Go to media page Available in: English   Turkish  

Nefislerinizi Alçaltın ve Rabbinizin Emirlerine Teslim Olun

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Salı, Ekim 12, 2010 Lefke, Kıbrıs

Destur Ya Seyyidi

Allah Allah Allah Allah La ilahe illallah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah

Nercu Rahmetek Ve Nahşa Azamek Ya Rabbel Alemiyn…Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn…

Sümme Salatu Vesselam Âlâ Cemiyil Enbiyai Vel Murseliyn Ve İbadallahi Salihin ey Rabbimiz.

Ey insanlar, Euzubillahimineşşeytanirraciym deyin. Euzubillahimineşşeytanirraciym. Ey Rabbimiz! En şerefli olanın hürmetine zayıf kullarına ilahi korunmanı ver. Sümme Selâmu Aleyk Ya Sahibel Zaman Ya Kutbul Zaman...Bizi bırakmayın ey mübarek kimseler! Bizi yalnız bırakmayın, bizi zayıflığımıza bırakmayın. Bizi cahillik karanlığında bırakmayın! Cahilliğin karanlık perdelerini kesmek ve ilahi ışıklara ulaşmak istiyoruz. Bismillahirrahmanirrahiym diyoruz. Huu….

Esselâmun Aleyküm, burada doğuda batıda, kuzeyden güneye katılanlarımız! İlahi selamet üzerinize olsun. İlahi selamet istiyoruz, mühim olan budur. İlahi selametin heryerde olması; ilahi ışıklar, bu mühimdir. İlahi selamet. Heryerde ilahi ışıklar olur. İlahi ışıklardan dünyamıza gelen bir ışın bile olsa mütevazı bir şekilde istiyoruz. Evet.

Ey Selefi ulemaları, merhaban. Belki bu hitap sizedir ve bu ufkunuzun dışındadır ki siz bazı ufuklara ulaştınız ve bunun son ufuk olduğunu zannedersiniz. Bir ufka ulaştığınız zaman sayısız ilahi ilimlerin ufuk seviyeleri gözükür. Bu ilim okyanuslarından isteyin. Cenâb-ı Hak Subhanehu ve Teâlâ’nın bu okyanuslara ihtiyacı yoktur. Yerlerde ve göklerde olan herşey kulları içindir, yarattıkları içindir. Ve bütün varlıklar arasında en şerefli olanlar Âdemoğullarıdır, selamet üzerine olsun. Evet, biz şereflendik. Selefi ulemaları! Sizin vazifeniz insanlara en yüksek şerefin ne olduğunu ve bu göklerdeki ikramın kime olduğunu öğretmek veya onları bilgilendirmektir. Bu şeref nedir? Bunu konuşmalısınız çünkü âlemlerin Rabbi buyurur;

(İsra:70) وَلَـقَدۡ كَرَّمۡنَا بَنِىۡۤ اٰدَمَ

ve legad kerremnâ beni Adem

<< Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık>>

Bu Ayet-i Kerîme hakkında hiç düşündünüz mü? Bu mühimdir. Âlemlerin Rabbinin, ve legad kerremnâ beni Adem, "Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık" buyurduğu nedir? Neden insanoğluna şerefleri hakkında netleştirmiyorsunuz? Kimse, Peygamberler Mührü bile ve ilahi melekler Kerremna hakkında sınırın bitiş noktasına ulaşamazlar. Okyanuslardır, okyanuslardır, okyanuslardır. Sizden hiç kimseden bu Ayet-i Kerîme Kerremna hakkında konuşmaya çalıştığınızı hiç işitmedim. Bunun kapatıldığını mı zannediyorsunuz? Kimse bilmeyecek mi? Kimse bilmeyecekse o zaman Cenâb-ı Hak ne için gönderdi? Söyleyin. Ama “Bizi eğitecek birisini ihtiyacımız yoktur” diye düşünürsünüz. Bu nefsinizdendir. Kimsenin nefsi bir başkasının kendi anlayışının veya ilim seviyesinin üstünde olmasını kabul etmez.

Neden söylemezsiniz, Selefi ulemaları? Peygamberlere ikram edilen pekçok ilim okyanusları vardır. Her birisine yeni bir anlayışla yeni bir kitap yeni bir mesaj ikram edilmiştir. Böyle değil mi? Ve bazıları öyle bir ilimle özelleştirilmiştir ki bunu başkaları asla bilmez. Ey Selefi ulemaları! Her zaman tarikata karşı savaşmaya koşuyorsunuz ama siz yanlış kimselersiniz. Bazı sır çizgiler olmalı ki bu bazı kimseleri o çizgiden yeni bir ilim okyanusunu götürmeli. Kurân-ı Kerîm’in anlamları sadece sizin bildiğiniz kadar olduğunu zannediyorsunuz. Bir kimse sizin anlayışınızın dışında yeni bir anlayış getirirse şaşırıyorsunuz ve “Bu nasıl olur?” diyorsunuz.

Göklerden gelen ilmin her birisi bir okyanustur. Bu okyanusa ne bir son ne de dibini bulabilirsiniz. Neden ilahi kimselerden gelen herşeye, “Bu olmaz” diyorsunuz. Bunu nasıl söylersiniz? Ve siz atomdan daha azsınız, atomdan daha az. Bir atom ne bilebilir? Onun bilme kapasitesi nedir? Siz de, biz de, hepimiz atomlar gibiyiz. Kapasitemiz veya anlama yeteneğimiz nedir? Belki Kurân-ı Kerîm’in anlamları hakkında milyonlarca kitaplar veya yüz binlerce veya daha fazla kitaplar vardır. Sizin kendinizden ne haber? Kalbinizde maneviyatımıza ait olan ilahi ilimden sakladığınızı oturup, şudur budur, diye bir kitap yapabilir misiniz? 10 sayfa, 100 sayfa, 500 sayfa, 1000 sayfa’da biter mi? Asla bitmez. Okyanustan ne kadar götürürseniz okyanuslar azalır mı? Ve ilim okyanusları âlemlerin Rabbinindir ve bizim kapasitemiz atom kadardır; ne taşıyabilir? Biz ne anlarız?

İlahi mülklerin ilim okyanuslarına ulaşmanın imkânsız olduğunu anlamalıyız. Her seferinde bir atomdan daha fazla olamazsınız. Bir atom iki atom kuvveti taşıyamaz. Ve insanoğlunun her birisinin Cenâb-ı Allah’ın ilim okyanuslarından birşey taşıyabilir zannetmeyin. Ve ilim okyanusları dışında hikmet okyanusları gelir. Ondan sonra âlemlerin Rabbinin kudret okyanusları gelir. Allahu Ekber. Bunu söylemelisiniz, söylemelisiniz. Küçüklüğünüze bakmalısınız ve biz bir atomdan daha azız. Bir okyanusun yanında kayıp oluruz. Cenâb-ı Hakkın buyurduğu, ve legad kerremnâ beni Adem hakkında birşey söylemelisiniz. Yemin etti! Biz Âdemoğullarına öyle bir şeref ikram ettik diye yemin etti. Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber-ul Ekber!

Bütün şeriatın ilahi emirlerinin özeti nefislerimizi alçaltıp, alçaltıp yok etmek ve “Ey Rabbim! Teslim oluyorum” demektir. Siz Selefi ulemaları, dışarıya çıkmalısınız, kendinizi yuvalarınızda tutmayın. Hayır, dışarıya çıkın ve konuşun. Bu zayıf kuldan işittiğiniz yanlış birşey varsa gelip insanlara söylemelisiniz. “Ey insanlar! Bu kimse doğruları konuşuyor. O doğruları konuşuyor onu takip edin” diye neden söylemezsiniz? Veya kendi aranızda, “Ey insanlar! Selefi ulemalar arasında bunu takip edin” diyebilirsiniz. Cenâb-ı Hak birbirinize yardım etmenizi emrediyor. Cenâb-ı Hak buyuruyor; fa te-âvenû `alâ el-birri vet-tagvâ, "İyilik ve takva konusunda yardımlaşın" (5:2) Bu emirdir, ilahi emirdir. Bana yardım etmelisiniz. “Ey Rabbimizin kulu! Bu nokta anlamadığımız birşeydir ve bunu daha netleştir” deyin. Ve onlardan noksan olanları dinleyelim. Bana yardım etmelisiniz, bana karşı gelmemelisiniz, hayır. Kardeşine veya kız kardeşine veya erkek erkeğe veya kadın kadına karşı gelenler şeytanlardır. Birbirimize yardım etmeliyiz. Bu yanlıştır deyin.

Evet, biz öyle bir şerefle şereflendik ki bu şerefin sınırlarına ulaşamazsınız. İnsanoğluna sınırsız şeref ikram edilmiştir. Neden sadece meliklerinize, krallarınıza ve farklı hayat seviyelerinde olan insanlara, zengin insanlara şeref veriyorsunuz ve başka insanları onların ayakları altına alıyorsunuz? Nedir bu? Bir insan başka bir insanı ayağının altına alma yetkisini kim veriyor? Bu ilahi emir mi? Nasıl insanlara kötü davrananlara bakıyor ve engel olmuyorsunuz? Sıradan insanlara zıt kuvvet getiriyor ve nefret ediyorsunuz. O ayakları altına alan baştaki insanlara karşı kalplerinde nefret büyüyor. Hıristiyan kardeşlere soruyorum, Yahudi kardeşlere soruyorum: onların kitaplarda insanoğlu arasında başka bir grubu ayağınızın altında alın diye yazıyor mu? Söyle kutsal papa ve kutsal haham başı! Bu Tevrat’ta ve İncil’de bazı insanları ayağınızın altına alın diye yazıyor mu? Bu nasıl olur? Bunu nasıl yaparsınız? Bunu nasıl yaparsınız?

Cenâb-ı Hak Âdemoğullarına o kadar şeref veriyor, hangi yetkiyle bazı insanları ayağınızın altına alıyorsunuz ey milletlerin başları? Bunu yapanlar Cebabire, zalimlerdir. Ve zalimler dünyada çok büyük fesat yapıyorlar. Heryerde zalimlerin ayakları altında olan insanlar onlara karşı geliyorlar. Sokaklarda koşup bağırıyorlar ve “Liderimizden razı değiliz, o gitmeli ve bize yenileri gelmeli” derler. Bunu isterler çünkü bütün zirvedeki insanlar zalimlerdir; İslam dünyasında ve gayri Müslüman dünyasında, Hıristiyanlıkta, Yahudilikte. Her yerde zirvedeki insanlar zayıf kulları ayakları altına alıyor ve onlar hergün ayaklanıp sokaklarda yürüyüşler yapıyorlar. Neden? Çünkü zirvedeki insanlar sıradan insanları ayakları altına alırlar ve onların böyle bir hakları yoktur. Onlara Allah’ın kullarını ayakları altına alma yetkisi verilmedi. Onun için ilahi lanet ve ilahi öfke yaklaşıyor, yaklaşıyor, yaklaşıyor!

Ey insanlar! Ey Selefi ulemalar! Ben âlim değilim ama siz âlim olduğunuzu iddia ediyorsunuz. Siz bu noktada ağır sorumluluk taşıyorsunuz. Bir gün zalimlerin ayakları altında olan insanlar ayağa kalkıp zalimleri darağacına asacaklar. Dikkat edin, dikkat edin. Bugün dün gibi değil, yarın bugün gibi olacak zannetmeyin. Anlamaya çalışın ey Ezher-i ulemaları ve yayınlarınızda beyanat yapın çünkü siz omuzlarınızda büyük sorumluluk taşıyorsunuz. Eğer size olan ilahi emirleri yapmazsanız, insanlara beyanat etmezseniz en fena cezayla cezalanırsınız. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin ve çok üzgün ve mutsuzuz çünkü Peygamberler Mührüne (s.a.v) insanlara selamet getirmesi emredildi. Peygamberler Mührü (s.a.v)“Eslim Teslem” buyurdu. Ey insanlar! Gelin Rabbinizin emirlerine teslim olun, o zaman selamette ve burada ve buradan sonra ilahi korunma altında olursunuz.

Cenâb-ı Hak bizi Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v.) hürmetine affeylesin.

Fatiha.

(35 dakika)

(1182 000 kişi)

UA-984942-2