiyorlar. İlahi yapıyı bırakıp insan yapısı getiriyorlar. İnsan yapısı şeyler öyle bir şekildir ki bir şekil olarak yapılır ama bakınca o şeklin bir insan gibi gözüktüğünü görürsün. Yanına başka bir insan koysan iki şekil arasında ne olur? Birisi insan yapısı, birisi Cenâb-ı Allah’ın yapısı. Ama insanlar yüzde yüz sarhoşturlar. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin. Onun için bütün İlahi Kuvvet merkezleri o İlahi yapı olan yollara koşan insanları korumaya dikkat ederler. Ve başka çoğu kimseler ise insan yapısı olan şekillerde korunmaya koşarlar. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.
Ey insanlar! Ey insanlar, şeytana dikkat edin! Şeytan insanları sayısız hile ve tuzaklarla aldatan en büyük olandır. Ya Allah, ey Rabbimiz sana koşuyoruz. Ve inananlar için göklerden bir himaye istiyoruz çünkü inancımızı da insanoğlunun inancına değiştirmek istiyorlar. İnsanoğlunun inancını değiştirmeye çalışmak en büyük lanettir. Ve herkesten önce Türkiye ve Arapların Marksizm sistemi veya İslam dünyasında Komünizmi veya bütün dünya hakkında demokrasimi takip eder. Onlar bunların peşine koşarlar. Bunların hepsi insan yapısı olan bâtıl ve yanlışlardır. Onun için İlahi İntikamdan korkuyorum. Cenâb-ı Allah bize müjdelerle birisini göndersin. Yoksa bütün dünyayı kötü haberler bekler. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.
Ey insanlar! Ey katılanlar! Daha fazla dikkat edin. Doğudan batıya böyle şeyleri işitmezsiniz. Ben birşey değil, ben size konuşan insan yapısı değilim, hayır. Bazı İlahi kimseler doğudan batıya bütün milletler konuşmamız için ikram ediyor. Tövbe Ya Rabbi Estağfurullah.
Fatiha.
(42 dakika) (698 000)
Kırbaç geliyor! Yükselmeli, azalamaz. Velillahil Hamd.