Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani
Perşembe, Temmuz 1, 2010 Lefke, Kıbrıs
Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah
Allah Allah Allah Allah Allah Allah KerimAllah
Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah
Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah Subhanehu Ve Teâlâ
Nahnu Abidukel Fukara … Ya Mevlana Elfu Salât Elfu Selâm Âlâ Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn Seyyidina Muhammed (s.a.v.) … Minel Ezeli Minel Ebedi Ya Rabbel Alemiyn. Zidhu Ya Rab, Zidhu Ya Rab, Zidhu Ya Rab Ve Barik Lehu Ümmetihi… Elhamdülillahi Ve Kefa
Arapça anlar mısınız ey Selef us-Salihler? Lev kuntum zerra min Selef us-Salih kunna netehiz bikum, lakin. Siz sadece iddia edersiniz, siz Selef us-Salihlerin hakiki takipçileri değilsiniz. Selef us-Salihler Sahabe-i Kiramdı! Siz Sahabeden sonra Selef us-Salihler var zannedersiniz. Neden biz dünya semasının yıldızlarını (Sahabeleri) takip ederiz demezsiniz? Neden bunu söylemezsiniz? Meded Ya Ricalallah! Meded Ya Sultanul Evliya! Neden “Biz Sahabe-i Kiram’ın takipçileriyiz” demezsiniz? Ve maksadınız Sahabe ve asırlarca gelecek olan insanlar arasında bir ayırım yapmaktır. Selef us-Salih ne söylüyorlar? Neden “Sahabe-i Kiram” demezsiniz? Ve Peygamberler Mührü, Seyyidel Evveliyn vel Âhiriyn (s) buyurmuştur;
أصحابي كالنجوم بأيهم اقتديتم اهتديتم
“Benim sahabem gökteki yıldız gibidir. Hangisine tutunursanız kurtuluşa erersiniz"
Neden söylemezsiniz? Bu "Selef us-Salih"i nereden getirdiniz?! Tövbe Estağfurullah. Yanlış yol. Onlar çok kibirlenirler. Onlar tenezzül etmiyorlar. Onlar Sahabeye ilgi duymazlar, onlar Selef us-Salihlere ilgi duyarlar. Selef us-Salihler kimlerdir? Onların isimlerini yazın da görelim bizde takip edelim. Nedir bu? Ves-selâmu `ala menitteba` el-hudâ. Selâm yalnız Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s)’in doğru yolunu takip edenleredir. Allahu Ekber. Sümme selâmu aleyke Ya Seyyidi, Ya Sahib ez-Zaman, ey bu dünyanın Kutbul Mutesarrif ve altında ve üstünde olan herşeye!
Esselamun aleyküm. Esselamun aleyküm katılanlarımız. Bazen zayıf bir kulu yanlış kimselere bağırtıyorlar. Peygamberler Mührünün (s) zamanında hiç olmamış bazı terimler getiriyorlar. Evet, Selef us-Salihler bunları nereden getirirler? Bir el dolusu insanlar Peygamberler Mührüne (s) ait olanı dışarıda bırakırlar ve “Yalnız Selef us-Salihler var” derler. Yanlış yol, yanlış anlayış ve o insanların kalplerinde yanlış şeyler gelir. Şeytan onların kalplerine bir şüphe vermek ister. Ve başka insanları Peygamberler Mührü (s)’nün yolundan uzak olduklarını düşündürmek ister. Anlıyor musun Şeyh Hişam Efendi? Onlar (Selefiler), “Biz doğru yoldayız ve başka insanlar yanlış yolda” derler.
(Bakara:111) قُلۡ هَاتُواْ بُرۡهَـٰنَڪُمۡ
<
Başlangıçta kullandığımız bu isim ile Müslümanların çoğunluğunu ayırım yaparlar ve bu bir el dolusu insanlar “Biz Selef us-Salihleriz; bizi takip edenler Salihînlerden olacak” derler. Ya sonrakiler? Allah Allah Allah Allah Subhanallahu Aliyil Aziym. Euzubillahimineşşeytanirraciym diyoruz. Onun için her zaman euzubillahimineşşeytanirraciym demelisiniz çünkü her saniyede bile şeytan inananları doğru yoldan yanlış yola gelmelerini ister; onları götürmek ister. Euzubillahimineşşeytanirraciym demelisiniz. Destur Ya Seyyidi Meded Ya Sultanul Evliya.
Bu mütevazı bir toplantıdır. Biz buyuz şuyuz diye iddia etmiyoruz, hayır, hepimiz aynı seviyedeyiz. Allah Allah Allah Allah. Acayip, Selef us-Salih demek çok acayiptir. İsimlerinizi değiştirin! “Peygamberler Mührünün (s) yıldızlarının takipçileriyiz” deyin. Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s), SubhanAllah, çok mütevazıdır,
أصحابي كالنجوم بأيهم اقتديتم اهتديتم
“Benim sahabem gökteki yıldız gibidir. Hangisine tutunursanız kurtuluşa erersiniz" buyurmuştur.
Ve asla kendi hakkında konuşmaz. Sahabeleri yıldızsa neden kendi hakkında “Ben güneşim” diye buyurmaz? Ama onun sonsuz mütevazılığinden dolayı Peygamberler Mührü (s), “Ben güneşim; beni takip edin!” buyurmaz. “Benim sahabem gökteki yıldızlar gibidir” buyuruyor. La hâvle vela kuvvete illa billâhil aliyil aziym. Acayip. “Sahabelerim, benim takipçilerim yıldızlar gibidir” diye kim söyler? Parlayan yıldızlar. Kararmış, sönmüş yıldız değil, parlayan yıldız. Ama bütün Sahabeler eskiden karanlık ve karanlıkta olduklarını buyurmaz. Onlar karanlıktalardı. Âlemlerin Rabbi Nûr-ul İslam’ı, İslamın ışığını gönderdiği zaman bu ışık kalplerine girdi ve kalpleri parlamaya başladı ve böylece parlayan yıldızlar oldular. “Ey ümmetim! Onları takip edin çünkü onlar parlayan yıldızlardır!” Okyanuslardaki gemicilerin kutup yıldızına bakıp yollarını buldukları gibi, onlar onlardan birisini takip ederlerse nurlu dünyalarda yolunuzu bulursunuz.
Edep. Peygamberler Mührü (s) edebenî Rabbî fe ehsene tâdîbî buyurur. "Rabbim bana edebi, en iyi ahlakı öğretti." Bu sadece bir kimseye ulaşır. "Rabbim bana öğretti ve bana en iyi ahlakı, özelliği ikram etti." Bu öğrettiği bir kimse hariç başka kimsede olamaz. Ona bu en iyi edebi vermiştir. Ve “Ey ümmetim! Ümmet el-Habib! Takipçilerimin hakiki varlıklarını açıklıyorum: Onların elbiselerine bakmayın, evlerine bakmayın, yiyip içtiklerine bakmayın. Onların ilahi cevherlerden taşıdıklarına bakmalısınız. İlahi nûrlara bakın. Onların her birisinde vardır” buyurur. Bunlar benden geliyor buyurmaz; “Benim etrafımda olanlar ilahi nûrlardan alırlar” buyurur. Bunları neden söylemezsiniz? Ve bir grup insan bu iyi, bu kötü diye bazı ölçüler kullanıyorlar. Sahabe-i Kiram arasında bu iyi, bu kötü derler. Cenâb-ı Allah buyurur;
(Tin:8) أَلَيۡسَ ٱللَّهُ بِأَحۡكَمِ ٱلۡحَـٰكِمِينَ
<< Allah, hüküm verenlerin en üstünü değil midir?>>
“Bana ortak koşmayın. Herkesin hakkını ve şerefini verecek olan yalnız Benim. Bu iyi veya bu kötü diyemezsiniz.” La hâvle vela kuvvete illa billâhil aliyil aziym! Hişam Efendi? Subhanallahu aliyil aziym. Neden “Biz Vehhabileriz” derler? Neden “Biz Selefiyiz” derler? Bu bâtıldır ve reddedilmiştir. “Biz Peygamberimizin Sahabesinin yolundayız” demelisiniz. “Ben Amr Ibn al-`As (r) takip ediyorum!” “Ben Seyyidina Ali’yi (r) takip ediyorum!” “Ben Ebu Bekir es-Sıddık’ı (r) takip ediyorum!” “Ben Ömer İbn Hattab’ı (r) takip ediyorum!” “Ben şunu ve bunu, 124,000 Sahabeyi (r) takip ediyorum!” diyebilirsiniz. Her birisi ilimle doludur.
Onun için, Peygamberler Mührünün (s) o çok parlak ve beyaz yüzlerine bir dakika bile bakmaları, ondan kalplerine gelen nûr onların tüm hayatlarına yeterlidir! Ve sonra, kalplerine doğrudan gelen nûra ulaşmaya çalışsalar, bu nûr onları yerden göklere çıkartır. Bu onların Peygamberler Mührünün (s) yüzüne bir defa bakmaları ile dir. Ve Peygamberler Mührü asla Sahabeleri hakkında "bu iyi, bu kötü" demedi. Hayır, kim gelip kendini birlik okyanusunda yıkarsa bitmiştir. Subhanallahu aliyil aziym. İnsanlar hakikatleri söylemeye veya hakikatleri öğrenmeye veya hakikatleri takip etmeye gelsinler. Allah Allah Allah Allah Allah Allah.
Şimdi ikinci cahiliye devri geliyor. Câhiliyetil ûlâ, ilk cahiliye devri geçti ve bu Câhiliyetil ûlâ(Eski cahiliye) gösterir. Neden söylerler? Siz Arapsınız? Selefi ulemaları, hiç düşünmez misiniz, Cenâb-ı Allah neden buyurur;
(Ahzab:33) وَلَا تَبَرَّجۡنَ تَبَرُّجَ ٱلۡجَـٰهِلِيَّةِ ٱلۡأُولَىٰۖ
<< eski cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın >>
SubhanAllah, SultanAllah. Cenâb-ı Allah bütün Müslüman hanımlara hitap ediyor: "Eski cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın." Ve siz, öğrendiniz, anlayışınız başkalarından daha fazla olmalı. Biz Acem’iz ama siz Arapsınız ve diliniz Arapça. Bizim anlamadığımızı siz anlarsınız. NedenCâhiliyetil ûlâ buyuruyor? Kurân-ı Kerîm’de sayısız hikmetleri olmayan birşey bulamazsınız. Bu Ayet-i Kerîme neden indi? Ey insanlar! Cahiliye devrine geri dönmemelisiniz! Şerefinizi koruyun ve cahiliye devrine geri dönmeyin. Bu ikinci cahiliye devrinin geleceğini işaret eder ve şimdi içine düştük. Cenâb-ı Allah’ın hanımlara ilahi emirleri çok nettir. Kadınlar kendilerini ne için süslerler? Kendilerini erkeklere göstermek için. Onlar hanımların elbiselerine ilgi duymazlar ama erkeklere güzelliklerini göstermek isterler, hanımlara değil. İkincisi geliyor. İslam daha zayıf, daha zayıf, daha zayıf geliyor bu ikinci; cahiliye devri olacak. Bu zaman o zamandır. Kadınlar ve erkekler Peygamberler Mührünün (s) onlara gelmeden önceki cahiliye devrinin adımlarını takip etmek isteyecekler. La İlahe İllallah La İlahe İllallah Muhammeden Rasulullah (s.a.v). Şimdi içindeyiz. Bu sadece kadınlar için teberruç değildir ama pekçok anlamlar geliyor.
Ey insanlar! İlk cahiliye insanlarının ulaşmak istediğini hayata geçirmek istediğiniz bir zaman gelecek. Onun için ilahi kimseler Kurân-ı Kerîm’in hakiki anlamını anlamayıp değiştiren Araplara çok öfkelenirler. Onlar asla kimseyi takip etmezler. Cahiliye devrinde Araplar o kadar kibirlilerdi ki asla başka birisini takip etmek istemediler ama “Yalnız biz burada varız, başka kimse yoktur” dediler. Şimdi aynı kötü ahlakı besliyorlar. Şeytan Arapların nefisleri için kötü ahlak tohumlarını besleyip ortaya çıkıyor desek daha iyi olur. Onlar, “Biz Peygamberler Mührünün (s) yıldızlarını takip ederiz” demeyi sevmezler. Onlar “Biz Selefi us-Salihleri takip ederiz” derler.
Bu tefrikadır. Bu Müslüman dünyası arasında ayırım yapmaktır. Müslüman dünyası, “Hepimiz Selef us-Salihiz. Selef us-Salihlerin takipçileriyiz” demeyi asla kabul etmez. Bunu durdurmalılar; bu ismi yok etmeliler. “Biz kâinatın güneşinin yıldızlarını takip ediyoruz” demeliler. Yıldızlar, yani Sahabeler nûrlarını O Güneşten aldılar! Güneş ezelden ebede olandır, asla sönmez. Ve onun için böyle cahil bir kimseyi onlara bağırtırlar çünkü onlar yanlış yoldalar. Yanlış yol. İslam’da Selefi yoktur. “Biz Selefileriz” diyemeyiz. “Biz tâbi olanlarız veya tâbilere tâbi olanlarız” demelisiniz. Ayırım yapmak değil. Onun için onlar her zaman “Bi’dat, bi’dat, bi’dat ve sahib bi’dat finnâr” derler. Ayırım bi’dat ise herşeyden önce onlar ateşe atılmalılar. Evet? Ve âlemlerin Rabbi buyurur;
(Al-i İmran; 103) وَٱعۡتَصِمُواْ بِحَبۡلِ ٱللَّهِ جَمِيعً۬ا وَلَا تَفَرَّقُواْۚ
>>Hep birlikte Allah`ın ipine (İslâm`a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın<<
Onlar ayırım yapıyorlar. Onların hepsi ağır sorumluluk taşıyorlar. İslam patlasın diye birşeyler getiriyorlar ve Ümmet el-Habibi sayısız parçalara ayırıyorlar. La hâvle vela kuvvete illa billâhil aliyil aziym!
Bu doğru mu yanlış mı? Söyleyin. Bu zayıf kulun söylediği doğrudur deyin. Söyleyin, korkmayın; yolunuzu değiştirin. Doğru yola gelirseniz burada ve buradan sonra mutlu olursunuz. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin.
Bu dipsiz bir okyanustur ve iyi anlaşılmalı. Bu noktada Ümmet el-Habibi 73 farklı gruplara ayırır. Şeytan çalışıyor; şeytan asla yorulmaz. Daha önce geçmemiş öyle fikirler getirip her zaman insanların peşine koşar. Bu çok nettir. Peygamberler Mührü (s) eshâbi ken-nucûm, "Sahabelerim gökteki yıldız gibidir" buyurur. Neden bunu söylemezler ve Selef us-Salihleri getirirler? Bu ayırımı yapmaya hakları var mı? Ashab-ı Kiram’ın devrini bıraktılar ve kendi haklarında farklı hayalleri olup Kurân-ı Kerîm ve Hadis-i Şerif hakkında yanlış anlayışı olan değişik gruplar bulmak istiyorlar.
Ey insanlar! Böyle insanlara dikkat edin. Bütün “Biz Vehhabileriz” diyenler yanlış yoldadır. Doğru yola gelmezlerse onlara ilahi bir lanet inip onları götürür. Bu bir ilahi ikazdır. Bu yaşlı kimse birşey iddia etmiyor ama ilahi kuvvetler onu Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s)’in bütün ümmetine konuşturuyor. Onlar yanlış istikamete gitmesinler diye yoksa götürülecekler. Cenâb-ı Allah bizi sen şerefli ve şanlı olan Seyyidina Muhammed (s) hürmetine affeylesin.
Fatiha.
Subhanallahu Aliyil Aziym.
(45 dakika)
Shaykh Hişam'ın bereketi!