Go to media page Available in: English   Turkish  

Rabbinizi Unutturan Herşey Sizi Bitirir

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Pazar, Eylül 19, 2010 Lefke, Kıbrıs

La İlahe İllallah La İlahe İllallah La İlahe İllallah Muhammed Rasulullah Aleyhi Salâtullah. Sümme Selamu Aleyküm Ya EnbiyaAllah Ve EvliyaAllah…

Ve Esselâmun Aleyküm katılanlarımız diyoruz. Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym deyin. Ey insanlar! İlahi rahmetler size ve bizedir. Herkesin ilahi rahmete ihtiyacı var.

Esselâmun Aleyküm katılanlarımız. Esselâmun Aleyküm Ya Sahibel Zaman. Esselâmun Aleyküm Ya Kutbul Mutesarrif. O bu gezegendeki herşeyi, kıtaların üstünü ve okyanusların altını gözeten kutuptur. Bir kimsenin bu gezegendeki herşeyi gözetmesi mümkün müdür demeyin.

Ey insanlar! Bundan daha fazlasına inanmalısınız. Bu göklerden birşeydir, bu onun için ilahi bir ikramdır. Herşeyi gözetmek yeterlidir, yeterli. “Bu gezegendeki herşeyi gözet, kıtalarda ve okyanusların altında” diye ilahi emir gelirse, biter, biter. Sizden ne haber ey Selefi ulemaları? Subhane Daim, Subhanel Âlim, Subhanel Aliyul Hâkim. Dinleyin ve anlamaya çalışın. Ben anlamaya ve dinlemeye çalışıyorum. İlahi ilhamları dinleyenler ilahi kuvvetler tarafından desteklenir. Onun için daha fazla ve fazla öğrenmeye ve istemeye çalışın çünkü göklerden ikram gelirse onun üstüne gelir ve ilki kayıp olmaz. Ama daha fazla ve fazla ve fazla üstüne eklenir ve insanoğluna gelir.

Onların maddi varlıklarına bakmayın. Maddi varlık birşey değildir; hakiki varlığımız vardır. İnsanoğlunun bir hakikati vardır. Onlara ikram edilip bu emri tutmayacak hiç birşeyi bulamazsınız. Vâr olan herşey ilahi emir altındadır. İlahi emir herşeyi vâr eder, bütün varlıkları çalıştırır, istetir ve sunulana ulaştırır. Bizim yok yere yaratıldığımızı zannetmeyin. Hayır, bir atom bile asla yok yere yaratılmadı. Nasıl insan yok yere yaratıldı dersiniz? Nedir bu saçmalık? Nedir bu cahillik? Âlemlerin Rabbi insanlığı yok yere mi yarattı?

Bunu neden insanlara netleştirmezsiniz ey Selefi ulemaları? Sizin ilk mühim hedefiniz insanlara bildirmek ve anlamalarını sağlamaktır. Ulemalarsanız onlara ilk ne öğreteceğinizi bilmelisiniz. Vâr olan herşey ne için yaratıldığını bilir. Hiçbir şey vazifesini veya amacını bilmeden (vâr) olmaz. Herşey ne için yaratıldığını bilmeli. Bilmezlerse nasıl meydana gelecekler ve ne için gelecekler? Hiçbir şey bilmiyorlarsa nasıl meydana gelirler? Bir atom bile ne için vâr olduğunu bilir. Hiç birşey kendi hakkında cahil olmaz ve herkes ne amaçla vâr olduğu hakkında yönetilir. Uyuyor musun? Ve bütün atomların aynı yöneltmesi olduğunu zannetmeyin, hayır olamaz, olamaz. Herkes onlardan hangi maksadın istenildiğini temsil etmeli. Milyonlarca, trilyonlarca, katrilyonlarca atomların her birisine bazı ikramlar verilmiştir. Ki ikinci bir atom öbüründen yüzde yüz farklı olmalı.

(Bu atomlar için ise) peki insanoğlundan ne haber? Genel olarak birşey biliriz ama hakiki halimize yönelmemiz farklıdır. Anlamak için birşey söylüyorlar. Belki bir müzik grubunda herkes çalmak için bir alet taşır. Evet? Katılanlara ikram ettikleri şey her aletin başka bir sesi vermesidir ki hepsi bir arada bir ahenk oluştursunlar. Onun için vâr olan herşey bir amaç için yaratıldılar ve Cenâb-ı Hakkı tesbih ederler. Allah Allah Allahu Ekber. Evet, şimdi öğrenmek için oturuyorsunuz. İlahi ilhamlardan bütün insanlara hitap etmek için geliyor.

Ey katılanlarımız, bugün nasılsınız? Çalışmıyor musunuz? Kavanozlarınızı altınla doldurdunuz mu? Bir haftada kavanozlarınızı altınla dolduramadıysanız üzülüyorsunuz. Bu sizi mutsuz eder. Bunları bırakın, hazineler sonsuzdur! Yaratanınız, Rabbimiz, âlemlerin Rabbi sonsuz hazineler ikram etti. Ömrünüzün kıymetli vaktinizi yok yere heder ettiniz diye çok pişman olacaksınız, çok! Çok heder ettiniz, kayıp ettiniz, kayıp ettiniz. Evet. Bazı insanlar buğday başaklarına ulaştı ama pekçok insanlar samana ulaştılar. Saman hayvanlar için ve buğday insanoğlu içindir.

Ey insanlar! Kendinizi buğday başakları ikram edilen insanoğlundan yapın. Saman seçen o varlıklardan olmayın. İnsanlar buğday yer hayvanlar saman yer. Bu bir dengedir, bunu tutun. Buğday ve saman arasında bir seçenek yapmakta özgürsünüz. Ama şimdi insanların çoğu saman için koşarlar, buğdaya koşmazlar. Bu onlar için ziyandır ve bu hayatta ne için yaratıldıkları şerefli hedeflerini kayıp ederler. Onlar ne için yaratıldıklarının peşine koşmazlar.

Evet, ey insanlar, özellikle Selefi ulemaları, şimdi size de bir soru geliyor. Herşeyi anladığınızı iddia ediyorsunuz. Birisi size soruyor ve söylüyor: en fazla zararı ne verir ve herşeyi sonsuz kayıp eden kimlerdir? Şimdi söyleyin; bu bir sorudur. İnsanoğlundan hangisi hakiki hedefinin dışına çıkar? Hangisi onun dışına çıkar ve kayıp eder? Bu mühim bir sorudur. Şimdi gelen ilhamlardır. Bize size sormamız emredildi. İnsanoğluna sonsuz kaybı ne verir? Bana bir Ayet-i Kerîme de söylüyorlar. Sonsuz kayıp etmek ki kayıp ettiğin birşeyi almak imkânsızdır çünkü asla buna dikkat etmezsiniz ve bazı faydasız şeylerin peşine koşar ve fırsatınızı kaçırırsınız. İnsanoğlu için en büyük zarar nedir? Sizin fikriniz nedir? Evet bunun hakkında Allah Subhanehu ve Teâlâ buyurur; o kayıp edip bu hayattan sonra bir daha bu fırsatın gelmesi mümkün olmayan insanlar hakkında buyurur; Estâuğuzubillah;

(Tövbe:67) نَسُواْ ٱللَّهَ فَنَسِيَہُمۡ‌ۗ

<>

Bu fırsata bir daha ulaşamayacaksınız. Bunu kayıp edince bu hayattan sonra asla başka fırsat yoktur. Fırsatınızı kayıp ettiniz. Bu insanoğlu için en büyük beladır. Anlıyor musunuz Selefi ulemaları? Doğruları söylüyorum. Bunu neden söylemezsiniz? "Onlar Allah'ı unuttular; O da onları unuttu." Bu anlamak için okyanuslardır. Neden hatırlatmaz veya insanlara nasihat etmez veya insanlara bunun hakkında öğretmezsiniz? İnsanlara Cenâb-ı Hakkı unutturan nedir? Söyleyin! Sultanlarınıza, meliklerinize, ümeralarınıza, zenginlerinize, büyüğüz diye iddia edenlere netleşirin. Onların anlamalarını sağlamalısınız.

İnsanlara Rabbini unutturan herşeyin bir daha düzeltilmesi imkânsızdır, biter, biter. Onlar kabirde ağlarlar, bağırırlar, faydası yoktur! Kıyamet Gününde ağlarlar ama faydası yoktur! Ateşte ağlarlar ama faydası yoktur! Sırat köprüsünden geçerken düşerler çünkü onlar Rabbini unuttular. Düşüp bağırırlar ve ağlarlar ama onlara faydası yoktur! Bunu neden yapmazsınız ve Cenâb-ı Hak buyurur;

(Zâriyat:55) وَذَكِّرۡ فَإِنَّ ٱلذِّكۡرَىٰ تَنفَعُ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ

<< Hatırlat, çünkü hatırlatmak inananlara yarar sağlar >>

Ne yapıyorsunuz? Siz ilimlerinizle ne yapıyorsunuz? Sizin bilginiz nedir? İki kelime yeterlidir: nesullahe ve nesîr, "Onlar Allah'ı unuttular; O da onları unuttu." Bütün hayat gayeleri unutmamaktı. Onun için Hadis-i Nebevi Şerif: Kun Me`Allah. Rasulullah ümmetine netleştiriyor. Kun Me`Allah, "Allah ile beraber olun." Bu kalbime gelen ilahi ilhamları konuşursak dünyanın sonuna kadar bitmez. Rabbini size unutturan herşey sizi bitirir. Leyla ile Mecnun gibi. Leyla ile Mecnun bir hikâyedir. Mecnun’a Leyla’yı unutturan neydi? Bu basit bir hikâyedir ama insanoğluna hayal edemeyeceğiniz kadar fazlasıyla anlam verir. Bir kimse nasıl birisini sever diye Mecnun ve Leyla’nın halleri insanlara gösterilmiştir. Onun hakiki bir aşkı varsa, gece onunla yatar gündüz onunla kalkar, onunla yürür, onunla gelir. Selefi ulemalarımız, “Bu insanların uydurdukları hikâye” derler. Anlıyoruz ama bir kimsenin nasıl hakiki muhabbet ettiğine (sevdiğine) bakın. Birisi bir kız biriside bir delikanlı. Onların arasında hayal edemeyeceğiniz öyle bir aşk vardır. Bunu Rabbimizle yapamayız diye nasıl dersiniz? Cenâb-ı Hak, "Onlar Allah'ı unuttular; O da onları unuttu" buyurur. “Biz işimiz için çalışıyoruz nasıl her zaman Rabbimizle beraber olacağız” dersiniz. Leyla ile Mecnunun nasıl olduğuna bakın. Onun için âlemlerin Rabbi buyurur;

(Araf:176) فَٱقۡصُصِ ٱلۡقَصَصَ لَعَلَّهُمۡ يَتَفَكَّرُونَ

<>

Sadakallahul Aziym. Bunlar hikâyedir demeyin, hayır. Herşeyden sizin için gerekli olanı alın. Rabbinizle nasıl beraber olacaksınız diye. O iki kul; bir erkek bir kız, onlar birbirlerine âşık oldular ve aralarındaki aşk bir okyanus oldu ve asla çıkmak istemediler. İçinde yüzmekten mutlu olup başka birşey istemediler. Ey insanlar! Ey katılanlarımız! İşitin ve anlamaya çalışın. Rabbimizden af ve Peygamberler Mührünün (s.a.v) nasihatinden biraz anlayış istiyoruz ki bizi bu kirli hayatın peşinden koşmaktan götürsün diye. Ama bu kirli hayatın dışında onurlu bir hayat var. Ey insanlar! Kirli bir hayat peşinde koşuyorsunuz ama âlemlerin Rabbi sizden onurlu, temiz, parlak bir hayat istiyor. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin. Allah Tövbe Ya Rabbi, Tövbe Ya Rabbi, Tövbe Estağfurullah. Bizi ilahi huzurunda en şerefli olan Seyyidina Muhammed (s.a.v) hürmetine affeyle.

Fatiha.

Yarım saat?

*36 dakika*

Elhamdülillah.

*1007 000*

(Mevlana Şeyh Nazım telefonda Şeyh Hişam Efendi ve Hacı Neziha ile konuşur)

***

UA-984942-2