Cuma, Ekim 7, 2011 Lefke, Kıbrıs
Esselâmun Aleyküm. Allahu Ekber Allahu Ekber La İlahe İllallahu Allahu Ekber Allahu Ekber Velillahil Hamd. Esselâtu Vesselam Alâ Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn Habibi Rabbil Alemiyn Seyyidina Muhammed’in (s.a.v) Ve Alihi Ve Sahbihi Ecmayin. Ya Rab Zidhu Ya Rabbi İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana. Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym. Destur Meded Ya Ricalallah. Meded Ya EvliyaAllah. Meded Meded...
Esselâmun Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatuh ey bütün insanoğlu! Bu mübarek ay Zilkade’dir. Cenâb-ı Hak dört aylar olan Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb’e daha fazla şeref veriyor. Kim hakiki şeref isterse bu dört mübarek aylara en yüksek saygısını versin.
Ey insanlar! Af isteyin. Ey insanoğlu! Hepiniz af isteyin, çünkü bizler selametli, şerefli, ve şânlı bir yolda yaşıyoruz. Bizler bu şânlı ve şerefli yolu bırakıp en pis yolu takip ediyoruz. Bizler en yüksek ve şerefli olan, Seyyidina Muhammed (s.a.v)’ı bırakıyoruz ve en kirli, lanetlenmiş olanın yolunu takip ediyoruz. Bu insanoğlu için en büyük ayıptır!
Söylemeye üzgünüm ki, Müslüman dünyası da ilahi huzurda en şerefli olan Peygamberler Mührünü (s) takip etmeyi bırakıp batılı insanlar gibi olmaya koşuyorlar. Batılı insanlar doğru yolda değiller! Batılı insanlar şeytanın onları çağırdığı en fena yolu takip ederler. Şimdi Müslüman dünyası da inanmayan, lanetlenmiş insanların adımlarından gitmeye çalışıyorlar. Bu Müslüman dünyası için büyük utançtır!
Onun için şimdi hergün insanlara lanet iniyor, özellikle İslam dünyasına, çünkü ilk sorumlu olan Araplardır. Onlar “Bizler Müslümanız, ümmeti Muhammed’iz” demeye utanıyorlar. Onların her birisi “Bizler Suudiliyiz,” “Bizler Lübnanlıyız,” “Bizler Mısırlıyız,” “Bizler Libyalıyız,” “Bizler eşeğiz,” derler. Cenâb-ı Hak, “Ey Müslümanlar! Va`tesimû bi hablillahi cemî`an velâ teferragû” buyurur.
(Al-i İmran; 103) وَٱعۡتَصِمُواْ بِحَبۡلِ ٱللَّهِ جَمِيعً۬ا وَلَا تَفَرَّقُواْۚ
<
Merak ediyorum: Araplar Arapça anlamıyorlar mı? Hiç anlamazlar mı? Her Cuma hutbe okurlar: Ey insanlar, Âlemlerin Rabbi ilahi emriyle emreder: Va`tesimû bi hablillahi cemî`an velâ teferragû, “Allah`ın ipine (İslâm`a) sımsıkı yapışın!”
Ey Araplar! Ey Müslümanız diye iddia edenler! Hepinize soruyorum: “hablillah” ne demektir? Onlar bunun ne olduğunu anlamazlar mı? Bu göklerden gönderilmiştir. Araplara çok öfkeleniyorum. Bütün evliyalar Araplara çok öfkeleniyorlar! Onlar Kurân-ı Kerîm okurlar; onlar Cenâb-ı Hakkın emirlerini bilirler: “Ey insanlar, gelin sizi burada ve buradan sonra kurtarmak için göklerden gönderilen bu güçlü ipe tutunun” diye buyurur, ama sizler bu güçlü ipi tutup kurtulmaya ve burada ve buradan sonra kurtulmaya gelmiyorsunuz.
Bu Arapçadır, ve onun için Araplara çok öfkeleniyorum. Bütün evliyalar ve ilahi kimseler Araplara çok öfkelidir! Eğer başka milletlere bir kırbaç gelirse Arap Müslümanlara yedi kırbaç gelecek. Araplara ayıptır! “Bizler Araplarız” derler. “Bizler Arap’ız” demeyin! “Bizler Müslüman’ız, bizler Âlemlerin Rabbinin kullarıyız” deyin! Demezseniz size bir kırbaç gelir ki milletinizden hiç kimseyi bırakmaz. Hepinizi yok edip (yerinize) başka bir millet getirir!
Cenâb-ı Hak onları tek bir kimseyle terbiye eder. Onun için Araplar dikkat edin! “Bizler Müslümanız” demezsiniz. “Bizler Arap’ız” dersiniz. Başınıza öyle bir kimse gelir ki onun kuvveti Haccac-ul Zalim’den yetmis kat daha güçlü olur. Cenâb-ı Hak Subhanehu ve Teâlâ buyurur: “Ey insanlar! Ben zulmü yasakladım” Cenâb-ı Hak buyurur: Fe lâ Tezâlem, “Ben haksızlığı ve zulmü haram kıldım. Zulmetmeyin!” Ama Araplar bunu yapıyorlar. Ben onların dillerinden konuşuyorum. Rabbul İzze, Cenâb-ı Hak zulmü haram kılmıştır, zalim olmayı da. Ama şimdi Arapların hiçbiri o ilahi emre itaat etmezler. Fe lâ Tezâlemû, “Zalim olmayın! Birbirinize karşı adaletli olun.” Şimdi kimse bu emre uymaz ve kara bir deliğe düşerler, çünkü onlar “Bizler Arap’ız” derler. Şimdi Arap dünyası o kara deliğe düştü.
Va`tesimû bi hablillahi cemî`an velâ teferragû, “Hep birlikte Allah`ın ipine (İslâm`a) sımsıkı yapışın.”
Ey insanlar! Eğer böyle zor bir duruma düşüp şeytan sizi kara deliklere götürürse şeytanı bırakın ve gelin Rabbinizi, Âlemlerin Rabbini dinleyin. Onlar tartışıp her kötülüğü yaparlar, milletlerine her türlü zülüm ederler ve öldürürler. Cenâb-ı Hak asla birisinin birisini öldürmesini istemez. Onun için böyle zor durumlar olur ki insanlar kendi yaptıkları şeylerden hayrete düşerler.
Cenâb-ı Hak hakiki inanan kullarına ulaşır. Bu bütün Hristiyan dünyasına da bir hitaptır. Peygamberler Mührü buyurur: keyfe entum iza nezele ibnu Meryem afîkum bi imâmukum,“Meryem oğlu İsa sizin başınıza imam olarak indirildiğinde size ne olacak?” Cenâb-ı Hak herşeyi ilahi kanunlarla düzenlesin diye insanlara Seyyidina İsa (a.s.)’ı gönderdi. Herşeyi nasıl yapacağımız, nasıl yaşayacağımız açıkça bildirilmiştir. İsa (a.s.) geliyor! İsa (a.s.) gelecek diye büyük mutluluk ve şeref olacaktır. İsa (a.s.) sabah namazında inecek ve Seyyidina Mehdi (a.s.) İsa (a.s.)’ın ümmete geldiğini gördüğü zaman ona yolu açıp “Sen imam ol” diyecek, ve o “Hayır” diyecek.
Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s) buyurdular: “Benim göklerden dünyaya indiğim gün sizin imamınız Ümmet el-Habib’den olacaktır. Seyyidina Mehdi (a.s.) gelip imam olacak ve İsa (a.s.) onun arkasında namaz kılacaktır.” Bu Müslümanlar için yüksek bir şereftir, ve çok kısa zamanda gelmesini umut ediyoruz; lâkin, çok cahil insanlar var. Onlar mutaassıp olan insanlardır ki onlar kabul etmeyecekler. Onlar kabul etmeseler de fark etmez, götürüleceklerdir.
Şimdi Müslüman dünyasında kimse böyle konuları konuşmaz. Onlar Avrupalıları takip ederek kendilerini kurtarmaya koşarlar ama yanlış yoldalar! Bizler yüzde yüz batılı ülkeleri bırakıp, yüzde yüz İslami kanunları ve adaleti takip etmeliyiz. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin.
Ey insanlar! Kabul etmediğiniz sürece atılıp götürülürsünüz, ve yerinize İslamın kanunlarına uyan, adaletli kimseler gelir; Müslümanlar İslam’ın şerefiyle şereflenirler. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin. Ey insanlar! Şimdi bütün dünya kara bir deliğe düştü, nasıl kurtuluruz diye merak ediyorlar. Gelip “Bizler Cenâb-ı Hakkın ilahi emirlerine teslim oluyoruz” diyene kadar milletlere kurtuluş yoktur. Üzgünüm ki Müslüman dünyası bunu söylemez; onlar batılı ülkelerin kuralları ve demokrasiyi takip ederler. Bu İslam ve Cenâb-ı Hakkın şeriatına karşıdır! Onlar Avrupalının, batılı insanların peşine koştukları sürece asla kurtulamazlar, şereflenemezler.
Bizler bunun üzerine konuşuyoruz: İnsanlar batılı yolları bırakıp İslami kurallara uyana kadar bu krizler asla bitmeyecek. Müslüman dünyasına kendilerini kurtarmak için yol yoktur. Başka milletlerden olanlar, Müslüman dünyasından olmayanlar gelip biz Müslümanız demezlerse asla kurtulamazlar. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin.
Ey insanlar! Batılı hayatı bırakın; batılı, kirli hayatın yollarını bırakın. Gelin ve temiz hayatı tutun ki İslam size temiz bir hayat söz veriyor. Burada krizsiz, zorluksuz cennete ve ilahi huzurda mutlu bir hayata ulaşırsınız. Cenâb-ı Hak bizi Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s) hürmetine affeylesin.
Fatiha