Sultanul Evliya
Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani
Perşembe, Temmuz 15, 2010 Lefke, Kıbrıs
Destur Ya Seyyidi. Meded Ya Sultanul Evliya.
Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah
Allah Allah Allah Allah Allah Allah KerimAllah
Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah
Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah
Rabbuna Ve Rabbul Alemiyn. Halikuna Ya Haliku Kulli Şey. Razikuna Ve Razi Külli Şey Fil Mülki Vel Melekut. Ya Malikel Mülk. Ente Melikel Muluk. Zid Habibeke Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn Şereftehu…Halifetek Minel Ezeli Minel Ebed Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn Seyyidina Muhammed (s.a.v.). Ya Rasulallah şefkat şefaat, ya enbiya sizin rahmetin ve şefaatini. Allah Allah.
Fatiha. Euzubillahimineşşeytanirraciym, Bismillahirrahmanirrahiym. Bismillahirrahmanirrahiym. Allah Allah AziyzAllah.
Esselamun aleyküm insanlardan ve cinlerden katılanlarımız, ve mübarek kimselerden konuşmak, hitap etmek için yetkili olanlar. Herşey onlara kulağını verir. Onları dinlemeli, işitmeliler. Sadece şeytanlar ve takipçileri dikkate almazlar. Ama ben şeytanın yenileceğini ve mübarek kimselerin galib geleceklerini düşünüyorum.
Zafer bizimdir çünkü biz göklerin Ilahi Emirlerini tutmaya koşuyoruz. Zafer bizimdir! Bütün milletlerden dinlemeyen insanoğullarının hepsi, Subhanallahu Aliyil Aziym, yenilecekler. Onlar, rüzgârlı havanın karşısında bir yaprak gibi olacaklar. Bütün şeytanların takipçileri, şiddetli rüzgar karşısında, havada uçuşan yaprak gibi olacaklar. Onların galip gelmelerine fırsatları yoktur. Zafer sadece bir kimse ve onun temsilcilerinindir. Zafer sadece Cenâb-ı Allah’ın ve ezelden ebede ve ebedi saltanatı olan ancak Onundur.
Ey insanlar! Şeytan ve şeytani tuzaklara aldanmayın, bitmiştir. Şeytan ve takipçileri mağlup olmuşlar. Onlar yenilecek, şansları yoktur. Ama zafer olma fırsatı Peygamberler Mührünü (s) takip edenlerindir.
Zafer her zaman Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s)’indir. Onlar şeytanın peşine koşturduğu hile ve tuzaklardan korkmazlar, hayır. Cenâb-ı Allah (CC) herşeye Kâdirdir. Ey katılanlarımız, bu noktayı anlamalısınız. Eğer anlamazsanız süpürgeyle süpürülürsünüz. Zannetmeyin ki siz dünyayı yönetiyorsunuz ve bütün dünya sizin emrimiz altında. Herşey istediğiniz gibi olacağını düşünmeyin, hayır. Hakiki gücün kimde olduğunu ve şeytani ajanlar tarafından kimlerin aldandığını er geç göreceksiniz.
Ey katılanlarımız, biz ikaz ediyoruz; biz ikacıyız. Biz insan ve cinlerden de herkesi ikaz ediyoruz. Onlar doğru yola gelip, yanlış yolları bıraksınlar diye ikaz ediyoruz. Çünkü sadece doğru yolu takip edenler Ilahi Himaye altında olacaklar. O yanlış yollara koşanların burada veya buradan sonra kurtulma şansları yoktur. Bu mütevazı bir toplantıdır ama kuvveti öyle bir kuvvettir ki bütün dünyayı kuşatır. Âlemlerin Rabbi bir karıncaya dünyaya karşı kuvvet vermek isterse bu karınca kocaman bir dev olup bu dünyayı yutar. Olamaz demeyin, evet olabilir. İlahi Emir, “Ol” ile küçük bir karınca bu gezegenden 70 kere daha büyüğünü yutar.
(Yasin:82) إِنَّمَآ أَمۡرُهُ ۥۤ إِذَآ أَرَادَ شَيۡـًٔا أَن يَقُولَ لَهُ ۥ كُن فَيَكُونُ
<
Bu Cenâb-ı Allah’ın emridir. Küçük bir karıncaya, "Kocaman ol ki bu dünyayı ve onun gibi yedi tane daha yut" derse, bu tamamdır, olur. Bu Âlemlerin Rabbidir, O herşeyi yapabilir. O herşey Kâdirdir.
Ey Selefi ulemalarımız, neredesiniz?
(Mülk:1) وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَىۡءٍ۬ قَدِيرٌ
<
Bu Ayet-i Kerîme için bir tefsir yapmak için neredesiniz? Hiçbir Selefi ulemalarıyız diye iddia eden Selefi ulemalardan veya Şeriat doktorlarından veya Ezher-i Şerif ulemalardan bu Ayet-i Kerîmeyi konuştuklarını hiç işitmedim. Ulemaların vazifeleri nedir? Biz ulemaların bize ne öğretmesini isteriz. Onlar insanlara ne öğretirler? Bu bilmemiz, inanmamız gereken en mühim şeydir. Cuma hutbesinde herhangi bir kimse desin; “Ey insanlar! Ve huve alâ kulle şeyyin gadîr, O herşeye Kȃdirdir." Siz sadece, “Külli muhdes bi’dat ve külli bidatun delalet ve külli delaletin nar.” demesini bilirsiniz. Böyle şeyleri ne için konuşursunuz? Siz İslamın hakikatlerini bilir misiniz? Siz muhdes’in ne olduğunu biliyor musunuz? Muhdes (yeni icatlar).
Siz birsürü yeni şeyler getirirsiniz ve buna "yeni gelen" dersiniz. Dünyayla yeni bir bağlantısı yoktur. Bir ağaca bu hakiki ağaç değildir çünkü kökleri toprağa ulaşmaz dersiniz. Neden bunu bırakıp da şimdi Müslüman, Müminler için gerekeni söylemezsiniz? Şimdi Mü’minler böyle korkarlar: ne için veya neyden korkarlar? Neden söylemezsiniz? Neden Müslümanlara bu dünyada İlahi İzinsiz, Ilahi Emirsiz hiçbir şey olmaz diye hatırlatmazsınız? Bunu neden söylemezsiniz?
Heryerde Müslümanlar korkarlar. Batılı insanların silahları dünya üstündeki herşeyi altına getirecek diye korkarlar. Sizde Selefi ulemaları, negatif güçlerden korkarsınız. Atom güçlerinden korkarsınız, nükleer silahlardan korkarsınız. Neden? Ne için korkarsınız? Siz sadece bir hacı ellerini Nebi'nin (s) şerefli makamına koyduğu zaman buna “şirk” demesini bilirsiniz. Neden yöneticilerinize, sultanlarınıza, hükümetlerinize, başbakanlarınıza söylemezsiniz? Onlar neyden titrerler? Onlar nükleer güçlerden titrerler. Nükleer güçler nedir? Nükleer güçleri âlemlerin Rabbinden daha mı güçlü yapıyorsunuz? Neden söylemezsiniz? Cenâb-ı Allah "hatırlatın" buyurur; neden söylemezsiniz?
"Kullarım! Fettegûnî, sadece Benden sakının!" Cenâb-ı Allah ne buyuruyor? Siz Arapsınız, Selefi 's-Salih olduğunuzu söylüyorsunuz. Neden Cenâb-ı Allah’ın bunu ne için buyurduğunu söylemezsiniz?
(Bakara:197) وَٱتَّقُونِ يَـٰٓأُوْلِى ٱلۡأَلۡبَـٰبِ
<
Bu Ayet-i Kerîme mi değil mi? Cenâb-ı Allah "itteku" (sakının) buyurur. Atom bombalardan mı, nükleer bombalardan mı, füzelerden mı itteku (sakının)? Neden şirk yaptığınızı söylemezsiniz? Resulullah'a (s) gelip birşeyler söylemek isteyen insanlara koşup, “Gidin buradan siz müşriksiniz” diyorsunuz. Siz bunu bilmiyorsunuz ve emr-i bil ma'ruf nehy-i an’il münker, “Biz iyiliği emreder ve kötülükten men eden cemaatiz” dersiniz. Bu nasıl olur? Neden en mühim şeyleri bırakıp anlamı olmayan meseleler peşinde koşarsınız? Neden? Neden insanlara söylemezsiniz? Neden başlarınıza veya milletinize nasihat etmezsiniz? Neden onlara Cenâb-ı Allah'ın fettugûnî buyurduğunu hatırlatmazsınız? Fettegûnî'nin anlamı nedir? Ama siz Cenâb-ı Allah’tan korkmazsınız. Siz batılı nükleer füzelerden korkarsınız. Füzeler sizi korkutur ve size mutsuz bir hayat verir.
Cenâb-ı Allah kullarına Hayatun Tayyibe sözü verdi. Hayatun Tayyibe nedir? Siz Arapsınız, neden insanlara söylemezsiniz? Hayatun Tayyibe, bu içinde yaşayanların korku ve hüzün olmadığı bir hayat şeklidir. Ama ben söylerim. Siz, Selefı ulemalarınıza ve akılsız Vehhabileri takıp edenlerin üzerlerine hergün savuran bu Şeyhle kavga edersiniz. Vehhabiler neden konuşmazlar? Onlar neden Amerika’ya, Londra’ya, Avrupa’ya giderler? Onlar neden İslami bölge kurmaya gelmezler? Ve “Biz buradayız, biz sizden korkmayız. Biz Rabbimizden korkarız ki O (CC) Kurân-ı Kerîm’in nasihatlerini tutanlara burada ve buradan sonra selamette ve mutlu olacakları ve, 'Ben sizin için Ilahi Kefilim' buyurduğu bir hayat söz verdi” diyoruz.
Âlemlerin Rabbi en sevgilisi olan Seyyidel Evveliyn vel Âhiriyn’e buyurdu; “Onlara söyle, onlar sadece Benden korksunlar.” İslam nerede, ulemalarımız nerede? Neredesiniz? Cenâb-ı Allah size soracak! Cenâb-ı Allah size soracak! Acayip. Ondan bundan korkarlar ama Müslüman dünyasında olan bütün Müslümanlara hatırlatmazlar; “Hiçbir şeyden korkmayın ama Rabbiniz Subhanehu ve Teâlâ’dan korkun” diye. Subhansın Ya Rabbi. Neden öğretmezsiniz? Bütün dinlerin liderleri veya doğudan batıya onların en kutsal olanları, neden her gün böyle bir beyanat vermezler; “Ey insanlar, nükleer bombalardan korkmayın. Âlemlerin Rabbi size Ilahi Cezasıyla ulaşmak isterse Ona kimse engel olamaz. Ama O kullarını korumak isterse onlara hiçbir şey dokunamaz ve acıtamaz ve onlara zarar veremez.”
Ey insanlar! Anlıyor musunuz yoksa dağlara taşlara mı konuşuyorum? Paralarımız bize yeter zannetmeyin. Bazı insanlar milyarlarca kâğıt paralarıyla veya milyonlarca altın madeni paralarıyla çok kibirlenirler. Onlar nükleer bombalardan korkarlar ve zenginliğimizi nasıl koruruz diye bakarlar. "Nükleer bombalardan birisi gelirse saltanatımız bir hiç olup yok olur," derler. Ve onlar nükleer bombalardan titrerler ama herşeye Kâdir olan Cenâb-ı Allah’tan titremezler.
O fettugûnî (sakının) buyurur. Fettugûnî (sakının) ey kullarım! Korkunuz sadece Bana olsun, başka birşeye değil. Koruyan ancak Benim. Herşeyi muhafaza eden Benim; neden korkarsınız? Ben size onun yaptığı tesbihi asla görüp veya duymadığınız veya ulaşamadığınız küçük bir varlık gönderirim. Çünkü Rabbini tesbih etmeyen hiçbir şey canlı bir varlık olamaz. Siz Rabbinizin buyurduğu tesbihi yapın o zaman burada ve buradan sonra meleklerin ilahi kanatları altında olursunuz. Bunu yapmazsanız neden buna müşrik dersiniz? Neden buna cahillik dersiniz? Ne için? Bir kimse böyle şeyleri hatırlatırsa ona öfkelenir ve asla mutlu olmazsınız. Neden her Cuma hutbede demezsiniz; “Ey inananlar, Cenâb-ı Allah’ın herşeye Kâdir olduğuna inanmalısınız”?
Yaratan, azametli ve heybetli olan âlemlerin Rabbinin dışında korku dolu olmayın. Korkunuz ancak Ondan olmalı başka birşeyden değil. Rabbiniz zarar vermek için bir izin vermezse size hiçbir şey zarar veremez. Neden Cenâb-ı Allah’ın ve huve alâ kulle şeyyin gadîr, "O herşeye Kȃdirdir" buyurduğunu söylemezsiniz? Cenâb-ı Allah ehli şirk ve nifak vel küfür’ü aşağı indirmek isterse Ona kim mani olabilir? Ona kimse mani olamaz. Zafer her zaman Onundur. Ama Onun sonsuz kudret okyanuslarına inanmazsanız zafer sizin olamaz.
İnsanları sadece Rabbinden korkmayı sağlayın. Her Cuma, “Ey insanlar, herşeyden selamette olun çünkü Rabbimiz, bizi yaratan bizi koruyandır. O herkesi korumak isterse bunu yapabilir çünkü O, ve huve alâ kulle şeyyin gadîr, “Ben herşeyi istediğim gibi yapabilenim” dediğini demelisiniz. Neden öğretmezsiniz? Ve huve alâ kulle şeyyin gadîr, "O herşeye Kȃdirdir" ayetinin anlamını öğretin. Ama siz batılı ülkelerin nükleer bomba ve füzelerden titrersiniz.
Telaş etmeyin! Telaş etmeyin! Inancı güçlü olanlara dokunamaz. Ama inançları hakiki olmayanlar batılı ülkelerin en fena silahlarıyla alıp götürülecekler ve de helak edilecekler. Ve Yaratan, herşeye Kâdir olan Allah’ın sonsuz kudret okyanuslarına inanmayan İslami bölgeleri yıkacaklar. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.
Ey insanlar! Esselamun aleyküm. Ey Sahibel Zaman, esselamun aleyküm ya Kutbul Mutesarrif. Yanlış birşey konuşursak sahiplerim sorumludur. Onlar bana bütün insanlar ve cinlerden milletlere hatırlatmak için kısa bir zaman vereceklerini düşünmüyorum. Selamette olun. Kalbinize Cenâb-ı Allah’ın sonsuz kuvvet okyanusunu koyun ve Ona koşun. Şeytan ve şeytani ajanlardan sizi koruyabilecek tek olan Odur. Ey şeytan ve takipçileriniz! Siz yenileceksiniz! Ve bu gezegende üç kişi bile kalsa, zafer onlarındır; sizin değil!! Onun için sizin peşinize koşan milyonlarca insanlara aldanmayın. Onlar böyle saçma teknoloji kullanırlar. Onlar hakiki kullara zarar verebilecek zannetmeyin. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.
Fatiha.
(40 dakika)
İnsanlar? (693 000)
Bomba vurduk sonra atıyoruz; bu bazen onları korkutur. Korkmalılar. Sadece Cenâb-ı Allah’tan korkmalıyız o insanlardan değil; şeytan ve şeytani gruplardan değil.
Fatiha.
Bu Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s)’in ayının bereketidir. Şaban-u Muazzam!