Available in: English   Turkish   Go to media page

Mürid Uyanık Olmalı

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Cuma, Ağustos 6, 2010 Lefke, Kıbrıs

Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah KerimAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah

ZidYa Rabbi Habibeke Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn Seyyidina Muhammedin. Zidhu Ya Rabbi İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana...

Esselâmun aleyküm. Ey katılanlarımız, bende büyük insan ailesinin bir üyesiyim. Hepimiz üyeleriz, zayıf üyeler. Ve bize taşımak için ilahi emirlerden birşey yüklenmiştir. Bu emir vâr olan herkese sunulmuştur.

“Ey Rabbimiz, bizi affeyle biz taşıyamayız” dediler.

(Ahzab:72) وَحَمَلَهَا ٱلۡإِنسَـٰنُۖ

<>

İnsanlar “Ey Rabbimiz, biz taşırız” dediler. Taşıyamazsınız ama eğer Cenâb-ı Hak size ilahi kuvvet veya ilahi yetki bağışlarsa taşıyabilirsiniz. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin. Ey insanlar! Euzubillahimineşşeytanirraciym diyoruz. Şeytandan kaçın ve Bismillahirrahmanirrahiym deyin. (Mevlana Şeyh Nazım Efendi ayağa kalkar) Cenâb-ı Hakkın mukaddes ismini söylediğiniz zaman ayağa kalkın. Biz zayıf kullarız, biz yalnız tek ayağa kalkarız. Her dakikada ayağa kalksak bu hiçbir şey değildir. Ama bu iyi bir ahlaktır, bunu en azından bir kere tutmaya çalışmalıyız.

Ey katılanlarımız! Bakın ve dinleyin ve ilahi talimlerden birşey alın, bu size verir. Bu talimlere uyarsanız ilahi ikramlarla mükâfatlanırsınız. Esselâmun aleyküm katılanlarımız. Dünyaya inen ilahi hitabı dinlemek için çok kısa bir zaman verin. En azından bir kere bu emri tutmaya çalışın. Ey Selefiler ve akılsız Vehhabiler! Selefi ulemalarız diye iddia edenler, size bir sorumuz var. Belki ben ayağa kalkınca itiraz ediyorsunuz. Rabbimizin mukaddes ismini söylediğimiz zaman ben ayağa kalkıp insanları ayağa kaldırıyorum diye. Bir soru. “Bu çok fazladır. Bunu otururken de söyleyebilirsiniz” diyebilirsiniz. Evet, bunu söyleyebilirsiniz, size bir soru. Bir kimse namaza başlamak istediği zaman ilk farz tekbirdir, değil mi? Evet? “Allahu Ekber” demektir. Oturup “Allahu Ekber” dediğiniz zaman bunun kabul edileceğini mi zannediyorsunuz? Bu çok mütevazı sohbetimize ikram edilen herşeyin pekçok delilleri vardır. Evet. Ben ayağa kalkıp “Allahu Ekber” dediğimi söylüyorum. Her ayağa kalkıp “Allahu Ekber” dediğimde Cenâb-ı Hak bana daha fazla kuvvet veriyor. Anlamıyor musunuz? Oturarak tekbir alınır mı? Tekbir, “Allahu Ekber” diyoruz. Ama bize emredilen resmî kullukta, namaza gelince oturursak, “Allahu Ekber” demek için ayağa kalkmalıyız. Oturunca bu kabul edilmez.

Onun için Selefi ulemalarımız bunu düşünmüyorlar ve Şeyh her zaman insanları ayağa kaldırıyor diye itiraz ederler. Siz akılsız insanlarsınız, sizin bilginiz yoktur. Namaza gelince “Allahu Ekber” demekle başlamalısınız. Seccadede otururken olmaz. Onun için itiraz etmeyin. Bazen birilerine bir ceza verirler. Ben burada birşey değilim ama patronum onlara dokunabilir. Evet. Tekbir dediğiniz zaman bunu ayakta söylemelisiniz; bu kullara bir talimdir. Onlar tekbir dedikleri zaman ayağa kalkmalılar, bu namazda farzdır. Namazın dışında hakikatte de farzdır ama Şeriat bunu biraz hafifletir çünkü insanlar çok tembeldir.

Onlar köpeklerin tavşan peşine koştuğu gibi dünyanın peşine koşarlar. Dünya peşine koşmakta yorulmazlar. Ama “Allahu Ekber” deyince yorulurlar. Söyleyin, telaş etmeyin. Cenâb-ı Hak bizden razı mı olur, bize öfkelenir mi? Bu bizim talimizdir, Onlar bana öğretiyor ve ben size öğretmek istiyorum.

Onun için ey insanlar! Rabbimize, sizi yaratana, en yüksek saygınızı vermeye çalışın. O bunu her zaman ister. Escudu! Allahu Ekber. Secde, ayetlerden birisi secde ayetidir. Evet? Mustafa efendi bu secde değil mi? Bu emir ilahi emir her zamandır, her zaman. Başını kaldırmasan iyi olur. “Dünyadan ne haber? Bunu şunu yapmalıyız.” Siz dünyanın peşine düşüp zevklenmek için yaratılmadınız. Siz Rabbinizin emrini tutmak için yaratıldınız. Bunu söyleyip insanları eğitmek için ulemalarımız nerede? “Selefiler” derler. Siz Selefi ulemalarısınız, neden sultanın huzurunda, kralın huzurunda “Sultan gelince bir kere kalksak yeterlidir“ demezsiniz? Bunu asla söylemezsiniz. Sultan yüz defa gelse ayağa kalkarsın. “Bu çok fazla, bir kere yeter” demezsiniz. Cenâb-ı Hak Subhanehu ve Teâlâ’dan ne haber? Tövbe Ya Rabbi. Rabbimizden af istiyoruz. Ve bize en iyi ahlâkı en iyi edebi öğretecek birisini göndersin.

Ey insanlar, katılanlarımız, sarhoşlar olmayın. Ey insanlar! Bir söz vardır, mübareklerden gelen bir söz. Ehli tasavvuf, tarikatlı insanların bir tarifidir, murid ibn vaktu, vakit olduğu zaman Rabbimiz için ilahi usule uymaya çalışmalıyız. Allahu Ekber, Allahu Ekber. Mürit her zaman uyanık olmalı, murakabe, o her zaman gelen ilahi tecelliye ulaşmak için daima bakmalı. Ehli tasavvuf, mürit ibn vaktu derler. Bir kedinin fare deliğinin önüne gelip gözetlediği gibi orada oturur. Ne kadar “Pssss… psssss” desen bile asla gitmez çünkü farenin gelmesini bekler. Her saatte, her günde, her dakika, her saniyenin her üçte birinde, vaktin en küçük parçasında her zaman göklerden ilahi hazineler gelir. Onun için birşey bilmeyen ulemalar “Mürit neden bu şekilde oturur? Neden görmek için gözlerini açmazlar?” diye itiraz ederler. “Biz gözlerimizle etrafımızda olana bakarız” derler.

Cenâb-ı Hakkın başka bir ikramı daha var, oda içeridedir. O kuvvet bu şekil oturdukları zaman doğudan batıyı gözetler. Bu Tasavvuf ehli buna “Müşahide” derler. Murakabeden sonra müşahide gelir. Onun için onlar genelde gözlerini kapatırlar ve kalplerinin gözleri açılır ve bazı görüntüler olur, müşahide. Onun için her zaman murakabe yapmayı severler ama siz onları uyuyor zannedersiniz. Hayır, onlar bilinmeyen dünyalara dalarlar. Evet.

Ey insanlar! İnsanoğluna ikram edilmiş bazı ilahi cevherlere ulaşmaya çalışın. Bir köpeğin tavşan peşine koştuğu gibi dünya peşine koşmayın. Çok değerli hayatınızı heder edersiniz. Ekranda gözüksün diye murakabe yapın. İçinde herşeyi görebildiğin ekranı kayıp etmemeye çalışırlar çünkü her saniyede veya üçte birinde hayal edemeyeceğiniz görünmeyen, bilinmeyen görüntüler gelir. Onun için insanlar murakabe yapmayı severler. İnsanlar “Bu eski moda insanlar uyuyorlar, kalk ve yatağında uyu” derler. Onların o kimseye olan hakiki anlayışı çok uzak mesafelerdedir.

Ey insanlar! Bu haftada mübarek Ramazana ulaşıyoruz. Şimdi söylediğimiz bir okyanustur ki dünyanın sonuna kadar asla bitmez. Ey insanlar! İnşallah Ramazanın hilalin ilk gecesi, Pazartesi’den Salı’ya ulaşan gece olmasını ümit ediyoruz. Salı günü başlar, Şaban-u Muazzamın son günü Pazartesidir. Ve Ramazanın ilk günü salıdır, geceden teravi kılmalısınız. "Ehlen ve sehlen ya Şehrul Rahmet. Ehlen ve sehlen ya Şehrul Şerafe” deyin. Herşeyi isteyin, üstünde yürüdüğünüz değeri olmayan taşlar istemeyin. Yâkutlar, inciler, zümrütler, pırlantalar isteyin. Dışkı peşine koştuğumuz yeterlidir, onun peşine koşmayın. Her gece ve her gün hazineler peşine koşun; o zaman burada ve buradan sonra mutlu olurunuz. Rabbinizi kendinizden razı ederseniz O sizi burada ve buradan sonra mutlu eder.

Ey insanlar! “Estağfurullah, estağfurullah, estağfurullah” deyin. Senin sonsuz, sonsuz Kerem okyanusların vardır. Bunun size ebedi olarak ikram etmesini isteyin. Ve bilmiyoruz ki şimdi iki veya üç günümüz var, Cumartesi, Pazar, üç gün var. Cenâb-ı Hak kimin yaşayacağını bilir. Milyonlarca insanlar Ramazana ulaşmadan gidecekler. Ve bizde bu Ramazan bizim son Ramazanımız olabileceğini ve başkasına ulaşamayacağımızı düşünmeliyiz. Onun için mümkün olduğu kadar ilahi hazineler almaya çalışın o zaman mutlu olursunuz. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin. Ey insanlar “Estağfurullah, Estağfurullah” deyin.

Fatiha.

UA-984942-2