Go to media page Available in: English   Bahasa   Turkish   Arabic  

IV. Sultan Selim’e Hazırlanmış Padişah Elbiseleri

Sultan ul-Evliya

Mevlana Şeyh Nazım el-Hakkani

2 Haziran 2011 Lefke, Kıbrıs

(Regâib Gecesinde bir mürit Mevlana Şeyh Nazım Efendi’ye Sultan Selim için elle işlenmiş Osmanlı libaslarını sunar:)

(Mevlana Şeyh Nazım ayağa kalkar.) Allahu Akbar, Allahu Akbar, La ilaaha il-Llah huwa-Llahu Akbar, Allahu Akbar wa lillahil hamd! Ya Rabbi! Mutlaka Senin istediklerine de, Senin kudretinle, azametinle Islam’a verdiğin azamet ve heybetle bu mubarek gecede, Islam’ın sultanını bu libas ilen giydiripte şeriatın meydana gelsin, Ya Rabbi! Sen Kâdirul Muktedirsin, biz aciziz. Biz bu hazırlığı yaptık. İlahi lütfundan sultan isteriz, ol Habib ul-Ekrem hurmeti için, cümle Sahabe-i Kiram’ın ve cümle Selâtiyye Osmâniye’nin hürmetleri için, Ya Rab!

Fatiha. (Mevlana Şeyh Nazım oturur.)

Misafir: Sultan Reşat Han’ın bizzat kullanmış olduğu (kemer). Kılıcıda buraya takılıyor. Kılıç yasak olduğu için getiremedik, sultanım. Cennet mekân, Abdul Hamid Han zamanında bir subay tarafından kullanılmış ve savaşa da girmiş, bileylenmiş bir kılıç bulduk himmetinizle; onu hazırladık. Buraya gelmesi yasak olduğu için...yani gümrükte problem yapıyorlarmış. Tarihi kılıç oldugu için, değerli olduğu için Osmanlı kılıcını dışarıya çıkartmama kararı vermişler. Ancak ordaki bir kişiden rica ettik, ve Almanya'ya kargoyla gönderttireceğiz himmetinizlen. Yani burda resmini çektik. Bizzat Sultan Reşat ve Abdul Hamid Han'ın törenlerde giymiş olduğu kılıcın aynısı.

Mevlana Şeyh Nazım: Maşallah. Aferin! Aferin!

Misafir: Bu da pantolonu. Heybetli bir görüntü izhar ediyor, Allahın izniylen. En kaliteli malları ve ürünleri kullandırdık ve tamamen el işi! Yani "makinenin" m'si bile gelmedi buna. O şekilde yapıldı.

Mevlana Şeyh Nazım: Kaç yaşında usta?

Guest: Bu usta 40 yaşlarında terzi. Başlarındaki kadında 40 yaşlarında.O kadıncağız Hırka-i Şerifi'in tamiri ile uğraşmış ve aynı zamanda 13 yaşında Beytullah'ın örtüsünü islemiş. Bunu işleyen kadıncağız ile dokuz tane kadın, 45 günde geceli gündüzlü çalışarak bitirdiler himmetinizle. Normal bir kaç kişi gördüler bunu ve dediler ki, "Bu sekiz, dokuz aydan evvel çıkacak iş değil; yalan söylüyorsunuz!" Bunları buraya vakfettik, naklettik. Inşallah hoşunuza gitmiştir.

Mevlana Şeyh Nazım: Allahu Ekber! Millet ayağa kalacak. Âhir Zamanı sultanınındır bu. Tekbır çekelim! (Mevlana Şeyh Nazım ayağa kalkar.) Allahu Akbar, Allahu Akbar, La ilaaha il-Llah huwa-Llahu Akbar, Allahu Akbar wa lillahil hamd! Allahu Akbar, Allahu Akbar, La ilaaha il-Llah huwa-Llahu Akbar, Allahu Akbar wa lillahil hamd! Ya Rabbi! Bu mubarek gecede bu libası Sen takdim ettin. Bu libası giyecek sultanı da gönder, Ya Rabbi! Ol Habibu Ekrem hürmeti için, Senin şeriatını ikrar, ihya edecek Sultan Selim'i gönder, Ya Rabbi. Fatiha. (Mevlana Şeyh Nazım oturur.) Aferin. İşte bunu ister millet! Bunu ister. Bu (libas) mubarek (Regâib) gecede takdis olunmuştur. Inşallah giysin sultanınımız, Sultan Selim Han. Fatiha. Boylu poslu birşey zaten.

Misafir: Kırmızı renk istediğiniz gibi mi olmuş?

Mevlana Şeyh Nazım: O (kırmızı libas) tahta oturduğunda giydirilir. Bu (siyah libas) arma giydiğinde. Bunun arkasından bunu giydireceğiz. Kılıç merasiminde onu giyer. Tahta çıkışında da bunu (kırmızıyı) giyer. İnşallah İslam'ın toplaycı kuvveti ona verilmiştir; mübarek gecede geldi, ümidimiz budur. Fatiha. Peki, bunları şimdi siz muhafaza altında tutun. Bu tekrar veliaht, Sultan Selim'e gidecek giymek için. Onda zuhur etsin. Orda giyderecek, Avrupalıların gözü önünde. Orda giydirmeli, ilan etmeli: "Hakkımızı isteriz!" Bizim kalbimize gelen bu. Allah razı olsun sizden. Habib'i hoşnut olsun sizden. Ya Rabbi! Biz bu kadar yaptık. Bundan ötesine bizim kuvvetimiz yetmez. Kuvvet Senindir, Ya Rabbi. Giydir çıksın! Senin şeriatını ihya edecek Sultan Selim gelsin, ol Habibu Ekrem hakkı için, bi hürmetil fatiha. Allah, Allah. Hanımlar gördü mü?

Misafir: Bu kırmızının altına bir tanede pantolon yaptırdık, sultanım. Iki takım olmuş olur.

Mevlana Şeyh Nazım: Hacı Rukiyye, gördün mü bunları? Âhir Zaman sultanı bunları giysin, inşallah, mübarek gece hürmetine. Vaktinde geldi. Tecelli değişti bu gece. Onlar aşağı, bizimkiler yukarı çıksın inşallah. Görülecek, görülecek! Şimdi bütün Islam alemi buna bağlanmaya mecburdur. (Arapça) Allahu Ekber! Sizde şimdi Alman Imparatorunu isteyeceksiniz. Onunda sırası geldi. Hepsine krallıklar gelecek, o pisliklerin hepsi gidecek! Bunları siz burda muhafaza edin, giderken tekrar tertip yapıp, götürüp, belki 27.inci Miraç Gecesi giydirilir, ilan edilir. Değilse, Berât Gecesine bırakılır. Berât Gecesi daha mühkemdir, ki senenin başlangıcıdır. Yani yeni bir başlangıç demektir. Onun için onu muhafaza ettireceğiz orda ve ilan verilecek hertarafta ki hilafet hakkı Osmanlı elindedir. Ne Arab'a ne Acem'e verilmiş değildir. Kimse onu ondan alamaz. Araplar da kalkacak ayağa.

Hicaz emiri, Şerif Hüseyin istedi vermedi Sultan Vahyettin. Vermeyince zorla kimse kendini halife tayin edemez. Bunun elindedir, ve bu da Selim'dir! Allahu Akbar wa lillahil hamd! Allahu Akbar wa lillahil hamd! Allahu Akbar wa lillahil hamd! Tam sırasında geldi. Allah'a şükürler olsun. Acayip! Recebun acayıbun! Allah razı olsun ki onların kalplerini Cenâb-i Hakk bu yola döndürdü, hazır ettirdi. Hiçbir kimse Osmanlı'dan kalmadı şimdi. Sultan ibnu Sultan ibnu Sultan, Sultan Selim. Allahu Akbar wa lillahil hamd! Hadis-i Şerifte, "Sizden Sultan Selim alır, tekrar Sultan Selim verir sahibine" buyurur Peygamber (s.a.v.). İşte bizim birşey yapacağımız yok. Yukarıda yürüyecek iş artık. Bizim yapabileceğimiz bu kadardır. Bundan öteye biz havale ettik artık ileriye doğru. Şimdi kaynaşacak Osmanlı, ve Türk'ün içi karışacak. Bunu istemeyen adam bulunmayacak. Heybetlidir şimdi, heybetli! Allahu Ekber.

Misafir: Büyük bir toplantı mı yapalım, sultanım? Herkeze haber verelim mi?

Mevlana Şeyh Nazım: Tabii, hepsine haber verin. Avrupadakilere haber ver; hepsi gelsin görsün. Üniformaylan sultanı görsünler. Giydirin gösterin. O şimdi Berât Kandilinde gösterilecek; Berât Gecesine hazır ederiz, inşallahu Rahman. Çıksın meydana! Allah'ın teyit ettiğini kimse geri çekemez; ne ordular, ne devletler, ne imparatorlar, hiç! Allah vaktini tayin etmiştir. Şimdi İslam meydana çıkacak, halife meydana çıkacak. Isteyen beğensin, istemeyen Cehenneme gitsin.

Misafir: Sultanım, Şehzade Selim hazretleri Ramazan bayramından sonra gelirim diye kendisi randevu vermişti. Berât Kandili olarak söyleyelim kendisine.

Mevlana Şeyh Nazım: Şimdi biz yukardaki talimata bakacağız. Berât Kandilinde, Berât Gecesi başlangıçtır. Ramazan o içinde gider artık. Asıl bu mühim olan mesele burda. Artık bitti.

(Mevlana Şeyh Hişam Efendi içeriye girer.) Hişam Efendi! (Mevlana Şeyh Nazım ayağa kalkar.)

Mevlana Şeyh Hişam: Es-selamun aleykum, Seyyidi!

Mevlana Şeyh Nazım: Ve aleykum selaam! Geri getirin onları, Hişam Efendide görsün. Bak!

Mevlana Şeyh Hişam: Ooo maşallah Seyyidi, çok güzel. Aslı gibi. Nerde yaptılar? (Maraş. Tamamen el işi.)

Misafir: Dokuz aylık iş ama sizin himmetinizle dokuz kadın 45 günde bitirdi, bu nakışı yaptı.

Mevlana Şeyh Hişam: E sultan elbisesi...

Mevlana Şeyh Nazım: Hakikaten! Uydurma değil; kumaşını bak. Çünkü Hişam Efendi (eskiden) kumaş tüccarlığı (yaptığından) onlar anlar hemen.

Mevlana Şeyh Hişam: Çok güzel kumaş.

Misafir: Terzi diyor ki, "En az 500,000 iğne vurdum buna."

Mevlana Şeyh Nazım: Kırmızısı nasıl?

Mevlana Şeyh Hişam: Çok iyi Seyyidi.

Mevlana Şeyh Nazım: Kırmızı celâli sıfatıdır.

Mevlana Şeyh Hişam: Zâtı âliniz bir tane alsın.

Mevlana Şeyh Nazım: Alevlendirecek şimdi bu milleti. Kolay değil bu. Allahu Ekber! Allahu Ekber! Leylet ul-Regâib, Hişam Efendi. (...) En birincidir Hişam Efendi, o giysin tacı!

Misafir: Elhamdulillah, sultanım, (Hişam Efendiye) layiktır.

(Mevlana Şeyh Nazım Efendi Sultan Selim'in resmini Mevlana Şeyh Hişam Efendiye gösterir.)

Bu aya bu tahkik olsun! Fatiha.

UA-984942-2