Go to media page Available in: English   German   Bahasa   Turkish  

Uyanın ve Olacaklara Karşı Hazırlıklı Olun!

Mevlana Şeyh Hişam Kabbani

22 Ekim 2010 Lefke, Kıbrıs

Cuma Hutbesi

Ey Hz. Muhammed'in (s.a.v) izinde olanlar! Ey Ehl-i Beyt! Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Benim aileme nezaket göstermenizin dışında sizlerden hiçbir talepte bulunmuyorum.” diye buyurmuştur.

قُل لَّا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ أَجْرًا إِلَّا الْمَوَدَّةَ فِي الْقُرْبَى

Ḳul lâ es’elukum aleyhi ecran illel meveddete fil ḳurbâ.

(Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: "(Ben) sizden buna (size olan teblîğ vazifeme) karşı, akrabalıkta (âl-i beytime) muhabbetten başka bir ecir istemiyorum. (Şûrâ, 42/23)

Resulullah Efendimizin ailesine saygı göstermek her bir erkek ve kadın Müslüman üzerine düşen hükümlülüktür. Eğer Peygamber Efendimizi (s.a.v.) seviyorsak, Ehl-i Beyt'e en üst derecedeki saygıyı göstermeliyiz. Ve buna benzer olarak, kalpleri Kur'an-ı Kerim'de belirtildiği üzere açık olan Peygamber Efendimizin (s.a.v.) varisleri olan evliyalara da aynı şekilde saygı göstermeliyiz:

أَلا إِنَّ أَوْلِيَاء اللّهِ لاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ

Alâ inne evliyâullâhi lâ ḫavfun aleyhim ve lâhum yeḥzenûn.

İyi bilin ki, Allah'ın dostlarına korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir. (Yunus, 10/62)

Evliyalar hiçbir şeyden korkmaz ve üzülmezler. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) onlar ile beraberdir, Sahabe-i Kiram (r.a.) onlar ile beraberdir ve eyliyalar onlar ile beraberdirler. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) bu varisleri, Mehdi (a.s.) ile beraber olacaklardır ve ellerinde ne varsa Mehdi (a.s.)'a teslim edeceklerdir. Bizler, Sultanu'l-Evliya, Mevlana Şeyh Nazım Adil el-Hakkani hazretlerine ait olan bir camideyiz. Onun söylediği gibi birinci bölüm bitti ve ikinci bölüm yaklaşıyor. Hayatımızda bu ikinci bölümü görmek için bizlere ömür verdiği için Allah’a şükürler olsun.

Ey yeryüzünde yaşayan inananlar! Neyin yaklaştığını görmeye hazır olmak için uyanma zamanıdır. Her an için evliyaların açacağı yeni mesajlar, yeni uygulamalar (metotlar) ve yeni yorumlar zuhur edebilir. Kalplerinizi hazır tutun, rabıtanızı (bağlantınızı) hazır tutun ve bağlanmak için hazır olun. Hayatınızın her anında dikkatli olunuz; tefekkür ediniz.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)'in buyurduğu gibi:

تفكر ساعة خير من عبادة سبعين سنة

Tefekkeru sâ`atin ḳayrun min ibâdeti seba`în seneh.

Bir saatlik tefekkür 70 senelik ibadetten efdaldir.

İnsan hayatı yetmiş senedir ve tüm bu yetmiş sene boyunca ibadet etseniz, oruç tutsanız, zekat verseniz ve hac yapsanız, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) söylediği gibi düşünmek ve teffekkür etmek yetmiş senelik ibadetten efdaldir. Kalplerimizi çalıştıralım, aklımızı kullanalım, ne yaptığımızı düşünelim.

Hz. İbrahim (a.s.), Nemrud tarafından ateşe atıldığı zaman, o ne demişti? “Hasbunallah ve nimel vekil! Hasbunallah ve nimel vekil! Hasbunallah ve nimel vekil!" Ve ondan sonra Allah’ın yardımı kendisine yetişti. Bizler, her zalime karşı imdat olarak “Hasbinallah ve nimel vekil” diyormuyuz? Kullu men tecebbar ve tekebbar. Kalbimizde şeytanın girdiği yer var ve bizler “Hasbinallah ve nimel vekil” demeliyiz, çünkü neyin yaklaştığını veya neyin aniden zuhur edeceğini bilmiyoruz. Ve bu Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in kalbinden Mevlana Şeyh Nazım’in kalbine geliyor. Bu nedenle yeni bir sürece (bölüme) yaklaştığımızı söylüyor. Bu bölümün içinde var olmayı talep etmeliyiz ve Allahu Teâlâ'dan mürşidimize sağlık, rahmet ve kuvvet vermesini talep etmeliyiz.

Şimdi, Hz. Ali’nin (r.a.) ne söylediğini hatırlayalım:

رأيت ربي بعين قلبي

فقلت لا شك أنت أنت

Ra'eytu rabbî bi eyni ḳalbî

Fe ḳultu lâ şekke ente ente

Rabbimi kalp gözümle gördüm

Şüphe yok ki O Sensin! O Sensin!

أنت الذي حزت كل أين

بحيث لا أين ثَمّ أنت

Entellezî ḥizte kulle eynin

Bi ḥays̱u lâ eyne s̱emme ente

Sen her yerde vâr olan Zâtsın

Öyleyse, orada olan Senin dışında hiçbir şey yok

فليس للأين منك أين

فيعلم الأين أين أنت

Fe leyse lil eyni minke eynun

Fe ye`alemul eynu eyne ente

Sana nazaran "nerede"nin bile "nerede"si yok

Zira Senin nerede olduğun "nereden" bilinir

وليس للوهم فيك وهم

فيعلم الوهم أين أنت‎

Ve leyse lil vehmi fîkr vehmun

Fe ye`alemul vehmu eyne ente

Hiç bir hayal Seni hayal edemez.

Senin nerede olduğunu bilebilmeyi hayal etmek için

أحطت علما بكل شيء

فكل شيء اراه أنت

Ahatta `ilmen bi kulli şeyyin

Fe kullu şeyyin erâhu ente

Senin ilmin herşeyi kapsar

Öyleyse gördüğüm herşey Sensin

وفي فنائي فنا فنائي

وفي فنائي وجدت أنت

Ve fî fenâ-î fenâ fenâ-î

Ve fî fenâ-î vecedtu ente

Ve benim yok oluşumda

Benim yok oluşumun yokoluşudur.

Şu belagata bir bakın! Mevlana Şeyh Efendi konuştuğu zaman, kalbinden bizim ne öğrenmeye ihtiyacımız varsa onu verir. Fe leyse lil eyni minke eynun, "'Neredenin' nerede olduğunu bilmiyoruz, çünkü Sen oradasın.”

Evliyalar Rablerini arayıp bulma konusunda Peygamber Efendimizin varisleridir. Bunun içindir ki Sultanımız, Mevlana Şeyh Nazım, "Bizler her şeyi bıraktık; hiçbir şey olarak çağrılmak istemiyoruz. Bizler Rabbâniyûn olarak çağrılmak istiyoruz! Çünkü Allah (c.c.) her yerdedir ve her şeyi bilir:

وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ

Ve naḥnu eḳrabu ileyhi min ḥablil verîd.

Biz ona şahdamarından daha yakınız. (Ḳaf, 50/16)

Estağfirallah, sallû `aleyhi ve sellimû tes̱lîma. Allâhumme eyyid hâẕâ ed-dîn bi muayyed ed-dîn. Ey Allahım! Bu dine "Dinin Gücü" (Sultanu'l-Evliya Mevlana Şeyh Nazım Hazretleri) ile kuvvet ver ve onun ailesine, ona destek verenlere ve onu takip edenlere! Amin.

http://sufilive.com/Wake_Up_and_Prepare_for_What_Is_Coming_-2773.html

© Telif hakkı “Sufilive”a aittir. Bütün hakları saklıdır. Bu kopya, uluslararası Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu tarafından korunmaktadır. Lütfen paylaşırken, “Sufilive”a atfediniz. Allah razı olsun.

UA-984942-2