Available in: English   Turkish   Go to media page

Kulluk Seviyesinde Öfke, Kibir, Haset ve İnat Yoktur!

Sultanul Evliya

Mevlana Şeyh Nazım Adil El-Hakkani

Pazar, Temmuz 25, 2010 Lefke, Kıbrıs

Destur ya Seyyidi Meded

Allah Allah Allah Allah Allah Allah AziyzAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SubhanAllah

Allah Allah Allah Allah Allah Allah SultanAllah

Zidhu Ve Barik Ya Rabbena Habibeke İzzen Ve Şerefa Nûren Ve Surura Ve Ridvanen Ve Sultana Ve Lekel Hamde...Subhansın Sultansın. Sümme Selamu Aleyküm Ya Ehlel Melekût. Sümme Selamu Aleyküm Ya İbadallahi Salihin. Sümme Selamu Aleyna Ve Âlâ Ali İbadallahi Salihin. Tövbe Ya Rabbi. Tövbe Ya Rabbi. Tövbe Estağfurullah. Allah Allah Allah Allah.

Euzubillahimineşşeytanirraciym deyin.

Şeytandan kaçın ey insanlar, ey katılanlar ve bismillahirrahmanirrahiym deyin. İlahi Kılıcı yanınıza alın, kendinizi ve şerefinizi burada ve buradan sonra savunun. Ey katılanlarımız! Esselamun aleyküm. Nereye kaçıyorsunuz? Doğrulara gelin, Peygamberler Mührünün (s) yoluna gelin, kaçmayın. Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s)’den kaçanlar cehenneme düşerler. Cehennemler dehşetlidir, dehşetlidir, dehşetlidir!! Cehennem dehşetlidir.

Ey insanlar! Bunun şaka olduğunu zannetmeyin. Veya âlemlerin Rabbi şaka yapıyor zannetmeyin. Hayır, bu hakiki hakikatlerdir. Ey insanlar! Cehennemlerden kaçın, kaçın. Nereye koşalım? Cennete koşun. Neden cennetten kaçıp cehenneme koşuyorsunuz? İnsanoğlunun bu saçmalığı nedir? Ne düşünüyorsunuz? Sarhoş olduğumuz yeterlidir. Uyanın ey insanoğlu, zaman bitmiştir. Zaman bitmiştir ve dünya sonuna yaklaşıyor.

Ey büyük Şeyhimiz! Ey Kutbul Mutasarrıfımız! Ey Sahibel Zaman, emidduna bi medetikum. Lütfen Cenâb-ı Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın zayıf kullarına yetiş. Bu kısa bir sohbettir. Ve kimse “Neden hergün yemek yiyoruz?” demez. Her gün yeriz ve “Yeterli artık yemeyeceğiz” diyen olmaz. Bu zihniyetiniz vardır ama hakiki varlığınız, maneviyatınız âlemlerin Rabbinin en sevgilisi Seyyidel Evveliyn vel Âhiriyne hediyesidir. Bu İlahi Ziyafet Peygamberler Mührüne (s) ve ondan hakiki takipçilerine gelir. “Hergün bunu mu dinleyeceğiz” demeyin. Dalga geçmeyin. Dalga geçenler pişman olacaklar. Onun için Peygamberler Mührü (s), “Ey Rabbim! Benim ümmetimi nefislerinin ellerine bırakma” buyurdu. Bunu kendisi içinde buyurduğunu söylemeye utanıyorum. Peygamberler Mührü (s) bunu bir talim olarak, ümmetini eğitmek için buyurdu. O temizdir ve Peygamberler Mührünün (s) temizliğini kimse bilmez veya anlamaz. Ama tenezzül edip kendisini zayıf ümmetin seviyesine indirir ve bir talim olarak buyurur:

اللهم لا تكلني الي نفسي طرفة عين

Allahumme lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete `ayn

Ey Rabbim, beni nefsimin ellerine birakma!

Hâşâ, Peygamberler Mührü (s), âlemlerin Rabbinin mutlak halifesi nefsinin altında olması imkânsızdır. Estağfurullah. Bu yalnız bir talim, ümmetine bir eğitimdir. Ey insanlar! Nefsanî tuzaklarınıza düşmemeye dikkat edin. Ve nefis, şeytanı tamamen temsil eder. Şeytan ve nefis aynıdır. Şeytan ve nefsin arasında hiç bir fark yoktur. Nefis şeytan tarafından talim edilir, şeytanın akademisinden mezun olmuştur. “Şeytanın akademisi? Ne söylüyorsun?” Selefi ulemaları! Kendinizi mühim birisi yapmak için, şeytanın akademisine yaklaşıp böyle şöyle yapmayın. Hepsi şeytani talimdir, dikkat edin. Şeytanın eğitimlerini taklit etmeye çalışmayın. Şeytan sizi böyle gösterir.

“Kendinizi çok mühim bir kimse olarak göstermelisiniz.”

“Hmmm. Mühim mi?”

“Siz nasıl mühim kimselersiniz? He?”

“Biz seçilmiş olanlarız ve kendimizi başka insanlara bakarak farklı bir seviye şeklinde gösterme hakkımız var. Onun için biz birşeyiz çünkü biz Selefi ulemalarız” diyen Selefi ulemalarına bir sorum var. Ve Şeriat doktorları aynı şeyi söylerler.

“Biz V.İ.P. kimseleriz çünkü biz doktoruz,” derler. Şeriat hasta mı da Allah’ın Şeriatını tedaviye geldiniz? Nedir bu? Ama onlar kendilerine birşey verirler.

“Biz sıradan insanlar seviyesinde değiliz. Biz şeytanın akademisinden mezun olduk,” derler.

“Bunu neden söylersin?”

“Beni size konuşturuyorlar çünkü siz aldığınız diplomayla kendinizi sıradan insanlar arasında başka birisi olduğunuzu veya ayrı birisi veya özel veya seçilmiş kimse olduğunuzu zannedersiniz.”

“Biz şeytanın akademisinden mezun olduk.”

Sıradan insanlardan kendilerini farklı gösteren insanlar şeytanın akademisinden mezun olmuşturlar. Ne düşünüyorsunuz ey mühim kimseler? Cenâb-ı Allah Subhanehu ve Teâlâ buyurur. Ne buyurur?

(Maide:75) ڪَانَا يَأۡڪُلَانِ ٱلطَّعَامَ‌

<<İkisi de yemek yerlerdi>>

Bu Hıristiyan dünyasına ağır bir bombalamadır ve bizim kendilerini başka bir seviyede görmekle özel ve seçilmiş yapanlara ağır bombalamadır. “Bu sıradan insanlar içindir. Biz sıradan insanlar değiliz” derler.

Bu bir hastalık. Bu insanları sarar. Hepsi özel bir heykel olmak ister. Nedir bu? Bütün insanlar bir unvana ulaşmaya koşuyorlar. Kendilerini müstesna yapmaya koşarlar. La hâvle vela kuvvete illaa billah! Yav Hişam Efendi burada olsaydı daha iyi olurdu. Evet, müstesna. Herkes insanlar arasında bir müstesna olmak istiyor. Bir kimse iddia ettiği aynı seviyede bile olmak istemez. Hanımı bile “Ben aynı seviyede müstesnayım” dese ona “Hayır, hayır olamazsın” der. “Nasıl olamam? Ben First Lady’im, sen First Bay bile değilsin!” Evet, herkes müstesna, tek olmaya koşar ve teklik Cenâb-ı Allah Subhanehu ve Teâlâ içindir. Nasıl tek olmaya koşup kimseyi kendi seviyende olmaya kabul etmezsin? Bu şeytani talimdir. Allah, ey Rabbimiz.

Onun için İslam İlahi Ölçü getirmiştir. Doktorlar hastaya gelirken her zaman önce bunu takarlar. Nedir bu? Tansiyon aleti takarlar ve bakarlar. “Çok yüksek. Bir süre sonra patlayabilirsin” derler. İnsanların tansiyonları en zirveye ulaşmak ister ama patlayacak diye düşünmezler, biter.

(Râd:8) وَڪُلُّ شَىۡءٍ عِندَهُ ۥ بِمِقۡدَارٍ

<< Onun katında her şey ölçü iledir>>

Cenâb-ı Allah buyurur bunu. Neredesiniz Selefi ulemaları? Tansiyonunuzun çok yükseldiğini görüyorum. Siz asla sıradan insanlarla aynı makamda olmayı kabul etmezsiniz. Peygamberler Mührünün (s) buyurduğunu bilmez misiniz? Eğitti, eğitti. Siz böyle hikmetler veya böyle nasihatleri kullanmalısınız. Bazıları vardır bunları münasebetine göre kullanmalısınız. Ama bazı nasihatleri her zaman kullanmalısınız.

Krallar, sultanlar, melikler, şeyhler, başbakanlar First Lady’ler. Onlar asla ikinci Lady olmaktan mutlu olmazlar. Siz ve bütün dinlerde, bütün din adamları, İslamdan önce ve İslamda bu ölçüyü kullanmalısınız. Bu sizi itaatkârlık seviyesine getirir. Bu seviyeye gelmezseniz bu şeytan sizinle oynuyor demektir.

Peygamberler Mührü ne buyurur ey selefi ulemaları? Ulul Nebi (s.a.v), Bismillahirrahmanirrahiym;

اجلس كما يجلس العبد وآكل كما ياكل العبيد

Eclisu kemâ yeclisu'l-`abd ve âkul kema yâkul el-`abd.

Ben kul gibi yerim ve kul gibi içerim.

Evet, ey insanlar! Bu bâtılı yıkmak için baştan sona kadar yeterlidir. Herkes başkalarının arasında özel olmaya koşar. Hayır, bir söz, bir cümle bütün milletleri seviyelerine getirmeye yeterlidir. Peygamberler Mührünün (s) bir cümlesi insanlar arasında selamet ve hoşnutluk ve iyi anlayış ve saygı ve sevgi getirmeye yeterlidir. En büyük bela, insanları rahatsız eden, hasetlik verendir. İnsanlar ne için koşarlar? Çünkü şeytan tarafından onlara kendi aralarında hasetlik verilmiştir. İslamda hasetlik yoktur. Hıristiyanlıkta hasetlik yoktur. Yahudilikte hasetlik yoktur. Hiçbir İlahi Emirlerde hasetlik yoktur. Hasetlik insanoğlunu kovdurmuştur çünkü insanlara en büyük lanet hasetlikten gelir, kıskanç olmaktan. Budur. Bunu bırakırsak dünya cennet olur. Ama doğudan batıya, kuzeyden güneye şeytanın akademilerini dolu bulursunuz. Her şekil milletler vardır. Bu hasetlik insanlığı yıkar. Onun için hasetler cennete giremez. Hiç bir haset olan cennete giremez, hayır. Ve ikinci olarak şeytan hasetlikten sonra insanlara hemen öfkelenmeyi öğretir. Ve bu haset ağacının meyvesidir.

Haset ağacında meyveler vardır: bu da öfkedir. Öfke bu haset ağacındandır. Ve de o haset ağacın ikinci meyvesi, “Ben bir numarayım veya First lady’im” diye iddia etmektir. Kibirlenmektir. Kibirli kimseler cennete giremezler, “Ben V.İ.P. kimseyim” diye iddia edenler. Sen V.İ.P. kimseysen abdesthaneye git, burada olamaz. Çünkü “Ben birşeyim” diye iddia eden herkes, kibirliler giremez. Sizin yeriniz abdesthanededir, oraya gidin!

Yeterli değil mi Selefi ulemaları? Pekçok kitaplar yazdınız, yazdınız, yazdınız ve konuştunuz. Bunlar nedendir? Bu Hadis-i Şerifi söyleyin; bu bütün milletleri kendi makamlarına, kendi seviyelerine getirir. Kulluk seviyesine. Kulluk seviyesi budur, kibir yoktur, öfke yoktur, hasetlik ve inat yoktur. Bunları bırakın ve gelin. “Benim seviyem senin seviyenin üstünde” demeyin hayır. Ey insanlar, kulluğun üstünde başka bir seviye yoktur!! Cenabı Allah bütün milletlerde, bütün dinlerde kulluk seviyesine gelmelerini ister. Kulluk seviyesi asla hasedi kabul etmez, asla kibirli olmayı kabul etmez. Asla inatçı olmayı kabul etmez, asla öfkeyi kabul etmez, hayır, hayır. İnsanlara öğretin ve kendinize söyleyin. Kendinize “Biz Selefi 's-Salihleriz” diye özel makam yapmayın. Hayır, hayır. Şeytana sizi kulluk seviyesinden almak için hiç bir fırsat vermeyin. Peygamberler Mührünün (s) buyurduğu Hadis-i Şerif inin bir cümlesi bütün Peygamberler topluluğu tarafından kabul edilmiştir. Bütün Peygamberler, “Bizde senin oturduğun gibi oturup, yediğin gibi yeriz ey Rabbimizin en heybetli olan Peygamberler Mührü!” derler.

Kitaplara gerek yoktur. Sadece bunu icra etseniz yeterlidir. Bütün sorunlar bu dünyayı bırakır. İnsanları bütün çileler, acılar bırakır. Ve şeytanda çadırını alır ve “Pazarım bitmiştir. Hiç bir müşteri gelip onlara sattığımı istemez. Ben bu pazarı insanlara getirmiştim. Çok kıymetli şeyler getirdim ama kimse ilgi duymuyor. Ben mallarımı götüreyim gideyim çünkü getirdiğime kimse ilgi duymaz. Ben hasetlik getirdim. Kibirli olmayı getirdim, inatçı olmayı getirdim, öfkelenmeyi getirdim ama kimse gelip ilgi duymuyor. Ne için bu pazarda duracağım?” der ve alıp gider.

Ey Müslüman ulemalardan ve Hıristiyan ulemalardan insanlar ve Yahudi yetkililer! Paketlenmiş birşey getirmeyin. Her seferinde içine koyup üstüne yazmayın. Yazmak kibirdir ama değiştirirler ve insanlara konuşurlar. Şeytana pazar yoktur artık. Şeytanı pazara getirirseniz herşeyi karıştırır. Hakiki şeyleri görmek için başka bir gözlük kullanmalısınız. Çok dikkatli bakmalısınız. “Aynı üründür, şeytani bölgeler yapımıdır” Dikkat edin bunu (büyüteç) kullanın o zaman burada ve buradan sonra mutlu olursunuz yoksa siz bilirsiniz. Asla cennete girmezsiniz. V.İ.P. kimseler cennetin girişine ulaştıkları zaman melekler; “Hayır, hayır, hayır, V.İ.P. merkezi burada değildir. V.İ.P. merkezi orasıdır. Ne yazar orada?”

“WC.”

“Siz oraya gidin,” derler.

Cenâb-ı Allah bizi affeylesin. Doğru mu? Selefi ulemaları her cuma tekrar edin. İnsanlar, “Bıktık bunu dinlemekten” diyene kadar hergün tekrar edin. Hayır, şeytanla gelirseniz sizi kabul edemeyiz. Şeytanı bırakıp gelin. V.İ.P. kimseleriz diye iddia edenler şeytanla gelirler. Siz ve şeytanınıza cennete girmek için asla kapıyı açmayı emredemeyiz. Hayır, şeytanı sizinle beraber içeriye alırsak kısa bir süre sonra şeytan sizi cennetten kovdurur. Cenâb-ı Allah bizi affeylesin. Ey insanlar dünya peşinde koşmayın. Anlamsız taklit unvanlar peşinde koşmayın. Unvanımız sadece âlemlerin Rabbi, Allah Subhanehu ve Teâlâ (cc) Celle Azametuhu’ya kul olmaktır.

Fatiha.

(45 dakika) (699 000) Üstelik pazar günüdür, katılanlarımız akıllanıyor. İlahi Kırbaç geliyor, yallah! Cenâb-ı Allah beni de biz birşey değiliz diyenleri de affeylesin. Bu gece mübarek gecedir, Beraat gecesi. Uyanık olun. İslam takviminde en mühim gecedir. Çok çok mühimdir Dikkat edin ki size bu senede mutlu olmayacağınız birşey ulaşmasın. Onun için itaat ve kulluk hakkında birşeyler söyletiyorlar. Buna uyarsanız size burada ve buradan sonra hiç bir zarar gelmez. Allah Tövbe Ya Rabbi.

Fatiha.

UA-984942-2