Cumartesi, Eylül 4, 2010 Lefke, Kıbrıs
Meded Ya Sultanul Evliya. La İlahe İllallah La İlahe İllallah La İlahe İllallah Muhammed Rasulullah Aleyhi Salâtullah Selamu Minel Ezeli Minel Ebed. Zidhu Ya Rab Sümme Vesselatu Vesselam Âlâ Cemiyil Enbiyai Vel Murseliyn Ve Âlâ Küllin Ecmaiyn Ve Mentebiahum İla Yevmiddin Bi İhsani İla Yevmiddin. Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym. Meded Ya Ricalallah. Meded Meded Ya Ricalallah. Meded Meded.
Esselamun Aleyküm katılanlarımız. Birşey anlamak için katılanlara, bana, herkes için bir şereftir. Anlamak için katılmak. Katılanlara şeref verilir. Şeref isteyenler böyle toplantılara katılmalılar ki bu onlara bir anlayış ve şeref versin. Şeref sadece insanlara anlayış seviyelerine göre ikram edilir. Birinci sınıf talebeye biraz şeref ikram edilir ama ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci ve daha yüksek sınıf talebelere daha fazla ikram edilir. Ne kadar yükselirseniz, seviyesinden hareket edip daha fazlasını isterseniz, daha fazla şeref ikram edilir. Onun için Cenâb-ı Allah ne buyurur?
Ey Selefi ulemalarımız! Kurân-ı Kerîm’den anladığınızı iddia edersiniz. Şimdi ilahi ilhamlardan gelenlerin üzerine konuşuyoruz. Bu kitap okumaktan değildir. Burada oturup insanlara okuduğumuzu veya öğrendiğimizi konuşmuyoruz. Hayır, biz basit insanlarız ve basit insanlara sesleniyoruz. “Ey basit insanlar! Gelin, yeni birşeylere katılın.” Evet, her zaman külli cedidin leziyz. Selefi ulemalarımız, söyleyin, bu Arapça mı Türkçe mi yoksa İngilizce mi? Külli cedidin leziyzun, yeni olan herşey lezzetlidir. Onun için biz istiyoruz ve onlar gönderiyorlar. Yevmun cedid rızkun cedid, hergün yeni kâr gelir. Pazara gidersiniz ve pazar hergün yeni ürünler gelmesini ve müşteriye sunmak isterler. Eğer bu bayatsa, dünden kalmışsa, “Hayır, yenisini isteriz” derler. “Hayır, yenisini isteriz!” Bu insanoğluna ikram edilen bir özelliktir. Zevklenmek için yenilerini sevmek.
Onun için yevmun cedid rızkun cedid denmiştir. Hergünün zuhuratı değişir. Hergün yeni bir zuhurat gelir; ondan alın. Onun için burada oturup gelenin yenisini istiyoruz. Ve yenileri her zaman kitaplardan olmaz ama günlük ilahi zuhuratlardan gelir. Bu makine bütün insanoğluna günlük yenilerini veriyor. Bu nasıl olur? Ve Huve âlâ kulli şey’in Kâdir, hergün yenileri gelir, yenileri. O’nun günlük yenilerini göndermeye yeterince imkânı ve kapasitesi vardır. Ve burada yeni şeyler istemek için oturuyoruz çünkü insanlar yeni şeyleri severler.
Selefi ulemaları, siz insanların yeni moda peşinde koştuklarını biliyorsunuz. Yeni moda. “Eski moda? Hayır, hayır, hayır! Biz yenilerini, yeni modayı severiz!” Ve bu şekilde hergün insanlara ilahi zuhuratlar gelir ama onlar işitip, dinleyip, öğrenip, anlamak için bu merkezi açmıyorlar. Hayır. Geçmiş kimselerin anlayış seviyeleri başkadır ve yeni neslin anlayış seviyesi başkadır ve onlar yenilerini isterler. Bu sebepten dolayı insanların anlayış ve zihniyetlerine yeni şeyler veremiyoruz. Onlar “Oooo eski şeylerdir” diyorlar. Siz ulemalarsınız, Selefi veya Halefi ulemayız diye iddia ediyorsanız fark etmez. Mutlu olsunlar diye insanlara yeni şeyler getiriyor musunuz? O zaman sizin peşinize koşarlar; "Getirmezseniz almayız! Bu geçmişler umurumuzda değil” derler. "Neden herşey İslamda geçmiş zamandadır?” derler. Dikkatinizi verin! Dikkatinizi verin!
İslam herkesin zihniyetlerine hoşnutluk verir. İslam zihniyetlerimize hitap eder. Şimdi insanların öğrendiği herşeyde, “Seviyemiz değişti. Zihniyetlerimiz eski insanların anlayışı ve zihniyeti gibi değildir. Bize kanaat getirecek birşey istiyoruz. Bunu İslam bize verirse merhaban, vermezse merhaban yoktur” derler. Ve âlimler şimdiki insanoğlunun yeni zihniyetlerine hitap edebilmeli. Bugünün zihniyeti dünkünden farklıdır. Ve yarının zihniyeti değişecek ve yeni ilahi ilhamlardan gelen yeni zihniyetler isteyecekler. Eğer İslam insanların istediğini veremezse, İslam asla göklerden gelen son mesaj ve Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v.) son Peygamber, son elçi olamaz, hayır. Son olanın imkânı olmalı, onun getirdiği ve getirilen herşey bu hayatın sonuna kadardır demektir. Hatta bu hayat ebediyete kadar sürse bile bizim bir yeniliğe ihtiyacımız vardır. Hayır, İslam yeterlidir. Bu hayat ebediyete kadar sürse bile yeterlidir. İslam ebedidir, ezelden ebededir.
İslam bütün milletlere ebediyet verir. Bu kâinat ezelden ebede kadar dönse bile, İslam bütün insanlara kanaatkârlık vermeye yeterlidir. İslam yenidir. Hergün yeni İslamdır. Hergün yeni anlayıştır. İnsanların zihniyetleri tek seviyededir ama İslamın seviyesi onların seviyelerini kuşatır. Ve insanoğluna verilen İslamın anlayışı her zaman onların anlayışlarının üstündedir. Bu mühimdir. Onun için siz ulemalar, insanlara mutlu olacakları şeyleri verebilmelisiniz. Onlara her zaman için ebediyete kadar kanaat vermelisiniz. Bu İslamdır. Bilmiyorsanız konuşmayın, birisine sorun. Estâuğuzubillah;
(Duha, 5 ) وَلَسَوْفَ يُعْطِيكَ رَبُّكَ فَتَرْضَى
ve laa sevfe yu`tîke rabbuke fe-tardaa.
<
Bu Ayet-i Kerîme değil mi? Rasulullah (s.a.v) bizim inancımız onun canlı birisi olduğudur. O ölü birisi değildir, hayır. Peygamberler Mührü (s.a.v) canlıdır. O ölmüş olsa İslam ölür. İslam ayakta durduğu sürece onun Peygamberi yaşıyor demektir. Tuta sorun. Subhanallahi Aliyil Aziym. Ne soracaksınız? İnsanlar herşeyi sorabilirler ve insanlar herşeyi bilmeyi seviyorlar. Ama insanlar için onları alakadar olmayan birşeyi sormak yasaktır. Size ait olmayan birşey sormayın. Estâuğuzubillah;
(Maide:101) لَا تَسۡـَٔلُواْ عَنۡ أَشۡيَآءَ إِن تُبۡدَ لَكُمۡ
<
Herşeyi soramazsınız! Cenâb-ı Allah, "Herşeyi sormayın, belki hayrınıza değildir" buyuruyor. Herşeyi soramazsınız. Sizin için gerekeni sorabilirsiniz. Bizim için sorulması, bilinmesi ve öğrenilmesi gereken nedir? İnsanoğlunun gayesi nedir? Onlar sorabilir, öğrenebilir, bilebilirler ama neyi? Onların sorgulamalarındaki gayeleri nedir? Herşeyi soramazlar, hayır, yasaktır. Gayeniz hakkında birşey sorabilirsiniz ama bu gayenizi alakadar etmezse sorulması yasaktır, sormamalısınız. Çünkü gayeniz için olmayan birşey size üzecek veya ümitsiz ve mutsuz edecek birşey verir, sormamalısınız. Sormayın! Sormayın!
Mesela "ulemalarız" dersiniz. Ulemalar? Bir zamanlar İsa (a.s.) seyahat ediyordu ve yanında bir yoldaşı vardı. Bir kimse ona geldi, bir yoldaş olarak geldi ve seyahat ettiler, yürüdüler. Sonunda bir yere ulaştılar. Orada bir kemik yığını olduğu için merak ettiler. Bu hayvan kemiklerinin olduğunu gösteriyordu. O İsa (a.s)’a yoldaşlık yapan kimse, “Ey Allah’ın Ruhu, Kutsal Ruh, yatıyordum, bu kemiklerin hangi hayvanlara ait olduğunu görmek beni mutlu edecek.” İsa (a.s) ona, “Sorma” dedi.
“Sen bunu yapabilirsin ey İsa, Kutsal Ruh. Sen bunu yapabilirsin.”
“Bunu isteme” dedi pekçok defa. Ve ısrar edip, “Senden bana bu ne şekil bir varlık olduğunu göstermeni istiyorum” dedi. Ve “Biiznillah” dedi. “Âlemlerin Rabbinin adına ayağa kalk ey kemikler! Siz eskiden canlıydınız. Bu kimse görmek istiyor; ayağa kalkın ve kendinizi gösterin!” Ve aninden o kemikler bir araya gelip ayağa kalktılar ve çok korkunç dev gibi birşey gözüktü. Ayağa kalktı ve o kimseye saldırıp onu bitirdi. İsa (a.s.), “Senin için olmayan birşey istedin. İstedin ve şimdi al” dedi.
Pekçok insanlar onların gayeleri olmayan şeyleri soruyorlar. Sizin gayeniz için değilse neden soruyorsunuz? Bunu bilmek veya öğrenmek uygun değildir, belki bunun gibi olur, sormayın. Bu bir kimse gayesi hakkında sordu demektir. Ve asıl gayemiz nedir? Rabbimize kulluk etmektir! Kulluk hakkında herşeyi sorun. Onun dışında herşey size zarar verir. Şimdi insanlar gayeleri dışında kullukları için olmayan pekçok şeyler öğrenmenin peşine koşuyorlar. Onun için insanoğlunun sorunlar okyanuslarına düştüğünü görüyoruz. Ve asla kendilerini nasıl kurtaracaklarını bilmiyorlar. Bunun sebebi gayeleri olmayan pekçok şeyleri bilmek, öğrenmek ve anlamak istemelerindendir. Bu kulluk için değildir. Şimdi insanlar o kimse gibi istedi, istedi, istedi ve ısrar etti etti ve ondan sonra hayvan ayağa kalkıp onu yedi ve bitirdi.
Şimdi 21.yüzyıl insanları sorarlar, sorarlar, soruşturma merkezlerinde sorarlar. Heryerde böyle, böyle bakarlar. Ne için? Size herşeyi bilmek mi emredildi? Size sadece hakiki gayeniz olan kulluk hakkında öğrenmek ve bilmek emredildi. Bunu isteyin. Bunun dışında birşey isterseniz dipsiz bir okyanusa düşer ve kendinizi kurtaramazsınız. Şimdi bütün dünya böyle bir burgaca düştüler. Ne var diye bakıyorlar ve içine düşüyorlar. Veya kara deliklere düşüyorlar. İçinde ne olduğunu soruyorlar. "Bakmalıyız" diyorlar ve onlar aşağı çekilip kayıp oluyorlar.
Gayeniz dışında sormayın ve gayeniz kulluktur. Ey insanlar, doğudan batıya insanoğlu! Selefi ulemaları, söyleyin! İnsanları sormasınlar diye ikaz edin. Peygamberler Mührünün ....buyurduğunu biliyorsunuz. Pekçok milletler, (...) peygamberlerine pekçok sorular sordular ve onlara birşey geldi. Onları kuşattı ve hakiki gayelerini unutup kayıp oldular. Aynı sebepten dolayı geçmiş milletler helak oldular. Şimdi insanoğlunun sorunları ve zahmetleri yıkılmış gayeleridir. İnsanlar lanet noktaları peşine koşuyorlar. Gayelerinin dışını isteyenler lanetlenirler.
Ey insanlar! Onun için gelin dinleyin ve bunu şunu sormayın. Doğru kimseler olun. Âlemlerin Rabbi, “Siz Benim kulumsunuz ve Biz sizin kulluğunuzu kabul ediyoruz” buyuruyor. Kulluk hakkında sorarsanız burada ve buradan sonra mutlu olursunuz, yoksa alıp götürülürsünüz. Ve size ağır yük gelir ve bu dünya doğudan batıya, kuzeyden güneye şeytani guruplar tarafından helak olur. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin. Ve insanoğlunun burada ve buradan sonra mutlu olmaları için uyması gereken ve herşeyi netleştirecek birşey göndersin. Cenâb-ı Allah bizi bu mübarek ayın hürmetine affeylesin.
Fatiha.
(42 dakika)
(921 000 kişi izlemiş)
Maşallah. Bugün Cumartesi, maşallah, aferin katılanlarımız.