Go to media page Available in: English   Turkish  

Herkesin Hayat Güneşi Batacak

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Cumartesi, Ağustos 7, 2010 Lefke, Kıbrıs

Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah KerimAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah

Subhanek Ya Rabbena Zid Habibeke İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana Sümme Salatu Vesselamu Aleyk Ya Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn Ve Âlâ Cemiyil Enbiya Vel Murseliyn Ve Mentebiahum Bi İhsani İla Yevmiddin Ya Rabbena Ya Rabbiğfir Verham Ve Ente Hayrul Rahimiyn Ya Rab. Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym. Sümme Selâmu Aleyk Ya Seyyidi Ya Sultanul Evliya Ya Sahibel Zaman Ya Mutesarrif. Kutbul Mutesarrif Bi Hazel Vakt.

Selamlarımız bütün mübarekleredir ve af istiyoruz. Ne için af istiyoruz? Göklerin ilahi emirlerini tutmadığımız için. Herkes bu geçici hayat için koşturuyor ve insanlar asla nereden geldik nereye gidiyoruz diye sormuyorlar. İnsanlar sarhoş gibidir; sarhoşlar sormazlar, hayır. Ve hergün ilahi hitap bağırır: “Ey insanlar, ey insanlar uyanın. Ey insanlar, gafil olduğunuz yeterlidir. Dün çocuktunuz, bugün aynı varlığınız değişti, büyüdü, büyüdü ve ondan sonra bir noktaya ulaştı ve güneş gibi azalmaya, azalmaya, azalmaya başladı. SubhanAllah.

Ey Selefi ulemaları! Ey Selefiler! İnsanları eğitmeye çalışmalısınız, bu sizin vazifenizdir. Sizin vazifeniz değişik bir elbise giymek değildir. Ve farklı makamda insanlarsınız diye değişik görünmesini seversiniz. Hayır, sizde aynı insanoğlundansınız. Elbisenizi değiştirmenin bir tadı yoktur. İnsanlar elbiseler peşine koşarlar. İnsanların çoğu çeşitli modalarda elbiseler giymeye koşarlar; onun için bir pazara girince yüz mağazada doksan tane kıyafet dükkânı bulursunuz. Ve bu öyle bir çılgınlıktır; bu kendi ve hayatı için düşünen bir kimse değildir. İnsanlar çalışmalıyız, kazanç peşine koşmalıyız diye düşünürler. Zengin olmak için daha fazla para kazanma peşine koşarlar. Ne için? Zenginlerin hepsi aldatılmıştır. Özellikle onların aileleri, kendileri, çocukları. Mümkün olursa hergün, her saat yeni bir moda elbise değişmek isteyecek duruma gelirler. Onun için bütün marketler yeni moda elbiselerle doludur.

Bir zamanlar Amerika’daydım ve orada meşhur bir kıyafet şirketi olduğunu işittim. İsmini unuttum. Japonya’daki insanların giyinmek için o meşhur moda mağazasına birşey satın almak için geldiklerini işittim. İsmi neydi? Çok meşhur. Birşey almak için Japonya’dan geliyorlar. Şimdi insanlar o kadar sarhoşlar, hiçbir şey düşünmezler. Sadece kendilerini nasıl farklı bir görünüşte gösterirler diye düşünürler. O meşhur moda insanları California’da. Ve her yerde, şimdi küçük adamıza gelin, küçük mağazalarda yüzde doksan sadece bu yeni moda elbiseleri, yeni moda kıyafetleri bulursunuz. Onlar yeni moda elbise giyersek dış görüntüleri değişecek zannederler. Bu insanların zihniyetlerini kayıp ettiklerini gösterir. Aynanın karşısına geçip böyle şöyle yaparlar. Yüzünüze bakın, yüzünüz aynıdır, neden elbisenize bakarsınız? İnsanlar yüzlerinizle ilgilenmezler ama giydiklerinize ilgi duyarlar, özellikle hanımlar. Onların en mühim hedefleri giyinmektir. Nasıl giyecekler, insanlar arasında nasıl görüneceğiz diye. Onlar insanlardan kıyafetlerine bakmalarını isterler, özellikle hanımlar. Onlar mümkün olursa 24 saatte 24 farklı moda kıyafet giymek isterler. Onların zihniyetleri bitmiştir. SubhanAllah, tâzim Cenâb-ı Hakkadır. Ama insanlarımızın günlük günlük yeni moda peşine koşmaları doğru değildir. Onlar modaya uygun hanım olmak isterler. Herkes ben öyleyim diye iddia eder.

Âlemlerin Rabbi meleklerine onlara sormalarını emreder; “Ey varlıklarım, ey insanoğlu, Ben sizi yeni moda kıyafetler giymeniz için mi yarattım?” Nedir bu? Herkes farklı bir görüntüde görünmek ister ve insanlardan buna koşanlar zihniyetlerini kayıp ettiler. Bu yaradılışımızın hakiki amacı değildir. Cenâb-ı Hak asla Peygamberlerine, “Ey insanlar, gelin hergün yeni moda elbise giyin” diye emretmedi, hayır. Binlerce Peygamberler “Ey insanlar, Rabbinizin kulluğuna gelin” Ey insanlar, siz kulsunuz ve gelin Rabbiniz, sizi Yaratan Allah’a en iyi kulluğunuzu yapın” diye çağırdılar. SubhanAllah.

Ey Selefilerimiz, Selefi ulemalarımız, mütevazı olup insanlara, “Ey insanlar, yeni moda peşine koşmayın” diye hatırlatmaya geliyor musunuz? Onlara hatırlatıyor musunuz? Asla, çünkü siz de yeni moda kıyafetleri, yeni moda arabalar, yeni moda mobilyalar, yeni moda yeme içme takip ediyorsunuz. Ve Cenâb-ı Hak Subhanehu ve Teâlâ buyuruyor, Bismillahirrahmanirrahiym;

(Yasin:13) وَٱضۡرِبۡ لَهُم مَّثَلاً

<>

Cenâb-ı Hak seçilmiş olanlara, ilahi kimselere, mübarek kimselere, insanlara hitap etmelerini ve onları bir anlayışa çağırmalarını buyurur. Bu Onun ilahi emridir çünkü insanlara bir misal vermezseniz asla anlamazlar. Bir misal verirseniz buna ilgi duyarlar ve düşünürler. Bakın Cenâb-ı Hak insanoğluna günlük hatırlatıyor: Ey insanlar, hayatlarınıza bakın, hergün güneş doğuyor. O kadar genç, o kadar parlak ve o kadar güzel. Yükselir, yükselir, yükselir ve başınızın üstüne gelir. Güneş başımızın üstüne geldiği zaman bu güneşin en mükemmel halidir. Evet? Bunu Cenâb-ı Hak hergün insanlara bir misal olarak gösterir. Ey insanlar, doğar ve büyür, büyür ve büyürsünüz. Herkesin bir çemberi vardır, yarım çember. Bu çemberden gider. Ömrünüz güneyin ömrü gibidir. Yükselir, yükselir, yükselir, mükemmellik noktasına gelir ondan sonra iner, iner, iner, iner, iner ve ufka ulaşır. Güneş batma ufkuna. Güneş yükselmesinin başlangıcında güler, gülen bir güneş gibi o kadar parlak olur. Evet? Gelir, gelir ve güneş batışı zamanında ağlamaya, ağlamaya, ağlamaya, ağlamaya, ağlamaya başlar ve kayıp olur. Âlemlerin Rabbi insanlar anlasınlar diye bu dersi hergün verir ama insanlar sarhoştur. Vedriblehum meselen, "Onlara misal getir" (Yasin:13).

Ey insanlar! Ey enbiyalar, ey Peygamberler! İnsanoğullarına hayatları hakkında örnekler verin. Onlara güneşin hareketini gösterin. Güneş doğar ve gider, gider. Genç bir güneş olarak göğün ortasına gelip mutlu olur ve inmeye, inmeye, inmeye başlar. Asla inmek istemez ama melekler onu aşağı in, aşağı in, aşağı in diye taşırlar. İner ve batış noktasında ağlar, ağlar. Ama ağlamak asla fayda sağlamaz, iner, iner. Evet bir çember gibidir. Gelir ve alçalmaya başlar, ağlar, ağlar, ağlar, ağlar ama bu asla kendisine bir fayda vermez ve ondan sonra kayıp olur. Cenâb-ı Hak kullarına hergün hayat şekillerini gösterir. Bu başlangıçta çok parlak bir elbise giymiştir ve sonunda o parlak elbise ondan alınır ve sadece kırmızı bir çember kalır. Parlamaz sadece kırmızı bir çemberdir. Ve güneşin o kadar parlak, muazzam görüntüsü kayıp oldu diye ağlar. Ama insanlar düşünmezler. Bu hergün insanoğlunun gözünün önüne gelen bir örnektir. Ne yapalım? İnsanlar zihniyetlerini kayıp ettiler çünkü sarhoşlar. Şeytani teoriler, şeytani moda, şeytani iş ve gayretler peşine koşuyorlar. Ve güneşlerinin hiç batmayacağını zannederler. Herkes bir güneş gibidir ve sonunda kayıp olacaklar. Onların milyonları veya milyarları, modern kıyafetleri, modern evleri, modern arabaları onlara asla birşey vermez.

Ben bir zamanlar New York’taydım ve orada bazı amaçları için bir toplantı vardır. Ve salon üst kattaydı. Bekliyorduk ve “Biraz bekleyin çünkü son katta buranın sahibi öldü onu aşağı indiriyoruz” dediler.

Orada bakıyordum: o kimsenin ölü bedenini bir hasıra ve başka elbiselere sarıp onu yarı oturur yarı ayakta asansörün köşesine koymuşlar. Bedeni yerde onu o şekilde götürüyorlardı. “Oooo bu nasıl olur? Bu binanın sahibi bu şekilde nasıl olur? Ne oldu? Ne oldu? Bu kocaman bina onundur ve onu bu şekilde mi götürüyorsunuz?” dedim. Şimdi insanlar sarhoşlar böyle şeyleri düşünmezler. Her an bu hayatı bırakacaklar, güneşlerinin çemberi alçalacak. Ve herkesin hayat güneşi batacak. Biri parlar biri batar, bunu asla düşünmezler. Onun için insanlara şaşırıyorum. Onlar kendilerini bir yok için meşgul ediyorlar, onlar şeytan, iblis ve takipçileri tarafından aldatılıyorlar. Modaya uyan insanların hepsi şeytanın ajanlarıdır, şeytanın kullarıdır, şeytanın nasihatçileridir. Şimdi herşey insanoğlunu aldatmak içindir. Ve onlara kayıp ettirmek veya hayatlarında nerden gelip gidiyorlar diye gafil olmak içindir. Problemlerin esas kaynağı budur. En büyük problem ekonomi krizin sorunu değildir, bu yalandır. İnsanların hepsi şeytan ve iblis tarafından aldanmaları hakiki sorundur. Şeytanlar insanları sarhoş yapar.

Seyyidina Ali, Allah razı olsun, buyurdu: En nâsu niyamun ve izâ mâtû intebehü, "İnsanlar uykudadır. Öldükleri zaman uyanacaklardır." Peygamberler Mührünün (s.a.v.) yeğeni mukaddes Peygamberimiz (s.a.v)’in ilahi ilminde bütün insanların uyuduğunu buyurdu. Bu onlar rüya görüyor demektir. Onlar hayallerle meşguller. Herkesin özel bir hayali vardır ve onun peşine koşarlar. Ama sonunda hayatlarının hayal gibi olmadığını anlayacaklar. Şimdi uyuyorlar ve hayatlarının sonuna ulaştıkları zaman uyanacak ve hakikatlere ulaşacaklar.

Ey insanlar! Katılanlarımız, çok fazla dünya peşine koşmayın. Bu sizin için mühim bir örnektir. Cenâb-ı Hak Peygamberlere insanlara hitap edip onlara örneklerle anlamalarını sağlamalarını emrediyor. Günlük örnek güneştir. Herkesin hayatı güneş gibi doğar, mükemmel bir noktaya gelir ve azalır, azalır. Varlığını kayıp eder ve sonuçta hayat ışığı biter ve artık Mister John kalmaz. Mister James kalmaz, Mister Richard kalmaz, haşmetli John kalmaz veya haşmetli kral kalmaz, haşmetli kraliçe kalmaz. Ekselansları başbakanlar veya First Lady’ler kalmaz, biter. Alıp götürürler.

Ey katılanlarımız, düşünün. Ve ey Selefi ulemaları! Cenâb-ı Hakkın vedriblehum meselen, "Onlara misal getir" (Yasin:13) buyurduğunu anlamalısınız. Siz ulemalarız ve biz insanları eğitmek istiyoruz dersiniz. İnsanları eğitmek için düşünün, Cenâb-ı Hakkın buyurduğu üzere vedriblehum meselen, düşünün. Bakıp anlasınlar diye insanların gözlerinin önüne getirecek örnekler bulmalısınız. İnsanoğlunun hayatı için en büyük anlayışı örnek olarak güneşin örneğidir; doğar ve ölür, gelir ve gider. Bunu yapmazsanız asla bir hikmet vermediniz demektir. Siz ve masalcılar aynı seviyede demektir. Düşünün, düşünün ey Vehhabiler, ey Selefiler ve başka farklı insanlar. İddialarınızı bırakın ve gelin ve hakikatleri kabul edin. Kendinizi farklı kıyafetler giymekle kurtaramazsınız, hayır. Bu gezegendeki hayatınızın hakikatlerini anlamaya çalışmalısınız. Cenâb-ı Hak bizi Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v.) hürmetine affeylesin.

Fatiha.

(40 dakika)

(822 000 kişi izlemiş)

Elhamdülillah ve bugün Cumartesi. Maşallah ilgi duyuyorlar. Dinleyicilerimiz beni dinlemeyin, göklerden ilahi kimselere ikram edilen ilahi hikmetleri dinleyin. İlkönce peygamberlere ve onların hakiki takipçi ve varislerine.

Fatiha.

Bu sadece Müslümanlar için değildir, hayır. Bu hakikat herkes içindir. Bu bütün insanoğlu için hakiki bir açıklamadır. Biz Hıristiyanız diyebilirler, bu aynıdır. Biz Yahudileriz diyebilirler, bu aynıdır. Biz Müslümanız deseler hiç değişmez. Budistler hiç değişmez. Her çeşit insanlar aynı çizgidedir. Hayatımız aynıdır bunu düşünün. O zaman ödüllenirsiniz yoksa cezalanırsınız çünkü imkânınızı ve peygamberler tarafından ikram edilen en kıymetli cevherleri heder ettiniz. Bu insanoğluna bir utançtır. Ey Rabbimiz bizi affeyle ve bize mübarek kimselerden bir anlayış ver.

Fatiha.

UA-984942-2