Available in: English   Turkish   Bahasa   Go to media page

Ey Ulemalar! Maksadınız Nedir?

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Pazar, Ekim 17, 2010 Lefke, Kıbrıs

Destur Ya Seyyidi Meded

Allah Allah Allah Allah AziyzAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah

Zid Ya Rabbi Ve Barik Âlâ Habibike Seyyidel Murseliyn Seyyidel Evveliyn Vel Âhiriyn Seyyidina Muhammed (s.a.v). Zidhu Ya Rabbi İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana

Sümme Selatu Vesselam Âlâ Sairi Enbiya Vel Murseliyn Ve Âlâ İbadillahi Salihin Euzubillahimineşşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym diyoruz. Ya Rab Bi Habibikel Mustafa. Ya Rab biz zayıf kullarız. Sümme Selâmu Aleyh Ya Sahibel Zaman Vesselam Âlâ İbadallahi Salihin Ve Selam Âlâ Ashabin Nevbe…

Onlar bu dünyada olan herşeyden mesuller. Meded Ya Ricalallah. Ey mübarekler! Bize yardım edin. Biz çok zayıfız ama niyetimiz bâtılı yıkmaktır, başka birşey değil. Bu istediğimiz zirve, son ufuk veya son sınırdır. Biz şeytan ve takipçilerine karşı savaşmak istiyoruz. Selefi ulemaları, yanlış birşey mi var? Vehhabiler akılsızlardır ama sizin birşeyiniz var. Son amacımızın bâtılı yıkmak ve hakkın sancağını bütün dünyaya yükseltmek olduğu doğru mudur? Dünyada bir kimsenin bâtılı simge ettiğinden veya yanlış yolu takip etmesinden memnun olmayız. İnsanların yanlış yolda olmalarından mutlu musunuz? Selefi ulemaları ne söylüyorsunuz? Sizin bâtılı yok etmek için savaşma şekliniz nasıldır? Anlamalıyız.

Ey katılanlarımız! Esselâmun Aleyküm. İşitin, dinleyin ve itaat edin. Bu hayatta amacımızın ne olduğunu bilip yapmalısınız. Onun için Selefi ulemalarına soruyorum: sizin “Biz Selefi ulemalarız” demekle maksadınız nedir? Siz ulemalarsınız ama kendinize “Biz Selefi ulemalarız” demekle maksadınızın ne olduğunu bilmelisiniz. Ben anlıyorum ama ilminizle niyetiniz nedir? İlminizi neye kullanıyorsunuz, bana anlatın. Bütün dünyadaki insanlar bunu işitsinler. Ezher-i ulemaları da, Bağdat ulemaları, Şam ulemaları, Acem ulemaları, Hint ulemaları, Osmanlı ulemaları da, maksadınızın ne olduğunu söyleyin. İlminizle ne yapmak istiyorsunuz? Bunu netleştirin. Kitaplar yazmak veya yüzlerce ve binlerce Hadis-i Şerif hafızanıza almak tamamdır ama yüzlerce veya binlerce Hadis-i Nebeviyi Şerif öğrenmekle maksadınızın ne olduğunu söyleyin. Maksadınız nedir? Çoğunuz da hafızsınız, Kurân-ı Kerîm okursunuz. Bu tamamdır ama sorumuz var: sizin ilminizdeki asıl maksadınız nedir? Ne yapmak istiyorsunuz? Söyleyin. Bu nokta çok mühimdir çünkü insanlar bilmiyorlar. Bu demektir ki bunu netleştirmiyorsunuz. Belki bu noktayı hiç düşünmediniz ama bu İslam için en mühim maksattır. Din-ul Hak, doğru ilahi din.

Cenâb-ı Hak ne için pekçok peygamberler ve sonunda Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v)’i gönderdi? Maksat neydi? Bunu netleştiriyor musunuz? Söyleyin. Siz hocalarsınız, insanlara öğretmek istiyorsunuz ama ne öğretiyorsunuz? Hakiki maksadınızı bilmiyorsanız ne öğretiyorsunuz? Bu çok mühim noktadır. Ve bütün Müslüman dünyasına ve kutsal papaya ve kutsal haham başına soruyorum. Âlemlerin Rabbi Musa (a.s.)’ı Tevrat’la göndermesinin maksadı neydi? Âlemlerin Rabbinin Musa’yı gönderme maksadı neydi? Söyle haham başı! Söyle. Cevap yok.

Musa (a.s)’a “Senin maksadın neydi?” diye sor. O vazifesinin ne olduğunu bilmiyor muydu? Bu çok nettir; o Firavuna gönderildi. Firavun şeytanı temsil ediyordu; insanları kendine ibadet ettiriyordu. Bu yanlıştır, bâtıldır. Onun için Âlemlerin Rabbi Firavuna Musa’yı gönderdi. Sizin kutsal hahamınız söylesin: Musa’ya Tevrat’ı gönderme maksadi neydi? Ve ölmüş Firavundan sonra Hakkın sancağı yukarıda ve şeytanın sancağı ayağın altında oldu, bitti. Bu onun vazifesiydi, Seyyidina Musa.

Kutsal haham başına soruyorum: sen Musa’nın yolunu takip ediyor musun? Sen ne yapıyorsun? “Filistin, Filistin, Filistin, Filistin!” Bu dünya sadece Filistin mi? Filistin’de bir devlet yaptığın zaman son vazifen bitecek mi? Neden doğruları söylemiyorsun? Musa'nın bütün yanlış yolları ve onların temsilcilerini yok etmek için geldiğini neden söylemessin? Ki onlar firavunlardı ve pekçok firavunlar vardı. Onun sadece bir tane firavun olduğunu zannetmeyin. Cenâb-ı Hak Tevrat’ı ve Musa’yı gönderdi. O bütün firavunlara gönderildi ki onları sayamazsınız. Siz ne yapıyorsunuz? Siz mukaddes topraklar için savaşıyorsunuz. Kutsal topraklara inşa etmek, Süleyman’ın tapınağını inşa etmek maksat değildir. Ama siz cahil kimselersiniz. Tevrat’ı okuyorsunuz ama Cenâb-ı Hak Seyyidina Musa'yı Kelamını (dinlemesi için), pekçok defa çağırmasının maksadı ne olduğunu anlamıyorsunuz. Cenâb-ı Hak Musa (a.s.)’ı “Gel ve Beni dinle” diye çağırdı. Siz çok şerefli insanlarsınız ama şerefinizi anlamıyorsunuz. Şerefinizin gelip Filistin’de yaşayıp ve Süleyman’ın tapınağını yapmak olduğunu zannediyorsunuz. Bu mu mukaddes Tevrat’tan anladığınız? Utanın! Utanın! Ve pekçok insanlar öldürüyorlar ve bizim Müslümanlar da yanlış yoldalar. Onlar Seyyidina Muhammed (s.a.v.)’ın hakiki vazifesinin ne olduğunu anlamıyorlar. Ve Müslümanlar şimdi Harameyni Şerifeyn’i genişletmenin onların vazifeleri olduğunu zannediyorlar.

(Kâbe’nin eski halini gösteren bir kitap gösteriyor) Kâbe’ye bakın, etrafında başka bina var mı? Bu Harameyni Şerifin başlangıçtaki haliydi. Bu netleştiriyor. İnsanlar görsünler diye bunu netleştirin. Kâbe nerede? Onun genişlemeye ihtiyacı var mı? Neden mukaddes Kâbe’yi çölde ve mukaddes zemzemi şerifin yanında olduğu gibi bırakmıyorsunuz? İnsanlar gelip gidip ziyaret edip hac yapıyorlardı. Kimse onlara pasaportunuz nerede diye sormuyordu. Kimse para ödeyin demiyordu. Kimse onlara burada ne yapıyorsunuz demiyordu. Onlar biliyorlar, geliyorlar ve en yüksek saygılarını veriyorlardı çünkü orası Allah’ın evidir.

Bakın Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi kardeşler! Biz yanlış yoldayız; onun için dünya cehennem gibi oldu. Bakın bu insanlara! (Kitapdaki resimleri gösteriyor) Onlar o kadar hoşnut ve selamettelerdi. Kimse böyle şöyle yapmıyor. Ve zaman değişti. "Bu evin Sahibi olan Allah’a yardım edelim ve mukaddes Kâbe’nin ziyaretçileri için büyük çevre yapalım" demeyin! Nedir bu? Nedir bu? Allah, âlemlerin Rabbi Mutlak Kâdirdir. O 10x10 metrelik alana bütün dünyaki insanları sığdırabilir. İnancınız nerede ey Selefi ulemaları? Neden söylemezsiniz? Her sene bir genişletme yaparsınız. Ne için? Bu Kâbe-i Muazzama’nın Rabbine inancınız nedir? SubhanAllah Aliyil Aziym.

Ey insanlar! İnsanlar yanlış yola gidiyorlar. Ve ulemalarımız Selef us-Salihleri takip ettiklerini zannediyorlar. Nerede Selef us-Salihler? Selef us-Salihler size Mukaddes Kâbe’nin etrafındaki herşeyi yıkıp bu genişletmeyi yapmak için fetva mı veriyor? Ne için? Bu doğru mu? Bu fark etmez. Şimdi hahamlara geliyoruz. Onlar Yahudiliğin asıl maksatlarının gelip kutsal topraklarda bir tapınak yapmak olduğunu zannediyorlar. Nedir bu saçmalık? Musa (a.s.) sadece bunun için mi geldi? Bu şekilde olsaydı Musa hayatının sonuna kadar orda olmalıydı, Firavuna gitmezdi. Cenâb-ı Hak onu "Firavuna git ve ona kullarımın hakiki durumunu, hakiki kimliğini, hakiki vazifesini öğret" diye gönderdi.

Bu, Selefi ulemalara da utançtır! Ezher-i Şerif ulemalarına da utanç! Şam ulemalarına utanç! Bağdat ulemalarına utanç! İran ulemalarına utanç! Hindistan ulemalarına utanç! Türk ulemalarına utanç! Mısır ulemalarına! Libya ulemalarına ve bütün başka Müslüman bölgelerine utançtır! Onlar Cenâb-ı Hakkın emrinin asıl maksadı Filistin’e gidip o binayı yapıp orada olmak olduğunu zannederler. Ama onlar ne Tevrat’ı ne de İncil’i anlıyorlar. Ve bizim ulemalarımız da Kurân-ı Kerîm’den birşey anlamıyorlar. Bu onların utancıdır.

Ey insanlar! Cenâb-ı Hak bütün peygamberleri şeytana karşı gönderdi. İnananların arasına gelmesin diye şeytan neredeyse onu kovmak için geldiler. Siz ne yapıyorsunuz? “Biz Selefi ulemalarız” demekle anlayışınız nedir? Vehhabiler akılsızdır, onlar anlamazlar. Vehhabiler ancak aşırı tutuculuktan anlarlar. Bu Kurân-ı Kerîm’den mi yoksa Kutsal Kitaplardan mı yoksa Selef us-Salihlerden mi? Biz yanlış yolda mıyız? Allah’a giden doğru yolu, Siratun Mustakim'i bırakıp insanları yanlış yola mı götürüyoruz?

Ey insanlar! En büyük utançtır. İlimden sonra cahillik. Peygamberler Mührü (s.a.v.) ilk cahillik dönemini yok etmek için geldi. Kurân-ı Kerîm gösterir ki, Estâuğuzubillah, hanımlar için;

(Ahzab:33) وَلَا تَبَرَّجۡنَ تَبَرُّجَ ٱلۡجَـٰهِلِيَّةِ ٱلۡأُولَىٰۖ

<< Eski cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın >>

İlk cahiliyet devri, bu Kıyamet Gününden önce ikinci devir gelecek demektir. Bu devirde insanlar İslam’ın şeref elbisesini alacaklar ve Peygamberler Mühründen (s.a.v.) önceki cahil insanlar gibi olacaklar. Ey insanlar! Öğrenmeye çalışın, öğrenmeliyiz. Kibirli olmayın, bütün kibirliler cehennemdedir, öğrenmelisiniz. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin. Asla doğru yolu anlamayıp cahilleri takip edenleri de. Ey Rabbimiz! Bize bütün peygamberleri ve özellikle de Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v.)'i göndermenin hakiki maksadın ne olduğunu öğretecek birini gönder.

Fatiha

(33 dakika.)

(1199 000 kişi)

Çünkü bugün insanlar eğlenirler ama her eğlence, her zevk peşine koşanlara bu hayatta onları mutsuz eden birşey gelir. Katılanlar! Dikkat edin. Dünya peşine koşmayın ama gelin dinleyin ve öğrenin; iyi kul olmaya çalışın. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin.

Fatiha.

UA-984942-2